Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, Marmara Denizi'nde yaşanan müsilaj sorununun giderilmesi için çalışmaların devam ettiğini söyleyerek, "Marmara Denizimiz her gün bir önceki günden daha temiz oluyor. Kötüye gidişi durdurduk" dedi.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, TBMM Müsilaj Sorunlarının Araştırılması Komisyonu'nda konuştu. Bakan Kurum, "Çevre laboratuvarlarımızda, ODTÜ, TÜBİTAK ve bilim insanlarımızla yürüttüğümüz ileri analiz ve test çalışmalarımız sonucunda müsilajın tehlikeli atık olmadığı veya toksik özellik göstermediğini tespit ettik. Şunu çok rahat söyleyebilirim ki; devam eden çalışmalarımızla Marmara Denizimiz her gün bir önceki günden daha temiz oluyor. Kötüye gidişi durdurduk. Artık balıklarımız dönüyor, biyolojik çeşitlilik yavaş da olsa artıyor, oksijen seviyesi artıyor. Evet, bugün sevindirici, iyi bir sürece girmiş durumdayız. Fakat, Marmara'nın sırtındaki kirlilik yükünü tamamen yok etmeden kesin çözüme ulaşamayız. Bu konuda milletvekillerimizden de beklentimiz, arıtma tesislerine dair yapım ve yönetime dair yeni kanun tasarılarımızda, yasal mevzuat değişiklerinde desteğinizi vermenizdir. Hızlıca bu süreçleri geçelim, bir an önce Marmara çevresindeki atık su tesislerini dönüştürelim. 2024 yılına kadar tüm yapısal değişimleri gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Biz bu anlamda hem üzerimize düşeni yapacak hem de belediyelerin işletecekleri süreçlerin yakından takipçisi olacağız" diye konuştu.

'140 İŞLETMENİN FAALİYETİNİ DURDURDUK'

Bakan Kurum, 7 Temmuz 2021 tarihi itibariyle; müsilaj temizleme çalışmalarını tamamladıklarını söyleyerek şöyle dedi:

"Toplam 11 bin 129 metreküp müsilajı toplayarak bertaraf ettik. 445 evsel, kentsel ve endüstriyel atıksu arıtma tesisini yerinde inceledik. 201 tesisle ilgili yapılması gerekenleri belirledik. Marmara Denizi’ne kıyısı olan illerimizde denetimlerimize 7/24 esasıyla devam ediyoruz. Bölgede adeta denetim seferberliği ilan ederek Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı, en geniş katılımlı çevre denetimi çalışmasını başlattık. Bu çalışma kapsamında Marmara Denizinde kirliliğe neden olabilecek muhtemel kirletici kaynakların tamamını denetledik. Bugün itibarıyla toplam 13 bin 140 kara kökenli kirletici, 75 bin 411 deniz aracı olmak üzere toplam 88 bin 551 denetim gerçekleştirdik. Yapılan denetimlerle 899 işletmeye ve 99 deniz aracına toplam 131 milyon 600 bin lira idari para cezası uyguladık. 140 işletmenin faaliyetini durdurduk."

'TARİHİ KARARI MİLLETİMİZLE PAYLAŞACAĞIZ'

Bakan Kurum, Marmara Denizi Bütünleşik Stratejik Planının yürürlüğe konulduğunu kaydederek şöyle konuştu:

"Stratejik planımızın kapsamını İstanbul ve Çanakkale boğazları, Susurluk Havzası, Marmara Denizi Hidrolojik Havzası’nı içine alacak şekilde belirledik. Bundan sonra atacağımız her adımı bu stratejik plan çerçevesinde kararlılıkla, titizlikle atacağız. Hedefimiz; Türkiye’nin yeşil kalkınma devrimi çerçevesinde iyi çevresel duruma sahip; sürdürülebilir, biyo çeşitlilik açısından zengin ve tertemiz bir Marmara. Marmara Denizi doğal yapısı, zengin flora-faunası Karadeniz’e, Hazar Denizi’ne ve Macaristan’a uzanan büyük bir parçanın özelliklerini yansıttığından nadir alanlardan biridir. Marmara Denizi’nde 200 balık türü yaşamaktadır. Aynı zamanda birçok göç yapan türün yumurtlama alanıdır. Bu nedenlerle; Marmara Denizi’nin 'Özel Çevre Koruma Bölgesi' olarak ilan edilmesi için çalışmalarımızı tamamladık. Cumhurbaşkanımızın onayıyla yakın zamanda bu tarihi kararı milletimizle paylaşacağız."

Kurum, doğaya zarar veren tek bir litre suya dahi tahammülleri olmadığını belirterek, "Mevcut durumda havzada arıtılan atıksuların yüzde 46’sı ileri biyolojik arıtmadan geçirilirken, bu oranı 2024 yılında yüzde 100'e ulaştıracağız. Ülke genelinde yüzde 3,2, Marmara özelinde ise yüzde 1,2 olan arıtılmış atıksuyun yeniden kullanım oranını 2023 yılında yüzde 5’e çıkaracağız. Böylece her yıl, İstanbul’un şebekeye verilen 1 aylık su miktarını geri kazanmış olacağız" dedi.

'MÜSİLAJ SORUNUNA KÖKTEN ÇÖZÜM'

Bakan Kurum, balıkçılık faaliyetlerinin kontrolü noktasında önemli adımlar atıldığını, yasa dışı avcılık yoluyla oluşabilecek av baskısına engel olmak amacıyla denetimlere ara verilmeden devam edildiğini söyleyerek konuşmasına şu şekilde devam etti:

"27 Ağustos’ta Çanakkale’de mercan resiflerinin bulunduğu alanları balıkçılık koruma alanı olarak belirledik. Marmara Denizinden avcılık yoluyla elde edilen su ürünlerinin dökme olarak balık unu ve balık yağı fabrikalarına nakledilmesini yasakladık. İstanbul Adalar Bölgesinde uygulamaya başladığımız Yapay Resif Projesi ile kaçak/yasak avcılığı engelliyor, biyo çeşitliliği koruyoruz. Balıklarımızı ve deniz bitkilerimize yeni yaşam alanları oluşturmak için şu an 35 olan yapay resif tarlası sayısını 440’a çıkaracağız. Şu an itibarı ile Marmara Denizinden 50 bin metrekare hayalet ağ çıkardık, 2024 yılına kadar 150 bin metre kare hayalet ağı çıkarıp bertaraf edeceğiz. Marmara Denizimizde tekrar aynı sorunla karşılaşmamak için, müsilaj sorununa kökten bir çözüm bulmak adına hep birlikte ortaya koyduğumuz eylemlerimizi, projelerimizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Alınması gereken tüm tedbirleri hızlı bir şekilde almaya devam edeceğiz. İnşallah tüm bu kısa, orta ve uzun vadeli çalışmalarımızın tamamını 2024 yılına kadar tamamlayacağız."

'MARMARA'YI ÖLDÜRECEK BİR ANLAYIŞ SÖZ KONUSU DEĞİL'

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Kurum, Kanal İstanbul ile ilgili soruya "Kanal İstanbul yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu 2013 yılında milletimizle paylaştı milletin de desteğini almak suretiyle dünyaya ilan edildi. ÇED raporunda 200 bilim insanıyla yapıldı bu çalışma. Buradaki bütün etkenleri doğal kaynakların korunması gibi bütün etkenler ÇED raporunda belirtilmiştir. Kanal İstanbul projesiyle atılacak adımlar ÇED raporu doğrultusunda atılacak. Ne su kaynakları ne ekolojik alana zarar verecek adımlara biz de müsaade etmeyiz ve buna ilişkin tedbirleri alırız. Fizibilitesi ile alakalı Ulaştırma Bakanlığı ile koordine halinde yürütüyoruz. Adımları da yine gerek şehircilik gerek planlama anlamında yapılması gerekenleri yapmak suretiyle İstanbul’a yeni rezerv alanı kazandıracak, nefes alacağı yeşil alanları  planlayacak çalışmaları yapıyoruz. Su testlerinden deprem öngörülerine kadar her türlü öngörüde çalışıldı. Marmara Denizi'ni tamamen öldürecek gibi bir anlayış söz konusu değildir" diye konuştu. 

Editör: MURAT ÖZER