SANAT

Almine Rech’in ‘I Was Here’ sergisi Bodrum Loft’da sanatseverlerle buluştu

Dünyaca ünlü sanat galerisi Almine Rech’in ‘I Was Here’ sergisinin açılışı Bodrum Loft’da sanatseverleri buluşturdu.

Sanat ve doğayı benzersiz bir atmosferde buluşturan Bodrum Loft, KÖNIG Galerie, Perrotin ve Thaddaeus Ropac’ın ardından bu yaz da dünyaca ünlü bir başka sanat galerisi Almine Rech Galeri’ye ev sahipliği yapıyor.

PELİN AKIN ÖZALP - HAMDİ AKIN - DİLARA AKIN

CAMILLA SANA - ALİ GÜRELİ

Artsa Consultancy iş birliği ile Paris, Brüksel, Londra, New York, Monako ve Şanghay’da galerileri bulunan Almine Rech’in Türkiye’de ilk olacak ‘I Was Here (Buradaydım)’ sergisinin açılışı Bodrum’da sanatseverleri bir araya getirdi.

DÜNYACA ÜNLÜ SANAT GALERİSİ ALMINE RECH'IN 'I WAS HERE' SERGİSİNİN AÇILIŞI BODRUM LOFT'DA SANATSEVERLERİ BULUŞTURDU

5 sanatçının 7 eserini içeren ve 31 Ağustos 2025 tarihine kadar sürecek sergi, birbirinden değerli César Baldaccini, Agustín Cárdenas, Ryan Schneider, Tia-Thuy Nguyen, Alejandro Cardenas gibi sanatçıları bir araya getirerek ziyaretçilerine doğayla iç içe, dünya standartlarında bir sanat deneyimi sunuyor.

CAMILLA SANA - ALIA AL ASSAAD

Bodrum’un Demirbükü Koyu’nda yer alan Bodrum Loft, doğayla uyumlu modern mimarisi, rafine lezzetleri ve kendine özgü atmosferiyle fark yaratarak her sezon olduğu gibi bu yıl da sanatseverlere uluslararası sanat deneyimi sunuyor.

DİLARA AKIN - PELİN AKIN ÖZALP

Geçtiğimiz yıllarda Artsa Consultancy iş birliği ile KÖNIG Galerie, Perrotin ve Thaddaeus Ropac gibi dünyaca ünlü galeriye ev sahipliği yapan Bodrum Loft, bu yaz Paris, Brüksel, Londra, New York, Monako ve Şanghay’da galerileri bulunan Almine Rech’in Türkiye’de sergileyeceği ilk sergisi olan ‘I Was Here’ sergisini ağırlıyor. ‘I Was Here’ sergisi, insanın bıraktığı izleri ve var olma halini hatırlatmayı amaçlayarak bizden sonra da varlığını sürdüren ve arkasında izler bırakan an’lara odaklanıyor.

DYLAN JACK - JESSICA MICHEL

Artsa Consultancy iş birliği ile Paris, Brüksel, Londra, New York, Monako ve Şanghay’da galerileri bulunan Almine Rech’in Türkiye’de ilk olacak ‘I Was Here (Buradaydım)’ sergisinin açılışı Bodrum’da sanatseverleri bir araya getirdi.

DYLAN JACK - PELİN AKIN ÖZALP - JESSICA MICHEL

I WAS HERE (BURADAYDIM)

Artsa Danışmanlık kurucusu Selcan Atılgan’ın kuratörlüğünde hazırlanan “I Was Here” sergisi, 5 sanatçı 7 eser ile 9 Temmuz – 31 Ağustos 2025 tarihleri arasında Türkiye’deki ilk sergisini Bodrum Loft’ta gerçekleştiriyor.

EKİN GÜLMAN

Birbirinden değerli César Baldaccini, Agustín Cárdenas, Ryan Schneider, Tia-Thuy Nguyen, Alejandro Cardenas gibi sanatçıları bir araya getiren ‘I Was Here’ sergisi, bizden sonra da varlığını sürdüren ve arkasında izler bırakan ‘an’lara odaklanıyor.

ELİF ONAY - ALİ GÜRELİ - CAMILLA SANA

Bir nefes, bir dokunuş, anda kalan bir varoluş üzerinden şekillenen sergi, dokunulan yüzeyde kalan bir parmak izi ya da bir kalpte bırakılan bir hatıra gibi ‘Ben Buradaydım, Unutma’ cümlesiyle hiçbir şey talep etmeden yalnızca fark edilme üzerinden kendini tanımlıyor.

SANATÇILAR HAKKINDA

Gündelik nesneleri büyük ölçekli heykellere dönüştürmesiyle tanınan César Baldaccini, sergide ikonik Pouce eseriyle yer alıyor. Kendi başparmağının dev bir heykel versiyonu olan bu eser, sıradan bir hareketi hem kişisel hem de etkileyici bir forma dönüştürüyor. Nouveau Réalisme akımının önde gelen sanatçılarından César’ın eserleri hem hatıralarımızı temsil ediyor hem de hafızalarımızda bir yer edinmeyi amaçlıyor.

HANDE CAN

Agustín Cárdenas, Havana’da başladığı sanat eğitimini, figüratif ve akademik geleneğe başkaldıran 11’ler Grubu’na katılarak tamamladı. Ahşap, bronz ve mermerle geliştirdiği heykel dili; akıcı soyutlamayı, sembolik figürlerle buluşturuyor. Kabukları, totemleri veya geçitleri andıran formları; sezgisel, duyusal ve adeta masalsı bir anı çağrıştırıyor. Cárdenas’ın eserlerinde varoluş, sanki zamanın kıyısında duruyor: yarı siluet, yarı ruhla şekilleniyor.

Alejandro Cardenas, insanı andıran figürlerle insanın ötesinde bir varoluş hali kuruyor. Tasarım ve sanat geçmişi, işlerine büyülü gerçekçilik, sürrealizm ve sade bir grafik dil katıyor. Desenli ve meçhul figürleri, beden dilleriyle duygu aktarıyor; soğuk görünen mekânlarda bile izleyicide derin bir düşünce alanı açıyor. Her bir figür, mekânda kaldığı izlenimi veren daha büyük bir varlığın parçasını andırıyor.

Tia-Thuy Nguyen’in eserleri, ölü bir meşe ağaçları kumaşla kaplayarak onlara yeni bir hayat ve anlam kazandırıyor. Sanatçının üretiminde Budist felsefe, Enerjinin Korunumu Yasası ve pürüzsüz şefkatli bir dönüşüm arzusu öne çıkıyor. Koruma ve yeniden üretme yoluyla, annelik ve manevi emek de sanatının bir parçası haline geliyor. Nguyen’in eseri, yaşamla ölüm arasında asılı kalmış bir nefes gibidir; kaybolanla kalanı birleştirir.

Ryan Schneider’in figürleri, güçlü duruşlarıyla hem içsel bir sorgulamayı hem de bir varlık ifadesini temsil ediyor. Bu heykeller, canlı çizgileriyle efsaneyi andıran bir atmosfer kuruyor ve duyguları görünür kılıyor. Kültürel ritüelleri hatırlatan Yükselen Tanrılar, geçmişe ait bir kalıntı olarak değil, yaşayan ve bedene bürünmüş bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. Hikâye anlatmak yerine, hikâyeyi bizzat taşıyor.

ÖZLEM AKKANAT - FATİH MERTER