İstanbul’da gerçekleştirilen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde özgüvenli nesilleri yetiştirirken amaç odaklılık tartışıldı. Orkid sponsorluğunda gerçekleşen “Amaç Odaklılık: Özgüvenli Nesiller Yetiştirmek” oturumunda, pandemi ve dijitalleşme koşullarında gençlerin geleceği konusu, Türkiye’de farklı kurum ve kuruluşların üst düzey yöneticileri tarafından ele alındı.

VİNTON: "ÖZGÜVENLİ, GİRİŞİMCİ GENÇLER YETİŞTİRMELİYİZ"

Panelde ilk sözü alan UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, BM sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında gelecek nesilleri yetiştirme hedefine de yer verildiğini belirterek dijitalleşme ve pandemiyle hayatımıza giren yeni konulara karşı yeni perspektifler geliştirmek gerektiğini belirtti. “Gençliği geleceğin temsilcileri olarak görüyoruz” diyen Vinton, Türkiye’de gençlerin de kendileriyle ilgili üretilen politikalarda söz sahibi olması gerektiğini dile getirdi.  “Gençler dijital ve yeşil yeteneklerin bol olduğu bir geleceğe doğru ilerlemeliler” diyen Vinton, gençlerin sadece iş yeteneklerini geliştirmeye değil, aynı zamanda özgüvenli biçimde girişimciliğe yönelmeleri gerektiğini ancak Türkiye’deki gençlerin yalnızca yüzde 6’sının girişimciliğe yöneldiğini belirtti.

UNDP olarak gençlere girişimcilik nitelikleri kazandırmak için çeşitli firmalarla birlikte projelere giriştiklerini anlatan Vinton, engelli ve mülteci gençlerle bir araya gelerek onları da desteklemeye çalıştıklarını ifade etti. UNDP’nin etki yatırımının, sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek anlamına geldiğini belirten Vinton, şirketlerin zaten yatırıma harcadığı parayı sürdürülebilir projelere aktarmaları durumunda bunun başarabileceğini ifade etti. Vinton “Örneğin hükümetlerin fosil yakıtlara harcadığı 422 milyar doları yenilenebilir enerji ya da cinsiyet eşitliği gibi konulara aktarabilirsek başarılı oluruz. Dünyadaki emeklilik fonlarının sadece yüzde biriyle bile önemli sonuçlara ulaşabileceğimizi görüyoruz.” dedi. Vinton, Türkiye’de etki yatırımı ile ilgili hazırladıkları raporda, mültecilere verilen iaşeler, sağlık projeleri ve finansal katılım gibi alanlara odaklandıklarını belirtti.

ÜSTÜNDAĞ: "SPONSORLARIMIZ SAYESİNDE GENÇ SPORCULARIMIZA BURS DA VERİYORUZ"

Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı M. Akif Üstündağ ise gençlerimizin iyi bir eğitim almalarını çok önemsediklerini belirterek, Ankara’daki voleybol lisesinde bu eğitimi gençlere sağladıklarını belirtti. Sponsorluklar sayesinde gençlerin önünün açıldığını belirten Üstündağ, konaklama, beslenme gibi ihtiyaçların giderilmesinin yanında öğrencilere burs da verildiğini söyledi. Kulüplerle de iş birliği içinde olduklarını belirten Üstündağ, genç sporcuların belli bir yaşın ardından bu kulüplerde sporlarına devam ettiklerini, ardından milli takıma kadar yükselebildiklerini dile getirdi. Uluslararası alanda kadın voleybol takımının başarılarından duyduğu gururu ifade eden Üstündağ, voleybolun Türkiye’de cinsiyet eşitliği çalışmalarına en güzel örnek olduğunu, lisanslı sporcular arasında yalnızca voleybol branşında kadın sporcuların yüzde 50’yi geçtiğini belirtti. Sponsorluk konularında sürdürülebilirliğin çok önemli olduğunu belirten Üstündağ, federasyon olarak birlikte çalıştıkları markalarla bunu başarabildiklerini söyledi.

ÖZİNCİ: "26 YILDA 3 MİLYON TEGV ÇOCUĞU OLDU"

TEGV Başkanı Oktay Özinci ise eğitimde nicelik, nitelik ve eğitim eşitliği olmak üzere üç unsurun eksik olduğunu belirterek, 26 yılda 3 milyona yakın çocuğa dokunarak özellikle sosyo ekonomik imkanları nispeten daha az olan bölgelere de bu eksikliklerin giderilmesi için gerekli imkanları sağlamaya çalıştıklarını söyledi.

Yüz bine yakın gönüllüyle çalıştığını belirten Özinci bu gönüllülerin yüzde 70’inin üniversite öğrencilerinden oluştuğunu ifade etti. TEGV’in bu gençlerin gelişimine de katkı sağladığını söyleyen Özinci, pandemiyle TEGV dijital platformunu oluşturduklarını belirtti. Beş bine yakın çocuğa tablet bilgisayar ulaştırdıklarını, 200 bine yakın çocuğa da “TEGV Evde” dergisini dağıttıklarını söyledi.

Özinci, sürdürülebilirliği sağlamak için ticari kurumların bağlantılı olduğu gönüllü kuruluşlar ile ilişkisinde içlerinin rahat etmesi gerektiğini, bu kuruluşların koydukları fonların sonuçlarını görmek isteyecekleri için gönüllü kuruluşların da şeffaf yönetim, projenin amacı, hedefinin gerçekleşme rakamlarıyla ilgili düzenli raporlar vermeleri gerektiğini, böyle olduğunda uzun süreli ilişkilerin ortaya çıkabildiğini dile getirdi. İş dünyasında sosyal sorumluluk konusunda ilerleme olduğunu belirten Özinci, firmaların tek bir alana odaklanmaları durumunda çalışmalarının daha çok ses getireceğini ve daha kalıcı olacağını belirtti.

TURNAOĞLU: "İYİLİK DNA’MIZDA VAR"

Son yıllarda kadın voleybolundaki başarılarla milli takımdaki kadın sporcularımızın gençler için önemli birer rol model olduklarını söyleyen Turnaoğlu, ergenlik döneminde genç kızlarımızın spor yaptıklarında özgüvenlerinin geliştiğini ve hayatlarına ciddi katkı sağladığını belirtti. 

Editör: MURAT ÖZER