Ankara cemiyet hayatının sevilen ismi Gül Erdoğan, MAG Anneler Günü özel içeriğine konuk oldu.
"ÇOCUĞUNUZ İÇİN GEÇEMEYECEĞİNİZ YOL, DELEMEYECEĞİNİZ DAĞ, AŞAMAYACAĞINIZ BİR ŞEY YOK"
Anneliği kahramanlık olarak tanımlayan Erdoğan, aynı zamanda anneliğin olgunluk mertebesi olduğunu belirtiyor. Meslek seçimi konusunda baskıcı bir tutum izlemediğini ileten Gül Erdoğan, “Kızımın hangi mesleği seçerse seçsin mutlu olacağı işi yapması çok önemli” dedi.
Anneliği bir cümleyle anlatmanızı isteseydik neler söylerdiniz?
Annelik bir süper kahramanlık; çocuğunuz için geçemeyeceğiniz yol, delemeyeceğiniz dağ, aşamayacağınız dağ yok.
"BAZEN KENDİNİZDEN VAZGEÇİYOR, BAZENSE BAMBAŞKA DERİNLİKLERİ KEŞFEDİYORSUNUZ KENDİNİZDE"
Anne olmakla birlikte hayatınız nasıl bir değişime uğradı? Beklentileriniz doğrultusunda bir değişim mi oldu sizin için?
Annelik bir olgunluk mertebesi aynı zamanda. Kendinizle dopdoluyken kendinizden biraz vazgeçmeyi, başka bir hayat için de yaşamayı, onunla yeni şeyler öğrenmeyi, gençleşmeyi, daha çok verebilmeyi, karşılıksız sevebilmeyi öğreniyorsunuz. Hayatınıza yeni bir heyecan, enerji, keşif ve elbette tatlı bir yorgunluk geliyor. Kadın olmanın gücünü annelik size yeniden hatırlatıyor. Başarabileceklerinizi, aşabileceğiniz engelleri yeniden görüyor ve anlıyorsunuz. Bazen kendinizden vazgeçiyor, bazense bambaşka derinlikleri keşfediyorsunuz kendinizde.
Şu anki çocukların en büyük avantajı nedir sizce?
Şu anki çocukların en büyük avantajı bence bizleriz; özgürlüğe, dünyalı olmaya, açık fikirlere sahip, daha bilinçli anne ve babalarız. Bizler kendi anne babalarımızdan daha çok şey biliyoruz; daha bilinçli, özgür, seçme şansı olan,erken öğrenen, özgüveni yüksek çocuklar yetiştiriyoruz. Onlara daha çok fırsat, daha çok keşif alanı, kendilerini özgürce ifade etmeleri için daha çok şans tanıyoruz. Bizler liberal çağın açık görüşlü anneleri ve babalarıyız. Onlara tek bir hayatı, tek bir yaşam biçimini dayatmıyoruz, kendilerini seçip kendileri olabilecekleri alanlarla tanıştırıyoruz. Hayatlarını inşa ederken onların dostları, en büyük destekçileri, en yakınlarıyız.
Çocuğunuzun ismine nasıl karar verdiniz? Bir hikayesi var mı?
Hamileliğimin son dönemlerine kadar isim bulamadık. İnsan ismi ile yaşar derler ya; ben de bunu düşündüm ve çok renkli bir kızım olsun istediğim için leylak çiçeklerinin ortak rengini temsili eden bir ismi ona yakıştırdık, ses ve ton olarak da çok sevdik, Lila dedik. Elbette bir gün kendi renklerini kendi seçecektir.
Çocuğunuzun kariyer planlamasına dahil olmayı düşünüyor musunuz? Yoksa kararı tamamen kendisine mi bırakıyorsunuz?
Lila başından beri söylediğim gibi kendini seçme şansı olan bir bireydir bizim için. Yetenekleri, yaratıcılıkları doğrultusunda onu elbette destekleyeceğiz. Fikirlerimizi, düşüncelerimizi elbette onunla paylaşacağız. Ama asla yönlendirmeyeceğiz. Onu ne heyecanlandırıyorsa, ona ne ilham veriyorsa odur doğrusu bizim için. Bazen kariyer mutluluk getirmez; Lila için önceliğimiz mutluluk.
Beraber yapmaktan en çok keyif aldığınız aktiviteler neler?
Lila çok kolay ve eğlenceli bir çocuk, onunla her şeyi yapmak büyük keyif. Devamlı seyahat ediyoruz; bizim için en değerli anlar birlikte çıktığımız bu yolculuklar ve elbette evde geçirdiğimiz zamanlar. Mutfakta zaman geçirmeyi çok sevdiğim için o da buna bayılıyor. Farkındalığını da desteklemek için sağlıklı yemekler yapıyoruz birlikte. Salatalar, smoothie’ler ve şekersiz kurabiyeler... Ailece yürümeyi sevdiğimiz için düzenli olarak yaz-kış demeden Tunalı’da yürüyüş yapıp, kitapçılara, parka uğruyoruz. Köpeğimiz Bobo ile bahçemizde oyunlar oynuyoruz.
Annenizden aldığınız ve sizin için önem taşıyan bir öğüt var mı?
Önce kendine, sonra herkese ve her duruma sevgiyle, sabırla yaklaşmak; daima şükretmek.
"İŞİNİ SEVEREK YAPMAK KEYİF ALMAK ÇOK ÖNEMLİ"
8. İleride çocuğunuzun sizinle aynı mesleği yapmasını ister miydiniz?
İşimi çok seviyorum ve yaparken büyük keyif alıyorum. O da yaptığı işten o her neyse aynı keyfi alsın, mutlu olsun isterim. Ama benim isteklerimden daha önemli bir şey var; onun ne isteyip neyi seçeceği.