Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'da bulunan Tank Paleti Fabrikasının işletmesini Türk firmasının yaptığını belirterek, "Katar buranın finansal ortağıdır yüzde 49 ile. Yüzde 51 Türk ortaklara aittir. Her kim bu fabrikanın satıldığını, hele hele yabancılara satıldığını iddia ediyorsa bilin ki yalan söylüyor. Yani Bay Kemal, işi gücü akşam yalan, sabah yalan" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Altay tankının fabrikada yapılacağını 2023'ün başında da orduya teslim edileceğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'nın Arifiye ilçesindeki Tank Paleti Fabrikası’nı ziyaret etti. Erdoğan, otobüsün üzerinden fabrika çalışanlarına seslendi. Fabrikanın işletmesini yürüten firmanın Türk firması olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Burada çalışan işçilerimizin kadroları Milli Savunma Bakanlığı'na bağlıdır. Dolayısıyla hiçbir çalışanımız hak kaybına uğramamıştır. Üretim eskiden olduğu gibi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyaç ve talepleri doğrultusunda devam etmektedir. Firmanın yabancı ortağı sadece finansal ortaktır. Katar buranın finansal ortağıdır yüzde 49 ile. Yüzde 51 Türk ortaklara aittir. Fabrikanın fiili yönetiminde herhangi bir ortak yoktur. Fabrikanın işletmesini yürüten Türk şirketinin yönetim yapısı da yakın zamanda değişti. Her kim bu fabrikanın satıldığını, hele hele yabancılara satıldığını iddia ediyorsa, bilin ki yalan söylüyor. Yani Bay Kemal, işi gücü akşam yalan, sabah yalan. İşte daha yeni, ne diyor? Katar'ın çocuklarını gençlerini tıp fakültesine biz sınavsız alıyormuşuz. Yok böyle bir şey. Buna desek ki gel bunu ispat et. Hangi Katarlı öğrenciyi biz üniversitelerimize veya tıp fakültesine sınavsız aldık. İspat et. Hukukta bir kaide var. Müddei iddiasını ispatla mükelleftir. Eğer iddianı ispat edemezsen namertsin. Bunu ispat edeceksin. Yok böyle bir şey, olamaz. Sen bizim gençlerimize hakaret ediyorsun, saygısızlık yapıyorsun. Bir gün önce bunu açıklıyorsun, bir gün sonra imtihanlar var. Böyle bir şey olabilir mi? Hele hele bu imtihan üzerinden her kim ülkemize ve ordumuza iftira atıyorsa bilin ki devlet ve millet düşmanıdır" dedi.

‘BİZİM SEÇİM TARİHİMİZ BELLİ, HAZİRAN 2023'

CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirilerini sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Nitekim bu fabrika ile ilgili yalan ve iftiraları pervasızca tekrarlayan CHP'nin başındaki bu zat, yargı tarafından tazminat cezasına da çarptırılmıştır. Tabii bunlarda yalan söyleme ve iftira atma konusunda Allah korkusu da kuldan utanma da olmadığı gibi yargı kararına saygı da yoktur. Nitekim aynı yalanları sürekli tekrarlayıp duruyorlar. Milletimiz bu yalancıları 2023 seçimlerinde bir kez daha sandığa gömerek cevabı verecektir. Bu ara ne diyor? '6 ay sonra seçim var, biz geliyoruz' diyor. Sen bu 6 ayı daha çok konuşursun. Bizim seçim tarihimiz belli, Haziran 2023. Bu leblebi çekirdek işi değil. Siyaset dürüstlük ister. Siyasette dürüst olacaksın. Ama dürüstlük bunların semtine uğramamış" diye konuştu.

'ALTAY'I 2023'ÜN BAŞINDA ORDUYA TESLİM TÖRENİNİ YAPACAĞIZ'

Altay tankının 2023 yılının başında orduya teslim edileceğini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Arifiye'deki bu fabrikamızda Fırtına obüsü, Poyraz mühimmat aracı tasarımı, üretimi ve entegrasyonu çalışmaları yürütülmektedir. Ülkemizde tırtıllı araçlarına ait palet ve askı donanımlarının tasarım ve imalatı ve bununla ilgili yenilemesi konusundaki en önemli entegre tesis buradadır. Bunun yanında fabrikamızda kamu ve sivil kuruluşların optik sistem ihtiyaçlarını tasarlayan bir atölye de buradadır. Fabrikamızda yıllarca çeşitli modellerdeki tanklarımızın ve obüslerimizin modernizasyonları, mekanik ve elektronik kalibrasyon hizmetleri yapılmıştır. Ayrıca Altay tankımızın üretimini de burada yapmayı planlıyoruz. Şimdi yazılımdaki gençlerimize sordum. Ne zaman bitiriyoruz bu işi? dedim. En kısa zamanda diyorlar. En kısa zaman ne zaman? Artık bize bunu söyleyin. Kendilerine 2023'ün başında bunu yetiştirmeye var mıyız? dedim. Biz de bütün ekibi inşallah sıkıştıracağız ve hedef olarak buradan Altay'ı ilk defa 2023'ün başında orduya teslim törenini yapacağız."

'YENİ YATIRIMLARLA GELECEĞE TAŞIMAK BOYNUMUZUN BORCUDUR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fabrikayı yeni yatırımlarla, yeni insan kaynağı ve yeni kabiliyetlerle geleceğe taşıyacaklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"BMC istihdam ettiği ilave mühendislerin de katkısıyla buradaki diğer faaliyetleri yürütmenin yanında ülkemizin yerli ve milli tank projesini de inşallah gerçekleştirecektir. Her ne kadar burası bir palet fabrikasıysa da inşallah tankı da burada üreteceğiz. Bu donanım da burada var. Biz bu fabrikanın yabancısı değiliz. Yaklaşık 9 yıl önce, 15 Kasım 2012'de, burada 244'üncü Fırtına obüsümüzün gövde kaynağını sizlerle birlikte atmıştık. Bu fabrikamızda 2016 yılına kadar 280 fırtına obüsü üretilerek Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hizmetine verildi. Türkiye'nin sınırlarının korunmasında ve sınır ötesi harekatlarında adeta destan yazan Fırtına obüslerinin üretiminde emeği, alın teri olan herkese şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Geçtiğimiz yıl itibari ile yeni nesil Fırtına obüslerimizin üretimine başladık. İnşallah bundan sonra kahraman topçularımız çok daha güçlü, çok daha donanımlı bir şekilde düşmanlarımızı yer ile yeksan etmeyi sürdürecektir. Libya'da olduğu gibi, Azerbaycan'da olduğu gibi aynen devam edecektir. Türk savunma sanayinin gurur abidesi olan bu fabrikamızı yeni yatırımlarla, yeni insan kaynağı ile yeni kabiliyetlerle geleceğe taşımak boynumuzun borcudur. İnşallah Altay tankımızın da kendi sınıfının en iyi sistemleriyle donanmış olarak sahada görev yaptığı günleri yakında göreceğiz. İHA'larımızla, SİHA'larımızla, yakında hizmete girecek olan TİHA'larımızla nasıl göklerde destan yazıyorsak, yeni nesil Fırtına obüslerimizle, Altay tankımızla da karada aynı başarılara imza atmakta kararlıyız. Hiç endişeniz olmasın Gelecek nesillere bırakacağımız en büyük miras her alanda olduğu gibi savunma sanayinde de gerçekleştirdiğimiz eserlerimizdir, hizmetlerimizdir, yatırımlarımızdır. Güçlü bir savunma sanayisine sahip olmadan istiklalimize ve istikbalimize sahip olamayız. Önce bunu başaracağız. Onun için zırhlı taşıyıcıları çok mu çok önemsiyorum. Çünkü ona güvenle bakıyoruz. Zira bizi bu alana önem ve öncelik vermeye mecbur eden savunma sanayisinde güvenilir olmaktır."

'BİZ HAKKIMIZ NEYSE BU HAKKIMIZI SÖKE SÖKE ALIRIZ VE ALACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm insanlık için daha güvenli, daha huzurlu, daha adil bir dünya kurmanın mücadelesini yürüttüklerini söyleyerek, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Kendimiz, dostlarımız ve tüm insanlık için daha güvenli daha huzurlu daha adil bir dünya kurmanın mücadelesini yürütüyoruz. Bize ne işiniz var Suriye'de, ne işiniz var Libya'da, ne işiniz var Karabağ'da, ne işiniz var Doğu Akdeniz'de dediler. Bunu diyenler ya dünyadan habersiz ya da düşmanın kılıcını çekmektedir. Biz Libya'da da varız, Azerbaycan'da da varız, Suriye'de de varız, Doğu Akdeniz'de de varız. Olmaya da devam edeceğiz. Allah nasip ederse 20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs'tayım. Geniş bir ekiple orada olacağız. Geçen gün Avrupa Komisyon Başkanıyla konuşuyoruz. Diyor ki, 'Duydum ki Kıbrıs'a gideceksiniz. Oradan sert mesajlar vermeseniz' dedi. Dedim, 'Nasıl mesajlar vereceğimi de bana bildirirseniz. Ben o metni oradan okurum'. Yani bunlar kimin kim olduğunu daha öğrenememişler. Ben bu milletin bir evladıyım. Sen Erdoğan'ın ne zamandan beri talimatla konuşma yaptığını öğrendin? Biz hakkımız neyse bu hakkımızı söke söke alırız ve alacağız. Doğu Akdeniz'de ve Kıbrıs'taki özellikle bütün o denizlerde, oralardaki petrol arama işlemlerimizi yürüteceğiz. Şu anda yürütüyoruz. Sondaj yapıyoruz. Sismik araştırmalarımızı yapıyoruz. Devamlı doğalgazın sinyalleri geldi. Şimdi hedef bir an önce oradan doğalgazı çıkarmak. Onu çıkardıktan sonra da zaten benim milletim çok daha rahatlayacak. Çok daha ucuza doğalgazı kullanma imkanını yakalayacak. Bölgemizdeki dostlarımız ve kardeşlerimiz güven içinde olacak ki insani ve ekonomik ilişkilerimizi hep daha iyiye taşıyabilelim."

'BURADAKİ DEDİKODULARI BİZ HİÇ DİNLEMİYORUZ'

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise fabrikada tank değil, tank paleti üretildiğini belirterek, "Bu fabrika ile ilgili herkes bir şey söylüyor. Burası tank ve palet değil, tank paleti fabrikası. Ambargolar var, istediğimiz malzemeleri alamıyoruz. Dolayısıyla ordumuzun ihtiyacı olan harp malzemelerini yerli ve milli yapmak gibi bir gayemiz var. Çok şükür bugüne kadar Türkiye'de savunma sanayinde yüzde 70'lere varan bir milli ve yerlilik yakaladık. İnşallah Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan tüm araç gereç ne varsa bunları biz sağlayacağız, siz sağlayacaksınız. Türk Silahlı Kuvvetleri, cumhuriyet tarihinin en yoğun günlerini yaşıyor. Sadece bizlerin değil, aynı zamanda dost ve kardeş ülkelerin de hak ve hürriyetini sürdürmek için çalışmalarını sürdürüyor. Bizler bugüne kadar tarihimizde milli manevi ve mesleki değerlerimizle ülkemizin egemenlik ve bağımsızlığı için ne yapmamız gerekiyorsa yaptık ve yapmaya çalışıyoruz. Buradaki dedikoduları biz hiç dinlemiyoruz. Hiç bakmıyoruz. 3 kıtada 7 iklimde at koşturan adaleti, huzuru, barışı sağlayan atalarımızın izinde biz de şu anda 3 kıtada kardeşlerimizin hak ve menfaatlerini sağlamak üzere başarılı çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İstiyoruz vermiyorlar. Dolayısıyla bunları görmemiz lazım ve elimizden gelen neyse yapmamız lazım. Askeri fabrikalar var, aynı zamanda özel sektörün, üniversitelerimizin sahip olduğu çalışmaları yapmak istiyoruz." diye konuştu.

'İNŞALLAH DÜNYAYA BMC'NİN GÜCÜNÜ GÖSTERECEĞİZ'

Tosyalı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fuat Tosyalı ise, "Otomobil endüstrisine yapmayı düşündüğümüz yatırımlar anlamında BMC'de büyük fırsatlar olduğunu gördük. Yapmış olduğumuz görüşmelerde bu işler geçtiğimiz haftalarda tamamlandı. Biz Tosyalı Holding olarak hem ülkemizde hem dünyada birçok işi başarıyla tamamladık. BMC'nin son dönemde elektrifikasyon çevre dostu uygulamalar ve yeni teknoloji adımlarının yanında ülkemizin savunma sanayi ihtiyaçlarını karşılamak adına çok önemli olduğuna inanıyoruz. BMC gelecekte elektromobilite sisteminin küresel oyuncularından biri olacaktır. Savunma sanayi her alanıyla zor bir alan. Dolayısıyla bu alana yatırım yapmak herkesin üstlenemeyeceği bir sorumluluk. Ülkemiz için yerli bir araç ekosistemi oluşturmak için katkı vermeye hazırız. Bizim bundan sonraki tek gayemiz BMC'nin mevcut inovasyon ve teknoloji kapasitesini yukarı taşımaya katkı sağlamak. İnşallah dünyaya BMC'nin gücünü göstereceğiz" dedi.

'ONLARA RAĞMEN ÜLKEMİZİ MARKA HALİNE GETİRMEYİ BAŞARDIK'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yanındaki alanda düzenlenen toplu açılış törenine katıldı. Burada halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Cumhur İttifakı'nın tüm gücüyle yoluna devam ettiğini belirterek, "Türkiye'nin savunma sanayisindeki önemli tesislerinden biri olan Arifiye’deki fabrikamızda yapılan işleri eskiden beri gururla takip ediyoruz. Fabrikamızı yeni yatırımlarla geliştirmek, teknolojisini yenilemek, üretimini artırmak için yoğun bir gayret içindeyiz. Her ne kadar birileri savunma sanayisinde atılan her adımı engellemek için her türlü yalanı iftirayı kullanmaktan çekinmiyorsa da onlara rağmen ülkemizi bu alanda marka haline getirmeyi başardık. Arifiye'de tüm bu hususları enine boyuna değerlendirdik. Onlar istese de istemese de Türkiye istiklalini ve istikbalini güvence altına alacak adımları atacak ve hedeflerine mutlaka ulaşacaktır. Bay Kemal senin gücün bunu engellemeye yetmez. Yanındakilerin gücü de bunu engellemeye yetmez. İşte millet bay Kemal, siz ise illetsiniz illet. 'Cumhur İttifakı' bütün gücüyle yoluna devam ediyor. Ülkemizi ve şehirlerimizi her alanda bu hedefe yaklaştırmak için gece gündüz çalışıyoruz" dedi.

'DİĞERLERİNDEN BİR ŞEY OLMAZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin, Cumhuriyet tarihinin en büyük eserlerine, hizmetlerine, yatırımlarına kendi dönemlerinde kavuştuğunu söyleyerek, "Biz 19 yıldır bu ülkede eserlerimizle hizmetlerimizle yatırımlarımızla konuşuyoruz. Ülkemizin 81 vilayetinin her biri gibi Sakarya'nın da hem geçmişin ihmallerinin neticesi olan eksiklerini özellikle tamamlamanın hem de şehrimizi geleceğe hazırlamanın gayretinde olduk. Hiç kimsenin kökenine, inancına, meşrebine bakmadan 84 milyonun tamamını layık oldukları hizmetlere kavuşturmak için çalıştık, çalışıyoruz. Türkiye'de yeni doğmuşundan 90'ını aşmış pir-i fanisine kadar tek bir insan dahi yoktur ki kendisine hayatını olumlu yönde değiştirecek hizmet getirmemiş olalım. Ülkemizde esnafından çiftçisine, işçisinden memuruna kadar herkesin hayat kalitesi geçtiğimiz 19 yılda önceki dönemlerle mukayese edilmeyecek düzeyde yükselmiştir. Hamdolsun Türkiye, Cumhuriyet tarihinin en büyük eserlerine, hizmetlerine, yatırımlarına bizim dönemimizde kavuşmuştur. Sıkıntılarımız hala yok mu? Tabi var ama bu ülkede o sıkıntıları çözebilecek birikime, iradeye, inanca, azme, hazırlığa yine biz sahibiz. Diğerlerinden bir şey olmaz" diye konuştu.

'YAKINDA KENDİ AŞIMIZI DA DEVREYE ALIYORUZ'

18 yaş üzerindeki herkese aşı yapacak kapasiteye ulaştıklarını belirten Erdoğan, şöyle konuştu:

"Salgın döneminde bırakınız geri kalmış veya gelişmekte olan ülkeleri, gelişmiş ülkeler bile salgının yol açtığı sonuçlar karşısında çaresiz kalırken, biz Türkiye'yi sağlıktan gıda ve kamu güvenliğine kadar her alanda en ileriye taşıdık. Bugün Avrupa'nın en gelişmiş ülkeleri dahi aşıları ücretle yapıyorlar. 50 sterlin, 100 avro şeklinde para alarak yapıyorlar. Biz aşılarda halkımızdan bir kuruş almadık. Bize, 'Yahu böyle olmaz. Belli bir bedel alın' diye nasihat ettiler. Hayır. Biz, 'Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' diyerek yola çıktık. Biz halkımız için varız. Bütün bu vergiler halkımızdan alınıyor. Tabi onun geri dönüşü gene halkımıza olacak. Yıllarca karşımıza dikilip, istemezükçülük yapanların engellemeye çalıştığı ne varsa bu küresel kriz döneminde ülkemizin avantajı haline geldi. Aşılama çalışmaları hızla devam ediyor. İnşallah yakında kendi aşımızı da devreye alıyoruz. Artık 18 yaşın üzerindeki herkese aşı yapabilecek kapasiteye ulaştık. Vatandaşlarımdan bir an önce aşılarını olarak kendilerini ve ülkemizi bu salgın tehdidine karşı korumaya almalarını bekliyorum." 

'HER YATIRIMIN KARŞISINA CHP ÇIKTI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, akla gelecek her yatırımın karşısına ilk defa CHP'nin çıktığını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Muhalefetin çapsızlığını her alanda görmek mümkündür. Biz ülkemize yerli otomobil kazandırmak için kolları sıvarız, karşı çıkarlar. Biz ülkemizi SİHA'sıyla TİHA'sıyla tankıyla topuyla füzesiyle radarıyla uçağıyla helikopteriyle her alanda savunma sanayisinde öne çekmek isteriz, karşı çıkarlar. Biz ülkemizin dört bir yanını bölünmüş yollarla otoyollarla köprülerle tünellerle donatırız, karşı çıkarlar. Biz ülkemizin neredeyse her şehrini havalimanlarıyla tren hatlarıyla buluşturmak için çalışırız, karşı çıkarlar. Biz ülkemizin her şehrine üniversite açar liseyi bitiren her öğrencimizin kaydını yaptırabileceği yüksek öğrenim kapasitesi oluştururuz, karşı çıkarlar. Biz ülkemizin dört bir yanına barajlarla sulama tesisleriyle donatır, topraklarımızın verimini artırmak için ter dökeriz, bunlar yine karşı çıkar. Biz ülkemizi diplomaside bölgesinde ve dünyada sözü geçen, saygın, itibarlı bir konuma yükseltiriz. Bunlar karşı çıkmakla kalmaz, kendi devletlerini gittikleri her yerde şikayet ederler. Kanal İstanbul projesindeki tartışmaları takip ediyorsunuz. Bu tartışmaların aynısı Cumhuriyet tarihi boyunca ülkemize kazandırılan her hizmette yaşanmıştır. GAP'tan Keban Barajı'na, boğazdaki köprülerden hastanelere, üniversitelerden sanayi tesislerine kadar aklınıza gelecek her yatırımın karşısına ilk defa CHP çıkmıştır. Bugün Türkiye'nin sahip olduğu iftihar verici eserlerin, milletimizin hayatını kolaylaştıran hizmetlerin tamamı, bu zihniyete rağmen tamamlanmıştır. Biz de ülkemizi 2023 hedeflerine, bunlara rağmen ulaştıracağız. 2053 vizyonumuzu bunlara rağmen hayata geçireceğiz. Büyük ve güçlü Türkiye'yi bunlara rağmen inşa edeceğiz. Allah'ın yardımından ve milletimizin desteğinden başka hiçbir güce dayanmadan, hiçbir yerden sinyal almadan, sırtımızı başka herhangi bir odağa dayamadan ülkemizi bugünlere getirdik. İnşallah daha iyi yerlere de taşıyacağız. Biz Türkiye'nin geleceğine de talibiz, derken bunu geride bıraktığımız 19 yıllık müktesebatımızın referansı ile söylüyoruz. Karşımızda ise bu ülke için dikili tek ağacı olmayan bir zihniyet var. O da CHP. Elindeki 3-5 belediyenin bile hakkını vermekten aciz bu zihniyetin avara kasnak gibi tekrarlayıp durduğu yalanlara milletimizin karnı toktur."

ELEKTRİKLİ TRENİN TESTİNE BAŞLANDI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasının ardından Türkiye Raylı Sistemleri A.Ş. Sakarya fabrikasına bağlanılarak, milli elektrikli treninin testine başlandı. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, "Ülkemizde yerli ve milli olarak üretilmiş ilk elektrikli tren setimizin testlerine başlıyoruz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da "Bu gördüğünüz elektrikli trenin her şeyi A'dan Z'ye bizim mühendislerimizin eseridir. Yerlidir, millidir. Hayırlı olsun" diye konuştu. 

İL DANIŞMA MECLİSİ TOPLANTISINA KATILDI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sakarya'nın Sapanca ilçesinde bir otelde düzenlenen Sakarya İl Danışma Meclisi toplantısına katıldı. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sakarya'da hepsi birbirinden önemli eser, proje ve hizmetlerin toplu açılışını gerçekleştirdik. Muhalefet milletin karşısına icraat diye temel atmama törenleri ile musluk açılışlarıyla çıkarken biz toplam bedeli 2 milyar 600 milyon lirayı bulan eğitimden spora, ulaşımdan sağlığa pek çok yatırımı Sakarya'nın istifadesine sunduk" dedi.

'PROJELERİ DE SABOTE ETMEYE KALKTILAR'

Salgının sebep olduğu sıkıntıları hafifletmek amacıyla her kesimden vatandaşa teşvik, hibe ve destek sağlandığını belirten Erdoğan, "Bu tür olağanüstü dönemler hem ülkelerin gücünü hem de siyasetçilerin ufkunu, kabiliyetini, karakterini ortaya koyan adeta mihenk taşlarıdır. Bu süreçte bizim gibi milletimiz de AK Parti ve Cumhur İttifakı ile muhalefet arasındaki vizyon, zihniyet ve gündem farkını görmüş oldu. Biz ülkemizi salgın musibetinden en az zararla çıkartmanın mücadelesini verirken onlar kısır siyasi hesaplarının peşinden gittiler. Biz plan üretir, proje üretir, milletimizin sorunlarına çare üretirken, onlar sadece iftira ve yalan üretmenin derdindeydiler. Son 1,5 yıllık dönemi lütfen şöyle bir göz önünden geçirin bu dönemde CHP Genel Başkanı veya ittifak ortaklarının millet ve memleket adına yaptıkları tek hayırlı hizmetleri oldu mu? Ülkemizin salgınla mücadelesine katkı yaparak bir tek adım attılar mı? Atmadıkları gibi bizim hayata geçirdiğimiz projeleri de sabote etmeye kalktılar. Suriye'de PYD'li teröristlere arka çıktılar. Doğu Akdeniz'de Rum kesiminin tezlerine sözcülük yaptılar. Libya'da darbecilerin yanında saf tuttular. Arifiye'deki fabrikadan Katarlı öğrenciler meselesine, Merkez Bankası rezervleriyle ilgili çarpıtmalardan Kanal İstanbul projesine, Libya'dan Suriye'ye, terörle mücadeleden, Doğu Akdeniz'deki hamlelerimize kadar hiçbir meselede yerli ve milli bir duruş sergileyemediler" diye konuştu.

'TÜCCARI, BÜROKRATI, HAKİMİ, SAVCIYI, İŞ ADAMINI, YATIRIMCIYI TEHDİT ETMEYE BAŞLADILAR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefeti eleştirilerine şöyle devam etti:

"Önceden ellerine geçirdikleri her bir fırsatı ülkeyi ve ekonomiyi kötülemek için kullanırlardı. Şimdi ağızlarını her açtıklarında tüccarı, bürokratı, hakimi, savcıyı, iş adamını, yatırımcıyı tehdit etmeye başladılar. Türkiye kalkınmasın, Türk ekonomisi büyümesin, ülkemize uluslararası yatırımcı gelmesin diye her gün tehditlerinin dozunu biraz daha artırıyorlar. Bilinç altlarına işlemiş ne kadar pislik varsa, bizde de bunu görmek istiyorlar. Ama göremeyince, bu sefer muvazeneyi iyice bitiriyorlar. Her gün daha büyük bir yalana, her gün daha rezil bir iftiraya sarılmalarının yegane sebebi işte budur. 2023'e giden süreçte CHP, tıpkı 27 Mayıs darbesi öncesi gibi Türk siyasetini zehirlemekte, kirletmektedir. Vatandaşın siyaset kurumuna olan güvenini sarsarak, yine 27 Mayıs arifesinde olduğu gibi vesayetçilere uygum ortam hazırlamaya çalışıyorlar. Biz kuklayı da kuklacıyı da görüyor CHP'nin başındaki zatın son dönemde iyice pervasızlaşan tavrının altında yatan sebepleri gayet iyi biliyoruz. CHP'nin bizi çekmek isteği tezgaha asla gelmeyecek, kardeşliğimizden, muhabbetimizden, birlik ve beraberliğimizden asla taviz vermeyeceğiz. Hiçbir tahrike, hiçbir provokasyona pabuç bırakmayacak. Hiçbir saldırıyı da kesinlikle boyun eğmeden kabul etmeyeceğiz. Tüm iftiralara, tüm karalama kampanyalarına gereken cevabı, hem de en sert şekilde verirken millete hizmetten yönümüzü de çevirmeyeceğiz."

'KİN VE NEFRET YERİNE KARDEŞLİĞİN DİLİYLE KONUŞACAĞIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan kin ve nefret yerine kardeşliğin diliyle konuşacaklarını belirterek, şöyle dedi:

"Her zaman ifade ediyorum. Biz millete efendi olmaya değil hizmetkar olmak için geldik. Biz bu yola ikbal devşirmek için değil, istiklal ve istikbal mücadelemizi zaferle taçlandırmak için çıktık. Bizim yolumuz kardeşlik yoludur. Demokrasi hukuk adalet yoludur. Bizim yolumuz Türkiye'nin huzurudur, refahıdır, Türkiye'nin selametidir. Vatanımızın bekası, mensubu olmaktan her zaman iftihar ettiğimiz aziz milletimizin esenliği, siyasetteki en büyün kırmızı çizgimizdir. Son 19 yıldır olduğu gibi bugün de yarın da itidalle, sağduyuyla, sabırla hareket edecek, kin ve nefret yerine kardeşliğin diliyle konuşacağız. Sanal gündemlerin, sahte manşetlerin, özellikle peşine takılmadan tüm enerjimizi ülkemiz ve milletimiz için hizmet üretmeye, eser üretmeye, taş üstüne taş koymaya devam edeceğiz. Türkiye'yi eski kötü günlerine gayret edenler gibi döndürmeyeceğiz. Pazarlığa tutuşanların karşısına, büyük ve güçlü Türkiye davamıza daha sıkı sarılarak çıkacağız."

Editör: MURAT ÖZER