TÜSİAD ve Marsh & Zurich işbirliğiyle hazırlanan Küresel Riskler Raporu’nda, 2019 yılında dünyanın karşılaşabileceği en önemli beş risk: Olağan dışı hava olayları, iklim değişikliği, doğal afetler, veri sahteciliği ve hırsızlığı, siber saldırılar oldu.

Toplantının açılış konuşmaları MMC Türkiye Başkanı Tayfun Bayazıt ve Zurich Sigorta Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız tarafından yapıldı.  Konuşmaların ardından TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik Türk İş Dünyası risklerini değerlendirdiği bir konuşma yaptı.

Küresel Riskler Raporu tanıtımı Marsh Küresel Risk ve Dijital Başkanı John Drzik ve Zurich Ticari Sigortalar CRO’su Eugenie Molyneux tarafından gerçekleştirildi. Toplantıda politik risklerin ve bu risklerle ilintili makroekonomik koşulların alanında uzman katılımcılarla tartışılacağı bir panel düzenlendi. Panele Marsh Türkiye CEO’su Hakan Kayganacı, Gazeteci & Yazar Murat Yetkin, Ekonomist Uğur Gürses, Koç Üniversitesi’nden Prof. Dr. Selva Demiralp ve Zurich Sigorta Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız konuşmacı olarak katıldı.

"KÜRESEL BAZDA BORÇLULUK, MİLLİ GELİRİN YÜZDE 225'İNE ÇIKTI"

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik konuşmasında Amerika ve Çin arasında yaşanan gerginliğin tüm dünya ülkelerini etkilediğini söyledi ve şu şekilde devam etti:

"Avrupa ekonomisi, hem küresel ticaret savaşlarından hem de Brexit belirsizliğinden etkilenerek yavaşlamaya başladı. Küresel büyümenin önümüzdeki iki sene boyunca daha da yavaşlaması bekleniyor.  Bununla birlikte, küresel bazda borçluluk, milli gelirin yüzde 225’ine, yani 3 katından fazlasına çıkmış durumda. Şurası kesin ki dünya ekonomisinde tehlike sinyalleri artıyor.  Türkiye için soru, ekonomimizin bundan etkilenip etkilenmeyeceği değil, ne kadar etkileneceği olmalıdır. Türkiye, ekonomide uzun vadede sorun yaşamamak için kısa vadede riskleri doğru yönetmelidir."

"ÇEVRESEL RİSKLER, İLK BEŞ RİSK İÇERİSİNDE YER ALIYOR"

Marsh Türkiye, CEO Hakan Kayganacı, Küresel Riskler Raporu’nda çevresel risklerin, ilk 5 risk içerisinde yer aldığını söyledi ve ekledi:

"Ekstrem hava koşulları ve bunların sebep olduğu doğal afetler riski hem etki hem de olasılık anlamında yüksek. Bunun örneklerini yakın zamanda ülkemizde de yaşanan sel ve dolu olaylarında ve en son Antalya’da gerçekleşen şiddetli fırtına sonrası hortum olayında gördük. Doğal enerji kaynaklarının ilk yatırım maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle ülkemizde hala petrol, kömür gibi enerji kaynakları kullanılmaya devam ediliyor. Son yıllarda rüzgar ve güneş enerjisi ile jeotermal enerjiye yapılan yatırımların artması ile Güney Marmara, Ege, Batı Trakya ve Akdeniz bölgelerinde doğal kaynaklarla elektrik üretimi yaygınlaştı. Bunun dışında poşet kullanımının azaltılmasına yönelik en son alınan önlemin uzun vadede bir katkı sağlayabileceğine inanıyorum."

"DÜNYA GENELİNDE HER GÜN YAKLAŞIK 140 KADIN ŞİDDET SONUCU HAYATINI KAYBEDİYOR"

Zurich Türkiye CEO’su Yılmaz Yıldız, Küresel Risk Raporu’nun dünya genelinde mutlu olduğunu, pozitif duygular yaşadığını söyleyen insanların sayısının son dönemde hızla azaldığını, negatif duygu yaşayanların sayısının da hızla arttığını gösterdiğini söyledi ve ekledi:

"Dünya genelinde geçtiğimiz 15 yıl içerisinde depresyon ve anksiyete bozukluğu yüzde 50’ler seviyesinde artış gösterdi, her 10 insandan 1’inin ruhsal sorunu olduğu tahmin ediliyor. Raporumuzda bunun üç temel nedeni irdeleniyor: Yalnızlık, artan şiddet eğilimi ve son olarak gelir adaletsizliği. Yalnızlık, yükselen kentleşme ile birlikte insanlığın en önemli sorunu haline geldi: Dünya genelinde metropollere baktığımızda metropol nüfusunun en az yarısının yalnız yaşadığını görüyoruz. Artan şiddet eğilimi, özellikle kadınları ve çocukları mağdur etmeye devam ediyor: Dünya’da her 10 kadından üçü partnerleri tarafından şiddete maruz kalıyor. Dünya genelinde her gün yaklaşık 140 kadın şiddet sonucu hayatını kaybediyor. Artan gelir adaletsizliği de, tüm dünyada insanların düzene güven duygusunu zedeliyor: Yapılan bir araştırma her beş gençten dördünün hayattaki en önemli hedefinin ‘zengin olmak’ olduğunu söylüyor. Tüm bu trendler Türkiye’yi de her ülke gibi doğrudan etkiliyor. Ne var ki, Türk toplumu olarak, geçmişten bu yana belirsizliklerle yaşamaya alışkın ve değişime çok hızlı adapte olabilen bir toplumuz. Üstelik, güçlü aile bağları ve sıkı insan ilişkileri, bizim kültürümüzün doğal bir parçası. Bu değerler bizi dünya geneline göre risklere karşı avantajlı konuma getiriyor.

KÜRESEL RİSKLER RAPORU'NA GÖRE 2019 YILINDA ARTMASI ÖNGÜRÜLEN RİSKLER:

- Büyük güçler arasındaki ekonomik anlaşmazlıklar
- Uluslararası ticaret anlaşmalarının değer kaybetmesi
- Büyük güçler arasındaki siyasi çatışmalar
- Siber saldırılar: para veya veri hırsızlığı
- Siber saldırılar: operasyonel ve altyapısal bozulmalar olarak sıralandı.
 2019 yılı risk haritasında gerçekleşme olasılığına göre sıralanan en önemli beş risk ise;
- Olağan dışı hava olayları
- İklim değişikliğinin önlenmesi ve adaptasyonunda başarısızlık
- Doğal afetler

Editör: MURAT ÖZER