Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İsrail ve Filistin arasında yaşanan krizi görüşmek üzere toplanan BMGK'da yaptığı konuşmada, "Filistin'e Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmekte. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir." dedi.

"HAKSIZLIK KARŞISINDA SUSAN DİLSİZ ŞEYTANDIR"

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarını görüşmek üzere toplandı. Birleşmiş Milletler 75. Genel Kurul Başkanı Volkan Bozkır, Genel Kurul'da önemli açıklamalarda bulundu. Genel Kurula, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da katıldı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nda "Filistin Özel Oturumu'nda konuşan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Filistin'e bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmektedir. Suçun failini ortaya koymak zorundayız, bugün Kudüs, Batı Şeria ve Gazze'de yaşananların tek sorumlusu İsrail'dir." dedi. "Adaletsizlik karşısında sessiz kalmak, işlenen suça ortak olmakla aynı şeydir” diyen Bakan Çavuşoğlu, “Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE FİLİSTİN HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEK"

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şöyle devam etti: "İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası, bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü. İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak için uluslararası toplum tarafından etkili yasal ve ahlaki tedbirler almanın vakti gelmiştir. Filistinli siviller için uluslararası bir koruma mekanizmasının kurulması için çalışmalıyız. Bu çalışmalar, gönüllü ülkelerin askeri ve mali katkılarıyla oluşturulacak uluslararası bir güç yoluyla fiziki korumayı da içermelidir. Bu saldırılar, Müslümanlar için ibadet ve tefekkür ayı olan mübarek Ramazan ayında gerçekleşti. Gazze'de sadece sivillerin kullandığı yüksek katlı binalar değil, okullar ve hastaneler hedef alındı. BM Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), Kızılay ve medya kuruluşlarının kullandığı binaları bile bombalamaktan geri durmadılar. Gazze'nin en önemli doktorları İsrail'in hava saldırılarıyla öldürüldü. Burada açık konuşalım: Bu saldırgan eylemler bir savaş suçu teşkil etmektedir. Filistin topraklarında sürdürülebilir barış ve istikrar ancak yasadışı ve insanlık dışı İsrail işgali sona erdiği takdirde sağlanabilir. Aslında İsrail'in son saldırıları, Filistinlilere yönelik etnik temizlik ve ilhak politikalarının bir parçasıdır. Nitekim, İsrail'in Gazze'ye yönelik ablukası, bu toprakları dünyanın en büyük açık hava hapishanesine dönüştürdü: Burada, 2 milyondan fazla insanın yaşadığı 365 kilometre-karelik bir toprak parçasından bahsediyoruz. Bakın şu haritalar gerçekleri ortaya koyuyor. 1947’den beri süren işgalin ve çekilen acıların bir özeti. İsrail bu eylemleriyle iki devletli çözüme ilişkin yerleşik parametreleri daha da aşındırmayı ve yeni bir oldu-bitti yaratmayı hedefliyor. Bu nedenle, şu anda yapılması gereken şey, sadece ateşkesin sağlanması değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin toprakları üzerindeki işgal ve ablukasını sona erdirmek için uluslararası toplumun seferber edilmesidir. BM Güvenlik Konseyi'nin sorumluluklarını yerine getirmekte bir kez daha başarısız olması talihsiz ve üzücüdür. Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasında kendisine en çok ihtiyaç duyulan bir zamanda, Konsey bir kez daha eylemsiz ve işlevsiz kalmıştır. Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ın "Dünya Beşten Büyüktür" çağrısının sebebi de işte budur. Konsey ve üyeleri gerçekten ahlaki sorumluluklarını yerine getirme iddiasında olsalardı, İsrail'in masum sivillere yönelik ayrım gözetmeyen saldırılarını kati suretle kınar, etnik temizlik kampanyasını durdurmak için harekete geçerlerdi. İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırılarını durdurmak için uluslararası toplum tarafından etkili yasal ve ahlaki tedbirler almanın vakti gelmiştir. Türkiye, meşru taleplerinin karşılanması ve hak ve özgürlüklerinin korunması için Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir.

Editör: MURAT ÖZER