DIŞİŞLERİ Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, rahip Andrew Brunson'ın durumuna ilişkin, "Brunson sağlık sorunları nedeniyle ev hapsinde. Durumunda bir değişiklik yok" dedi.

​Ankara'da düzenlenen 10'uncu Büyükelçiler Konferansı çerçevesinde Türkiye'ye gelen Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, büyükelçilere sunum yaptı. Basına kapalı gerçekleşen programın ardından Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ortak basın toplantısı düzenledi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, mevkidaşı Sergey Lavrov'a "Hoşgeldiniz" diyerek "Sergey Lavrov dünyada dışişleri bakanlarının duayenidir. Dolayısıyla ciddi bir bilgi birikimi ve tecrübesi vardır. Bu tecrübesini büyükelçilerimizle paylaştı. Birçok konuda Rusya Federasyonu'nun ve kendisinin vizyonunu bizlerle paylaştı. İkili ilişkilerimiz her alanda olumlu bir şekilde seyrediyor. Türk Akımı, Akkuyu Nükleer Enerji Santrali gibi çok önemli projeleri hayata geçirmek için birlikte çalışıyoruz. Vize meselesi elbette önemli. Rusya vatandaşlarının ülkemize vizesiz bir şekilde seyahat etmesi bizleri mutlu ediyor. Bu sene Rusya'dan gelen turist sayısında da bir rekor kırılıyor. Daha fazla Rus turisti, dostlarımızı ülkemizde ağırlamaktan elbette mutluluk duyacağız. Bizim vatandaşlarımızın da vize sorunu yaşamadan ki; aramızda yaşanan bir hadise biliyorsunuz, ondan önce vizesiz bir şekilde vatandaşlarımız seyahat edebiliyordu, vatandaşlarımızın vize sorunu yaşamadan Rusya Federasyonu'nu ziyaret etmesini arzuluyoruz. Bu konuda bazı çalışmalarımız var. Belli bir noktadan başlayarak inşallah bu sorunu da çözeceğiz" diye konuştu.

LAVROV: BAZI BATI PARTNERLERİMİZ DİPLOMASİ KÜLTÜRÜNÜ YİTİRMİŞ DURUMDA
Sergey Lavrov ise, "Türk dostlarıma teşekkür ediyorum" diye konuşmasına başlayarak şunları söyledi:

"İkili çalışmaları bizzat koordine ediyoruz. Seneye karşılıklı olarak kültür ve turizm yılı olacak. Turist akımı çok güzel. Türk beldelerinde Rus turistler popüler oldu. Ruslar arasında galiba yeni bir rekoru kıracağız. Sunumda Rus görüşünü paylaştım, modern dünya meselelerine nasıl bakıldığını paylaştım. Dünyada gergin bir dönem yaşıyoruz. İki kutuptan çok kutuplu dünyaya geçiliyor. Bu düzen, objektif bir gerçektir. Bu objektif evrimlere bazıları karşı koymaya çalışıyor. Yaptırım tehditlerle karşı çıkıyor. Bazı batı partnerlerimiz diplomasi kültürünü yitirmiş durumdalar. Biz bir kez daha BM şartında ilkelere dönüş yapacağız. Ülkelerin içişlerine karışılmamasını öngörüyoruz. Türkiye ile beraber hep şunun tarafındayız; çeşitli meseleler, Suriye meselesi çözülmelidir. Terör gruplarına karşı nasıl mücadele edebiliriz, terörden vazgeçenleri, sivil hayata geçişlerini nasıl sağlarız, bunu görüştük. Çatışmasızlık bölgesi İdlib de ele alındı. Stratejik ortaklığımızın artırılmasına yönelik adımlar atıyoruz. Somut işbirliği konularını tekrar ele alacağız."

LAVROV: BİZİM DE SURİYE ORDUSUNA DESTEK SAĞLAMA HAKKIMIZ VAR
Çavuşoğlu ve Lavrov'un basın açıklamasının ardından soru-cevaba geçildi. İdlib konusuna ilişkin Lavrov şöyle konuştu:
"Çatışmasızlık bölgesi, tüm bölgeler gibi belli şartlarla oluşturuldu. Bu şartlardan biri teröristlere ateşkes teröristleri kapsamayacak. Terörist olarak kalmak istemeyenler, silahlı gruplardan kendilerini ayırmalılar. Durum zordu. BM istatistiklerine göre birlerce militan mevcut. Gözetim noktaları kuruldukça ortam yatıştı. Son dönemde saldırılara maruz kalınıyor. Özellikle Rusya ordusu İHA'larla. Suriye ordusu bu tarz hareketlere karşı mücadele etme hakkına sahiptir. Kendi toprağında bağımsızlığı için savaşıyor. Bizim de Suriye ordusuna destek sağlama hakkımız var. Suriye krizi çerçevesinde kronik sorun var. Obama rejiminden başlayarak bugüne vatanseverler teröristlerden ayırt edilemiyor. Suriye'de terörle mücadele edenler bunu yapmalı."

'TERÖRİST VAR DİYE HASTANELERİ OKULLARI BOMBALAMAK FELAKET OLUR'
Mevlüt Çavuşoğlu ise "Çatışmaları durdurmak istedik Astana süreci ile. İdlib'de yapılması gereken nettir. Gözlem noktalarının amacı, çatışmalar ya da ihlaller olduğunda bunların tespit edilmesi ve tedbirleri birlikte almaktır. İdlib'de 3 milyondan fazla sivil yaşadığı söyleniyor. Bazı terör grupları da var. Bu gruplar sadece başkalarına veya İdlib bölgesinin dışına değil, İdlib içindeki sivillere ve muhalif gruplara da tehdit oluşturuyor. Biz bu teröristleri tespit edip, onları etkisiz hale getirmemiz gerekir. Terörist var diye hastaneleri, okulları bombalamak felaket olur. Ilımlı muhalefet ve teröristleri ayırmak lazım" diye konuştu.
 

ÇAVUŞOĞLU: BRUNSON'UN DURUMUNDA BİR DEĞİŞİKLİK YOK'
Mevlüt Çavuşoğlu, Türk büyükelçinin beyaz sarayda Bolton'la görüşmesinin anımsatılması ve rahip Brunson'un durumunun sorulması üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Esasen Beyaz Saray ayarladı görüşmeyi. ABD'de karmaşa var. Sorunu çözmek isteyen de var, krizi sürdürmek isteyen de var. Başka problem farklı kurumlar var kendi aralarında. İletişim var mı yok mu tam bir karmaşa var. Sadece bize yönelik değil. Elçimizin Bolton'a söylediği nettir. Net bir mesajı verdi, 'baskı ve tehditle yaptırımlarla Türkiye ile ilişkileri ancak bir kaos oluşur, ilişkiler kötüye gider.' ABD yaptırım dilini bir kenara bırakıp, diyalogla çözüme kavuşturmalıdır. Brunson sağlık sorunları nedeniyle ev hapsinde. ABD'nin Ankara maslahatgüzarı ziyaret edecek. Durumunda bir değişiklik yok.”
 

LAVROV: BİR ÇOK ÜLKE DOLARDAN VAZGEÇMEYE BAŞLAYACAK
Sergey Lavrov, yaptırımlara ilşikin sorulara ise, "Elbette hiçbir Suriye krizine bağlanması gerekmiyor ABD yaptırımlarının. Objektif olarak elbette biz ABD'nin Astana sürecinin somut veriler elde etmesini engellemek istiyorlar. Bu tarz eylemlere daha önce de başvurdular. Fakat Türkiye, Rusya, İran anlaşamadıkları meselelerde bile kendilerine sağduyu buldular. Somut meseleleri çözmede irade gösterdiler. Bunlar Suriye'de durumun iyileşmesine yardımcı oldu. Tek tük militanlar kalıyor ama tek hedef Nusra. Batının mültecilerle ilgili tutumu gerçekten şaşırtıcı. Rusya ve Fransa'nın beraber katıldığı faydalı bir etkinlik oldu insani yardım konusunda. Suriye'de önemli olan orada altyapı yeniden kurulmalı ki mülteciler kendi evlerine dönsünler. Şöyle tuhaf bir açıklama ile karşılaştık. Mülteciler konusunda yüksek komiser mültecilerin Suriye'ye dönüşü erken dedi. Gayrimeşru bir siyasettir bu. Bazı ülkeler her yerde, her şeyde öncü olmak istiyor. Parayı verip, dünya meselelerinden düdüğü çaldırmak istiyorlar. Uluslararası piyasalarda adil rekabete değil, tek taraflı yola başvuruyorlar. Bununla da kendi müttefiklerini cezalandırılıyorlar. Sanırım bu çok uzun sürmeyecek. Uluslararası ticaretin tüm ilkelerine aykırıdır, BM ilke ve kararlarına da aykırıdır. Tek taraflı ekonomik yaptırımlar gayrimeşrudur. Bu engelleri nasıl ortadan kaldıracağımıza gelince, milli paralarla ticaret birkaç senedir önümüzdeki hedeflerden bir tanesidir. Rusya ve İran arasında ve Çin arasında mutabakatlar oldu ve hayata geçti. Mili paralarla ödeme yaptığımız oluyor. Kanaatimce bu tarz son derece kaba istismar etmeleri şuna yol açacak. Aslında doların nüfusu eninde sonunda azalacak. Birçok ülke dolardan vazgeçmeye başlayacak. Daha güvenilir ortaklara yönelecek."
 

ÇAVUŞOĞLU: ARTIK BU KABADAYILIK DEVRİNİN BİTMESİ GEREKİYOR
Mevlüt Çavuşoğlu, yaptırımlara karşı olduklarını vurgulayarak şunları kaydetti:

"ABD veya herhangi bir ülkenin yaptırımlarına karşıyız. BM karaları açıktır. Biz AB'nin de Rusya'ya yönelik yaptırımlarına katılmadığımız gibi, karşı olduğumuzu söyledik. İran'a yaptırımlara da katılmıyoruz. Bir ülke karar alacak tek başına ve uygulayacak. Karar alırken danıştın mı, yok. Tek başına karar alacaksın, herkes uygulayacak. Yok. Herkes bu kararlardan rahatsız. İran'a yapılan yaptırımlardan rahatsız. Birçok ülke İran'dan doğalgaz aldığını söyledi. Türkiye'nin İran'dan gaz aldığını söyledi Sayın Erdoğan, Trump'a devam edeceğini de söyledi. Artık bu kabadayılık devrinin bitmesi gerekiyor. ABD itibarlı ülke olarak devam etmek istiyorsa, bu dayatmalarla olmaz, herkesi dinleyip herkesi ortak, eşit görerek olur. Bu bir kelebek etkisi yaratmaya başladı. Türkiye'ye yönelik saldırılardan dolayı AB'de de endişe var. ABD doları bazı Avrupa ülkelerine saldırma aracı olarak kullanılıyor. Esas olarak bu doların itibarını zedeliyor. ABD'nin bundan vazgeçmesi gerekiyor. Yarın Türkiye yerine herhangi bir ülke olabilir."

Kaynak: dha