Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba’nın da katılımıyla Lviv Ulusal İvan Franko Üniversitesi’nde düzenlenen ‘Modern Trendlerin Ön Saflarında Diplomasi: Uluslararası Diplomasiye Yeni Bir İçerik Kazandırmak’ adlı panelde konuştu. Bakan Çavuşoğlu, “Sadece ilkeli ve insani diplomasi aracılığıyla küresel engellerle mücadele edebiliriz” dedi.

Üniversitenin tarihinin kendisini çok etkilediğini ifade ederek konuşmasına başlayan Bakan Çavuşoğlu, “Aynı zamanda birçok Ukraynalı diplomatın bu fakülteden mezun olduğunu öğrendim. Bundan önceki ve önümüzdeki yıllarda Ukrayna’nın Türkiye büyükelçisi olacak kişiler de buradan mezun olmuşlar. Ben kendi üniversitemi hatırlıyorum Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi birçok diplomat oradan mezun olmuştur ve tabii ki Kiev’deki büyükelçimiz değil ama benim sözcüm ve aynı zamanda danışmanım ve ben hepimiz Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olmuş kişileriz” dedi.

“KÜRESEL GÖRÜNÜM DEĞİŞİYOR”

Konferansın ana temasının son derece önemli olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, “Aslında küresel görünüm değişiyor. Değişim, süregelen bir gerçek ancak şu anda farklı olan şey şu, değişim çok daha hızlı gerçekleşiyor. 16. yüzyıldan birisini 18. yüzyıla getirecek olursanız kendisinin aslında yeni dünyaya adapte olmakta problem yaşayacağını zannetmiyorum. Ancak 20. yüzyılın ilk yarısından birisini getirip bugüne taşıyacak olursak bu kişiler günümüze adapte olmakta zorlanacaktır. Bizler çocuklarımızı anlamakta bile zorlanıyoruz. Daha önce uluslararası ilişkileri öğrencisi olan kişiler için yüzyılın başında dünyayı anlamak daha kolaydı. 1990'ların öncesinde de daha kolaydı çünkü sabit ittifaklar vardı. Ancak şimdi çok kutuplu bir dünyadan bahsediyoruz. İttifaklar değişiyor, ve klasik tehditlere ilaveten bazı küresel engellerle karşılaşıyoruz. Hibrit engeller, siber saldırılar, iklim değişikliği gibi birçok olguyla mücadele ediyoruz. Bütün bu konularla ilgili olarak İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel sistemin artık buna cevap vermekten öte olduğu konusunda da bir fikir birliğine vardık. İşte bu değişimi anlayıp diplomasiyi buna uyarlamamız gerekiyor. Diplomasiyi merkeze ya da ön safhalara koymak için bazı politika önerilerimiz de var. Öncelikle diplomasi çok paydaşlı bir ortamdır. Devletler tabii ki birincil aktörler ancak yine de üniversitelerin, şirketlerin, düşünce kuruluşlarının hatta bireylerin rolü bile giderek daha fazla önem kazanmaya başladı. Bu anlamda gerçekten yeni politikalar geliştirirken kapsayıcı yardıma ihtiyacımız var” diye konuştu.

“DİPLOMASİ YENİLİKÇİ OLMALI”

“İkinci olarak diplomasi yenilikçi olmalı. Teknoloji tabii ki bizim çalışma ve düşünme şeklimizi değiştiriyor ama diplomasi bunda bir istisna değil” değil diyen Bakan Çavuşoğlu, “Biz büyük ve geniş kapsamlı verileri ve yine yapay zekayı birçok farklı alanda kullanıyoruz. Kamu diplomasisi, ekonomik diplomasisi, yine çatışmalı alanların belirlenmesi, gerçek zamanlı istihbarat ve birçok şey. 2019 yılında dijital diploması inisiyatifimizi başlattık pandemi öncesinde, mümkün olduğunca teknolojik araçları en iyi şekilde kullanmaya çalıştık. Ancak yenilikçi olmak sadece teknoloji ile ilgili değil fikirlerle de alakalı bir şey. Sisteminizi yeni yaklaşımlara açık tutmak modern diplomasi için son derece gerekli unsurlardır. 30 yıl önce Sovyetler Birliği'nin dağılmasından hemen sonra Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütünü (KEİ) kurmak yenilikçi bir fikirdi. Bugün hala bölgesel iş birliğine katkıda bulunuyor ve bölge ülkelerini bir araya getiren tek örgüt” dedi.

“DİPLOMASİYİ MERKEZE YERLEŞTİREBİLMEK İÇİN ÇOK PAYDAŞLI ÇABAYA İHTİYAÇ VAR”

Bir taraftan yenilikçi olurken, diğer yandan da ilkelere bağlı kalmak gerektiğini belirten Bakan Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Dış politikanın ahlaki bir merkezi olması lazım. Biz, Türk dış politikasını 'girişimci ve insani' olarak tanımlıyoruz. Girişimci, çünkü yeni fikirlere açık ve proaktif bir biçimde harekete geçiyor. İnsani, çünkü biz insanları düşünce ve hareket etme yönümüzün merkezine yerleştiriyoruz. Türkiye insani yardım konusunda lider ülke, en zengin değiliz ancak en cömert olmaktan da gurur duyuyorum. Uluslararası dayanışmanın pandemi sırasında eksikliğini görmek bizim için insani diplomasinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Sadece ilkeli ve insani diplomasi aracılığıyla küresel engellerle mücadele edebiliriz. Dördüncü olarak, etkin çok taraflılık yeni bir uluslararası gerçekliği oluşturmak sizin ifade ettiğiniz şekliyle son derece önemli. Henry Kissinger’in ifade ettiği gibi diplomasinin klasik tanımı aslında sınırlama gücünün sanatıdır ancak güç eğer meşruiyet olmazsa frensiz bir araba gibidir ve nihayetinde kaza yapar. Ve çok taraflılık burada aslında meşruiyetin en önemli kaynaklarından bir tanesi. Ancak konuyla ilgili kalması için şunu söylemek istiyorum, çok taraflılığın etkin olması gerekiyor dünyada da etkinliğe ihtiyacımız var. Diplomasi gibi kurumlar değişen gerçekliğe adapte olmalı. Örneğin, Birleşmiş Milletler (BM) kendisini bu değişen dünya düzenine adapte edemezse ve uyum sağlayamazsa giderek daha az önemli hale gelecektir. Cumhurbaşkanı (Recep Tayyip) Erdoğan'ın BM'nin özellikle reforma tabi tutulması gerektiği yönündeki görüşü ve 'Dünya beşten büyüktür' sözü bu gerçeğin altını çiziyor. Bölgesel iş birliği mekanizmaları, etkin çok taraflılık için aynı zamanda son derece önemli.”

Ukrayna'nın Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyine (Türk Konseyi) gözlemci üye olmak istediğini ve 12 Kasım'da düzenlenecek zirvede bu konunun önerileceğini ifade eden Bakan Çavuşoğlu, “Diplomasiyi merkeze yerleştirebilmek için çok paydaşlı çabaya ihtiyaç var” diyerek Uluslararası ilişkiler öğrencilerinin ve geleceğin diplomatlarının görüşlerinin çok önemli olduğunu belirtti.

Editör: MURAT ÖZER