Osmanlı Döneminden günümüze gelen, aralıksız 225 yıldır yemek dağıtımı yapılan Mihrişah Valide Sultan Eyüp İmarethanesinin restorasyon çalışmaları tamamlandı.

Her gün 3 bin 500 kişilik yemek dağıtılan imarethanenin açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Gelecek nesillere aktarılacak bu güzide eserin restorasyon çalışmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum" dedi.

Açılışa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Vakıflar Genel Müdürü Burhan Ersoy ve Ali Yerlikaya ve eşi Hatice Nur Yerlikaya katıldı. Açılış konuşmalarının ardından Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Emine Erdoğan'a hediye takdim etti. Açılış kurdelesini Emine Erdoğan, Ali Yerlikaya ve Mehmet Nuri Ersoy kesti.

"AYASOFYA'MIZA, 86 YIL SONRA CAMİ SIFATIYLA YENİDEN KAVUŞMUŞ OLMANIN SEVİNCİNİ YAŞIYORUM"

Mihrişah Valide Sultan Eyüp İmarethanesinin açılış töreninde konuşan Emine Erdoğan, sözlerine Ayasofya Camii'nden bahsederek başladı. Erdoğan, “Gelecek nesillere aktarılacak bu güzide eserin restorasyon çalışmasında emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum. Bu vesile ile, Fatih Sultan Mehmet Vakfı'nın mülkiyetinde bulunan Ayasofya'mıza, 86 yıl sonra cami sıfatıyla yeniden kavuşmuş olmanın sevincini de sizlerle paylaşmak istiyorum" dedi.

İstanbul'daki vakıf eserlerinden bahseden Emine Erdoğan, “Aziz İstanbul'umuzun her köşesi vakıf eserleriyle doludur. Yine Anadolu'nun her yerinde camiler, yollar, köprüler, kervansaraylar, medreseler gibi nice eser görürüz. Bunlar hiçbir karşılık beklemeden, yalnızca Allah rızası gözetilerek yapılmış eserlerdir. İnsanın insana emanet olduğu bilincine sahip olduğumuzun ispatıdır. Şunu da gururla söylemek istiyorum; bu medeniyetin izlerine başka bir coğrafyada rastlamak mümkün değildir. Bu kadar çok vakıf eserinin varlığı, 'hayırlı işleri yapmada birbirinizle yarışın' ayetinin, ecdadımızca ne kadar iyi anlaşıldığının göstergesidir. Öyle ki, kurulan vakıfların amaçlarına baktığımızda insan düşüncesinin inceliği karşısında şaşırıp kalıyoruz. Mesela hastalandığı ya da başka bir sebeple göçemeyen kuşlara bakmak için kurulan vakıflar var. Evlenmeyi kolaylaştırmak için çeyiz yapan vakıflar kurulmuş. Öğrenci okutmak, borç para vermek, ağaçları korumak, çevreyi güzelleştirmek gibi ihtiyaçları kendine amaç edinmiş nice vakıf var" ifadelerine yer verdi. 

"BURADAN HER GÜN 3 BİN 500 KİŞİYE SICAK YEMEK DAĞITILIYOR"

Mihrişah Valide Sultan Eyüp İmarethanesinden her gün 3 çeşit sıcak yemek çıktığını söyleyen Erdoğan, "Sadece buradan, her gün, kayıtlı 3 bin 500 kişiye, sefertasıyla 3 çeşit sıcak yemek dağıtılıyor. Yine kayıtlı 2 bin 23 aileye aylık olarak erzak kolisi veriliyor. Ayrıca günlük 40 kurban kesim kapasitesiyle, hayırseverlere kapılarını açıyor. Yaklaşan Kurban Bayramı vesilesiyle, bu hayır halkasının bir parçası olabileceğimizi unutmayalım. Her ne kadar bu vakıf eserleri padişahlar ya da valide sultanlarla anılsa da, vakıflar elinde olanı paylaşmak isteyen herkesin çabasıyla oluşmuş kurumlardır. Yani paylaşmak için gönül zenginliği esastır. Bununla beraber, vakıf kurmada kadınların başı çeken ve toplum menfaati noktasında büyük katkılar sunan öncü bir rolü olduğunu görüyoruz" dedi. Erdoğan, "Camiler, medreseler, darüşşifalar, kadınların bilhassa sağlık, din ve kültür konularında çok aktif rol aldıklarını anlatıyor bizlere. İyi, sağlıklı ve topluma faydalı insan yetiştirmek amaç olmuş. İnsana her anlamda yatırım yaparak, medeniyet merdiveninin üst basamaklarında duracak bir toplum geleceği kurmak için ter dökülmüş. Her zaman ifade ettiğimiz gibi, kadınların dönüştürücü gücü yeni bir söylem değil, uzun bir tarihe yayılan tecrübemizdir. Yani, sivil toplum bizler için yeni keşfedilmiş bir alan değildir. Türkiye olarak bu kadar güçlü bir sivil topluma sahip olmamızın, insani yardım noktasında dünyada en ön sıralarda yer almamızın arkasındaki şuur, işte budur" diye konuştu.

"DÜNYADAKİ EN GÜZEL DAYANIŞMA ÖRNEĞİNİ GÖSTERDİK"

"Koronavirüs salgınında birbirimize kenetlendik" diyen Emine Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: Çok kısa bir zaman öncesine kadar hiçbirimiz, içinden geçtiğimiz bu zorlu pandemi sürecini tahmin dahi edemezdik. Fakat milletçe birbirimize kenetlendik ve dünyadaki en güzel dayanışma örneklerinden birini gösterdik. Dünyayı bir anda durma noktasına getiren salgın günlerinde, bir ve beraber olmanın şifasını yeniden hissettik. Yaşlılarımızı, engelli bireylerimizi, darda kalanlarımızı her şeyin üzerinde tuttuk. Bu felaket karşında bocalamadık çünkü asırlarca tatbik edildiğini bildiğimiz bir insaniyet bakiyemiz vardı. Hatta bunu tıbbi yardımlar çerçevesinde tüm dünyayla da paylaştık. Tabi şunu hiç unutmamalıyız; bu mirasın bugün dahi dipdiri olması, yarına da aynı şekilde aktarılabileceğinin garantisi değildir. Gelecek nesillerin de bu mirastan yararlanması bizim çabamıza bağlı. Vakıf kültürünün yaşatılması, öğretilmesi ve bilhassa gençler arasında yaygınlaştırılmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tecrübe dolu kadim tarihimizden elde ettiğimiz değerlerle, yeni dünyayı şekillendirmeliyiz. Hayat denen şu bir mevsimlik durakta, bize verilen nefes tükendiğinde amel defterlerimiz de kapanmış olacak. Fakat vakıf bilinciyle yaptırılan ve biz göçüp gittikten sonra da sayısız insanın istifade edeceği bu eserler, sadaka-i cariyemiz olacaktır inşallah.

"EYÜP İMARETİ SADECE SÖZLE DEĞİL, İCRAAT VE İNŞA İLE İHYA EDİLEN EN GÜZEL ÖRNEKLERDENDİR"

Mihrişah Valide Sultan Eyüp İmarethanesinin açılış törenine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, yaptığı konuşmada imaretlerin önemine vurgu yaptı. Ersoy, "Eyüp ilçesine, yüce Peygamberimiz Hazreti Muhammed'in mihmandarı, İstanbul'u fetheden ruh ve iradenin timsali olan Ebu Eyyûb El Ensari Hazretlerinin ismine yakışır bir yer olması için daima itina gösterilmiştir. Elbette ki sadece sözle değil, icraat ve inşa ile de bu semt ihya edilmiştir. Bugün yeniden kapılarını açan Mihrişah Valide Sultan diğer adıyla Eyüp İmareti bunun en özel örnekleri arasındadır" dedi.

Eyüp İmarethanesinin Osmanlıdan günümüze gelen en eski imarethane olduğunu söyleyen Bakan Ersoy, "Milletine hizmet etme, rehber olma sorumluluğunu hayatlarının düsturu haline getiren Osmanlı sultanları ve hanedan mensupları, bu topraklarda nice hayrın filizlenmesine vesile olmuşlardır. O hayırlar ki gölgesinde din, dil, ırk ayırmadan beşerî muhafaza eden dev çınarlara dönüşmüşlerdir. Mihrişah Valide Sultan tarafından yaptırılan bu imaret de onun hamiyetperverliğinin ve hayırseverliğinin bir nişanesi olmuştur" ifadelerini kullandı.

Editör: MURAT ÖZER