Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, "Araştırmalar, televizyon yayınlarında sergilenen şiddetin, davranış bozukluğuna yol açtığını ve şiddeti özendirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Ne olur insanlık onurunu reytinge kurban etmeyelim" dedi.

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nca, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında çevrim içi 'Şiddetle Mücadelede Televizyon Dizilerinin Rolü' konulu program düzenlendi. Programa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, yapımcılar, sanatçılar, yazarlar ve akademisyenler katıldı.

'TOPYEKUN BİR MÜCADELE VERMELİYİZ'

Programda konuşan Emine Erdoğan, "Kadına yönelik şiddet, sadece ülkemizde değil, dünyanın her yerinde karşımıza çıkan büyük bir yaradır. Aslında bir anlamda küresel bir pandemidir. Bir kadına kalkan el, hepimize kalkıyor. Bir kadından dökülen bir damla kan, bizim de damarlarımızı boşaltıyor. O yüzden kadın ve şiddet kelimelerinin yan yana geldiği cümleler, sonsuza kadar ortadan kalkmadıkça huzurumuz tam olamaz. Bu sorunla mücadelede dur durak bilmeden çalışmak durumundayız. Daha da önemlisi, topyekun bir mücadele vermeliyiz. Devlet, sivil toplum, medya ve diğer tüm paydaşların bu mücadelede yerini alması gerekiyor" dedi.

Emine Erdoğan, programa katılan oyuncu, yazar ve akademisyenlere, "Sizlerin ağzından, kaleminden dökülecek en ufak bir sözün, göstereceğiniz örnekliğin değerine paha biçilemez. Dolayısıyla istedik ki medyanın ve bilhassa televizyon dizilerinin şiddetle mücadelede etkin bir araç haline gelmesi için ortak bir akıl oluşturalım" diye seslendi.

'İNSANLIK ONURUNU REYTİNGE KURBAN ETMEYELİM'

Erdoğan, Türkiye'de günlük ortalama 3 saat 34 dakika izlenen ve tüm dünyada en etkili iletişim aracı olan televizyonun, çıktığı ilk dönemlerde hayattan kareler ve haberler paylaşan bir araçken şimdi toplumun düşünüş ve yaşayış biçimini belirleyen hakim bir güç haline geldiğini belirterek, "Bu kadar güçlü olması, olgunluk kazandığı anlamına gelmiyor. Siz de takdir edersiniz ki medya dilinin, filmlerde ve dizilerde kullanılan temaların maalesef şiddeti besleyen bir yanı var. Araştırmalar, televizyon yayınlarında sergilenen şiddetin, davranış bozukluğuna yol açtığını ve şiddeti özendirdiğini açıkça ortaya koyuyor. Haber başlıklarında kullanılan, 'öfkelenen koca, cinnet geçiren eş' gibi ifadeler, aslında işlenen suça peşinen bahane sunuyor. Daha çok ilgi çekiyor diye, şiddet ve korku ön plana çıkartılıyor. Ne olur insanlık onurunu reytinge kurban etmeyelim" şeklinde konuştu.

'MERHAMETİ, SEVGİYİ VE İNSANİ DEĞERLERİ İHRAÇ EDELİM'

Erdoğan, karakterlerin izleyici dünyasındaki önemine dikkati çekerek kullanılan aksesuardan saç modellerine, mimiklere kadar birçok şeyin moda haline gelip pazarlama unsuru yapıldığını söyledi. Emine Erdoğan, bunun hem yapıcı hem de yıkıcı etkisi olan büyük bir güç olduğunun farkında olunması gerektiğini kaydetti.

Medya, televizyon ve sinema gibi araçları toplumun yararına kullanmanın ellerinde olduğuna işaret eden Erdoğan, "Ülkemiz, Amerika'dan sonra dünyada en çok dizi ihraç eden ülke konumunda. Gelin biz bu dizilerle tüm dünyaya merhameti, sevgiyi ve insani değerleri ihraç edelim. Bilhassa aileyi merkeze alan, medeniyet değerlerimizle örtüşen prodüksiyonlara hasret olduğumuzu ifade etmek istiyorum" dedi.

Erdoğan, toplumsal barışa ve huzura katkı sunan yapımlar beklediğini ifade ederek toplantının verimli geçmesi temennisinde bulundu. Konuşmaların ardından çevrim içi aile fotoğrafı çekildi.

Editör: MURAT ÖZER