TÜRKİYE'nin tanınmış adli tıp uzmanı, Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) üyesi ve yazar Prof. Dr. Sevil Atasoy, 2'nci Kayseri Kitap Fuarı'nda okurlarıyla bir araya geldi. Fuar kapsamında 'Kanıt peşinde' konulu söyleşi veren Atasoy, "Ceset bulunamasa bile bir cinayeti kanıtlamak mümkün" dedi.

Prof. Dr. Sevil Atasoy, merkez Kocasinan ilçesine bağlı Zümrüt Mahallesi'ndeki Dünya Ticaret Merkezi Konferans Salonu'nda düzenlenen 'İkinci Kayseri Kitap Fuarı'na katıldı. Atasoy, okurlarıyla bir araya geldiği fuarda, 'Kanıt peşinde' konulu söyleşi verdi. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşının kriminal incelemesinden örneği anlattığı konuşmasında Atasoy, şunları kaydetti: 

"CESET BULUNAMASA BİLE CİNAYET KANITLAMAK MÜMKÜN"

"Amerika'da bir Türk; adı Fikret, annesi ve iki ağabeyi ile beraber evde oturuyorlar. Fikret, o gün işe gitmiyor. Can sıkıntısından o bölgede hizmet veren bir masaj firmasına telefon ediyor ve masaj yaptırmak için birini çağırıyor. Onlar diyor ki 'Biz elemanımızın giriş saatini tespit ederiz, bize haber verir. Hiçbir şekilde soyulmaya zorlanamaz. Hiçbir şekilde ilişkiye giremezsiniz, sadece usulüne uygun olarak masaj yaptıracaksınız'. Fikret, 'Peki' diyor. Masör kadın eve geliyor ama bir daha ortada gözükmüyor. Fikret'in evine polis geliyor; fakat birkaç gün sonra gelebiliyorlar. Önce hiçbir şey bulamıyorlar. Sonra Kriminal Daire Başkanı'nı arayıp, delil bulamadıklarını söyleyip, onu da çağırıyorlar. Müdür geldiği zaman evin sabun koktuğunu anlıyor ve 'Yere yatın ve halıya yüzünüzü dayayın' diyor. Islak olduğunu anlıyorlar. Müdür, 'Kaldırın halıyı' diye sesleniyor. Duvardan duvara olan halı kaldırıldığında altından kan çıkıyor. O kanın miktarını hesap ediyorlar. 'Bir insan bu kadar kanamışsa mutlaka ölmüştür' diyorlar. Ortada ceset olmadığı halde Fikret, ömür boyu hapse mahkum oldu. Ancak bu olaydan dört yıl sonra da 50 kilometre ötede bir bahçede kadının cesedi, parçalanmış halde gömülmüş olarak bulundu. Buradan çıkaracağımız olay, ceset bulunamasa bile bir cinayeti kanıtlamak mümkün." dedi.

'KEYİF AMAÇLI UYUŞTURUCUNUN SERBEST OLMASI KAYGI VERİCİ'

BM Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu (INCB) üyesi de olan Prof. Dr. Atasoy, Kanada'da keyif amaçlı esrar kullanımının serbest bırakılmasıyla ilgili muhabirine açıklamalarda bulundu. Atasoy, "17 Ekim'de Kanada, 'C-45' diye tanımlanan bir yasa geçirdi. Bu yasa ile birlikte keyif amaçlı esrar kullanımı serbest oldu. Kanada, Birleşmiş Milletler Uluslararası Uyuşturucu Kontrol Kurulu olarak vermiş olduğumuz kararlara ters düşen bir uygulama yapıyor. 3 sözleşme var. 1961, 1971 ve 1988 sözleşmeleri. Kanada da bu sözleşmelerin imzacısı" şeklinde konuştu. 

Kanada'nın uyguladığı yasanın, 1961 sözleşmesine aykırı olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Atasoy, "Sözleşmeye göre, kontrole tabi maddelerinin alımı, satımı ve imalatı ve ticareti hiçbir şeklide tıbbi ve bilimsel amaçlar dışında gerçekleştirilemez. Keyif amaçlı esrar kullanımı uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum. BM olarak olanları büyük bir kaygıyla ile izliyoruz. Çünkü sadece Kanada'nın gençlerini değil, bu uygulama ile bütün dünya ülkelerinin gençleri tehlikeye atılmış oluyor. Kanada'nın bu tutumunu kınıyoruz" diye söyledi. 

Kaynak: dha