Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin her konuyu siyasileştirme gayreti içinde olduğunu ancak AK Parti olarak siyasetlerini karşılarındaki vahim tabloya göre belirlemediklerini söyledi. Muhalefetin, milletin acısı üzerinde tepinerek siyaset yaptığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için yapılan 'Fatih Sultan Mehmet' benzetmesine tepki göstererek, "Bunlar Fatih'in kim olduğunu anlamamış, bilmiyorlar. Tam aksine bunlar Taksim olaylarında Başbakanlık konutunun hemen karşısındaki duvara; 'Zulüm 1453'te başladı' yazdılar. Meral hanım, sen kimi kime benzetiyorsun? '1453'te zulüm başladı' diye duvarlarımıza yazı yazanlarla aynı yolda yürüyorsun. Fatih kim, sizler kim?" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, öğleden sonra Kahramanmaraş'a geldi. Havalimanında karşılanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kent merkezinde kendisine sevgi gösterisinde bulunanları selamladı. Erdoğan, daha sonra Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı. Kahramanmaraş'a 31 Temmuz'da gelmeyi planladıklarını ancak orman yangınları nedeniyle ertelemek zorunda kaldıklarını hatırlatan Erdoğan, sel ve yangınlar nedeniyle afet bölgelerindeki vatandaşı sahipsiz bırakmadıklarını dile getirdi.

Sel ve yangın felaketini yaşayan illerin tamamının devletin gücünü, imkanlarını ve yardım elini yanında hissettiğini belirten Erdoğan, "Türkiye, sivil toplum kuruluşlarımızın olağanüstü çabalarıyla bu süreci dünyaya örnek gösterilecek başarıyla yönetmiştir. Esnafından, vatandaşına kadar hepsinin tüm tazminatlarını ödemek suretiyle bu süreci devam ettirdik. Hasar tespit çalışmaları tamamlanan afet bölgelerinde, vatandaşlarımızın zararlarını tazmin çalışmaları halen devam ediyor. Yıkılan veya ağır hasar gören binaların yerine yenilerini inşa etmeye başladık ve bir yıl içinde bunları bitirerek hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bunu daha önce Van ve Elazığ'da da sağladık. Sel ve yangın afetine maruz kalan illerimizde de aynısını yapacağız. Hiçbir vatandaşımızı aç, açıkta, darda bırakmayacağız" diye konuştu.

'YOLUMUZA DEVAM EDİYORUZ'

Sel ve yangın afetlerinin yaşandığı dönemde tek kaygılarının, muhalefetin yapılan çalışmaları desteklemek yerine siyasetin kısır tartışmalarına alet ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Bizi iş yapmak, hizmet üretmek değil; muhalefetin yalan ve iftiralarıyla uğraşmak yoruyor. Bizi başkalarının tuzaklarından ziyade ülkemizdeki kimi çevrelerin basiretsizliği hatta gafleti üzüyor. Vatandaşlarımızın canının ve malının derdine düştüğü dönemde, muhalefet partileri acıyı paylaşmak yerine istismar peşinde koştu. Olmadık iftiralarla yetmediği yerde yalan terörüne sarılarak, insanımızın kafasını bulandırmaya çalıştılar. Afetler meselesinde de muhalefet sınıfta kalmıştır. Muhalefetin milli meseleler dahil her konuyu siyasileştirme gayreti burada da ifşa olmuştur. Bu süreçte hep birlikte yaşadıklarımız, bu ülkede halen en büyük eksikliğin yerli ve milli muhalefet açığı olduğunu göstermiştir. Siyasetimizi, elbette karşımızdaki vahim tabloya göre belirlemiyoruz. Gönlünü husumet bürümüş kifayetsizleri, çapsızlıkları ile baş başa bırakıp yolumuza devam ediyoruz" diye konuştu. 

AKŞENER'E TEPKİ

Muhalefetin, milletin acısı üzerinde tepinmeyi marifet saydığını, siyaset kurumunu kirlettiklerini ve 'Bizans' benzetmeleriyle milleti tahrik ve tahkir ettiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Ne diyor? İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı için kalkıp bunu Fatih'e benzetiyor. Bunlar Fatih'in kim olduğunu anlamamış, bilmiyorlar. Tam aksine ne diyor? Duvarlara yazdılar. Taksim olaylarında Başbakanlık konutumuzun hemen karşısındaki duvara yazdıkları şuydu; 'Zulüm 1453'te başladı'. Meral hanım, sen kimi kime benzetiyorsun? Duvarlarımıza bu yazıları yazanlarla aynı yolda yürüyorsun. Gezi Parkı olaylarında, Bizans olaylarını yaşayanlarla beraber yürüyorsun. Sizin birbirinizden farkınız yok. Fatih kim, sizler kim? Varsın onlar sen-ben kavgasıyla günü kurtarmanın hesabını yapsınlar. Hiçbir endişeniz olmasın, dimdik ayaktayız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak ülke ve millete hizmet davasından asla sapmayacağız. Bir taraftan duvarlarımızı 'Zulüm 1453'te başladı' diyerek kirletenler, bir diğer taraftan Bezm-i Alem Valide Sultan Camii'nin içine bira şişeleri ile girmek suretiyle oradan Taksim'e yürüyecekler, sen bunlarla berabersin Meral hanım, bunlarla berabersin. Bay Kemal o da yine aynı yürüyüşü yapanlardandır. Biz ise Türk siyasetinin kalitesini düşürenlere aldırmadan, 84 milyonun tamamının yaşam standartlarını yükseltmek ve huzuru için çalışmayı sürdüreceğiz."

AK Partinin 19 yılı iktidarda olmak üzere 20 yıldır ülke ve millete hizmet yolculuğu yaptığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, vatandaşın duaları ve desteğinin kendilerine cesaret aşıladığını ve zorluklar karşısında azim, sıkıntılar karşısında ise direniş iradesini bilediğini vurguladı. Türkiye'ye yönelik operasyonların tamamında birlik ve beraberliğe sahip çıkılarak güven verildiğini ve kardeşi kardeşe kırdırmak isteyenlerin karşısında durulduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu topraklarda fitne ateşini körüklemek isteyenler, karşılarında Kahramanmaraşlı kardeşlerimizin ferasetini buldu. Türkiye'yi Suriyelileştirmeye çalışanlar, karşılarında birbirini Allah için seven 'Ede'lerin dayanışmasını buldu. Birileri 'Z kuşağı', 'Y kuşağı' diyor ya hepsi burada. Kahramanmaraş etnik, mezhebi, kültürel fay hatları üzerinden yapılmak istenen tüm provokasyonlara izin vermedi, oyuna gelmedi. Sütçü İmam, geçmişte istiklale nasıl sahip çıktıysa torunları da yeni Türkiye'nin istikbal mücadelesini canları pahasına sahiplendi" dedi.

'2023'E KADAR KAPI KAPI DOLAŞACAĞIZ'

AK Parti'nin toplumun tüm kesiminin ve geleceğe umutla bakan gençlerin partisi olduğuna dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

"AK Parti tüm mazlum ve mağdurların da partisidir. 'One minute' duruşumuz Gazzeli, Kudüslü mazlumları gururlandırdı. İşte bunun için her fırsatta AK Parti, sıradan bir parti değildir diyoruz. Bu hareketin kökleri Malazgirt'tedir, Söğüt'tedir, Dumlupınar, Sakarya, Çanakkale'dedir. Pazartesi günü Dumlupınar'dayız. AK Parti, her ne kadar 20 yıllık bir hareket olsa da kökü mazide gözü gelecekte olan bir geleneğin bugünkü temsilcisidir. Her fırsatta tarihi sorumluluklarımıza dikkat çekmemizde sebep budur. Bu gerçekleri sadece biz değil, bizden daha çok hasımlarımız biliyor. Birilerinin gözünde Türkiye hala Türklere bırakılmayacak kadar önemli, kritik bir ülkedir. Milletten umudunu kesen CHP, yalandan, iftiradan, kışkırtmadan iktidar devşirmeye çalışıyor. Partilerini satan taciz, tecavüzle yüzleşmek yerine ellerindeki kiri partimize bulaştırmaya çalışıyorlar. Başarılı olamayacaksınız. Milletimiz kuklayı da kuklacıyı da gayet iyi görüyor. Allah'ın izniyle ne biz ne de milletimiz bu oyuna gelmeyeceğiz. Etnik kimlik üzerinden mezhep, ideoloji üzerinden milletimiz arasına fitne sokulmasına izin vermeyeceğiz. Bunun için sizlerden çalışmalarını biraz daha artırmanızı istiyorum. 2023'e kadar kapı kapı dolaşacak, eserlerimizi kardeşlerimize aktaracağız."

SİYAM İKİZLERİYLE GÖRÜŞTÜ

Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, kente gelişi sırasında Kahramanmaraş Havalimanı'nda siyam ikizleri Sema ve Ayşe Tanrıkulu ile bir araya geldi. Siyam ikizleriyle bir süre sohbet eden Erdoğan, hem eğitimleri hem de günlük yaşamları ile ilgili konuştu. 

'FAHİŞ FİYATLARIN ÖNÜNE GEÇECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kahramanmaraş'ta 1.7 milyon TL'yi bulan 105 eserin toplu açılış törenine katıldı. Milli İrade Meydanı'ndaki törende konuşan Erdoğan, enflasyonu en kısa sürede kontrol altına alarak raflardaki, tezgahlardaki, etiketlerdeki fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceklerini söyledi. Fırsatçılarla mücadele ederek milletin refah seviyesini daha da yukarı taşıyacaklarını aktaran Erdoğan, "Büyümede rekor üzerine rekor kırıyoruz. Türkiye'yi yokların ve yoksulların ülkesi olmaktan biz kurtardık. Emin olun bizden başka da sizlerin dertleriyle dertlenip çözümler getirecek başka kimse yok" dedi.

'ARTIK SESLERİ ÇIKMIYOR'

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun '128 milyar dolara nerede?' sorusunu artık sormadığını ve seslerinin çıkmadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Sosyal medya ve diğer mecralarda dolaşıma sokulan fitne, fesat ve bozgunculuk faaliyetlerine milletimiz itibar etmemiştir. Türkiye'nin ve Türk milletinin felaketinden kendine çıkar sağlama peşinde koşanlar bir kez daha hüsrana uğradılar. Bırakın proje ve gayreti, hayalleri bile olmayanların sonu inşallah hep hüsran olacaktır. Biz 19 yıldır yaptığımız gibi eser ve hizmet siyasetiyle milletimizin gönlündeki yeri güçlendirmeye devam edeceğiz. Attığımız her adımda önümüze dizilen tuzakları birer birer bozarak hedeflerimize doğru yürüyoruz. Salgın döneminde tüm ülkeler küçülürken biz sağlık hizmetlerinden ekonomiye kadar her alanda kendimizi olumlu yönde ayrıştırdık. Büyümede rekor üzerine rekor kırıyoruz. Yıllık ihracatımız 207 milyar doları geride bıraktı. İstihdamda salgın öncesinin üzerinde bir seviyeye geldik. Merkez Bankası rezervlerimiz 118 milyar doları buldu. Bay Kemal ne diyordu: 128 milyar dolara nerede? Bunu sorup duruyordu. Dikkat ederseniz artık hiç sesleri çıkmıyor. Bunlar akşam yalan, sabah yalan. Zaten bunlar yalan terörü estirdiler. Artık ağızlarını açacak halleri kalmadı. İnşallah enflasyonu da en kısa sürede kontrol altına alarak, fahiş fiyat artışlarının önüne geçeceğiz" diye konuştu.

'MİLLETİN ÖNÜNÜ KESMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ'

Bu ülkenin de milletin de önünü kesmeye kimsenin gücünün yetmeyeceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şunları söyledi:

"1000 yıllık vatanımız Anadolu'nun tapusunu elimizde tutmak için her karışını yeri geldiğinde alın terimizle, yeri geldiğinde kanımızla mühürlemek mecburiyetinde kaldık. Karada, deniz ve havada egemenlik haklarına sahip çıkmak için attığı her adımın engellenmeye çalışmanın gerisinde 1000 yıllık husumet var. Kardeşlerim, bu tartışmaların gerisindeki çevrelerin bir kısmının da nerelerden beslendiği, bitlerinin nasıl kanlandığı birer birer ortaya çıkıyor. Türkiye'yi bir parmak şıklatmayla huzurunu kaçırabilecekleri, karanlık senaryolara figüran yapabilecek olan görenler var. Bu ülkenin de milletin de önünü kesmeye kimsenin gücü yetmez. Bu aziz milletin başına felaket bulutları toplamaya çalışanların hepsi de bir süre sonra kendi canlarının derdine düşmüştür. Bu ülkenin ve milletin dostluğu dünyadaki en kıymetli hazineden bile daha değerlidir. Halbuki bizim gönlümüz herkese açıktır."

Editör: MURAT ÖZER