Anayasa Mahkemesi (AYM) Başkanı Zühtü Arslan, idari ve yargısal makamların, AYM kararlarını uygulamakla yükümlü olduğunu belirterek, "Anayasa Mahkemesi kararlarının uygulanmaması, Anayasayı tamamen anlamsız ve işlevsiz hale getirebilir" dedi.

Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen İrfan Fidan için AYM Yüce Divan Salonu'nda yemin töreni düzenlendi. Törene, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Danıştay Başkanı Zeki Yiğit, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu,  TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı ve AK Parti Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ, yüksek yargı üyeleri ve davetliler katıldı.

'YEMİN KADİM BİR GELENEKTİR'

Törende konuşan Arslan, yeminin kadim bir gelenek olduğunu söyleyerek, "Bundan yaklaşık 2 bin 500 yıl önce söylenen 'demokrasimizi bir arada tutan güç yemindir' sözü, yeminin işlevini çok iyi anlatır. Gerçekten de dünyanın hemen her yerinde uzun süredir devlet yetkisini kullananlar, göreve başlarken, toplumu bir arada tutan temel değerler üzerine anayasayı koruyacaklarına dair milletin huzurunda, yemin ediyorlar, söz verirler. Anayasa Mahkemesi üyeleri olarak koruyacağımıza yemin ettiğimiz Anayasa'nın ruhunu ve kimliğini oluşturan ortak değerler olduğunu biliyoruz. Bizi birleştiren ve bir arada tutan bu değerlerin başında bu yıl 100'üncü yılını kutladığımız İstiklal Marşımız gelmektedir. İstiklal Marşımız bu birleştirici ve bir araya getirici fonksiyonunu kısa bir süre önce TBMM Genel Kurulu'nda da icra etmiştir. Meclis'te grubu bulunan tüm siyasi partilerden milletvekillerinin imzaladığı ortak bir önergeyle içinde bulunduğumuz  2021 yılı 'İstiklal Marşı yılı' ilan edilmiştir" dedi.

'İSTİKLAL MARŞI ANAYASA'NIN DA FİKRİ ÖZETİ GİBİDİR'

İstiklal Marşı'nın bir 'bağımsızlık manifestosu' olduğunu kaydeden Arslan, "Bu manifestonun şiarı ise hiç kuşkusuz hürriyettir. 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım' sözüyle başlayan üçüncü dörtlük kanaatimce İstiklal Marşı'nın özünü oluşturmaktadır. Bu söz aynı zamanda Anayasa'nın da fikri özeti gibidir" diye konuştu. Toplumsal açıdan hürriyetin başka milletlerin boyunduruğu, esareti altında olmamayı, kendi kaderini özgürce belirlemeyi anlattığını vurgulayan Arslan, "Milletimiz en son 15 Temmuz direnişiyle hürriyetine ve istiklaline canı pahasına sahip çıkmış, kendisine zincir vurulamayacağını bir kez daha tüm dünyaya göstermiştir" ifadelerini kullandı.

'BİREYSEL BAŞVURU EN ETKİLİ HAK ARAMA YOLUDUR'

Arslan, Anayasa'ya göre egemenliği kullanan yetkili organlardan birinin de Anayasa Mahkemesi olduğunu belirterek, konuşmasına şu şekilde devam etti: 

"Kuruluşundan itibaren kanunların anayasaya uygunluğunu denetleyen Anayasa Mahkemesi'nin görev alanı zamanla genişlemiştir. Özellikle 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren hayata geçen bireysel başvuruyla birlikte Türk Anayasa yargısında yeni bir dönem başlamıştır. Bireysel başvuru, zat-ı devletlerinin büyük çabası ve milletimizin iradesiyle hukuk sistemimizde gerçekleştirilen önemli bir reform ve çok önemli bir kazanımdır. Anayasa Mahkemesince kısa süre önce verilen bir kararda da vurgulandığı üzere bireysel başvuru temel hak ve özgürlüklerin korunmasında kaynağı doğrudan anayasadan alan nihai ve en etkili hak arama yoludur."

'ANAYASA TAMAMEN ANLAMSIZ VE İŞLEVSİZ HALE GELEBİLİR'

Son 4 yılda yıllık ortalama 40 bin bireysel başvuru yapıldığını söyleyen Arslan, başvuruları karşılama oranının ise bu yıl yüzde 112'ye çıktığını belirtti. Bireysel başvurunun Türkiye'de yeni bir kurum olduğunu söyleyen Arslan, şunları kaydetti:

"8 yıllık bir süre bir kurumun yerleşmesi ve sorunsuz işlemesi bakımından yeterli bir süre değildir. Dolayısıyla bazı uygulama sorunlarının ortaya çıktığı da hepimizin malumudur. Bu sorunların başında ihlal kararlarının icrası gelmektedir. Öncelikle belirtmek gerekir ki AYM ihlal tespit ettiğinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere de hükmetmektedir. Daha açık bir ifadeyle hükmetmek zorundadır. Dolayısıyla bu bir tercih meselesi, takdir meselesi olmayıp, kanundan ve bireysel başvurunun doğasından kaynaklanan bir zorunluluktur. AYM ihlal kararlarını, ihlalin kaynağına göre ilgili kurum ve kuruluşlara göndermektedir. Bu aşamada ilgili kurumlara düşen ihlali ortadan kaldırmak, benzeri ihlallerin önlenmesini sağlamak için gerekenleri yapmaktır. Bu kapsamda kural olarak mümkün olduğunca durumun eski hale getirilmesi, başka bir ifadeyle ihlalden önceki duruma dönülmesi sağlanmalıdır."

'ANAYASAYI İŞLEVSİZ HALE GETİREBİLİR'

Arslan, idari ve yargısal makamların, Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamakla yükümlü olduklarını vurgulayarak, "Bu mutlak yükümlülük esasen Anayasa'nın öngördüğü hukuk düzeninin ve hukuk devleti olmanın bir gereğidir. AYM kararlarının bağlayıcılığı ve buna bağlı olarak uygulanma zorunluluğu, anayasal hak ve özgürlüklerin korunmasının da bir güvencesidir. Bireysel başvuru kurumunun etkili olabilmesi verilen ihlal kararlarının gecikmeksizin yerine getirilmesine bağlıdır. AYM kararlarının uygulanmaması, Anayasa'yı tamamen anlamsız ve işlevsiz hale getirebilir. Anayasanın anlamsız hale geldiği, bireylerin ve toplumun hukuka ve devlete olan güveninin sarsıldığı yerde ise bizleri bir arada tutan değerleri koruma imkanı kalmayacaktır" ifadelerine yer verdi. 

Konuşmanın ardından öz geçmişi okunan Fidan yemin etti. İrfan Fidan'a kisvesi Arslan tarafından giydirildi.

Editör: MURAT ÖZER