Dışişleri Bakanı ve İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun başkanlığında, İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısı başladı.

Toplantıda konuşan Çavuşoğlu, "Tüm bu nefret söylemlerine, bunun olağan kıldığı şiddet ve teröre karşı tepkimizi, beyanlarımızla ve fiili adımlarımızla inşallah göstereceğiz. Hiçbir din ve inanç şiddet ve terörle tanınamaz." dedi.
 

Toplantıya katılan Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters de terörist Brenton Tarrant’ın hayatının geri kalanını Yeni Zelanda'da tek başına bir hücrede geçireceğini belirterek, ülke tarihinin en büyük soruşturmasının açıldığını söyledi.

Yeni Zelanda’da iki camiye yönelik terör saldırısının ardından organize edilen İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Düzeyinde Açık Katılımlı Acil İcra Komitesi Toplantısı Sarıyer’de bir  otelde toplandı. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yanı sıra Yeni Zelanda Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Winston Peters, İslam İşbirliği Teşkilatı  (İİT) Genel Sekreteri Yousef Al Othaimeen ve 57 ülkeden çok sayıda temsilcileri ile 4 semavi dinin temsilcileri katıldı.  

Kuran-ı Kerim okunması ile başlayan toplantıda Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, konuşmasına terör saldırısını lanetleyerek başladı. Çavuşoğlu, "Tam bir hafta 51 vatandaşımız, sapkın düşüncelere sahip bir cani tarafından gerçekleşitirlen menfur terör saldırılarının kurbanı oldular. Cuma namazını eda edenler hunharca katledildi. Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Bir insanlık dışı eylemin hemen ardından Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatı ile Yeni Zelanda’ya gittik. Hayatını kaybedenlerin yakınları, yaralılarla orada duygusal anlar yaşadık. Sıcak karşılama için Yeni Zelanda yönetimine teşekkür ediyorum. Yeni Zelanda halkının da bu ziyaretten çok mutlu olduğunu gördük. Yeni Zelanda hükümeti ve halkına tekrar başsağlığı diliyorum. Yeni Zelanda yönetiminin saldırıdan sonra gösterdikleri örnek tutumu takdir ediyoruz. Ülkede yaşayan Müslümanları sahiplenmelerini ve samimi dayanışma mesajlarını vermesini önemsiyoruz." diye söyledi.

"BEKLENTİMİZ BU İSLAM DÜŞMANI TERÖRİSTLERİN ARKASINDAKİ SİYASİ DESTEĞİN BİR AN ÖNCE SON BULMASIDIR"

Çavuşoğlu,"“Aynı zamanda dünya genelinde İslam karşıtlığı ve yabancı düşmanlığına karşı tek vücut olduğumuzu göstermek için bir aradayız. Son zamanlarda İslam karşıtlığının artması ve eyleme dönüşmesi endişe vericidir.  Göç karşıtı popülist söylemlerin artması ile benzer eylemler özelikle Avrupa’da artmaktadır. Birçok Avrupa ülkesinde Müslümanlar ayrımcılığa ve eylemlere maruz kalıyor. Sadece ABD baktığımızda da nefret söylemi kullanan grupların sayısı 4 yılda bir buçuk kat arttı. Ayrıca nefret suçu sayısında da bir sıçrama vardır. Biz insanların inançlarını, kimliklerini, hayatlarını hedef alan saldırıları tasvip etmiyoruz. Beklentimiz, bu İslam düşmanı teröristlerin arkasındaki siyasi desteğin bir an önce son bulmasıdır. Bu olayların artmasını engellemek için tedbirlerin alınması şarttır." şeklinde konuştu.

"ABD BAŞKANI'NIN GOLAN TEPELERİ'NE YÖNELİK AÇIKLAMALARI KABUL EDİLEMEZ"

Çavuşoğlu, "İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 50’inci kuruluş yılında üzüntümüz sadece bu terör saldırısı değildir. İsrail, Müslümanların ibadet özgürlüğünü kısıtlama ve Kudüs’ün İslami kimliğini yok etme gibi eylemlerini arttırıyor. Filistin’de tüm dünyanın gözü önünde çağın en büyük zulümleri yaşanıyor. İsrail’in de tıpkı Yeni Zelanda’da da camiyi kana bulayan zihniyet gibi ne inançlara ne de kutsal mekanlara saygısı ve tahammülü vardır. Bu vesile ile ABD Başkanı Donald Trump’ın, Golan tepelerine yönelik kabul edilemez açıklamaları da bu çarpık zihniyetleri besleyecek niteliktedir. İfadelerini kullandı.

"TERÖRE KARŞI TEPKİMİZİ BEYANLARIMIZLA VE FİİLİ ADIMLARIMIZLA GÖSTERECEĞİZ

Çavuşoğlu konuşmasına şu şekilde devam etti: "Tüm bu nefret söylemlerine, bunun olağan kıldığı şiddet ve teröre karşı tepkimizi beyanlarımızla ve fiili adımlarımızla inşallah göstereceğiz. Bugün İstanbul’a gelmeniz, dünyanın her yerinde Müslümanlara karşı yapılanlara kayıtsız kalmamanızın bir göstergesidir. Yükselen ırkçı terörün ayak izlerini geriye doğru izlediğimizde İslam düşmanı, yabancı düşmanı, göçmen düşmanı söylemlerin ve bunları yayan siyasetçilerin ve hatta medyanın sorumluluklarını görüyoruz. Hiçbir din ve inanç, şiddet ve terörle tanımlanamaz. Barış, bizim dinimiz İslam'ın adında ve merkezindedir. Müslümanların karşılaştığı sorunlar ile bunların çözümü konusunda çok taraflı uluslararası platformlarda süreklilik arz edecek şekilde hep birlikte çalışmamız önemlidir. Bu tür saldırılar İslam İşbirliği Teşkilatı bünyesinde bir mekanizma tarafından yakından izlenmeli, kayıt altında tutulmalı ve bunlar Batı dünyası ve kamuoyları nezdinde kararlı bir şekilde gündeme getirilmelidir."

"MÜSLÜMANLARA KARŞI NEFRET SÖYLEMİNİ ENGELLEMEZSEK BU TÜR SALDIRILAR DEVAM EDECEKTİR"

Ardından söz alan İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Yusuf bin Ahmed el-Useymin ise, "Bütün liderlere şunu söylememiz lazım; bu terörün dili, dini, ırkı yok, terör her zaman terör olmaya devam etmiştir. Biz dillerimizi yumuşatmazsak, Müslümanlara karşı nefret söylemini engellemezsek bu tür saldırılar devam edecektir. Bu saldırı, aslında bizim için bir dönüş noktası sayılabilir. Müslümanlara yapılan bu saldırı, türünün en vahşi örneğiydi. Yeni Zelanda'da yapılan bu saldırı hiçbir şekilde atacağımız adımların azaltılmasına ya da bitirilmesine engel olamayacak." dedi.

"MÜSLÜMANLARA YAPILAN SALDIRI HEPİMİZE YAPILAN SALDIRIDIR"

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters de konuşmasında terörsit Brenton Tarrant’ın hayatının geri kalanını Yeni Zelanda'da tek başına bir hücrede geçireceğini belirterek, ülke tarihinin en büyük soruşturmasının başladığını açıkladı. Peters, “Dini inanç hürriyetine çok önem veren bir ülkeyiz. Müslümanlara yapılan saldırı hepimize yapılan bir saldırıdır. diye konuştu.

Editör: MURAT ÖZER