Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi toplantısına başkanlık yaptı. Erdoğan, Tarabya'daki Huber Köşkü'nde video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen ve 4 saat süren toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye, Rusya ile vardığı 5 Mart mutabakatına bağlılığını korumakla birlikte rejimin saldırganlığına da geçit vermeyecektir. Ateşkesi ve mutabakatın diğer şartlarını ihlal eden rejim, böyle devam etmesi halinde çok ağır kayıplarla bunun bedelini ödeyecektir. Aynı şekilde İdlib'teki ateşkes iklimini bozmak için provakatif eylemler düzenleyen karanlık örgütlere de müsamaha göstermeyeceğiz. Libya ile imzaladığımız Akdeniz'deki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakat Muhtırası'ndan kaynaklanan rahatsızlığın hala sürdüğü anlaşılıyor. Halbuki bu muhtıra Birleşmiş Milletler'e de bildirilmiş ve böylece süreç tamamlanmıştır. Sığınmacılara karşı insanlık dışı tavırlarını sürdüren ülkelerin, bu hukuksuz ve vicdansız eylemlerinden bir an önce vazgeçmelerini bekliyoruz. Meşru Libya hükümetinin sahada son dönemde elde ettiği kazanımlar ise bu ülkede darbeci Hafter'in gerçek yüzünün daha iyi görülmeye başlandığının işaretidir. Buradan uluslararası kamuoyunu bir kez daha darbeci Hafter'e karşı ülkenin meşru yönetimine destek vermeye davet ediyoruz. Sınırlarımız içinde ve dışında terör örgütüne nefes aldırmamakta, her fırsatta başını ezmekte kararlıyız. Bu doğrultuda yürüttüğümüz operasyonlarla son iki haftada toplam 38 teröristi etkisiz hale getirdik. Türkiye'nin iç ve dış güvenliği ile ilgili çalışmalarımızı, kesintisiz ve tavizsiz bir şekilde sürdürüyoruz. " dedi.


"TEST-VAKA ORANIMIZ AZALIYOR" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hasta yatağı, yoğun bakım yatağı, solunum cihazı gibi kritik konular başta olmak üzere her alanda çok iyi seviyedeyiz. Üçüncüsü gıda ve temizlik gibi temel hizmet alanlarında üretim, tedarik ve perakende zincirinin aksamamasıdır. İstisnai birtakım görüntüler dışında bu konuda da sıkıntımız bulunmuyor. Ülkemizin hiçbir yerinde herhangi bir ürünün eksikliği, yokluğu, yetersizliği söz konusu değildir. Dördüncüsü de kamu düzeninin bozulmamasıdır. Polisimiz, bekçimiz, jandarmamız tüm unsurlarıyla kamu düzeninin sağlanması yanında Vefa Sosyal Destek Gruplarına katkı vermek suretiyle fedakarca görevlerini yürütüyor. Test sayımızı günde 40 bin düzeyine çıkardık. Test-vaka oranımız azalıyor. İyileşen hasta sayımız katlanarak artıyor. Buna karşılık yoğun bakımda ve solunum cihazına bağlı olan hastalarımız ile vefat eden hasta sayımız aynı düzeyde devam ediyor. İnşallah yakında onların da azalışına şahit olacağız. Bu hususlarla ilgili gelişmeler Sağlık Bakanlığımız tarafından her akşam kamuoyuyla paylaşılıyor." diye konuştu.

"MAYIS AYI SONUNA KADAR 5 BİN CİHAZI ÜRETMİŞ OLACAĞIZ"

Ücretsiz maske dağıtımının PTT ve eczaneler üzerinden sürdüğünü hatırlatan Erdoğan, "Maskeden tuluma, ilaçtan solunum cihazına kadar hiçbir konuda eksiğimiz veya riskimiz bulunmuyor. Yoğun bakım solunum cihazlarının üretimi konusundaki çalışmalarımız başarıyla neticelendi. Kolları sıvadığımız tarihten 14 gün sonra bu cihazların üretimine başladık. Mayıs ayı sonuna kadar 5 bin cihazı üretmiş olacağız. Yoğun bakım solunum cihazlarının teknoloji girişimini Biosis'e, mühendisleriyle, teknisyenleriyle tüm çalışanlarıyla bu sürece katkı veren Baykar Makina ve Aselsan'a, seri üretimi yapan Arçelik'e şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Bu başarı, her fırsatta altını çizdiğimiz milli teknoloji hamlesinin somut bir örneğidir. Bugün itibarıyla 100 tane solunum cihazını teslim aldık. Savunma sanayinde gerçekleştirdiğimiz büyük atılımı, tıbbi cihaz ve ilaç başta olmak üzere kritik tüm alanlarda sürdüreceğiz. Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumumuz da geliştirdiği mekanik solunum cihazıyla bu yarıştaki yerini almıştır. Milli Eğitim Bakanlığımız da prototip seviyesinde bir cihaz geliştirmeyi başardı. Bu gayretleri de takdirle karşılıyoruz. Elimizde epeyce stoku bulunan ve hastalığa erken müdahalede kullanılan kritik ilaçların üretimine yerli firmalarımız da başladı. Bu konudaki araştırma, geliştirme, ruhsatlandırma ve üretim süreçlerini yakından takip ediyoruz. Ülkemizin bu kritik döneminde yapılan her yerli ve milli katkıyı, klasik bürokratik anlayışın keyfine bırakılamayacak kadar önemli görüyoruz." şeklinde konuştu.

"FİLTRELER KONUSUNDA DA DIŞA BAĞIMLILIKTAN KURTULUYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Özellikle sağlık personeli açısından hayati olan N95 ve N99 maskelerinin nanofiber esaslı filtrelerini geliştirme süreci bitti, testlerine başlandı, en kısa sürede üretime geçiyoruz. Böylece artık bu filtreler konusunda da dışa bağımlılıktan kurtuluyoruz. Son gelişmeler üzerine ilk etabının açılışını öne alarak bugün gerçekleştirdiğimiz İstanbul Başakşehir Şehir Hastanesi, salgın hastalıkla mücadele için kullanılacaktır. Toplam yatak kapasitesi 2 bin 682 olan hastanemizin bugün ilk etabının açılışını yaptık. 885'i klinik yatağı, 150'si yoğun bakım yatağı olmak üzere 1035 yatakla hizmet verecek. Hastanemizin kalan kısmını da önümüzdeki ay hizmete açmayı planlıyoruz. Ayrıca Yeşilköy ve Sancaktepe'deki her biri 1005'er yataklı iki kalıcı hastanemizin inşaatı şu anda hızla sürüyor. İnşallah bunları da söz verdiğimiz gibi 45 günde tamamlayıp hizmete alacağız. Sağlık alanında yaptığımız bu yatırımların önemini ve büyüklüğünü bu salgın vesilesiyle hep birlikte bir kez daha gördük. Gelişmiş ülkelerin dahi çaresiz kaldığı bir dönemde Türkiye en küçük bir sıkıntıya, krize, kaosa meydan vermeden hamdolsun sağlık hizmetlerini kesintisiz sürdürmüştür." ifadelerini kullandı.

"SALGININ FELAKET DÜZEYİNE ULAŞMASININ ÖNÜNE GEÇTİK"

Hasta ve ölüm vakalarının çok olduğu ülkelerin en büyük sorununun, sağlık sisteminin yoğunluğu kaldıramadığı için çökmesi olduğunu anlatan Erdoğan, "Türkiye vaktinde aldığı tedbirler sayesinde bu tehlikenin önüne geçerek, tüm dünyada salgınla mücadelede en rahat sağlık hizmeti veren ülke durumuna gelmiştir. Milletimizin çok büyük bir bölümünün açıklanan tedbirlere uyması sayesinde salgının felaket düzeyine ulaşmasının önüne geçtik. Bu çerçevede şehirler arası ulaşım kısıtlamasının salgının yayılmasını engellemede önemli katkısını gördük. Büyükşehirlerimiz ile Zonguldak ilimizde uyguladığımız hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması da salgının kontrolünde büyük fayda sağladı. Bunun için hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması uygulamasını tarım, sağlık ve gıda hizmetleri ile temel üretim faaliyetlerini aksatmayacak şekilde bir süre daha devam ettireceğiz. Ayrıca 23-24-25-26 Nisan tarihleri arasında ise günlük hayata etkisini en az düzeyde tutacak şekilde yine 31 ilimizde sokağa çıkma sınırlandırması yapmayı özellikle planlıyoruz. 22 Nisan akşamı 00.00'dan itibaren, 23 Nisan zaten tatil, 24-25 ve 26 Nisan 00.00'a kadar bu devam edecek. 26 Nisan pazar 24.00 itibarıyla sokağa çıkma kısıtlaması sona erecek. Bununla ilgili ayrıntılar İçişleri Bakanlığımız tarafından kamuoyuyla paylaşılacaktır. Sokağa çıkma sınırlandırması günlerinde kesintisiz hizmet veren fırıncı, sucu, gazete bayileri, medya mensubu başta olmak üzere tüm çalışanlara ve kamu görevlilerine teşekkür ediyorum. Amacımız önlemleri en titiz şekilde uygulayarak, salgının seyrini ülkemizin Ramazan Bayramı sonrası normale dönüşüne imkan sağlayacak seviyeye indirmiş olmaktır. Bazı adımları bayram öncesi de atmaya başlayabiliriz. Tüm sektörlerin buna göre hazırlıklarını yapmalarında fayda görüyoruz." dedi.

"25 BİN VATANDAŞIMIZI ŞU ANDA YİNE TÜRKİYE'YE GETİRİYORUZ"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemize getirdiğimiz her vatandaşımızı sağlık taramasından geçirip, bu amaçla tahsis ettiğimiz yükseköğrenim yurtlarında 14 gün süreyle karantinada tuttuk. Cumhurbaşkanlığımızın koordinasyonunda Sağlık, İçişleri, Dışişleri, Gençlik ve Spor Bakanlıklarımızla THY'nin iş birliğiyle 39 bin vatandaşımızı ana vatanlarına kavuşturmuştuk. Hala 12 bini aşkın vatandaşımızın yurtlarımızdaki karantina süreci devam ediyor. Çeşitli ülkelerdeki 25 bin vatandaşımızı şu anda yine Türkiye'ye getiriyoruz. Amacımız ramazan ayı gelene kadar bu operasyonu tamamlamaktır. Yurtlarımızın bir kısmını evlerine gidemeyen sağlık personeli için bir kısmını da sosyal izolasyon ve gözlem merkezi olarak kullanılmak üzere Sağlık Bakanlığına tahsis ettik." diye konuştu.

İNFAZ DÜZENLEMESİ

Erdoğan, salgınla mücadeleye de katkıda bulunacak bir başka önemli çalışmanın da Meclis tarafından kabul edilen ve onayının ardından yürürlüğe giren infaz düzenlemesi olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:


"Bu kanunla şu ana kadar bir kısmı izinli bir kısmı tahliye olmak üzere 90 bine yakın mahkum cezaevlerinden çıkmıştır. Veya devam eden işlemlerinin sonuçlanmasıyla çıkacaktır. Böylece hem cezaevlerimizi kapasite itibarıyla rahatlatmış hem de aşırı yoğunluk sebebiyle oluşabilecek salgın tehdidinin önüne geçmiş olduk. Adliyelerde aldığımız önlemlerle insan yoğunluğunu yüzde 95 oranı da azaltarak hukukçularımızı ve vatandaşlarımızı salgından koruduk."

"1 MİLYON YAZILIMCI YETİŞTİRMEYİ HEDEFLEYEN BİR PROGRAM BAŞLATIYORUZ"

Gençlere çağrıda bulunan Erdoğan, "Evde Kal Türkiye' sloganıyla gönüllü karantina uyguladığımız şu günlerde özellikle gençlerimize bir çağrıda bulunmak istiyorum. Dünyada yıldızı her geçen gün daha da parlayan yazılım sektörü sizleri bekliyor. Bunun için 3 yılda 1 milyon yazılımcı yetiştirmeyi hedefleyen bir program başlatıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın hazırladığı proje kapsamında eğitimler, özellikle de BTK Akademi Eğitim Portalı üzerinden gerçekleştirilecektir. Hala 13 başlıkta 47 bin dakikayı bulan 31 ayrı eğitim bu sitede hizmet veriyor. Yıl sonuna kadar eğitim sayısı 100'e çıkacaktır. Gençlerimizin tek yapması gereken sisteme girip öz geçmişlerini kaydettirmektir. Tamamlanan eğitimler ve başarı dereceleri sistemdeki öz geçmişlere otomatik olarak işlenecektir. Programı tamamlayanlar güvenliğinden veri analistliğine, siber güvenlikten yazılım geliştirmeye kadar 15 farklı alanda uzman olarak istihdam edilebilme imkanı kazanacaktır. Böylece gençlerimiz korona günlerini geleceklerine ışık tutacak bir fırsata çevirebilecektir. Bu programın ülkemizin yazılımcı ihtiyacının giderilmesine katkı sağlayacağına inanıyorum." şeklinde konuştu.

"BUNA İLİŞKİN BAŞVURULARI ALMAYA BAŞLIYORUZ"

Tarım üretimini desteklemek amacıyla hazineye ait tarım arazilerini kiralayan çiftçilerin nisan, mayıs ve haziran ayı kira ödemelerinin 6 ay süreyle ertelendiği bilgisini veren Erdoğan, "Erzincan, Erzurum, Kars, Kayseri, Sivas, Bingöl, Muş başta olmak üzere çeşitli illerimizdeki 14 milyon metrekare Hazine arazisini de ilave olarak çiftçilerimizin kullanımına sunuyoruz. Bu zorlu süreçte gösterdikleri çabalara yakinen şahit olduğumuz üniversite hastanelerimize hizmet kalitelerini yükseltebilmeleri için çeşitli unvanlarda 8 bin 635 sözleşmeli personel ve 5 bin 865 sürekli işçi kadrosu ihdas ediyoruz. Sosyal koruma kalkanı adı altında hayata geçirdiğimiz programlarla salgının vatandaşlarımızın günlük hayatında yol açtığı sıkıntıları en aza indirmeye çalışıyoruz. Çalışma hayatımız için büyük önem taşıyan kısa çalışma ödeneğinin şartlarını kolaylaştırdık. Tüm sektörleri buna dahil ettik. Bugüne kadar 269 bin firmamız, 3 milyonu aşkın çalışanı için kısa çalışma ödeneğine başvurdu. Ücretsiz izne ayrılanlar için de ayrı bir destek programını hayata geçirdik. 9 Nisan itibarıyla sosyal yardımlarda acil durum kararı alarak muhtaçlık kriterleri yanında bu dönemde özel ihtiyaçları da kapsama aldık. Bu çerçevede ilk etapta herhangi bir geliri olmayan vatandaşlarımıza yönelik olarak önce 2 milyon 100 haneye nakit desteği verdik. İkinci etapta 2 milyon 300 bin haneye 1000'er lira nakit desteği vermeye başlıyoruz. Üçüncü etabı da yakında bu dönemde özel ihtiyacı olan hanelere yönelik olarak devreye alıyoruz. Buna ilişkin başvuruları almaya başlıyoruz. Her başvuruyu titizlikle değerlendireceğiz. Sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımıza ramazan ayında ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak üzere 500 milyon lirayı aşkın ilave kaynak sağladık. Ayrıca 81 vilayetimizin tamamında 2 milyon 234 bin ilköğretim ve ortaöğretim öğrencimize kızlar için 75 lira, erkekler için 50 lira olmak üzere şartlı eğitim yardımı yapıyoruz. Öksüz ve yetim 41 bin öğrencimize ise bu yardımı aylık 150 lira olarak veriyoruz." " ifadelerine yer verdi.

"Biz Bize Yeteriz Türkiyem" kampanyasında toplanan tutarın 1 milyar 800 milyon liraya yaklaştığını söyleyen Erdoğan, "Gelin bu rakamı 2 milyar liranın üzerine çıkararak tarihi bir dayanışma örneği gösterelim. " çağrısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye, devleti ve milleti ile el ele vererek salgın hastalıkla mücadele ederken CHP'nin başını çektiği bir kesimin yine bozgunculuk peşinde koştuğunu ifade ederek, "Bilindiği gibi salgınla mücadele, merkezi planlamayı ve güçlü bir koordinasyonu gerektiriyor. Başarılı bir netice alabilmek için uygulamanın her il, ilçe, mahalle düzeyinde bu anlayışla görülmesi şarttır. Peki CHP'li belediyeler ne yapıyor? Cumhurbaşkanlığını, Sağlık Bakanlığını, İçişleri Bakanlığını, diğer bakanlıkları, valiliği, kaymakamlıkları hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya, ekmek dağıtmaya, hastane kurmaya benzeri işler yapmaya kalkıyorlar. Asli işlerini yürütemeyen CHP'li belediyelerin ısrarla ve salgınla mücadele kurallarını hiçe sayarak giriştikleri bu tür faaliyetlerin amacı halka hizmet vermek değil. Şov yapmaktadır. Elbette kurallara uygun şekilde faaliyet yürüten CHP'li belediyeler de var. Mesela Mersin'de CHP'li Büyükşehir Belediyesi salgın kurallarını hiçe sayarak şov yaparken, aynı partinin Yenişehir ve Mezitli Belediyeleri ise valilikle iş birliği halinde faaliyet yürütmüştür. " dedi.

"KENDİLERİNCE HÜKÜMETLE YARIŞA KALKTILAR"

Bununla kalmayıp kendilerince hükümetle yarışa kalktıklarını anlatan Erdoğan, "Biz şehir hastanelerini anlatırken onlar fuar merkezlerini panellerle bölerek oralarda içindeki stantları 'sahra hastanesi' diye yutturmaya kalktılar. Foyaları ortaya çıkınca da 'biz şehir hastanelerini hiç eleştirmedik' diyerek daha büyük bir yalana sarıldılar. Halbuki bugün Türkiye'yi salgınla mücadelede dünyada farklı bir yere taşıyan şehir hastanelerine yıllarca demediklerini bırakmışlardı. Sorun ekmek dağıtmak değil, bunu şehirdeki diğer faaliyetlerle uyumsuz, plansız, programsız izinsiz şekilde yapmaktır. Sorun, vatandaşımız için sağlık tesisi hazırlamak değil, olmayan bir şeyi varmış gibi anlatmaktır. Sorun herhangi bir konuda farklı düşünmek, konuşmak hareket etmek değil, yalan söylemektir, iftira atmaktır, gerçeği çarpıtmaktır. " diye konuştu.


 

Editör: MURAT ÖZER