Dünyanın en büyük üçüncü yükseköğretim zirvesi olan ve bu yıl 6'ncısı düzenlenen Avrasya Uluslararası Yükseköğretim Zirvesi (Eurasian Higher Education Summit - EURIE) başladı. Zirvede konuşan ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, "Hızlı dönüşümü ön görebilen, yeni döneme hazırlıklı giren kurum ve devletler pandemi sonrasının kazananı olacak" dedi.

Avrasya Üniversiteler Birliği (Eurasian Universities Union-EURAS) tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen, dünyanın en büyük üçüncü, Avrasya bölgesinin ise en büyük yükseköğretim zirvesi olan Avrasya Yükseköğretim Zirvesi başladı. Covid-19 küresel salgını nedeniyle sanal ortamda gerçekleşen zirvede dünyanın her yerinden katılımcılar erişim ve zaman kısıtlaması olmadan bir araya geldi. EURAS ve EURIE Genel Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın’ın ev sahipliğinde 5 Mart’a kadar sürecek zirveye, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Yükseköğretim Kurulu Başkan Vekili Prof. Dr. Zeliha Koçak Tufan, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, TİM Başkanı İsmail Gülle, DEİK Başkanı Nail Opak, HİB Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı da katıldı.

"DÖNÜŞÜMÜ ÖN GÖREBİLEN DEVLETLER PANDEMİNİN KAZANANI OLACAK"

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank zirvede yaptığı konuşmada, "Salgın sağlıktan şehirleşmeye, eğitimden ticarete hayatımızın tüm alanlarında köklü değişikliklere neden oluyor ya da mevcut değişim trendlerini hızlandırıyor. Sağlık yönünden  etkisi geçse bile uzaktan eğitim, uzaktan çalışma, dijitalleşme gibi eğilimlerin pandemi sonrasında da kalıcı olarak devam etmesi bekleniyor. Hızlı dönüşümü ön görebilen, yeni döneme hazırlıklı giren kurum ve devletler pandemi sonrasının kazananı olacak. Böylesine kritik bir dönemde uzaktan eğitim teknolojilerinin uluslar arası uzaktan eğitim fırsatlarının ve yükseköğretimin geleceğinin değerlendirileceği bu zirvenin önümüzdeki süreçte yükseköğretimde yol haritalarının çizilmesine önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum" dedi.

"HEDEFLERİMİZİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ İÇİN NİTELİKLİ İNSAN GÜCÜ İHTİYACI VAR"

Milli Teknoloji Hamlesi hedeflerinin gerçekleştirilmesi için en önemli konunun nitelikli insan gücü yetiştirme olduğuna dikkat çeken Varank, “Ekonomik ve sosyal kalkınmanın ancak kaliteli ve çağın gereklerine uygun bir eğitimle başarılabileceğinin bilincindeyiz. Ülkemiz yüzde 23,5 düzeyindeki genç oranıyla OECD ortalamasının oldukça üzerinde. Bu potansiyeli avantaja dönüştürebilmek için okul öncesi eğitimden, yükseköğretime çok önemli adımlar attık ve atmaya devam ediyoruz. Bugün 207 üniversitemiz var. Üniversite harçlarını kaldırarak yükseköğretimi tüm gençlerimiz için erişilebilir hale getirdik. Niteliği artıracak ve özellikle eğitim istihdam geçişini hızlandıracak politikalar geliştirmemiz gerekiyor. Bakanlık olarak gençlerimizi iş dünyasıyla buluşturacak birçok proje tasarladık” ifadelerine yer verdi. 

“BAŞARININ ANAHTARI İŞ BİRLİĞİ”

Girişimci adaylarına yönelik etkin ve sonuç odaklı programlar düzenlediklerini hatırlatan Varank, “Gençlerimizin fikir aşamasından pazara kadar olan tüm faaliyetlerini destekliyoruz. Program kapsamında sağladığımız 267 milyon lira destekle gençlerimiz bugüne kadar binlerce firma kurdu. Tüm gençlerimizi bakanlığımızın destek ve eğitim programlarını takip etmeye, sunduğumuz imkanlardan yararlanmaya davet ediyorum. Üniversite ve iş dünyası arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesinde STK’larımıza önemli görevler düşüyor. Bunun en güzel örneğini bu zirve ortaya koyuyor. Bu platformların sayısını artırmalıyız. Başarının anahtarı iş birliği. Tek tek başaramadıklarımızı birlikte başarabiliriz” dedi.

“ÜLKELERİN GELECEĞİ İÇİN DE AYRI BİR DEĞER VE HEYECAN”

Bu yıl online olarak zirveye katılmaktan heyecan duyduğunu ifade eden Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, “Buradaki herkes yükseköğretimin geleceğinin değerlendirileceği bu zirvenin heyecanını en güçlü şekilde hissediyor. Burada kazanılacak her açılım sadece yüksek öğretimin için değil ülkelerin geleceği için de ayrı bir değer ve heyecan. Bir ülkenin zamanın hızına yenik düşmemesi adına üniversitelerin geleceğe bakan, yarınların ihtiyaçlarını en güçlü şekilde değerlendiren dinamik bir yapıya haiz olması gerekiyor. Avrasya Üniversiteler Birliği önümüzdeki dönemin gelişme potansiyeli en yüksek coğrafyasından pek çok üniversiteyi bir araya getiriyor. Farklı kültürlerin bir araya geldiği bir köprünün inşası açısından da çok önemli bir değere sahip. Bu birliğin küresel misyonu son derece kritik. İnsanlığı esenliğe taşıyacak pek çok fikrin ve projenin temel krizleri doğruyu aramak olan böyle nitelikli birlikteliklerden çıkacağı şüphesiz. Avrasya Yükseköğretim Zirvesi el birliğiyle hayata geçirilecek bu gayretlerle hem ülkeler hem de insanlık için önemli kazanımların elde edilmesi için bir fırsat” diye konuştu.

“EĞİTİMDE DE ÖNEMLİ DEVRİM GERÇEKLEŞTİRDİK”

Türkiye olarak pek çok alanda olduğu gibi eğitimde de önemli bir devrim gerçekleştirdiklerine dikkat çeken Kasapoğlu, “Üniversitemiz olmayan şehrimiz kalmadı. Tüm gençlerimizin akademiye erişimi noktasında zirvede olduğumuzu ifade etmek istiyorum. Gençlerimiz için çalışıyor, onlar için her çabayı ortaya koyuyoruz.  Avrasya Üniversiteler Birliği pek çok gayretle kuruluşundan itibaren önemli bir takdiri hak ediyor. Bu misyona katkı veren herkesi gönülden kutluyorum” dedi.

“İŞ BİRLİĞİNDEN ÇOK BİRLİKTE İŞ YAPMAYA DOĞRU DÖNÜŞÜM GERÇEKLEŞMELİ”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal da, güçlüklerin doğru kullanıldığında fırsatları da oluşturduğunu ifade etti. Zirvede ayrıntılı bir sunum yapan Prof. Dr. Mandal, “Bundan sonraki süreçlerde Ar-Ge ve yenilik boyutlarındaki ilişki boyutu tek yönlü değil mutlaka çift yönlü olmalıdır. Karşılaşılan zorlukların çözümü noktasında sadece teknolojik yaklaşımın yeterli olmayacağı bunun yanında daha güçlük içeren konularda mühendislik sorunuysa bunun yanına sosyal ve beşeri bilimlerin de sürece dahil olması gerekmektedir. İş birliğinden daha çok birlikte iş yapmaya doğru dönüşümün gerçekleşmesi ve bunun da kültür olarak oluşturulması gerekir. Uluslar arası ikili iş birlikleri sürecinde de şu an 63 ülke ile 89 kuruluşta ikili iş birliği süreci yönetiyoruz. Son 2 yılda buna 6 ülke daha eklendi. Şu an ülke sayısının 65’e çıktığını da paylaşıyor olacağız. Bu zirve bizim için çok kıymetli.   Bizim iş birliği olduğumuz ülkelerle çok benzeşik. Ar-Ge girişimlerinin burada kıymetlendirilecek olması, bu toplantıda bu ülkelerden yapılacak olan paylaşımların gelecekte araştırma projesine dönüşmesi de beklentilerimiz arasında.  Birlikte iş birliğinin özellikle birlikte geliştirmeye dönüşümüyle gelecekte sürdürülebilir bir süreçte daha zor günlerde bunun daha hazırlıklı ve yönetilebilir olacağını düşünüyorum” diye konuştu.

“NİTELİKLİ İNSAN KAYNAĞININ TÜRKİYE’YE ÇEKİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Nitelikli insan kaynağının Türkiye’ye çekilmesi ile ilgili çalışmalar hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Mandal, “Nitelikli insan kaynağının Türkiye’ye çekilmesi için alanında ilk 100 üniversitede görev yapıp Türkiye’ye geri dönüş yapmak isteyenler, alanında en fazla Ar-Ge’ye kaynak ayıran ilk 2 bin 500 firma arasında yer alıp Türkiye’ye dönüş yapmak isteyenler ve yine ilk 200 Ar-Ge merkezinde çalışıp Türkiye’ye gelmek isteyenlere yönelik başlatmış olduğumuz program kapsamında 127 araştırmacı Türkiye’ye geldi. Bu tersine beyin göçü değil aynı zamanda dünyadaki nitelikli insan kaynağını Türkiye’ye getirilmesi noktasında, şu an ülkemizde bu doğrultuda çalışan 127 arkadaşımız var” dedi.

“EĞİTİM DÜNYADAKİ ADALETSİZLİKLERİN ÜSTESİNDEN GELECEK YEGANE FAALİYETTİR”

TİM Başkanı İsmail Gülle ise, “Eğitim Türkiye’de artık uluslararası boyutta icra edilen,dünyadaki tüm adaletsizliklerin üstesinden gelecek yegane faaliyettir. Bu açıdan bakıldığında,  Eğitim, hem milli bir görev hem de bir insanlık vazifesidir. İşte bu hususta, mal ihracatçılarımıza ne diyorsam eğitim ihraç edenler için de aynı şeyi söyleyeceğim: "Önümüzde, çok önemli bir fırsat dönemi var. Sektörü, sadece bugünün gerçeklerine göre değil, geleceğin ihtiyaçları üzerine inşa etmeliyiz.” Küresel eğilimden bir adım önde olmak, fark yaratmaktır ve eğitim sektörümüz, bu farkı yaratacak potansiyele,  altyapıya ve tecrübeye sahip. Mevcut kazanımlarımızı koruyarak, eğitim kalitemizi evrensel seviyenin de üzerine çıkarmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

“EĞİTİM İHRACATI KALKINMAYA YAKLAŞTIRACAK ÇOK DEĞERLİ BİR SÜREÇ”

Gülle, “Eğitim ihracatı, Türkiye'nin kültürel zenginliğini, eğitim ve öğretim kabiliyetlerini tüm dünyaya sunacak;  Türkiye'nin küresel teknoloji transferi imkanlarını da geliştirecek, güçlendirecek, doğudan batıya; Avrasya'nın teknolojik ve dijital dönüşümüne etkili bir katkı sağlayacak, geliştirecek ve kalkınmaya yaklaştıracak çok değerli bir süreç” dedi.

“HIZLI ADIMLARLA RAKİPLERİMİZİ GEÇEBİLİRİZ”

DEİK Başkanı Nail Olpak ise, “Bu değişen kavramları her toplantıda dile getirmeliyiz. Dijital teknoloji ve yapay zeka, Kovid-19 ile daha hızlı hayatımıza girdi. Bu konudaki adımları daha hızlı atmalıyız, aksi takdirde rakiplerimize geçiliriz. Kovid-19, globalleşmeyle yerelleşmenin birleşimini hayatımıza geri dönülmez şekilde soktu. Kovid-19, bize kaynak çeşitliliğini de bize hatırlatarak hayatımızın merkezine koydu. Uzaklık kavramı ve lojistik kavramlarının değişime uğradığını, tedarik zincirinin önemini de bizlere hatırlattı. Pandemi nedeniyle dünyada eğitim farklı bir yere doğru evriliyor. Bu gelişimi yakalamak hayati derecede önemli” dedi.

“TÜRKİYE’NİN EĞİTİMDE MARKALAŞMASINDA ÖNEMLİ BİR ADIM”

HİB Başkanı İlker Aycı da, EURIE'yi, Türkiye'nin eğitimde markalaşması sürecinde önemli bir adım olarak gördüğünü ifade etti.

Aycı, “Koronavirüs pandemisi, dijital dönüşümün hızlanmasına sebep oldu. Mesela hiçbirimiz bu zirveye evlerimizden ve işyerlerimizden çevrimiçi katılmayı beklemiyorduk. Geçmişte Türkiye'nin uluslararası eğitimdeki avantajlarını ve üniversitelerimizi anlatırken, bugün uzaktan eğitimdeki başarılarımızı öne çıkarabiliyoruz. Kampüs deneyimi elbette çok önemli. Ancak bu süreçte uzaktan eğitimin de geçici bir çözüm değil, gelecekte de belli bir düzeyde kullanılacak bir enstrüman olduğunu gördük. Artık hibrit eğitim modeliyle daha çok karşılaşacağız. Bu durum, birçok dersi, başka ülkelerden, farklı akademisyenlerden uzaktan alma olanağını sunuyor. Umut veren ve güvenli bir gelecek için ihtiyacımız olan şey eğitimdir” diye konuştu.

“BELİRSİZLİĞE MAHAL VERMEDİK”

Daha sonra söz alan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkan Vekili Prof. Dr. Rahmi Er ise YÖK’ün pandemi süreciyle birlikte gereken kararları hızla alarak belirsizliğe mahal vermediklerine; üniversitelerin ise bu kararlara büyük uyum gösterdiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Er, şöyle devam etti:

“Kurumlarımız bu süreçte adaptasyon sürecini kolaylaştırıcı bir fonksiyon üstlendiler. Yaptığımız araştırmalar, online eğitimin başarıyla yürütüldüğünü göstermiş durumda. Bunda emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Uluslararası öğrencilerin bu dönemde Türkiye’ye ilgisi oldukça yükseldi. Geçtiğimiz yıl 180 bin olan uluslararası öğrenci sayımız bu yıl 200 binli rakamlara yükseldi. Toplamda yaklaşık sekiz milyon öğrenci daha iyi bir dünya düzenine katkıda bulunmak için Türkiye’de öğrenim görüyor. Türk yüksek öğretimi, Avrupa ülkeleri arasında son yıllarda öne çıkmış durumda. Yaklaşık 5 bin 500 alanda tam not alan az ülkelerden biriyiz. Türkiye UNESCO verilerine göre dünyada en çok uluslararası öğrencisi bulunan ülkeler arasında ilk onda. Avrupa’da ise beşinci sıradayız. Bunun en önemli sebebinin, yükseköğretimi, kalite ve şeffaflığı, hesap verebilirliği ön planda tutarak yürütmemiz olduğunu düşünüyorum.  Türk bilim insanları uluslararası projelerde ve sivil toplum kuruluşlarında, eskiye nazaran daha çok yer alıyor. Bu da bizim için büyük bir gurur kaynağı.”

“ÜLKELERİN KALKINMASINDA ÜNİVERSİTELERİN PAYI BÜYÜK”

3 gün sürecek olan zirvenin 6’ncısını gerçekleştirmenin gururunu yaşadığını ifade eden EURAS ve EURIE Genel Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın da, “21’nci yüzyılda  bilim ve teknolojinin  gün geçtikçe artan bir hızla gelişmesi yükseköğretimin dünyadaki konumunu da değiştirmiştir. Oluşan yeni konumda çağın gerekliliklerine paralel şekilde değişerek ilerleyen üniversiteler mevcut bilgiye ivme kazandırarak  yeni çalışmalara imza atmaya devam etmektedir. Yapay zekâ, biyoteknoloji, otomasyon, robotik sistemler gibi  farklı birçok alandaki gelişmeler sayesinde geleceğe bambaşka bir kapı aralayarak;  eğitimden, iş dünyasına, ekonomiden sosyal alanlara kadar etkisini sürdürmektedir. Ülkelerin gelişmesinde ve kalkınmasında üniversitelerin payı büyüktür. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde üniversiteler, ülkelerin gelişim hızını arttıran en önemli unsurların başında gelmektedir.  Bu bağlamda sürdürülebilir kalkınma için gerekli olan nitelikli insan kaynağını oluşturan, yeni dünya sistemine göre insan yetiştiren,  endüstriyel dijitalleşmeyi ortaya çıkaran,  bilimsel ve teknolojik dönüşümün getirilerini  yükseköğretime entegre ederek, sadece bugünün değil  geleceğin nitelikli iş gücünü yetiştiren üniversiteler,  ülkeler için büyük önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.

“İŞ BİRLİĞİ SEÇENEK DEĞİL, ZORUNLULUK”

Geleceğe yön veren üniversiteler olarak, iş birliklerinin seçenek değil, zorunluluk olduğunu vurgulayan Aydın, “Üniversiteler bağımsızlığın,  özgürlüğün, baskı altında olmayan beyinlerin,  bilimin üretildiği yeni fikir ve düşüncelerin ortaya konulduğu kurumlardır. Bizler, ruhlarımızda bulunan özgürlük ve bağımsızlık duygularını üniversitelerimiz aracılığı ile  kendi topraklarımıza yaymak zorundayız” dedi.

48 WEBINARDA 142 KONUŞMACI

EURIE-2021’de toplam 48 adet online seminer, konferans, toplantı ve söyleşide, yükseköğretimde uluslararasılaşma ve dijital dönüşüm, dünyada uluslararası öğrenci hareketliliği, yurtdışı eğitim programları, Erasmus+, uluslararası araştırma ve projeler, yükseköğretimde sürdürülebilirlik ve erişim gibi birçok önemli konu; 142 konuşmacı tarafından ele alınacak. Yine zirve kapsamında düzenlenecek sanal yükseköğretim fuarında, 4 salonda 100’e yakın stantta dünya üniversiteleri katılımcılarla buluşacak.

IMAGINE TOMORROW YİNE YATIRIMCIYLA GİRİŞİMCİYİ BULUŞTURACAK

EURIE 2021 kapsamında bu yıl üçüncü defa gerçekleştirilecek olan ‘Imagine Tomorrow Uluslararası Girişimcilik ve İnovasyon Etkinliği’ de, EURIE 2021 gibi tamamen çevrimiçi ortamda gerçekleştirilecek. Geçtiğimiz yıl 200’ün üzerinde başvuru arasından en başarılı 50 girişimi yatırımla buluşturan Imagine Tomorrow, üç gün boyunca, “Imagine Now” konseptiyle yatırımcı ve girişimciyi buluşturacak.

Imagine Tomorrow etkinliğinde, bu yıl, toplam 100’den fazla startup girişiminin arasından seçkin bir jüri tarafından belirlenen 20 girişim ekibi Imagine Tomorrow Final Sahnesi’nde üniversite yöneticileri, girişimciler, genç girişimciler, yatırımcılar, sanayiciler ve birçok uluslararası ziyaretçi karşısında fikirlerini sunacaklar. Etkinlik sonunda girişimciler, kendi start-up şirketleri için yeni fırsatlar yakalama şansı bulacaklar ve aldıkları geri bildirimlerle farklı bakış açıları kazanarak yeni iş birlikleri ve yeni yatırım olanaklarına erişme fırsatı yakalayacaklar.

Editör: MURAT ÖZER