Uluslararası Para Fonu (IMF) Ekonomisti ve Araştırma Departmanı Başkanı Gita Gopinath, küresel büyümedeki yavaş seyrin daha güçlü para politikalarına işaret ederek, söz konusu politikaların enflasyona “uygun” olmanın yanında aşağı yönlü riskleri azaltmaya yönelik oluşturulmaları gerektiğini vurguladı.

IMF’in 2019 küresel ekonomik büyüme beklentisini yüzde 3.2’ye düşürmesinin ardından IMF Blog’da yayınlanan yazısında Gopinath, özellikle enflasyonun hedefin altında seyretmesiyle uygun para politikaları alınması gerektiğini belirtti.

Gopinath, 2019 ve 2020 yıllarında küresel ekonomide beklenen büyümenin yüzde 70’i olmak üzere ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkeler ve gelişmekte olan ekonomilere bağlı olması sebebiyle belirsiz olduğuna dikkat çekti.

Küresel ekonomik büyümenin ağır ve istikrarsız seyrettiğini belirten Gopinath, durumun bir kısmının “kendi kendine evrildiğini” vurgulayarak, ABD ve Çin arasındaki ateşkese karşın ticari gerilimlerin oluşturduğu politika belirsizliği, küresel teknoloji zincirindeki gerilimler ve anlaşmasız Brexit senaryosu ihtimalinin artmasıyla küresel ekonomideki dinamiğin ağırlaştığını savundu.

Gita Gopinath, şu değerlendirmeyi yaptı:

“ABD, Japonya, Birleşik Krallık ve Euro Bölgesi gibi gelişmiş ekonomiler yılın ilk çeyreğinde beklentinin üzerinde büyüdü fakat güçlü stoklar gibi bu büyümenin arkasındaki etkenlerin geçici bir etkiye sahip olmasıyla özellikle dış talebe bağlı olan ülkelerde büyümenin zayıflaması bekleniyor.

“Özellikle ABD ekonomisindeki büyümeyle 2019’da gelişmiş ülkelerdeki büyüme öngörümüzü yüzde 0.1 puan artırarak yüzde 1.9’a çıkardık. Gelişmekte olan piyasalardaki 2019 ekonomik büyüme öngörümüzü yüzde 0.3 puan düşüşle yüzde 4.1’e ve 2020 büyüme öngörümüzü de yüzde 0.1 puan düşüşle yüzde 4.7’ye indirdik. Söz konusu revizyon, ABD’nin Mayıs ayında Çin’e uyguladığı ek gümrük vergileri ve Brezilya ile Hindistan’da zayıflayan iç talebi yansıtıyor.

“Gelişmekte olan piyasalara yönelik revize edilen büyüme öngörüsü, Arjantin, Türkiye, İran, ve Venezula gibi ülkelerden gelecek olan ekonomik büyümeye dayandırılarak oluşturulduğu için belirsizliğini koruyor.”

Gopinath, bu noktada para politikalarının önemine değinerek, söz konusu politikaların mevcut enflasyon hedefine uygun olmanın yanında görünümü iyileştirme ve aşağı yönlü riskleri azaltmaya yönelik olmaları gerektiğini vurguladı. Gopinath, mali politikaların büyüme, sermaye ve sürdürülebilirliği dengelemesi gerektiğini belirterek, mali boşluğu olan ülkelerin potansiyel büyümeyi desteklemek için hem fiziksel hem de sosyal altyapılara yatıım yapması gerektiğinin altını çizdi ve ekledi:

“Küresel işbirliğinin acilen artırılması gerekiyor. Ticari ve teknolojik gerilimleri çözmenin yanında ülkelerin iklim değişikliği, uluslararası vergilendirme, yolsuzluk, siber güvenlik ve dijital ödeme sistemleri teknolojileirnin oluşturduğu yeni zorluklar gibi önemli sorunlar üzerinde birlikte çalışması çok önemli.”

Editör: MURAT ÖZER