Zonguldak Barosu'nun düzenlediği seminere katılan Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, boşanmış ailelerin çocuklarının icra yoluyla alınmasına yönelik çocuk teslim merkezlerinin kurulmasının gündemde olduğunu söyledi.

'AİLE HUKUKU HMK YARGITAY UYGULAMALARI' SEMİNER

Zonguldak Barosu tarafından bir otelde, 'Aile hukuku HMK Yargıtay uygulamaları' konulu seminer düzenlendi. Seminere, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan ve Türkiye Barolar Birliği Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu üyesi Sinem Hacıeminoğlu konuşmacı olarak katıldı. Ömer Uğur Gençcan, seminer boyunca bir avukatın nasıl bir dava dilekçesi yazmasından başlayarak ön incelemenin yapılması, tahkikata geçilmesi, sözlü yargılamanın yapılması, hükmün kurulması ve temyiz yolu gibi birçok başlıkta açıklamalarda bulunacağını söyledi. Bir avukat için en önemli şeyin Yargıtay'ın şu anda ne düşündüğü konusu olduğunu ifade eden Gençcan, "Bunu beğenmeyebilirsiniz. Bunu makalelerde, doktora tezlerinde, kitaplarınız da eleştirebilirsiniz. Bunu engelleyecek bir durum yok, fakat yargı uygulamasında biz yorumu bu şekilde yapıyoruz şeklinde bir tavrımız var. Bu önemli bir tavır. Çünkü buna uymadığınız takdirde kararlar bozulmakta, yargılamanın süreci uzamakta" dedi.

"BU SEFERKİ KONU CİDDİ BİR HALE GELDİ"

Türkiye'nin gündeminde olan konulardan da seminer boyunca bahsedeceğini anlatan Gençcan, şöyle konuştu:

"Bugün için yoksulluk nafakasının sınırlı olması Türkiye'nin gündeminde var. Çocukların icra daireleriyle görüşmemeleri, ücret yatırmak zorunda olmamaları, çocuk teslim merkezleri kurulmasıyla ilgili proje gündemde. Bunlar hükümetin icra programı içerisinde yer almış konular. Bu seferki konu ciddi bir hale geldi. İkinci hafta önce Bursa'daydım. bir yıl önce söylediklerimin çoğunun tersini bu sefer söylemek zorunda kaldım. Çünkü hukuk sürekli değişiyor, akıyor ve yorum yapılıyor. Biz gerek hakikatlerinin olması, gerekse anayasa mahkemeleri kararları sebebiyle bizim de daimi olarak bu hakikallerden dava konuları konusunda süratle uyum göstermemizin tabi bir sonucu olaraktan da içtihat değişikliklerine gidilmekte. Çok sayıda içtihat değişikliğine gidilmekte. Bunlar bizim keyfi sebeplerimizle değil, altında gerekçeleri olan felsefesi olan içtihat değişikliğine gidiyoruz."

Kaynak: dha