Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bağdadi’nin eşinin yakalanmasına ilişkin, "Şimdi olay daha da genişledi. Sayı çift haneli rakama doğru gidiyor, bunun içinde tüm yakınlarının olduğunu görüyoruz. Bağdadi’nin eşinin yanında, DNA'sı doğrulanmış çocuğunun da olması, bu da bizim için önemli bir hassasiyet kesbediyor" dedi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan'a gerçekleştireceği resmi ziyaret öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi. Ziyarete ilişkin bilgiler veren Erdoğan, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ziyarette Türkiye-Macaristan Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konsey'nin dördüncü toplantısının gerçekleşeceğini belirten Erdoğan, Macaristan Cumhurbaşkanı Janos Ader ile görüşeceğini, Başbakan Viktor Orban ile konsey toplantısına başkanlık edeceğini kaydetti. Toplantıda ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla ele alınacağını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Macaristan'la karayolu taşımacılığı, kültür, eğitim, sosyal hizmetler ve uzay alanındaki işbirliği ile Dışişleri Bakanlıkları ve Devlet Arşivleri arasında işbirliğini öngören 10 anlaşma imzalanacak, bu anlaşmalar ilişkilerimizin kapsam ve çeşitliliğini yansıtan adeta birer ayna niteliğindedir" diye konuştu.

'KİRLİ PLAN 8-9 GÜNDE PARAMPARÇA EDİLDİ'

Barış Pınarı Harekatı’nın Türkiye’nin gerçek dostlarını görme bakımından önemli bir fırsat oluşturduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geride bıraktığımız yaklaşık 1 aylık dönemde, hem bizi sevindiren, gururlandıran hem de üzüntüye sevk eden pek çok hadise yaşadık. İlk anlardan itibaren Türkiye ile güçlü bir dayanışma sergileyen tüm dost devletlere buradan teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Tıpkı 15 Temmuz ihaneti sonrasında verilen destekler gibi bu süreçte ülkemiz yanında duran ülkeleri hayırla, şükranla yad edeceğiz. Türkiye’yi karşısına almak pahasına teröristlerin hamiliğini yapanları, kiralık katillere kol-kanat gerenleri de unutmayacağız, tarih de bu şekilde kayda geçecektir. Ülkemiz Barış Pınarı’yla 8 yıllık kirli planları sadece 8-9 günde paramparça etmiştir. Parlamentoları devreye alarak, Türkiye ve Türk tarihiyle hesaplaşmaya çalışılmasının gerisinde ülkemizin bu büyük başarısı vardır" dedi.

'BİZ SİZLERİ ZATEN TANIYORUZ'

Harekatla ilgili siyasetçilerin eleştirilerinin bir nebze anlaşıldığını; ancak görevi spor müsabakaları düzenlemek olan kurumların bu sürece dahil olmasının hiçbir makul sebebi olmadığının altını çizen Erdoğan şöyle konuştu:


"Ülkemizi yurtdışında temsil eden sporcular Barış Pınarı’ndan beri açık söylüyorum, sistematik bir linç kampanyasıyla karşı karşıyadır. Gol attıktan veya maç kazandıktan sonra mutluluklarını göstermek için asker selamı veren sporcularımızla ilgili akla hayale gelmeyen eleştirilen hatta disiplin kovuşturmaları yapılıyor. Türk sporcuların Mehmetçikle dayanışma sergilemesini, ‘Provokatif politik davranış’ olarak nitelemek, çifte standarttan öte aleni bir hukuksuzluktur. UEFA provokatif politik davranış görmek istiyorsa, önce sporcularımıza yönelik aldığı kararlara bakmalıdır. Türkiye olarak UEFA’nın milli takımımıza ve kulüplerimize yönelik ayrımcı, haksız ve siyasi tavrını reddediyoruz. Kulüpler Birliğimizin bu konuda yapmış olduğu açıklama süper ligdeki 18 kulübün tarını değil, 82 milyonun her bir ferdinin hissiyatını yansıtmaktadır" dedi.

'MEHMETÇİĞE SELAM DURMASI, HAKKIDIR'

Türkiye'ye karşı dürüst tavır takınılmadığını vurgulayan Erdoğan, "Uluslararası bütün müsabakalarla alakalı daha önce bir kez organizasyonu vermişseniz, ardından bir ikinci organizasyonu da aynı ülkeye verdiniz. Bu ülkelerin altyapıları Türkiye kadar güçlü olmamasına rağmen onlara verdiniz. Ama Türkiye’ye bunu vermediniz. Her zaman Türkiye’nin önünden bunu kaçırdınız. Vakti saati geldiğinde bunları da açıklamaya başlarız. Ama siz siyasetle sporu iç içe getirdiğiniz takdirde bunun affedilir yanı olamaz. Bizim sporcularımızın kalkıp da Mehmetçiğe selam durması, belli bir başarıdan sonra onun en tabii hakkıdır. Bunu Macron'un bir sporcusu onun karşısında yaptığı zaman onunla ilgili herhangi bir müeyyide işletmiyorsunuz. Aynı şekilde dünyanın değişik yerlerinde bu şekilde selam duranlarla alakalı herhangi bir devreye soktuğunuz işlem yoktur. Ama olay Türkiye olunca Türkiye’nin sporcuları olunca hava değişiyor. Bu da tabii UEFA’nın bir an önce bu yanlıştan dönmesini gerektiriyor. Yanlış kararlarıyla sporun daha fazla siyasallaşmasına fırsat vermemeleri gerekiyor" diye konuştu. 

'YÜZ YÜZE DEĞERLENDİRME FİKRİNDE MUTABIK KALDIK'

Erdoğan, ABD ziyaretine muhalefetten gelen eleştirilerle ilgili, "Bu konuda biz müsaade etsinler de gidilmesi mi faydalı, gidilmemesi mi faydalı bu konuları çok geniş kapsamlı bir değerlendirme yapma fırsatını ekibimle bulalım. En son dünkü telefon görüşmesini bekledim şu ana kadar. Dünkü telefon görüşmesinden sonra da gitme kararını verdik. Siyasette bir şeyi hatırlatmak isterim, bir defa bizim için en önemli hüküm, bütün işlerinizde istişareye önem vermek. Bütün istişareleri gerek diplomasi gerek uluslararası hukukun incelikleri bunları değerlendirdikten sonra, siyaset biliminde de ciddi manada her türlü adımı atmış, her türlü bu noktada operasyonlara girmiş ekiplerle bu çalışmamızı yapıyoruz. Bunun sonucunda da biz şahsen oğul Bush ki biliyorsunuz o da cumhuriyetçiydi, ardından Obama, o da demokrattı şimdi yine bir cumhuriyetçi bu üç başkanla da ben çalışma fırsatını buldum. Hepsiyle de görüşmelerim oldu. Oğul Bush’la daha Başbakan olmadan önce bir davet aldım; çünkü seçimi yeni kazanmıştık. Gittik kendisiyle etraflıca görüşmelerimiz oldu. Trump yine cumhuriyetçi, arada da Obama, malum o da 8 yıl görev yaptı onla da birçok defalar görüşmelerimiz ama telefonla, ama uluslararası toplantılarda bunları gerçekleştirdik. Bu konuda hamd olsun tecrübemiz fena değil, iyidir. Şu andaki yaptığımız ziyaretse, çok çok farklı bir dönemde yapıyoruz. Barış Pınarı Harekatı’nın olduğu dönemde. Burada Amerika’nın etkinliği var mı? Var. Üstelik de Amerika 32-33 bin TIR buraya ne yazık ki araç, gereç, silah vesaire gönderdi. Bunları yüz yüze görüşmeyi yapmak başka bir şey, telefonla yapmak başka bir şey. Nitekim akşam telefon görüşmemizde bu değerlendirmeleri yüz yüze yapmamızın isabetli olacağı fikrinde mutabık kaldık" ifadelerini kullandı. 

'SAYIN AKŞENER'İN TALEBİNİ DOĞRU BULMUYORUM'

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, "Amerika’ya gitme" çağrısı hakkında konuşan Erdoğan, "Ben tabii Sayın Akşener’in bu talebini doğru bulmuyorum. Biz bu adımı atmak durumundayız. Bu görüşmeleri asla kesemeyiz. En zor şartlarda bile bu görüşmeleri yapmak durumundayız. Şahsımla olmasa bile, burada ABD dışı bazı ülkeleri konuşuyorum, oradan da ne demek istediğimi anlamanız lazım. Bunlara da ilgili bazı birimlerimizin elemanlarını göndermek suretiyle, onlarla bile iplik olsa, o incelikte dahi olsa biz bu görüşmelerimizi yapmak durumundayız" dedi.

'150 SAAT GEÇTİ, TERÖRİSTLER ÇIKMIŞ DEĞİL'

PYD/YPG’nin 120 saatte çekileceği sözü verenlerin bunu gerçekleştirmediğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aynı şekilde Rusya ile yaptığımız mutabakatta da 150 saatte onların ağırlıklı kontrolünde olan bölgelerde rejimle beraber ne yazık ki 150 saat geçti, şu an itibarıyla o bölgelerden de teröristler çıkmış değil. Bunu Salı günü yaptığım konuşmamda da zaten söylemiştim. Biz şimdi bütün bu teröristlerin çıkılması kaydına bağlı olarak bir mutabakat metnini görüşmüş ve onun üzerinde anlaşmıştık. Şu an durum tabii ne yazık ki böyle değil. Şu anda hala teröristler Suriye Milli Ordusu’na (SMO) saldırıyor. Tabii ki SMO da aynı şekilde onlara misliyle cevap veriyor. İşte bu sabah SMO’dan 11 şehit var. Karşı tarafta da ondan çok daha fazlası öldürüldü. Bu mücadele sürmesin mi? Onlar bu saldırıları yaparken, SMO veya bizim askerimiz sessiz mi kalsın? Tabii ki misliyle bunun cevabın hatta daha fazlasıyla vermek durumundayız, ki bu mücadeleden başarıyla çıkalım" diye konuştu.

‘SORGULAMA İŞLEMLERİ DE KARARLILIKLA DEVAM EDİYOR’

DEAŞ elebaşı Bağdadi’nin yakalanan ailesinin nerede kalacağı ve nasıl yargılanacağı yönündeki soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:


"Şu anda gerçekten olay ciddi boyutlara doğru gidiyor. Bağdadi’nin tüm yakın çevresi daha çok ülkemizi hedef aldı. Bunlar ülkemize yerleşmenin veya ülkemizde bulunmanın gayreti içinde. En son Azez’de ablasının, eşinin ve çocuğunun yakalanması vardı. Biz tabii bu yakaladıklarımızı kendi geri gönderme merkezlerimize alıyoruz, bu geri gönderme merkezilerinde duracaklar, ondan sonra bizim Adalet Bakanlığı’mız bu konuda ne kadar verecek, bunu göreceğiz. Bir eşinin, aynı şekilde yaklaşık 1,5 yıldır o da elimizdeydi; fakat şimdi olay daha da genişledi, sayı çift haneli rakama doğru gidiyor, bu çift haneli rakama doğru giderken bakıyorsunuz bunun içinde tüm yakınlarının olduğunu görüyoruz. Bunları da şu anda açıklamayı doğru bulmuyorum. Bunları daha sonra, inşallah her şey çok daha net hale gelsin, ondan sonra da bunların açıklamasını yapacağız. Bağdadi’nin eşinin yanında, DNA’sı doğrulanmış çocuğunun da olması, bu da bizim için önemli bir hassasiyet kesbediyor. Tabii bu sorgulama işlemleri de kararlılıkla devam ediyor. Bunları derinleştirmek durumundayız ki, yanlışa düşmeyelim. Türkiye olarak bu yanlışların içinde kıvranmayı doğru bulmuyoruz."

‘KILIÇDAROĞLU DÜRÜST OL’

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun DEAŞ’la etkin mücadele edilmediğine yönelik eleştirilerine cevap veren Erdoğan, Türkiye’ye giriş yasağı konan DEAŞ’lı sayısının 76 bin, sınır dışı edilen DEAŞ’lı sayısının 7 bin 550, hapishanelerde bulunan DEAŞ’lı sayısının ise bin 149 olduğunu belirterek, "Bunlar mücadele değil mi? Attığımız kararlı adımlar değil mi? Ama o bunları da kabul etmez. Niye? Hayatı bu tür yalanlarla dolu. Suriye’deki DEAŞ kamplarından kaçıp ülkemiz tarafından yakalanan ve hapishanelere konulan DEAŞ’lı sayısı da 270 ve son YPG’nin cezaevlerinden bıraktıkları vardı bunlar ağırlıkla kadın ve çocuk. Bunları da yakalayıp oralarda cezaevlerine koyduk. Sayın Kılıçdaroğlu dürüst ol, adil ol ve şu anda Türkiye’nin verdiği mücadeleyi de takdir etmesini de bil. Marifet iltifata tabidir. Sen böyle bir şeyi yapmaktan acizsen sana söyleyecek hiçbir lafımız da yok" dedi.

‘TRUMP İLE DEĞERLENDİRME FIRSATI BULACAĞIZ’

Rusya ile devriyelerin devam edip etmeyeceğine yönelik soruyu cevaplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi mutabakat diyoruz. Bunun gereği neyse Türkiye olarak biz sonuna kadar yerine getirmeye devam edeceğiz. Biz bu mutabakattan geri adım atmayız. Şu anda dün gece Sayın Trump’la görüştük. Bu ara Putin’le de durum değerlendirmesi için görüşeceğim. Bunlardan sonra da tabii ki Amerika seyahatinde de bütün aldığımız mesafeyi Sayın Trump’la da bir değerlendirme fırsatını bulacağız. Temennim odur ki, bir an önce neticeye kavuşalım. Artık biz önümüzdeki harekat tablosunu adeta ülkemizin haritası neyse, o şekilde bilir halde geldik. Nerede ne var, bilir hale geldik. Çalışmalarımızı gerek silahlı kuvvetlerimiz, gerek siyasi noktada bakanlıklarımız, hepimiz tabloda sürekli çalışıyor, buna göre de attığımız, atacağımız adımları da belirliyoruz" diye konuştu.

FUAT OKTAY, UĞURLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ankara Valisi Vasip Şahin ve diğer ilgililer uğurladı. Erdoğan’la birlikte eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve milletvekilleri de Macaristan’a gitti.

Editör: MURAT ÖZER