Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Akdeniz'de hakkaniyet temelinde çözüm için her zaman hazır olunduğunu belirterek, "Bu konuda sağduyu hakim olana kadar Türkiye olarak sahada ve diplomasi alanında kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz" dedi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Kabine Toplantısı, yaklaşık 4 saat sürdü. Toplantının ardından açıklamalarda bulunan Erdoğan, Lübnan'da meydana gelen patlama nedeniyle dost ve kardeş Lübnan halkına başsağlığı dileyerek, Türkiye'nin Lübnan halkının yanında yer almak için tüm imkanları seferber ettiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen haftanın bir diğer önemli konusunun Akdeniz ve Ege'de, Türkiye'nin haklarını ve hukukunu yok saymaya yönelik girişimlere verilen cevapları olduğunu hatırlattı. Erdoğan, bölgedeki sismik araştırma faaliyetlerini Almanya Şansölyesi Merkel'in ricası üzerine iyi niyet nişanesi olarak bir süreliğine ertelediklerini belirterek, "Ancak Yunan tarafı Mısır ile hiçbir hukuki temeli olmayan bir anlaşmaya yönelmiştir. Türkiye'nin hiç kimsenin hakkında, hukukunda, toprağında, denizinde, meşru çıkarlarında gözü yoktur. Bizim tek talebimiz bize de aynı anlayışla yaklaşılmasıdır. Türkiye gibi 780 bin kilometrekarelik dev bir toprak parçasını görmezden gelip birkaç kilometrekarelik adalar üzerinden bizi sahillerimize hapsetme girişimine elbette rıza göstermeyeceğiz. Dünyada hiçbir ülke böyle saçma ve temelsiz bir talebe boyun eğmez. Biz diyoruz ki; gelin Akdeniz'deki tüm ülkeler olarak bir araya gelelim, herkes için kabul edilebilir, herkesin hakkını koruyan bir formül bulalım. Anlaşmazlıkların diyalog yoluyla ve hakkaniyet temelinde çözümü için biz her zaman varız ve hazırız. Bu konuda sağduyu hakim olana kadar Türkiye olarak sahada ve diplomasi alanında kendi planlarımızı uygulamaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu. 

'ENERJİDE DE TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞI İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ'

Oruç Reis sismik araştırma gemisinin dün saat 20.00'de Antalya açıklarından demir alarak görev bölgesine doğru hareket ettiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, geminin bu sabah 08.00 itibarıyla çalışmalarına başladığını ifade etti. Erdoğan, ekonomide olduğu gibi enerjide de Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele etmeyi sürdüreceklerini vurguladı. Türkiye ekonomisinin satın alma paritesine göre dünyada 2002 yılında 17'nci sırada iken 13'üncü sıraya yükseldiğini söyleyen Erdoğan, böylece Türkiye'yi kişi başına düşen gelirde dünya sıralamasında üst orta gelir grubuna yükselttiklerini ifade etti. 

'TURİZMDEKİ SIKINTILARI ÇÖZMEK İÇİN GAYRET GÖSTERİYORUZ'

Türkiye'nin insani gelişmişlik endeksinde de dünyadaki konumunu iyileştirmeye devam ettiğini söyleyen Erdoğan, konuşmasını şu şekilde devam etti: 

"2019 yılı insani gelişme rakamında Türkiye bir önceki yıla göre 6 basamak ilerleyerek 58'inci sıraya yükseldi. Böylece ilk defa çok yüksek insani gelişme kategorisinde yer almış olduk. Dünya Bankası tarafından hazırlanan iş yapma kolaylığı endeksinde geçtiğimiz yıl 10 basamak tırmanarak 33 sıraya yükseldik. Ülkemizde yıllık otomobil satışı 2002 yılında 91 bin adet iken bu rakam 2016'da 756 bine kadar çıktı. Geçtiğimiz yılda 387 bin olarak gerçekleşti. Buzdolabı satışı 18 yıl önce 1 milyon 88 bin adetten 2,5 milyona çıktı. Çamaşır makinesi satışı 824 bin adetten 2 milyonun üzerinde bir seviyeye ulaştı. Bütün bunlar ülkemizdeki refah düzeyini ifade etmesi bakımından söylüyorum. Bunlar aynı zamanda benim vatandaşımın alım gücünün bu tür ürünlerde nereden nereye yükseldiğini göstermesi açısından önem arz ediyor. Ülkemizde yeni açılan şirket sayısı 30 bin 842 iken geçtiğimiz yıl bu rakam 85 bin 263'ü buldu. İstihdamda 19,6 milyondan 28 milyon 80 bine çıktı. Turizmde 13,2 milyon turistten geçtiğimiz yıl 52 milyon turist rakamının gördük. Şimdi koronavirüs sebebiyle bir sıkıntının içindeyiz ama toparlanmaya başladık. Şimdi Almanya, Rusya bugün itibariyle kapılarını açmış durumdalar. Belki geçen yılın rakamını yakalayamayacağız ama yükselmeye başladığımızı göreceğiz. Salgın sebebiyle turizmde yaşanan sıkıntıları çözmek için tüm imkanlarımızla gayret gösteriyoruz."

'BİRİLERİ AVUCUNU OVUŞTURUYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin şu anda IMF'ye borcu olmadığını vurgulayarak, ana muhalefet partisini eleştirdi. Erdoğan, "Birileri de avucunu ovuşturuyor. IMF'ye gidecekmişiz, bir şeyler isteyecekmişiz. Boşuna avucunuzu ovuşturmayın, biz o kapıları kapattık. IMF bizden 5 milyar dolar borç istedi. O zamanın ekonomiye bakan zatı 'bu borcu verelim mi' dedi. 'Verelim' dedim. Bugün borcu alan yarın talimat alır. Şimdi parti kurmuş bize ekonomi dersi veriyor. Önce bunları bir defa herkesin görmesi gerekiyor" dedi.

'TÜRKİYE SUNİ RÜZGARLARLA EĞİLİP BÜKELECEK BİR ÜLKE DEĞİLDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 2013 yılından beri ardı ardına yaşadığı her saldırıyla hem korunma reflekslerini hem de hedeflerine ulaşma yöntemlerini geliştirdiğine dikkat çekerek şunları söyledi:

"Girdiğimiz her mücadeleden başarıyla çıktık. Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olarak yükselen yıldızından rahatsız olanlar her seferinde daha sinsi üzerimize geldiler. Terör örgütlerinden darbecilere, finans lobilerinden tarihi hesaplaşmalara kadar her türlü araçla üzerimize yüklendiler. Hepsinin de üstesinden geldik. 2019 yılı ülkemiz için yeniden dengelenme sürecinin yaşandığı bir yıl oldu. Maruz kaldığımız çok yönlü saldırılara rağmen ekonomimiz attığımız kararlı adımlarla 2019 yılının son çeyreğinde yeniden güçlü büyüme politikasına döndü. 2019 yılının son çeyreğinde ekonomimiz yüzde 6 oranında kayda değer bir büyüme kaydetti. Kur saldırılarının etkisiyle yüzde 24'e çıkan Merkez Bankası politika faizi yüzde 8,25 seviyesine indi. Yüzde 35'lere çıkan piyasa faizleri yüzde 8 bandına kadar geriledi. İnşallah daha da düşecek. Bütün arzumuz isteğimiz; bu ülkede yatırımcı çok rahat ve güçlü bir şekilde yatırımlarını yapabilsin. Ekonomik yükseliş 2020 yılının ilk aylarında da devam etti. Yılın ilk çeyreğinde ülkemiz yüzde 4.5 gibi yüksek bir büyüme performansı sergiledi. G7 ülkeleri arasında en yüksek büyüme performansı kaydeden ülke olduk. Eğer kur atakları ile tüm araçlarımızla mücadele etmeseydik, enflasyonu bugünkü seviyesine getirebilir miydik? Türkiye ne zaman küresel gündemlere ilişkin bir irade ortaya koysa, ne zaman bölgesel hakları ile ilgili adımlar atsa ekonomi üzerinden bir hesaplaşmanın devreye sokulduğunu görüyoruz. Türkiye ekonomide bu suni rüzgarlarla eğilip bükülebilecek bir ülke değildir."

'TÜRKİYE SALGINI EN AZ HASARLA ATLATAN ÜLKELERDEN BİRİ OLACAKTIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin koronavirüs salgını sürecinde aldığı zamanlı ve yerinde kararlarla bu süreci dünyada başarıyla yürüten ülkelerden biri olarak öne çıktığını söyledi. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya genelinde koronavirüs vaka sayısının 20 milyona yaklaştığını kaydeden Erdoğan, "Ülkemiz milyon kişi başına düşen vaka sayısında 73'üncü sırada, milyon kişi başına düşen ölüm oranında 57'nci sıradadır. İnşallah bu dönem sona erdiğinde Türkiye dünyada salgını en az hasarla atlatan ülkelerden biri olacaktır. Salgın çok ciddi ekonomik sonuçlarda doğuruyor. Küresel ekonomi son bir asırdaki en büyük kriziyle karşı karşıyadır. Salgın nedeniyle küresel tedarik zincirleri, uluslararası ticaret aksamış, birçok tesiste üretim durmuştur. 2020 yılı ilk yarısında dünya genelinde büyük üretim kayıpları, işsizlik oranlarında yükseliş ve tüketim alışkanlıklarında değişiklikler ortaya çıkmıştır. Salgının sarsıcı etkisinin daha iyi anlaşılmasıyla uluslararası kuruluşlar küresel büyüme tahminlerinde revizyona gitmişlerdir. IMF 2020 yılı için daralma beklentisini yüzde 3'ten yüzde 4.9'a yükseltmiştir" diye konuştu.

'GÖSTERGELER EKONOMİDE TOPARLANMA SİNYALLERİ VERİYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ekonomisinin de salgından kısa vadede olumsuz yönde etkilendiğini ifade ederek, "Ancak aldığımız tedbirler, güçlü sağlık altyapımız ve ekonomimizin dayanıklılığını artırmaya yönelik adımlar sayesinde ekonomimizi hızla toparladık. Aldığımız tedbirlerle salgının kontrol altına alınmasıyla dünyayla paralel şekilde normalleşme adımları attık. Mayıs ayı ile birlikte ekonomik göstergelerde ve beklentilerde beklediğimiz iyileşme başladı. Haziran ve temmuz aylarında bunun güçlendiğini görüyoruz. Haziran ve temmuz aylarına ait öncü göstergeler ekonomide toparlanma sinyalleri veriyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, son dönemde sağlanılan finansmana erişim kolaylıkları sayesinde otomotiv ve konut satışlarında rekor düzeyde artışlar yaşandığını belirterek, salgın sonrasında oluşan yeni dünya düzeninde Türkiye'nin coğrafi konumu, lojistik ağ bağlantıları, üretim kapasitesi, insan kaynağı, bilgi ve becerisini kullanarak yeni bir başarı hikayesi yazacağını ifade etti.

Editör: MURAT ÖZER