3. Global Gastroekonomi Zirvesi'nde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Galataport, Costa Venezia kruvaziyer gemisini ağırladı. Bu kruvaziyer turizmde İstanbul'un homeport olduğunun ilanıydı. Bu öyle kolay yakalanacak, dünya üzerinde her kentin erişebileceği bir ayrıcalık değildir. Bu yılın hedeflerini 2023'de iki katına çıkaracağımızı öngörüyoruz" dedi.

Turizm, Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği (TURYİD), tarafından düzenlenen 3. Global Gastroekonomi Zirvesi, bugün gerçekleşti. Şişli'deki Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen zirvede gastronominin ekonomi ve turizme etkileri Türkiye'den ve yurt dışından birçok katılımcıyla masaya yatırıldı. Zirveye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Turizm Operasyon ve Geliştirme Genel Müdür Yardımcısı Dr. Elif Balcı Fisunoğlu, Global Gastroekonomi Zirvesi Komite Başkanı Ebru Köktürk Koralı, üst düzey yöneticiler ve çok sayıda gastronomi öğrencisi katıldı.

"İSTANBUL, TÜRKİYE'NİN EN ÖNEMLİ MARKASIDIR"

Burada konuşan Bakan Ersoy "Türkiye'de turizmi bütün bölgelerimize yayma çalışmalarımız sürüyor. Ancak her ülkede olduğu gibi ülkemizde de amiral şehirlerin olması kaçınılmazdır ve gereklidir. İstanbul Türkiye'nin en önemli markasıdır. Bu markayı daha da geliştirmek mümkündür. İstanbul tarihtir, doğadır, medeniyetlerin taç şehridir. Ancak aynı zamanda İstanbul muazzam bir metropoldür. Bu metropol kültür ve sanatın her rengine ev sahipliği yaptığı gibi konumu, ulaşım ve altyapı imkânlarıyla da uluslararası seyahatlerin başlangıç ve bitişine ev sahipliği yapabilecek bir merkezdir. 28 Nisan günü Galataport, Costa Venezia kruvaziyer gemisini ağırladı. Bu kruvaziyer turizmde İstanbul'un homeport olduğunun ilanıydı. Bu öyle kolay yakalanacak, dünya üzerinde her kentin erişebileceği bir ayrıcalık değildir. Öncelikle şehrin ciddi bir cazibe noktası olması gerekli. Tarih, kültür, sanat, doğa, alışveriş, gastronomi, iş… İstanbul, cazibe noktasında her seyahat tercihine cevap verebilecek konumdadır. Fazlası da vardır. Salgın öncesi 15 milyon turist ağırlayan, 16-17 milyon transit yolcu alan mega bir kentten bahsediyoruz. Bu noktada homeport olmanın diğer bir şartı kendini gösteriyor. Böylesi yoğun bir insan trafiğini kaldırabilecek havalimanınız olması lazım. Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesiyle inşa edilen, bugün dünyanın en büyük ve en gelişmiş havalimanları arasında parmakla gösterilen İstanbul Havalimanı bu gerekliliği fazlasıyla karşılamaktadır. Ayrıca Türk Hava Yolları'na yani dünyada en çok noktaya uçuş yapan havayolu şirketine sahibiz. Yine İstanbul Havalimanı'ndan 330 şehre doğrudan uçuş yapılabiliyor. Bu sayı dünyada tektir" dedi.

"İSTANBUL İÇİN YENİ PORT İHTİYACI"

Bakan Ersoy, "Costa Venezia Mayıs ayı itibarıyla İstanbul merkezli çıkışlarına başladı. Bu yılki hedef minimum 25 sefer olarak belirlendi. Kışa kadar bu seferler devam ederken kış döneminde de Akdeniz üzerinden Mısır'a uzanan bir sefer programı gerçekleştirilecek. Bunun anlamı yıl boyunca Costa'nın bir gemisini burada merkez haline geldiğini gösteriyor. Bu yılın hedeflerini 2023'de iki katına çıkaracağımızı öngörüyoruz. Rakamlar çok açık. Galataport şu anda 200'ü aşkın gemi rezervasyonuna sahip. Bu sayıyı da ikiye katlayabileceğimizi biliyoruz. Bu da İstanbul için yeni bir port ihtiyacının göstergesidir. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımız ilgili çalışmaları yapıyor. Neticede şunu söyleyebiliriz ki İstanbul salgın öncesi ayarlarına bu yıl geri dönmekte. 2024 ya da 2025 gibi İstanbul'u Avrupa'daki cruise destinasyonları arasında ilk sıraya çıkarma hedefimiz var. Yeni dönemde İstanbul inşallah rekorlarla anılan bir şehir olacak" diye konuştu.

"TANITIM ATAĞI 2021'DE 24,5 MİLYAR DOLARLIK TURİZM GELİRİNE ULAŞTIRMIŞTIR"

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılan faaliyetlerden bahseden Bakan Ersoy, "İlk ve en temel başlık bilinirliğin artırılması yani tanıtım faaliyetleridir. Şu anda dünyanın en etkili ve en fazla tanıtım yapan ülkesiyiz. 140 ülkede televizyon, basılı mecra ve dijital dünya olmak üzere ana ve hedef pazarlarımızda Türkiye'yi tanıtıyoruz. Go Türkiye sitemiz geçen yıl yaklaşık 80 milyon tıklanma aldı. Bu yılki hedefimiz 200 milyon tıklanma. Şu an dünyada açık ara en çok tıklanma alan ülke turizm tanıtım sitesi. Bu tanıtım atağı bizi 2021'de 30 milyonu aşan ziyaretçi sayısına ve 24,5 milyar dolarlık turizm gelirine ulaştırmıştır" dedi.

"GASTROCİTY LİSTESİNE İSTANBUL, BODRUM, İZMİR VE ÇEŞME'NİN GİRMESİ ZOR DEĞİL"

Genel tanıtım çalışmalarının yanında il ve sektör odaklı reklam ve tanıtım filmlerinin de kullanıldığını ifade eden Bakan Ersoy, "Dünyada turizm hareketine katılan kitlenin yüzde 80'i, destinasyon seçiminde yeme-içme imkân ve çeşitliliğini tercih kriteri olarak görüyor. Türkiye, dünyanın en seçkin mutfak kültürüne sahip ilk üç ülkesinden biri. Bunu ülkemiz için bir faydaya dönüştürmek bizim sorumluluğumuz. 2022 sonuna kadar 30'a yakın ülkeden gastronomi konusunda önde gelen gazeteci ve şefleri ülkemizde ağırlayacağız. Bu noktada Gastrocity kavramına da değinmek gerekiyor. Sadece zengin bir mutfağa sahip olmakla yetinmeyip, misafirlerinize dünya mutfağının çeşitliliğini en üst kalitede sunabilmeniz önemli bir fark yaratır.  Gastrocity ifadesi bu farkı yakalamış olan şehirler için kullanılır. Londra, Paris, New York gibi kentler bu noktada öne çıkıyor. Şimdi biz soruyoruz, neden Türkiye "fine dining" amacıyla seyahat edenlerin tercihi olmasın? Doğru projelerle dünyadaki Gastrocity listesine İstanbul, Bodrum, İzmir ve Çeşme gibi turizm destinasyonlarımızın girmesi hiç de zor değildir" diye konuştu.

"DÜNYANIN EN ÇOK TURİST ALAN ÜLKELERİ SIRALAMASINDA TÜRKİYE 4'ÜNCÜLÜĞE YÜKSELDİ"

Salgın süresinde de hedeflerin gerçekleştiğini ifade eden Bakan Ersoy, "BM Dünya Turizm Örgütü'nün 2021 verilerine göre, dünyanın en çok turist alan ülkeleri sıralamasında Türkiye 4'üncülüğe yükseldi. Burada Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansımıza bir parantez açmak gerekiyor. Ben bir kez daha TGA'nın yönetici ve çalışanlarına teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

Bakan Ersoy, "Gastronominin ülkemize katacağı değerin ve getirilerin farkındayız. Bu bilinçle ve yeme-içme sektörümüzü desteklemek amacıyla KDV oranını yüzde 18'den yüzde 8'e düşürdük. Olumlu geri dönüşleri almış olmak bizleri son derece mutlu ediyor. En son olarak Michelin Rehberi'nde İstanbul'u hak ettiği yere kavuşturarak bütün bu çabalarımızı taçlandırmış olduk. Michelin Rehberi'nde yer alabilmek ortalama 6 yıllık bir süreç sonrasında mümkün oluyor. Üstelik biz adımlarımızı atarken salgın süreci her şeyi olumsuz etkiliyor, geciktiriyordu. Bütün bunlara rağmen TGA'nın, işinin ne denli ehli olduğunu gösteren bir başarı hikâyesi daha yazılmış, Michelin Rehberi süreci 2 yıl gibi kısa bir sürede sonuçlandırılmıştır. 11 Ekim'e kadar İstanbul'da Michelin Yıldızı alan işletmeler belirlenmiş olacak" dedi.

Bakan Ersoy, 21-27 Mayıs tarihleri arasını Türk Mutfağı Haftası ilan ettiklerini de hatırlattı.

BAKAN ERSOY: MÜZECİLİK ALANINDA DÜNYAYA YÖN VEREN ÖNCÜ ÜLKELERDEN BİRİ HALİNE GELDİK 

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kültür sanat fuarı Heritage İstanbul'un açılışında konuştu. Bakan Ersoy, "Kazılar sonucu ortaya çıkan eserler, çağdaş müzecilik anlayışıyla yapılan müzelerimizde sergileniyor. Son yıllarda attığımız adımlarla, müzecilik alanında da dünyaya yön veren, hedefler gösteren öncü ülkelerden biri haline geldik. Türkiye'miz 'kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele' konusunda da rol model olma yolunda ilerliyor" diye konuştu.

Koruma, restorasyon, arkeoloji, müze ve teknoloji fuarı Heritage İstanbul, bu yıl 6'ncı kez düzenlendi. Şişli'deki Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda 13 Mayıs'a kadar devam edecek fuarın açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'un yanı sıra, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Coşkun Yılmaz, Unesco Türkiye Komitesi üyeleri ve pek çok ülkeden temsilciler katıldı.

"124 TÜRBENİN İHYASINI GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ"

Bakan Ersoy, "Ülkemiz, çağlar boyunca birçok uygarlık ve kültüre evsahipliği yaparak engin bir birikime sahip olmuştur. Bu birikime sahip olmak bizlere, onu korumak ve gelecek kuşaklara aktarmak gibi bir sorumluluğu da yüklüyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak bu sorumluluğun bilinciyle hareket ediyoruz. Coğrafyamız üzerinde izleri sürülebilen tüm kültürlerin mirasının varisi ve hamisi olma bilinciyle müzeler oluştururken, arkeolojik kazılar, bilimsel araştırmalar, restorasyon ve konservasyon çalışmalarını gerçekleştiriyoruz. Antalya Demre'deki Aziz Nikolaos Kilisesi'nden, Diyarbakır Surlarına, İstanbul'daki eşsiz kültür varlıklarımızdan, Trabzon Sümela Manastırı'na kadar yurdumuzun dört köşesindeki çalışmalarımızı titizlikle sürdürüyoruz. Bunların yanı sıra, "Ecdada vefa, sanatı ihya" sloganıyla İstanbul'daki türbelerin bakım ve restorasyonunu yapıyoruz. Proje kapsamında 124 tane türbenin ihyasını gerçekleştireceğiz. Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi'nin Temmuz 2020'de ibadete açılması ile birlikte gerçekleştirilen restorasyon süreci de bizzat Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından takip edildi" dedi.

"RAMİ KIŞLASINI KÜTÜPHANEYE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ"

Bakan Ersoy, konuşmasında yapılan ve yapılacak olan planlamalardan da söz etti. Ersoy, "Yaklaşık 30 bin metrekare kapalı alana sahip Rami Kışlası'nı, kapsamlı restorasyon çalışmalarının ardından kütüphaneye dönüştürüyoruz. İzmir Tekel Binalarındaki 10 binanın restorasyonuna başladık. Yılsonuna kadar, içerisinde Resim ve Heykel Müzesi, Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Türk Dünyası Müzik İhtisas Kütüphanesi, Dijital Kütüphane, sanat atölyeleri, açık ve kapalı etkinlik alanları olacak şekilde çok kapsamlı bir müze ve kültür kompleksini hizmete açacağız. Tüm kültür mirası örneklerinin restorasyonlarını, 'evrensel koruma ilkeleri' ışığında ele alıp ödenekler elverdiği ölçüde ihya ediyoruz. Ayrıca yurt dışında bulunan taşınmaz ortak kültür mirasımızın korunmasına yönelik çalışmaları Dışişleri Bakanlığı aracılığı ile varlığın sahibi ülkenin izni ve imzalanan 'ikili kültürel anlaşmalar' çerçevesinde ilgili kurumlarla yürütmekteyiz" ifadelerine yer verdi.

"TÜRKİYE DÜNYADA EN ÇOK ARKEOLOJİK ÇALIŞMA YAPAN ÜLKELERİN BAŞINDA GELİYOR"

Ersoy, "Öte yandan Paleolitikten Neolitiğe, klasik çağlardan Türk-İslam arkeolojisine uzanan ve yaptığımız düzenlemelerle yılın 12 ayı devam etmesini sağladığımız kazı, araştırma ve arkeolojik faaliyet sayımız geçtiğimiz yıl toplam 670 oldu. Dünyada en çok arkeolojik çalışma yapan ülkelerin başında gelen Türkiye; kazı ve koruma çalışmaları, bilimsel yayınlarıyla birlikte dünya arkeolojisinin en önemli paydaşlarından biri haline geldi. Taş Tepeler ismiyle, Şanlıurfa'da Göbeklitepe ve etrafında başlattığımız yeni hamle, şimdiden bütün dünyanın merakla takip ettiği bir çalışma oldu. Yurt içinden 8 üniversite ve 12 kurum, yurtdışından şimdilik 5 ülkeden, 8 üniversite ve 4 enstitü ile sürdürdüğümüz çalışmalar, ülkemizin bugüne kadar ki en büyük ve en kapsamlı arkeolojik proje oldu. Bütün dünya, bilhassa da neolitik çalışan uzmanlar, buradan gelecek yeni bilgileri bekliyor. Cumhuriyetimizin 100. yılında, 2023 yılında Şanlıurfa'da 'Dünya Neolitik Kongresini' düzenleyeceğiz ve dünyaya son bilgileri buradan paylaşacağız" diye konuştu.

"MÜZECİLİK ALANINDA DA DÜNYAYA YÖN VEREN ÖNCÜ ÜLKELERDEN BİRİ HALİNE GELDİK"

Bakan Ersoy, "Kazılar sonucu ortaya çıkan eserler, çağdaş müzecilik anlayışıyla yapılan müzelerimizde sergileniyor. Son yıllarda attığımız adımlarla, müzecilik alanında da dünyaya yön veren, hedefler gösteren öncü ülkelerden biri haline geldik. Türkiye'miz 'kültür varlığı kaçakçılığıyla mücadele' konusunda da rol model olma yolunda ilerliyor. Geçen yıl yurtdışından getirdiğimiz 3 bin 480 eserle, 30 yılın rekorunu kıran Kaçakçılıkla Mücadele Dairemiz, tüm dünyaya örnek olacak çalışmalara imza atmaya devam ediyor" dedi. 

Editör: MURAT ÖZER