Birleşmiş Milletler'in (BM) son raporunda, ülkelerin sosyo-ekonomik toparlanma yolunda desteklenmesine yönelik yol haritası ortaya konuyor. 

Birleşmiş Milletler bu çalışma ile her yerde herkesin temel hizmetlere ve sosyal korumaya erişiminin garanti altına alınması için uluslararası desteğin ve siyasi taahhüdün olağanüstü seviyede arttırılması çağrısı yapıyor.

“Birleşmiş Milletlerin Covid-19 acil sosyo-ekonomik yanıtı çerçeve raporu: Ortak sorumluluk, küresel dayanışma ve ihtiyaç sahipleri için acil eylem” raporu istihdamı, işletmeleri ve geçim kaynaklarını korumak üzere “eski normalden” daha iyi, daha sürdürülebilir, cinsiyet eşitliğine dayanan ve karbon nötr bir yönde ilerlenmek üzere toplumların ve ekonomilerin mümkün olan en kısa sürede güvenli bir şekilde toparlanmalarının teşvik edilmesi çağrısında bulunuyor.


Genel Sekreter António Guterres Covid-19’un sosyo-ekonomik etkileri konusunda yayınladığı “Ortak Sorumluluk, Küresel Dayanışma” başlıklı raporu konusunda yaptığı açıklamada, “Bu sadece bir insani kriz değildir, istihdam krizidir, insani yardım krizidir ve kalkınma krizidir. Sadece en kırılgan kesimlerle kısıtlı değildir. Pandemi ile en zayıf sağlık sistemi kadar güçlü olduğumuz ortaya çıktı. Bu da hepimizin risk altında olduğunu gösteriyor. Görülmemiş orandaki ihtiyaç, görülmemiş oranda yanıtı gerektiriyor” dedi.

Genel Sekreter bu kriz sırasında ve sonrasında yapılan tüm çalışmaların, pandemi, iklim değişikliği ve karşı karşıya olunan diğer küresel zorluklar karşısında daha dirençli, daha eşit, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomiler ve toplumlar inşa etmeye odaklanması gerektiğini söyledi. Bugün yayımlanan bu yeni çerçeve raporu, Birleşmiş Milletler kuruluşlarının bu vizyonu hayata geçirmelerinde yol gösterici olacak.

Raporda, gelecek birkaç ay içerisinde alınacak kararların Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına yönelik olarak sağlanacak ilerleme açısından hayati önem taşıdığı ifade ediliyor.

2014 yılında Ebola salgını sırasında sosyal hizmetlerdeki kesinti ve ekonomik çöküşün virüsten daha fazla ölüme neden olduğunu hatırlatan raporda en kırılgan ülkelerden, gruplardan ve geride kalma riski olanlardan başlayarak pandemiden en çok etkilenenlerin ihtiyaç ve haklarının korunmasına odaklanılıyor.

2008-2009 küresel ekonomik ve finansal krizinden alınan derslere değinilen raporda güçlü sosyal koruma sistemleri ve temel hizmetleri olan ülkelerin en az zarar gördüğü ve en hızlı şekilde toparlandığı belirtiliyor.

Milyarlarca insanın yoksulluğa kaymasını önlemek için, dünyadaki hükümetlerin nakit transferleri, gıda yardımı, sosyal güvenlik programları ve çocukların ve ailelerin desteklemesi gibi güvenlik “yastıklarını” hızla uyarlamaları, genişletmeleri ve büyütmeleri gerektiği aktarılıyor.

BM COVID-19’un kırılgan gruplar, çocuklar, kadınlar, erkekler ve kayıt dışı ekonomide yer alanları da dahil edecek şekilde farklı gruplar üzerindeki farklı etkilerini azaltmaya yönelik büyük ölçekli desteklerin sağlanması çağrısı yapılıyor. Bu çağrı, özellikle dünya nüfusunun yarısından çoğunun, her üç çocuktan ikisi dahil olmak üzere ya hiç ya da yeterli olmayan seviyede sosyal korumaya sahip olduğu bir dönemde daha da büyük önem taşıyor.


 

Editör: MURAT ÖZER