Türk Sanayici ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, dijital dönüşümün sürdürülebilir büyüme için bir fırsat olduğunu vurguladı ve “Bu fırsatı kaçırma lüksümüz olmadığına inanıyoruz” diye uyardı.

Dijital dönüşümün diğer ülkelerle aramızdaki makası açmaması için kamu, iş dünyası ve ilgili tüm kesimleri aksiyona geçmek üzere odaklanmaya çağıran Kaslowski, “Dijital dönüşümü hedefleyen bütüncül ve yenilikçi politikaların etkili şekilde uygulanması ve buna yönelik gerekli yatırımların yapılması önceliğimiz olmalı. TÜSİAD olarak bu konuları, küresel gündemi de ülkemize taşıyarak işlemeye devam edeceğiz” dedi.

"DİJİTAL DÖNÜŞÜM FIRSATINI KAÇIRMA LÜKSÜMÜZ YOK"

2019 yılı itibariyle B2C olarak yaklaşık 3.5 trilyon dolara erişmesi öngörülen küresel e-ticaret pazarında, Çin ve ABD diğer ülkelerle arayı açarak başı çektiğine işaret eden Kaslowski konuşmasına şu şekilde devam etti:

“E-ticaret alanında uluslararası kuralların oluşturulması amacıyla Dünya Ticaret Örgütü bünyesinde müzakereler ise devam ediyor. Ticaret Bakanlığımız tarafından yapılan açıklamalar ile Türkiye'nin bu müzakerelerde yer almasının kararlaştırılması son derece isabetli olmuştur.

“Türkiye’nin 2018-2020 dönemi e-İhracat Strateji ve Eylem Planının tam anlamıyla hayata geçmesi bu açıdan büyük önem taşıyor. Bu belgede, KOBİ’lerin farkındalıklarının artırılmasının yanı sıra destek mekanizmalarının oluşturulması, bütüncül mevzuat geliştirilmesi, lojistik kapasitenin etkin hale getirilmesi, gümrük işlemlerinin kolaylaştırılması ve uluslararası iş birliği imkânlarının geliştirilmesi gibi çok önemli hedefler yer alıyor.  Stratejinin hayata geçmesi, son yıllarda e-ihracat için sağlanan kolaylıklarla artma eğilimindeki e-ihracatımızı ivmelendirecek; ülkemizin uluslararası ticaretteki payının artması ve bölgesel bir e-ticaret merkezi haline gelmesi amacının gerçekleşmesine katkı sağlayacaktır.

“Ülkemizde e-ticarette son dönemde öne çıkan eğilimlerde nispeten genç tüketicilerin etkisini görüyoruz: e-ticarette mobil üzerinden ziyaret ve satın alma artık yeni norm haline geldi. Mobil ve QR ödeme yaygınlaşıyor. Çağımız hız çağı; tüketicilerin hızlı teslimat, yüksek kalite ve deneyim odaklı alış veriş beklentisi arttı. Sosyal medya üzerinden ürün inceleme ve satın alımlarda da artış gözleniyor. Kısacası genç nesillerin hem B2B hem de B2C alanında tüketici davranışında belirleyici olduğunu söyleyebiliriz.

“E-ticarette küresel anlamda rekabetçi olabilmek için gereken teknik, insan ve operasyonel altyapımızı hazırlamamız gerekli. Gümrük işlemlerinin etkinliği, bulut bilişim ve kişisel veri koruma uygulamaları gibi alanlarda sağlanması gereken ilerlemeler de bu hazırlığı güçlendirecektir.

“E-ticaret gerek ürettiği katma değer, gerek kayıtlı ekonomiyi büyütmesi, gerekse Türkiye’nin küresel ticaret hacmini artıran yönüyle ülkemizde stratejik önemi giderek artan bir sektör. E-ticareti bir ekosistem olarak düşünmek durumundayız. İnternet altyapısından lojistiğe, alternatif ödeme sistemlerinden ve sağlıklı bir mevzuat yapısına kadar her unsur bütünlük içinde ele alınmalı ve geliştirilmeli.  Bu kapsamda atılması gereken adımların, kamunun ve sektörün işbirliği ve istişaresiyle hayata geçirilmesini çok önemli görüyoruz.”

TÜSİAD ve Deloitte Digital “E-Ticaretin Gelişimi, Sınırların Aşılması ve Yeni Normlar 2019” raporuna göre:

- Dolar bazında B2C e-ticaret pazar büyüklüklerine göre pazarın ilk beş oyuncusu sırayla Çin (634 milyar), Amerika (504 milyar), Japonya (123 milyar), Birleşik Krallık (86 milyar) ve Almanya (70 milyar) oldu. Küresel pazarın 2019 yılında 3.5 trilyona ulaşması bekleniyor.

- Dünya Bankası’nın belirttiği dış talepteki azalış, artan borçlanma maliyetleri ve devam eden politik belirsizliklerin yanı sıra, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden anlaşmasız olarak çıkma olasılığı da etki eden diğer unsurlar oldu.

- Sınır ötesi e-ticaret pazarı, 2016 yılında küresel çapta yaklaşık 401 milyar dolarlık hacim yarattı. Pazarın, yıllık yüzde 27.3 büyüme ile 2020 yılında 994 milyar dolara yaklaşması bekleniyor. Çin'in sınır ötesi işlemleri incelendiğinde her geçen gün dünyaya daha fazla ürün pazarladığı görülüyor. Türkiye için, Avrupa’nın yanı sıra Orta Doğu da, tüketici profili ve bu bölgenin konjonktürü nedeni ile sınır ötesi e-ticaret açısından önemli bir potansiyel taşıyor.

- Toplam B2B e-ticaret hacmi toplamda yaklaşık 10 trilyon dolar ile B2C e-ticaretin beş katına ulaştı.

- Türkiye’nin 2018 yılında e-ticaret sektör büyüklükleri sırasıyla; perakende işlemleri (çok kanallı perakende ve sadece online perakende) için 31.5 milyar lira, perakende dışı işlemler (tatil-seyahat ve online yasal bahis) için ise 28.4 milyar lira oldu. 2017- 2018 döneminde, büyüme trendi lira bazında yüzde 42 ile devam etmiş, dolar bazında ise yüzde 7.0 düzeyinde kaldı.

- Gelişmiş ülkelerin toplam perakende karşısında online perakende oranı ortalaması yüzde 11.1 iken, gelişmekte olan ülkeler için bu oran yüzde 5.9’dur. Türkiye’de ise bu oran, 2018 yılında gerçekleşen yüzde 5.3 ile gelişmekte olan ülkelerin ortalamasını takip etmektedir.

- Y ve Z kuşağı tüketicilerin e-ticaretten en önemli beklentisi; deneyim. Çok kanallı müşteri deneyimine odaklanan ve mağazalarını birer deneyim merkezine dönüştüren firmalar rekabette avantaj kazanıyor.

- Dünya genelinde her 10 tüketiciden 7’si alışverişlerinde çeşitli indirimler yakalamaya çalışıyor ve bu oranın büyük bir kısmını Y ve Z kuşakları oluşturuyor.

- Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 16’sını oluşturan 15-24 yaş grubu arasındaki tüketiciler de, yerel ve küresel şirketler için güçlü bir potansiyele işaret ediyor. 

- 2018 yılında dünya nüfusunun internet penetrasyonu 2017’e oranla yüzde 48.6’dan yüzde 51.2’ye yükseldi.

- Türkiye’de özellikle online perakende alanında pek çok lider marka için tüketici ziyaretlerinin yüzde 70'ten fazlası mobil kanallar üzerinden geliyor, cironun da yüzde 60'tan fazlası yine mobil kaynaklı gerçekleşiyor. Bazı kategorilerde görülen sezonsallık etkisinin de (örneğin yaz döneminde satın almaların azaldığı kategoriler) mobil kullanımın artışı ile azalmaya başladığı görülüyor.

- Kredi kartı, banka kartı gibi ülkemizde daha yoğun kullanılan ödeme yöntemlerinin yanı sıra e-cüzdan, sosyal medya platformlarının ödeme altyapıları gibi alternatif yöntemlerin de dünya genelinde e-ticaret içinde kullanımı artıyor.

 Dünya genelinde 15 yaş üstü toplam nüfusun yaklaşık yüzde 68,5'i banka hesabına sahip ve yüzde 52'si dijital olarak ödeme işlemi gerçekleştiriyor.

- Türkiye'de mobil ödemeler özellikle genç nüfus tarafından tercih edilen bir ödeme yöntemi olarak pazardaki payını arttırıyor. BKM’nin çalışmasına göre, Türkiye'de online alışveriş yapan her üç kişiden biri mobil alışverişi tercih ediyor.

- Dünyadaki ödeme hizmetleri eğilimlerine paralel olarak, Türkiye'de de son yıllarda İyzico, Mastercard ve benzeri şirketlerin sunduğu kart saklama çözümlerinin kullanımı artış gösterdi. Öte yandan dünya ortalamasında en hızlı yaygınlaşan online ödeme yöntemi olan dijital cüzdanların kullanımı, henüz istenen düzeyde değil.

Editör: MURAT ÖZER