Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Güvenli bölge teklifini Cumhurbaşkanımız her platformda dile getirmeye devam ediyor. İlk defa Amerikan yönetimi tarafından üst düzeyde bunun uygulanabilir olduğu ifade edilmiş oldu. Yaklaşık 4 yıl sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği noktaya geldiler. Sevindirici bir şey" diye söyledi.

"DÖRT YIL SONRA CUMHURBAŞKANIMIZIN DEDİĞİ NOKTAYA GELDİLER"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, bugün yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısının ardından Beştepe’de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda 3 ana başlık altında dört sunum yapıldığını ifade eden Kalın, yargı reform stratejisi çerçevesinde oluşturulan yeni yargı reformu stratejisi belgesiyle ilgili ilk sunumun Adalet Bakanı Abdulhamit Gül tarafından yapıldığını, iç ve dış tehditlerle ilgili İçişleri Bakanlığı ve MİT Başkanlığı’nın sunum yaptığını, Dışişleri Bakanlığı’nın ise bölgesel ve küresel gelişmelerle ilgili sunum gerçekleştirdiğini kaydetti.

'TERÖR ÖRGÜTLERİYLE MÜCADELE DEVAM EDECEK'

ABD’nin Suriye’den çekilme kararının kabine toplantısında etraflı şekilde ele alındığını belirten Kalın, "Türkiye yumuşak ve sert gücün bütün imkanlarını kullanarak hem sahada hem masada olmaya devam edecek. Ülkemizin çıkarları, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliği her satıhta teminat altına alınmaya devam edilecek. İster Suriye, ister Irak’ta, Türkiye’yi hedef alan terör örgütleriyle mücadele devam edecek. PKK/PYD, FETÖ, DEAŞ, DHKP-C ile mücadelede bütün imkanlar seferber edilmek suretiyle kararlı bir şekilde devam edecek" şeklinde konuştu.

'CUMHURBAŞKANI MOSKOVA’YA GİDECEK'

Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın il ziyaretlerinin yanı sıra yurtdışı programlarının da olacağını açıklayan Kalın, "Önümüzdeki hafta, 23 Ocak Çarşamba günü Sayın Cumhurbaşkanımızın Moskova’ya ziyareti olacak. ABD’nin çekilme kararı sonrası ortaya çıkan durumu Ruslarla koordine etmek için buraya günübirlik ziyaretimiz olacak" dedi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, bu hafta Hırvatistan Cumhurbaşkanı’nın, Şubat ayı başında ise Yunanistan Başbakanı’nın Türkiye’ye ziyaret gerçekleştirmesinin planlandığını belirtti.

'HAREKETLİLİKLER REJİM TARAFINDAN SUİSTİMAL EDİLİYOR'

Rusya tarafından dile getirilen Heyet Tahrir Şam (HTŞ) terör örgütünün İdlib’deki etkinliğini artırdığı iddiaları hakkında sorulan soruya yanıt veren Kalın şu şekilde konuştu:

"İdlib mutabakatı çerçevesinde o bölgede 10 kilometrelik bir askeri güçlerden arındırılmış bölge oluşturuldu. Buranın güvenliği bizim tarafımızdan sağlanıyor. Burada 12 gözlem noktamız bulunuyor. Buradaki amacımız bu bölgenin her türlü askeri faaliyetten, terör eylemlerinden arındırılması ve sivillerin can ve mal güvenliğinin sağlanması. Orada zaman zaman meydana gelen hareketlilikler çoğu zaman rejim tarafından suistimal ediliyor ve oraya saldırı için bahane olarak kullanılmaktadır. Amerika’nın çekilme kararı sonrasında Fırat’ın doğusuyla ilgili önemli kararlar alma arifemizde İdlib’de böyle hareketlerin patlaması, rejim tarafından ihlallerin yapılması manidar, tesadüf değil. Bu konuları Sayın Cumhurbaşkanımız Rus mevkidaşıyla ele alacak. Ama ilgili arkadaşlarımız özellikle istihbarat başkanlığımız bu konuyu yakinen takip ediyor. Diplomatik kanallardan da ilgili arkadaşlarımız bunun görüşmeleri yapılıyor. İdlib’deki amacımız başta neyse şimdi o. Amacımız o bölgeye sıkışmış 3.5 milyon insanın can ve mal güvenliğini sağlamak. Rejimin saldırıları mutabakatın ihlali anlamına gelir. Burada Rus tarafının da rejimi bu konuda uyarması ve kontrol altında tutması gerekmektedir."

'BİZ DE KENDİ KAĞIDIMIZI AMERİKAN TARAFINA İLETTİK'

Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan görüşmede Amerikan heyetinin 5 maddelik resmi olmayan bir belgeyi sunup sunmadığı şeklindeki soruya Kalın şu şekilde cevap verdi:

"Amerikan heyeti bize resmi bağlayıcılığı olmayan bir kağıt verdiler. Ana başlıkları itibariyle Amerika’nın buradan çekilme kararını teyit eden kağıttır bu. DEAŞ’la mücadelenin devam edeceğini ifade etmektedir. Bizim katılmadığımız nokta olarak PYD/YPG ile ilgili bir takım düzenlemeler yapılamasını talep eden bir kağıt. Bir de Amerika’nın o bölgede hava sahasını korumasını devam edeceğini ifade eden bir kağıt. Biz de kendi kağıdımızı Amerikan tarafına ilettik. Orada ABD’nin kararını olumlu bulduğumuzu ifade ettik, DEAŞ’la mücadelenin Türkiye tarafından devam ettirileceğini söyledik. Çekilme sonrası terör örgütlerine alan verilmemesi gerektiği hususunun da altını çizdik. Münbiç yol haritasının bir an önce uygulanması ve bunun Fırat’ın doğusuna teşmil edilmesi gerektiği konusunu dile getirdik. Verilen silahların toplanması, askeri üslerin dağıtılması ya da Türkiye’ye devredilmesi böylece bu bölgede Türkiye’nin güvenlik hattı oluşturması konularını ifade ettik. Bununla ilgili müzakereler devam ediyor."

'EKONOMİK TEHDİT GERİDE KALDI'

ABD Başkanı Donald Trump’ın ekonomi tehdidi hakkında sorulan soruya yanıt veren Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, "Tweet atıldıktan sonra biz gerekli cevapları verdik. Dün akşam da Sayın Cumhurbaşkanımız Sayın Trump’la görüşme yaptılar. Orada bu konuyu sonuca bağladılar. Zaman zaman Sayın Trump’ın çıkışları olduğunu biliyoruz. Dünkü görüşme tonu ve havası itibarıyla olumlu bir görüşme oldu. Görüşmeden sonra Trump bir tweet daha attı. Türkiye’yle geliştirmek istediğini söyledi. Bu episodu geride bıraktığımızı düşünüyoruz. Biz şu anda pozitif bir gündemle bugüne ve yarına bakalım. Tabii ki görüş ayrılıkları olabilir. Belli konularda ABD’nin PYD/YPG konusundaki devam eden tutumunu kabul etmediğimizi ifade ettik. Kendileri de eninde sonunda bu politikanın yanlış olduğunu, kendilerine de zarar verdiğini, Suriye’nin toprak bütünlüğüne aykırı olduğunu görecekler. Belki biraz gecikerek, belki adım adım; ama biz bu konuda görüşlerimizi ısrarla anlatmaya devam edeceğiz. Ekonomik tehdit vesaire konuları geride kaldı. Bugün yeni bir hedef kondu, bu pozitif gündemle çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

'KABUL EDİLSEYDİ MÜLTECİ AKINI YAŞANMAYACAKTI'

Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan güvenli bölge ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin güvenli bölge hakkındaki eleştirilerine ilişkin yöneltilen soruyu cevaplayan Kalın şu şekilde konuştu:

"Sayın Trump’ın teklifine olumlu baktığımızı ifade ettik, ediyoruz. Aslında bu Sayın Cumhurbaşkanımızın yaklaşık dört yıldır dile getirdiği bir tekliftir. Sayın Cumhurbaşkanımız bu konuyu detaylı bir şekilde çalışmış ve dünya liderleriyle paylaşmıştır. O zamanlar Obama, Merkel, Fransa, İngiltere ve diğer ülkeler buna olumlu baktığını ifade etmişler; ama maalesef gereğini yapmamışlardır. Bu teklif o zaman kabul edilseydi, 2015-2016 yıllarına damgasını vuran o büyük mülteci akını yaşanmayacaktı. Birçok insan öldü, onların hayatları kurtarılacaktı. Bunu Cumhurbaşkanımız her platformda dile getirmeye devam ediyor. İlk defa Amerikan yönetimi tarafından üst düzeyde bunun uygulanabilir olduğu ifade edilmiş oldu. Yaklaşık 4 yıl sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği noktaya geldiler. Sevindirici bir şey. Ama bu nasıl uygulanacak? Alan nasıl şekillenecek? Askeri, istihbari boyutu ne olacak? Görüşmeler devam ediyor. Önümüzdeki günlerde bu görüşmeler devam edecek. Yarın Genelkurmay Başkanı’mız Brüksel’de Amerikan Genelkurmay Başkanı’yla görüşecek orada da askeri boyutuyla ele alacaklar."

'BURANIN KONTROLÜ TÜRKİYE’DE OLACAK'

Güvenli bölgenin sadece Türkiye için değil Suriye’deki mülteciler için de gerekli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, şunları kaydetti:

"Sadece bizim sınırımızı güvence altına alan değil onun 30 kilometre derinliğinde yaşayan herkesi güvence altına alan bir güvenli bölge olarak planlanıyor. Burada terör örgütüne koruma sağlayacak bir plana 'evet' dememiz asla söz konusu olamaz. Sayın Cumhurbaşkanımız bunu net bir şekilde ifade ettiler. Sayın Bahçeli bu noktaya dikkat çekiyor. Elbette burada Türkiye’yi adeta boşa çıkartıcı, terör örgütlerine yeni bir alan yaratacak bir anlaşmaya, planlamaya onay vermemiz söz konusu değil. Müzakereler bu ilke çerçevesinde yapılacak. Sayın Cumhurbaşkanımız ifade ettiler, buranın kontrolü Türkiye’de olacak. Burada Türkiye’nin askeri konuşlanmasıyla, istihbari faaliyetleriyle, yerel halkın sürece dahil edilmesiyle bir güvenli bölge oluşturulacak. Aslında şu anda Cerablus-El-Bab hattında, Afrin’de, İdlib’de bu gerçekleştirilmiş durumda. Adına güvenli bölge denmese de şu anda fiilen orada Türkiye’nin kontrolünde bir güvenli bölge hattı var. Bu saydığım coğrafya içinde ne rejim, ne PKK/PYD, ne de DEAŞ unsurları var, buralar yerel kent konseyleri tarafından yönetiliyor. Benzer bir model Münbiç’te ve Fırat’ın doğusunda rahatlıkla uygulanabilir."

'PATRİOT TEKLİFİ GELDİ'

S-400 Hava Savuma Sistemi ile Patriotların arasında hiçbir şartlı ilişki bulunmadığına dikkat çeken Kalın, " 'Patriotlar geldi S-400’ten vazgeçin' tekliflerini kabul etmediğimiz gibi pozisyonumuzda değişiklik söz konusu değil. Türkiye milli güvenlik çıkarları çerçevesinde istediği ülkeden istediği askeri teknolojiyi alabilir. Patriot’larla ilgili yapılan teklife gelince bu bir müzakere süreci. Teklif geldi, Savunma Sanayii Müsteşarlığı bu konuda çalışmalarını sürdürüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı da kongreye olumlu görüş belirtmişti. Gelen teklif bizim ihtiyaçlarımızı, taleplerimizi ne kadar karşılıyor bunun müzakeresi yapılıyor. Bizim orada üç temel kriterimiz var. Fiyat, teslim tarihi, teknoloji transferi-ortak üretim. Bu şartları yerine getirmesi halinde füzeler alınabilir. Bunu karşılamaması halinde müzakereler devam eder. Bizim S-400 ile ulaştığımız bir nokta var hem fiyat hem teslim tarihi hem ortak üretim konusunda. Bunun gerisine düşecek teklifin çok fazla yol alamayacağını da tahmin etmek zor olmasa gerekir" şeklinde konuştu.

'EK GÖSTERGE İLE İLGİLİ ÇALIŞMA DEVAM EDİYOR'

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, imamlar, öğretmenler, hemşireler ve polisler olmak üzere dört ana kategoride çalışanların 3 bin 600 ek göstergeye çıkarılması ile ilgili çalışmanın devam ettiğini, herhangi bir gündemden çıkarma ya da unutma söz konusu olmadığını, çalışma tamamlandığında bu vaadin yerine getirileceğini kaydetti.

Kalın, yerel seçimler konusunda ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçmen kaydırma meselesine olumlu bakmadığını, herkesin kendi yerinde oyunu kullanması gerektiğini söyledi.

Kaynak: dha