Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC ziyareti öncesi Atatürk Havalimanı'nda basın toplantısı düzenledi.

Erdoğan, Kıbrıs'taki müjde açıklamasıyla ilgili soruya, "Biraz sonra KKTC Parlamentosunda inşallah orada açıklayacağım, burada açıklarsam, o zaman Kıbrıs parlamentosundaki konuşmam boşa geçer" dedi.  Erdoğan, "Azerbaycan'dan KKTC teması sonrası başka ülkelerden de temas bekleniyor mu?" sorusuna, "Başta Azerbaycan olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinden burayla bu tür temasların olması gelişmesi bizim gayretimizdir. Bunları devam ettireceğiz" diye yanıtladı. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum yönetiminin açıklamalarının sorulması üzerine, "Öyle bir haber çıktı ama alakası yok. Bizim bunlara asla tahammülümüz olmaz, gereği neyse anında gereğini yaparız" ifadesine yer verdi.

"Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir gelecek arzu eden tüm taraflara bu tarihi fırsatı değerlendirmeleri yönündeki çağrımı tekrarlıyorum" diyen Erdoğan, "Kıbrıs Türk tarafı dünyaya kimin çözümden yana olduğunu, kimin de çözümsüzlükten nemalandığını bir kez daha göstermiştir" ifadesini kullandı. Erdoğan, "Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adadaki kardeşlerimizle birlikte çifte bayram yaşayacağız. Garantörlük statüsününden doğan hak ve yükümlülüklerimiz temelinde gerçekleştirilen Kıbrıs Barış Harekatı, Rumlar tarafından Kıbrıs Türkleri'ne 1963 yılından itibaren yoğunlaşan mezalimi sona erdirmiştir. Ziyaretimiz sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelecek, milli davamıza ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelere dair durum değerlendirmesini yapacağız. Türkiye ve KKTC arasındaki yakın iş birliğinin daha da ileriye taşınmasına yönelik görüş alışverişinde bulunacağız. Lefkoşe'de bugün ayrıca Cumhuriyet Meclisi'nde tertiplenecek özel oturuma katılarak bir hitap gerçekleştireceğim. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile KKTC ile birlikte yürüttüğümüz farklı alanlardaki projelerin açılışlarını gerçekleştirecek, yeni projelerin ilk adımlarını birlikte atacağız" dedi.  

"KKTC, HER TÜRLÜ ZORLUĞA RAĞMEN KENDİ AYAKLARI ÜZENİNDE DURAN BİR DEVLETTİR"

Erdoğan, "Kıbrıs Türk'ü adada yarım asırdan fazla bir süredir eşitlik ve adalet mücadelesi veriyor. Bu uğurda birlikte bedeller ödedik, nice badireleri birlikte atlattık. Kıbrıs Türk halkı, eşit ortağı olduğu adada egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye sahiptir. Cumhurbaşkanı sayın Tatar tarafından bu doğrultuda Cenevre'de sunulan öneri, bugüne kadar sonuç vermeyen çözüm çabalarını gerçekçi bir zemine oturtan, çözümün önünü açan tarihi bir fırsattır. Bu şekilde Kıbrıs Türk tarafı dünyaya kimin çözümden yana olduğunu, kimin de çözümsüzlükten nemalandığını bir kez daha göstermiştir. Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir gelecek arzu eden tüm taraflara bu tarihi fırsatı değerlendirmeleri yönündeki çağrımı tekrarlıyorum. Kıbrıs'ta çözüme ancak adadaki gerçekler temelinde ulaşılabilir. Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir. Unutulmasın ki KKTC, her türlü zorluğa rağmen kendi ayakları üzeninde duran bir devlettir. Demokrasi geleneği, gelişmekte olan ekonomisiyle müreffeh bir geleceğe emin adımlarla yol almaktadır. Türkiye ve Türk halkının her bir ferdi de dün olduğu gibi bugün de yarın da Kıbrıs Türkü'nün yanında olmaya devam edecektir" diye konuştu. 

KKTC'DE VERECEĞİ MÜJDE

Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kıbrıs'ta vereceği müjde konusunun sorulması üzerine Erdoğan, "Biraz sonra KKTC Parlamentosunda inşallah orada açıklayacağım, burada açıklarsam, o zaman Kıbrıs parlamentosundaki konuşmam boşa geçer" dedi.  

KKTC İLE TEMASLAR

Erdoğan, 'Azerbaycan'dan KKTC teması sonrası başka ülkelerden de temas bekleniyor mu?' sorusuna, "Özellikle başta Azerbaycan olmak üzere dünyanın değişik ülkelerinden burayla bu tür temasların üst düzeyde kurulması, geliştirilmesi bu bizim gayretlerimiz, çalışmamızdır. Bunları devam ettireceğiz. Benzer bu noktadaki çalışmaları, nerede mağdur, mazlum ülkeler varsa hepsi için yapıyoruz. Örneğin bunlardan bir tanesi de Kosova'dır. Kosova için de dünyada Kosova'yı tanıyan ülkelerin sayısını artırmak elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Şu anda 114 olan sayıyı daha da artıralım istiyoruz. Bu noktada bu yıl BM Genel Kurulu'nda Biden ile orada yapacağımız görüşmelerde bu konuları tekrar ele alacağız. Kosova'nın tanınması konusunda müşterek bir çalışmayı yürütelim, bunu kendisine teklif edeceğiz" diye yanıtladı.

Erdoğan, Yunanistan'dan Kıbrıs'ta çözüm önleyici açıklamaların yapıldığı ve Güney Kıbrıs basınında yer alan haberlerin sorulması üzerine, "Milli Savunma Bakanım öyle bir haber çıktığını ancak gerçekle alakası olmadığını iletti. Bir yanlışın içine girmeleri onları çok çok zora sokar. Bunlara bizim asla tahammülümüz olmaz, gereği neyse anında gereğini de yaparız. Şu anda Cenevre'deki toplantılarda zaten Ersin Beyin de orada çok açık söylediği gibi, bizim Dışişleri Bakanımızın da söylediği gibi biz eşit, egemen iki devletli çözümden bahsediyoruz, bundan yanayız. Çünkü biz 40-50 senemizi onların söyledikleriyle geçirdik ve netice alamadık. O devir kapandı artık. Bundan sonra eşit, egemen, iki devletli çözüm. Bir diğeri de tabi azınlık felsefesini de kabul etmiyoruz, böyle bir şey de yok" yanıtını verdi.

AB ADALET DİVANI BAŞ ÖRTÜSÜ KARARI

Erdoğan, AB Adalet Divanı'nın Almanya'da iki işletmeye başörtüsü kısıtlaması kararının sorulması üzerine, "Adalet Divanı'nın ismini değiştirmesi lazım. Bunun Adalet Divanı'yla yakından uzaktan alakası yok. Bunların Adalet Divanı olduklarını ispat edebilmeleri için önce inanç özgürlüğü nedir bunu öğrenmeleri lazım. İnanç özgürlüğünden anlamayan bir Adalet Divanı olamaz. Bunların bir defa bunu öğrenmeleri lazım. Bunları anlamaları lazım. Bu lafı gitsinler aynen kipa takanlar için de söylesinler. Acaba kipayı takanlar için bu tür bir şey söyleyebilirler mi? İnancının gereği neyse inancının gereğini yerine getiren Müslümanlara böyle bir yakıştırmayı yapmak ne adalet divanının veyahut da ne başka tür divanların hakkı da değildir, yetkisinde de değildir" yanıtını verdi.

KABİL HAVALİMANI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'nin Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliğini sağlaması söz konusu. ABD ile yapılan görüşmeler var. Taliban'dan 'Türkiye'yi istemiyoruz.' şeklinde bir açıklama geldi. Bu konudaki görüşmeler hangi aşamada?" sorusu üzerine, "Taliban'ın yapmış olduğu açıklamalarda 'Türkiye'yi istemiyoruz.' gibi ifadeler yok. Onlar kendilerine göre bazı açıklamaları yapmış durumdalar. Bu açıklamalarıyla da güya bize yönelik bazı yaklaşım türleri var. Bu konuda Türkiye'deki yönetimin ne konumda olduğunu Taliban gayet iyi biliyor. Bu adımları atarken bizim Türkiye yönetimi olarak bazı planlarımız var ve bu planlarımızın da gereğini yerine getiriyoruz. Şu an itibarıyla gerek Dışişleri nezdinde gerekse şahsım olarak bu adımları atıp inşallah Taliban'la da ne gibi görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle de nereye ulaşacağız bunun gayreti içindeyiz. Tabii Taliban'ın şu anda Afganistan'daki bizce yaklaşımı bir Müslümanın bir başka Müslümana yaklaşımı değildir. Zira Afganistan halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülke. Burada Taliban'ın adeta bir işgal hareketini devam ettirmesi doğru bir yaklaşım değildir. Biz de Türkiye'den Taliban'a sesleniyoruz; Bu işgal hareketini, kardeşlerinin topraklarını işgal etmeyi bırakması lazım ve bir an önce Afganistan'ın genelinde barışın egemen olduğunu dünyaya göstermek lazım" ifadelerine yer verdi.  

VAKA SAYILARI

Erdoğan, delta varyantı ile vaka sayılarındaki artışın sorulması üzerine şunları kaydetti: 

"Maske, mesafe kuralının devam etmesi gerekiyor. Bundan taviz verilmesi doğru değil. 'Dükkanlar, açılsın lokantalar açılsın. Buralarda artık çalışmalar başlasın.' denildi. Biz de bunları kaale aldık ve açılması noktasında bu adımı attık. Attık da ne oldu? Hemen rakamlar, oranlar yükselmeye başladı. Vefat sayılarında bir düşüş oldu ama dün itibarıyla tekrar vefat sayıları da ciddi manada arttı, yanılmıyorsam 77'ye çıktı. Öbür tarafta tabii çok daha önemlisi rakam 7 binleri tekrar yakaladı. Bu, bizim için bir tehdittir. Bu tehdide fırsat vermemek gerekiyor. Öyleyle yapmamız gereken nedir? Toplu bulunduğumuz mekanlarda kesinlikle mesafeye ve maske kuralına çok çok dikkat etmemiz gerekiyor. Aşı konusunda ise aşının önünü zaten şu anda açmış bulunuyoruz. Aşı olmayanlar aşısını muhakkak yaptırmalı. Kendi aşımızı da inşallah yıl sonuna kadar üretmek suretiyle aşıda ihtiyaç veya 'Dışarıdan gelir mi gelmez mi?' böyle bir sıkıntıya girmeden çözmüş olacağız. Sağdan soldan yapılan olumsuz propagandalara kanmadan aşılarımızı da yaptırmalıyız. O bizim için önemli bir teminattır, garantidir."

BİNALİ YILDIRIM SAHNEDE BEKLEDİ

Erdoğan konuşmasının sonunda Kurban Bayramını tebrik ederek salondan ayrıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile birlikte eşi Emine Erdoğan, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Kıbrıs'a gitti.

Editör: MURAT ÖZER