İş dünyasında başarıları ile adından söz ettiren Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton ile yaşam öyküsünü, bağlı olduğu prensiplerini ve iş hayatına yeni atılan kadınlara tavsiyelerini konuştuk.

İş dünyasında başarıları ile adından söz ettiren Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı Leyla Alaton MAG Mart sayısına özel verdiği röportajında; yaşam öyküsünü, bağlı olduğu prensiplerini ve iş hayatına yeni atılan kadınlara tavsiyelerini anlattı.

Üretmekten zevk aldığını söyleyen Leyla Alaton “Bu da bana ayrı bir yaşam, çalışma şevki veriyor. Doğru kişileri bir araya getirmeye, eğitici-öğretici paylaşımlarda bulunmaya özel ilgim ve yeteneğim var diyebilirim. Belli bir konuda deneyim sahibi olan, özellikle üst kademe yöneticilerin, yarı zamanlı olarak mentorluk yapması bir sorumluluk diye düşünürüm. Yani biraz vaktinizi ayırıp, deneyimli olduğunuz alanlarda, tecrübesizlere mentorluk yapabilir, yol gösterebilirsiniz. Ne kadar değişik çevreden insana dokunursam, hayatımın o kadar renklendiğini fark ediyorum. Ben iş insanlığım kadar, STK’lardaki kız kardeşliği dayanışmasına destek vermeyi de seviyorum” dedi.

"EKONOMİK BAĞIMSIZLIKLARINDAN HİÇBİR KOŞULA VAZGEÇMESİNLER"

İş hayatına yeni atılan kadınlara özel tavsiyelerini de paylaşan Alaton “Girişimcilik kadınlara çok uygun bir başlangıç gibi görünse de, zorlayıcı yanları da var.Girişimcilik dediğimiz şey ise sadece bir fikirle bulunmasıyla sınırlı kalmıyor. O fikrin hayata geçmesi için ciddi ve sürdürülebilir bir finans gücü gerekiyor. Orada da tecrübesi olmayan bir kadın, yediği darbelerle ayakta kalması veya ileri gitmesi zor olabiliyor. Yeni işe atılanlar, çok uluslu şirketlerde ya da kurumsal yapıdaki firmalarda ilk tecrübelerini yaşarlar ise, standartları ve vizyonları dünya çapında gelişir. Girişimcilik fikirlerini destekleyici, işi bilen uzmanlara ve bu fikirlerin büyüyüp yeşermesine imkân veren bir ekosisteme gereksinim, her geçen gün artıyor. Özellikle kadın profesyonellere mesajım ekonomik bağımsızlıklarından hiçbir koşulda vazgeçmesinler. Hayatta en gerekli şey maddi olarak ayakta durabilmek. Bunun için kendilerini geliştirmeye yatırım yapsınlar. Çalışkan, pes etmeyen, pozitif olan kadınlar kariyer yolculuklarında işlerinin daha kolay üstesinden gelebilirler.”

SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?

Üniversiteyi Amerika’da okudum ve orada çalışma hayatına giriş yaptım. İlk girişimcilik deneyimimdi. Amerika’dan döndüm ve Alarko Holding’de çalışmaya başladım. Kendi danışmanlık şirketimi kurduğumda otuz dört yaşındaydım. İkinci girişimcilik maceramda başarılı oldum ama büyütmek istemedim. Yönetim kurulu üyesi olarak işleri devam ettirmek için Alarko’ya geri döndüm. Şimdi ise Alarko Holding’deki görevimin yanı sıra Alvimedica Yönetim Kurulu Başkanı olarak iş hayatındayım.

VAZGEÇEMEDİĞİNİZ PRENSİPLERİNİZ NELERDİR?

Ekip çalışmasına inanıyorum. Liderlik ruhumdan dolayı öncülük yapmaya, rol model olmaya ve her zaman elimden geleni yapmaya hazırım. Herkes önemli ve özel olmak istiyor. Asıl mesele bunu çevrene böyle hissettirebiliyor musun sorusudur.

İnsanların hata yapabileceğini, hatalarından dolayı kendilerine kızsalar da, kalkıp yine koşmaya devam etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Ancak hataların tekrar edilmesi hiç hoşuma gitmez ve çok zorlanırım. Suistimal edilmeye tahammülüm olmamasına rağmen, insanlara, çalışan arkadaşlarıma bol bol şans verdiğimi düşünürüm.

HAYATA BAKIŞ AÇINIZDAN BAHSEDER MİSİNİZ?

Mutlu olmak için bahane üretirim. Pozitif bir insanım. En kötüde en iyiyi görebilirim. Bu bakış açısı insanı kurtarıyor. Hep ileri bakan, geriye bakıp hayıflanmayan insan, kolay kolay pes etmiyor. Bence en doğru yol, insanın içinde olduğu yeri düzeltmeye çalışması. Yani içinde olduğu yerde kendine bir mutluluk bahçesi yapması. Ama kendi mutluluk bahçeni kendin kurmak durumundasın. Bence mutluluğun tarifi kendinden memnun olmak. Başkalarının söylediklerine güç atfetmemek. Kendini dinlemek, kendinle barışmak, kendi kıstaslarını koymak. Mutlaka kendi sınırlarımızı çizmeliyiz, özelimizi korumalıyız. Kendimizi ancak bu şekilde korumaya alabiliriz.

İŞİNİZİN EN SEVDİĞİNİZ YÖNÜ NEDİR?

Üretmekten zevk alıyorum. Bu da bana ayrı bir yaşam, çalışma şevki veriyor. Doğru kişileri bir araya getirmeye, eğitici-öğretici paylaşımlarda bulunmaya özel ilgim ve yeteneğim var diyebilirim. Belli bir konuda deneyim sahibi olan, özellikle üst kademe yöneticilerin, yarı zamanlı olarak mentorluk yapması bir sorumluluk diye düşünürüm. Yani biraz vaktinizi ayırıp, deneyimli olduğunuz alanlarda, tecrübesizlere mentorluk yapabilir, yol gösterebilirsiniz. Ne kadar değişik çevreden insana dokunursam, hayatımın o kadar renklendiğini fark ediyorum. Ben iş insanlığım kadar, STK’lardaki kız kardeşliği dayanışmasına destek vermeyi de seviyorum.

İŞ HAYATINA YENİ ATILAN KADINLAR İÇİN TAVSİYELERİNİZ NELERDİR?

Girişimcilik kadınlara çok uygun bir başlangıç gibi görünse de, zorlayıcı yanları da var. Girişimcilik dediğimiz şey ise sadece bir fikirle bulunmasıyla sınırlı kalmıyor. O fikrin hayata geçmesi için ciddi ve sürdürülebilir bir finans gücü gerekiyor. Orada da tecrübesi olmayan bir kadın, yediği darbelerle ayakta kalması veya ileri gitmesi zor olabiliyor.

Yeni işe atılanlar, çok uluslu şirketlerde ya da kurumsal yapıdaki firmalarda ilk tecrübelerini yaşarlar ise, standartları ve vizyonları dünya çapında gelişir. Girişimcilik fikirlerini destekleyici, işi bilen uzmanlara ve bu fikirlerin büyüyüp yeşermesine imkan veren bir ekosisteme gereksinim, her geçen gün artıyor.

Özellikle kadın profesyonellere mesajım ekonomik bağımsızlıklarından hiçbir koşulda vazgeçmesinler. Hayatta en gerekli şey maddi olarak ayakta durabilmek. Bunun için kendilerini geliştirmeye yatırım yapsınlar. Çalışkan, pes etmeyen, pozitif olan kadınlar kariyer yolculuklarında işlerinin daha kolay üstesinden gelebilirler.

İŞ VE SOSYAL HAYAT ARASINDAKİ DENGEYİ NASIL KORUYORSUNUZ?

Önceliklerimizi bildikten sonra hiç zor değil. Hem kalbimde hem de aklımda herkesin ayrı bir yeri var. Yaşama anlam katmanın en önemli kriteri üretmek. Bundan zevk alıyorum ve bu da zannediyorum ki bana ayrı bir yaşam şevki veriyor. Hayat dolu, enerjik ve formda olmanın sırrı benim yapıma göre, iyi uyumak, erken yatmak, erken kalkmak, işe yoğunlaşmak ve en önemlisi de öncelikleri belirlemek. Motive edici olmayı ve hayatın bana biçtiği bütün rolleri seviyorum. Hepsiyle barışığım. İyi ki hepsi var. Motive edebilecek söylemlerim olduğunu düşünüyorum. Liderlik ruhumdan dolayı öncülük yapmaya, özellikle ekiple çalışmaya, rol modeli olmaya her zaman hazırım. Çalışmaktan çok zevk alıyorum.

KADIN TARZI YÖNETİMDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Kadının doğası çok güçlü. Korumacı ama içten! Artık dünyaya kadın tarzı yönetim gelmesi gerekiyor. Uzun vadeli düşünebilen bir vizyon gerekiyor. Kadın tarzı yönetim, duygusal zekası daha yüksek bir yönetim. Özellikle iş hayatında kadının daha iletişime açık, şeffaf ve egosu törpülenmiş diye düşünüyorum. Mesela, rol modeli olmayı para kazanmaktan daha çok önemsiyorum. Erkekler öyle değil. Onların başarı kıstası para birimiyle ölçülebilen bir şey. Biz kadınlar “daha nasıl büyürüm, ne kadar üretirim, kaç kişiye dokunurum” diye bakıyoruz. Kadınlar ise, günü kurtarmak için değil daha uzun vadeli bakıyor. Yönetim kurullarında daha çok kadın olması için uğraşıyorum. Genç arkadaşlara kadın örgütlerinin içinde olmalarını tavsiye ederim. Çünkü insanlar beraber bir ekip olunca daha güçlü ve daha cesur olabiliyorlar. Kendilerini yalnız hissetmiyorlar ve bir dayanışma olduğu için de destek görüyorlar.

Artık çalışan kadınlar kendini çok daha güçlü hissediyor. Bugün Türkiye’de, çok daha cesur, kendinden emin, haklarını bilen ve ailenin bütün dertlerini sırtlayan, çocuklarının sorumluluğunu alan, eşinin de sorumluluklarını bilmesini ve yapmasını isteyen, çok daha bilinçli bir kadından bahsediyoruz.

ÇAĞDAŞ KADINI TANIMLAR MISINIZ? ÇAĞDAŞ KADIN HANGİ ÖZELLİKLERE SAHİP OLMALI?

Kadınlar, hayatın her alanına dahil olma çabasında bir uyanış yaşıyor. Bunun da hakkını vermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ancak, “empoze edilen rollere baş kaldırmak”tan söz edebiliriz. Kadın sadece annelik yapma, bu role hapsedilme durumunu kabul etmiyor. Artık çalışma hayatında da, kendi parasını kazanma imkânlarında var olmak istiyor. Erkek de sadece iş hayatında olacağım, para kazanacağım diye düşünmenin ötesinde, “ben de babalık rolünü sonuna kadar yaşayacağım, bu rolün hakkını vereceğim” düşüncesiyle hareket ediyor. Günümüz erkekleri, iş hayatını artık yaşamlarının tek anlamı olarak görmediklerinden, daha dengeli bir yaşam modeli oluşmaya başladı. Böylece çağdaş aile modeli daha dengeli, rollerin birbirine yaklaştığı bir hal aldı.

Hepimizin içinde doğduğumuzdan beri değişmeyen enerjiler mevcut. Ama bunların bazılarının uyuduğunu düşünüyorum. Zorlu hayat şartları içinde yaşadıklarımız o enerjiyi harekete geçiriyor olabilir. Dolayısıyla uyuyan bir şey uyanabilir. Yoksa birden bire var olmaz. İş hayatı da bireylerin var olan birçok kabiliyetinin, beceri kalitesinin açığa çıkmasına neden oluyor.

BAŞARILI OLMANIN ALTIN KURALLARI NEDİR?

Başarılı olmak için ilk altın kural bana göre, çalışkan olmak. Diğer bir nokta herkesten alınacak bir değer var. Onlara, o zamanı tanımak gerekiyor. Buna ek olarak cesaret, vizyonerlik ve şeffaflık başarıya götüren öncelikli unsurlardır. Bir sosyal ortama girdiğinde kenarda sessizce etrafı izlemek yerine, “akıllarda nasıl kalırım”a odaklanmak önemlidir.

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ İÇİN MESAJINIZ VAR MI? 

Bir kadın için vizyonerlik ve şeffaflık başarıya götüren öncelikli unsurlardır. Herkesten alınacak bir değer var. Onlara o zamanı tanımak gerekiyor. İçimizde bir potansiyel olduğuna her zaman inanmalıyız. Bu sebeple takım çalışmasına ve daha fazla kadın istihdamının önemine inanıyorum. Rol modeli olan liderler, kadın istihdamına öncelik vererek, hayatı çok daha yaşamaya değer hale getiriyor. Yani kadınların içindeki potansiyeli alkışlayan ve onun daha da iyi olmasını isteyen işverenlerin çoğalması gerekiyor. Çünkü insanlar, değerlerinin anlaşıldığı oranda daha faydalı ve önemli işler başarırlar.

Toplum olarak, kadın ve erkek arasında iki eşit hak ve özgürlüklere uygun hareket edebildiğimiz ölçüde gelişebiliyoruz. Bizim yaptığımız beyin işi ve orada bir cinsiyet durumu söz konusu değil. Fikirlerin ve beynin bir cinsiyeti olamaz. Hiçbir zaman bu farklılığın ayrı fiyatlandırılmasını, değerlendirilmesini kabul edemedim.

Her fırsatta kadının ekonomik bağımsızlığını savundum. Kendi parasını kazanmak bireye seçme hakkını veriyor. Ben sadece eşit haklar ve huzur açısından “ekonomik özgürlük” diyorum. Çünkü o zaman kadın şiddete de hayır diyebiliyor. Mutsuz, huzursuz olduğu bir ortamdan, sırf ekonomik özgürlüğü olduğu için çıkabilmeye cesaret edebiliyor. Ailede eşitlik, yeni nesle örnek teşkil ettiği gibi huzurlu ve mutlu toplumların temel taşıdır. Kadınların alacağı çok yol var. Mutlaka bir süreklilik garantisi vermeleri gerekiyor.

Kadınlar, iş hayatlarına ailevi nedenlerle ara verirler varsayımı ile birçok şirkette kariyerlerini engellemiş, kesintiye uğratmış oluyorlar. Fakat çocuk olayı bittikten sonra, kadınların bıkmadan usanmadan bu kariyer planını yapmaları, şirketlerden bu yönde talepkar olmaları, bulundukları şirketlerde bu ciddiyette bir kariyer planlaması yapmaları gerektiğini düşünüyorum.

Editör: MURAT ÖZER