Son yıllarda küresel ekonomide büyük ilgi gören mikro franchising sistemini değerlendiren UFRAD Franchising Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, "Yoksulluk sınırı altındaki bireyleri önemli birer ekonomik aktör yapmayı amaçlayan bu sistem, küresel yoksulluk problemi için çözüm olabilir" dedi.

Küçük ve mikro ölçekli işletmelere ve toplumun yoksulluk sınırı altında kalan kesimlerine yönelik bir iş geliştirme modeli olan mikro franchising, son yıllarda küresel ekonomi boyutunda ilgi gören ve kullanılan bir sistem olarak öne çıkıyor. Acumen Fonu’nun "geleneksel franchising"in temel kavramlarını kullanan, ancak özellikle dünyanın en fakir insanlarının kendi işlerine sahip olmaları ve yönetmeleri için fırsatlar yaratmaya odaklanan bir iş geliştirme aracı” olarak tanımladığı mikro franchising, başarılı bir işi büyütmek için gereken beceri eksikliği, gelişmekte olan ülkelerde iş eksikliği ve yoksulların yararlanabileceği mal ve hizmetlerin eksikliği gibi temel sorunlara çözüm olanağı olarak görülüyor.

MİKRO FRANCHISING NASIL İŞLİYOR?

Mikro franchising sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan UFRAD Franchising Derneği Genel Başkanı Doç. Dr. Mustafa Aydın, sistemin işleme anlayışını şöyle özetledi:

"Literatürde zaman zaman ‘sosyal franchising’ kavramıyla yan yana da anılan mikro franchising, her şeyden önce, girişimcilik becerilerine sahip olmayan kişilere bir plan ve taslak sunar. Bu formülü takip eden franchise sahibini, girişimci bir ruhu olmasa dahi ekonomik başarıya götürür. Bunlar tüketicilerin ürünlere, hizmetlere ve daha yüksek bir yaşam kalitesine erişilmesine olanak tanır. Dolayısıyla mikro franchising’in amacı, daha düşük gelir düzeyindeki girişimciler tarafından kopyalanabilen sağlam iş modelleri geliştirerek ekonomik kalkınmayı teşvik etmek ve böylece girişimcilik olanaklarından yoksun olanlara serbest meslek fırsatları sağlamaktır. Temel ilkeler arasında çoğaltma, sürdürülebilirlik ve sosyal etki yer alır.”

“YOKSUL KESİMİ KÜRESEL EKONOMİYE KAZANDIRABİLİR”

"Gelişmekte olan ülkelerde insanlar tarafından işletilen pek çok küçük işletme ya başarısız oluyor ya da ancak geçim seviyelerinde var olabiliyor” diyen Doç. Dr. Aydın, “Mikro franchising, bu girişimcilerin daha başarılı olmalarına ve başarılı olmak için gerekli başlangıç ​​ve devam eden eğitimlerle başarılı iş modellerinin sağlanması yoluyla ekonomik özgüvene ulaşmalarına yardımcı olmak için özel olarak tasarlanmış bir araçtır. Bu yönüyle, herhangi bir girişim gücü olmasa bile isteği olan, küresel ve yerel ekonomiye katılmakta zorlanan, toplumların yoksulluk düzeyinin altındaki katmanına yeni bir olanak sağlayarak onları da kazanmayı sağlayabilir. Bu sayede söz konusu grupların ekonomik güçlerini artırarak küresel ölçekte yoksulluğa çare olabilir” açıklamalarında bulundu.

"TOPLUMSAL SORUNLARA NEŞTER OLABİLİR"

Son dönemlerde özellikle “sosyal franchising” kavramı üzerinden konuşulan mikro franchising sisteminin, yoksulluktan kaynaklanan toplumsal sorunlara da neşter olarak çözüm sağlama özelliğine sahip olabileceğinin altını çizen Doç. Dr. Aydın, “Bizim toplumumuzda ‘Aç insan inancını yer’ diye bir tabir var. Bu şu demek: Ekonomik olarak dezavantajlı olan, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan insan, hayatta kalabilmek adına her şeyi yapabilir. Ekonomik geçim olanağı olmayan kesimlerde, başta yeterli besin kaynaklarına ulaşamama nedeniyle gelişen sağlık sorunları, şiddete ve suça eğilim, sosyal franchising sayesinde ortadan kaldırılabilir. Bu yöntem sayesinde iş sahibi olacak, geçimini sağlayacak insandan ne sağlıksız olmasını ne de şiddete ve suça tevessül etmesini beklersiniz. Zira bireysel kalkınmasını gerçekleştirmeyi başaran insan, bu tarz hareketleri aklından bile geçirmez” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE’DE ÇOK BAŞARILI SONUÇLAR VEREBİLİR”

Türkiye’nin bu sistem için önemli bir alan olabileceğini kaydeden Doç. Dr. Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Bizim insanımızın girişimcilik isteği, birçok topluma göre çok daha yüksektir. Herkes kendi işini kurup kendi kendisinin patronu olmayı ister Türkiye’de. Ancak ya bilgisi eksiktir ya sermayesi azdır, ya biraz korkar, ya çevresindekilerin telkinlerine fazla kulak verir, ya da ciddi bir iş planı mevcut değildir. Dolayısıyla mikro franchising’i destekleyici adımlar atılması halinde bu sistemin ülkemizde son derece başarılı sonuçlar ortaya koyabileceğini düşünüyorum. UFRAD Franchising Derneği olarak biz de sosyal franchising konusunu Türkiye ölçeğinde kendimize misyon edinmiş durumdayız. Bu konuda akademik düzeyde çalışmalar yapmak için hazırlıklarımızı sürdürüyoruz.”

Editör: MURAT ÖZER