Avrupa’da emlak alanında oluşabilecek fırsatları yakından takip ettiklerini dile getiren Yavuz Yükselir, “Hali hazırda Avrupa Birliği ülkelerinde Türklerin renovasyon ağırlıklı olmak üzere çok sayıda irili ufaklı emlak projesi geliştirdiğini görüyoruz. Bu projelerin bazılarında yatırımcı olmak, bazılarında ise işi finanse eden tarafta olmayı planlıyoruz” dedi.

"AVRUPA'NIN EMLAK FIRSATLARINI YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

Corona virüs salgınında ciddi eleştirilere uğrayan ve siyasi anlamda zor günler geçiren Avrupa Birliği’nde (AB) yaşanan kriz hakkında Yükselir Grup Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Yükselir de düşüncelerini açıkladı. İyi senaryolar düşünülerek kurgulanan AB projesinde eksiklerin bir an önce tamamlanması gerektiğinin altını çizen Yavuz Yükselir, “Avrupa Birliği bir refah projesidir. Birliğin kurucu değerleri arasında mal, işgücü ve sermayenin serbest dolaşımı yer almaktadır. Avrupa Birliği'nde yer alan her ülkenin rekabetçi ve verimli bir ekonomiye sahip olacağı varsayımı altında kurgulanan bu birliktelik, beklenti dışındaki gelişmelerle ülkeler arasında ekonomik farklılıklara ve çatışmalara yol açıyor.” şeklinde konuştu.


ALMANYA’NIN ADIM ATMASI GEREKİYOR

Birlik içinde uyumsuzlukların giderilmesi için Almanya’nın adım atması gerektiğini belirten Yavuz Yükselir şunları söyledi: "İkinci Dünya savaşı sonrası, savaşın etkilerini kısa sürede atmayı başaran Batı Almanya ticaret fazlası veren ülkelerden biriydi. Soğuk Savaş sonrası birleşen Almanya’da güçlü Mark, ticaret fazlasını etkileyen önemli bir etken olmaya başlamıştı. Alman siyasiler çok akıllı bir hareketle kendileri kadar rekabetçi ve verimli olmayan ülkeleri Euro altında birleştirdiler ve global anlamda inanılmaz ticaret fazlası rakamlarına ulaştılar.Para politikası ideal olmasa da bir çatı altında olan Avrupa Birliği’nde maliye politikalarının da en azından bir çerçeve olarak tek çatıda yer alması gerekiyor. Aksi takdirde global piyasalardaki her dalgalanmada aynı şeyleri konuşuyor oluruz. Almanya, Avrupa Birliği sayesinde kazandığı birikimleri unutmamalı. Bunun yanında Avrupa Birliği’nin dağılmasının yalnızca ekonomik değil siyasi ve askeri olarak da kaybettireceği şeyleri düşünerek, artık elini taşın altına sokmalı.” 

 "ALMANYA’NIN ENDİŞELERİ YERSİZ"

Yavuz Yükselir, Almanya’nın ekonomik birlikte karşı çıktığı olaylarının nedeninin altında İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşadığı hiperenflasyonun tekrarlanma korkusu olduğunu söyledi. Yükselir, “Piyasalara verilen paranın, çok hızlı bir şekilde piyasalardan çekilebildiği, alınan kararların varlık fiyatlarında anında etkisini gösterdiği bir ortamdayız. Yüksek enflasyon tehlikesi hissedildiğinde yapılabilecek çok fazla hamle ve bu hamlelerin etkinliğini ölçmek için de çok fazla zaman olacak” şeklinde konuştu.

"AVRUPA’NIN EMLAK BANKASI’NI KURACAĞIZ"

Avrupa’da emlak alanında oluşabilecek fırsatları yakından takip ettiklerini dile getiren Yavuz Yükselir şunları söyledi: “Riskin olmadığı yerde getiri de olmaz. Bizim düşüncemize göre Covid-19 sonrası Avrupa Birliği’nde, siyasi alanda yaşanacak tartışmalar, varlık fiyatları için risk oluşturacak. Euro sonrası stabilitenin Dünya’da merkezi sayılabilecek bir konumda görülen Avrupa’nın yüksek volatilite ile yaşamaya başlayabilme ihtimali var. Kriz dönemlerinde alıcı ve satıcının çok olmadığı varlıklar, diğer yatırım araçlarına göre daha negatif performans sergiliyor. İşler düzeldiğinde ise bu varlıklar daha yüksek getiri potansiyelleri ortaya çıkarıyor. 2008 krizi sonrasında ekonomisi rekabetçiliği ile ön plana çıkan Almanya’da, belirli bir büyüklüğe sahip olan bu tip varlıklardan, en büyük getirilerin emlak sektöründe yaşandığını gördük. Emlak sektörüne yatırım yapan fonların getirileri çoğu yatırım aracından daha yüksekti.”

Kuracakları yatırım bankası ile emlak sektörüne yeni bir adım getirmek istediklerini ifade eden Yavuz Yükselir, projelerde Avrupa Birliği’nde yaşayan Türkler ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yatırımcıların bir arada yatırım yapabileceği modeller geliştirdiklerini söyledi.  Yükselir, “Hali hazırda Avrupa Birliği ülkelerinde Türklerin renovasyon ağırlıklı olmak üzere çok sayıda irili ufaklı emlak projesi geliştirdiğini görüyoruz. Bu projelerin bazılarında yatırımcı olmak, bazılarında ise işi finanse eden tarafta olmayı planlıyoruz.” dedi.

Editör: MURAT ÖZER