Nevşehir’de Hacı Bektaş Veli'nin vefatının 750'nci yıl dönümü anma etkinlerine katılan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Koşulsuz şartsız, kendi doğrularımıza saplanmadan, nefsimizi ikna etme derdine düşmeden hakikati aramakla yükümlüyüz. Zira ancak arayan olunca yol bulunur, yol gösterenlerle yaren olunur, en nihayetinde de o yolu var edene kavuşulur” dedi.

Hacı Bektaş Veli'nin vefatının 750'nci yıl dönemi anma etkinlikleri, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın öncülüğünde Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesinde yapıldı. Hacı Bektaş Veli Müzesi önünde gerçekleştirilen anma törenine, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İran Büyükelçisi Muhammed Ferazmend, UNESCO Türkiye Milli Kültür Komisyon Başkanı Öcal Oğuz, Ankara Valisi Vasip Şahin, Nevşehir Valisi İnci Sezer Becel, Yozgat Valisi Ziya Polat, Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, Tunceli Valisi Mehmet Ali Özkan, Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu, Malatya Valisi Aydın Baruş,  AK Parti Nevşehir Milletvekili Yücel Menekşe ve Mustafa Açıkgöz, Nevşehir Belediye Başkanı Mehmet Savran, Hacıbektaş Belediye Başkanı Arif Yoldaş Altıok ve davetliler katıldı. Anma etkinlikleri kapsamında ilçeye gelen Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, anma töreni öncesinde Hacı Bektaş Veli Müzesini ziyaret ederek, aslanlı çeşmeden su içti.

‘BU MANEVİ OCAK YOLUMUZU AYDINLATMAYA DEVAM EDECEKTİR’

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın anma töreninde yaptığı konuşmada, "İnsan yaratılmışların en şereflisidir. Çünkü onda bir sonsuzluk ruhu vardır. Çünkü özünde taşıdığı mana insanı diğer bütün varlıklardan ayrı kılar. Yine bu yüzden kuranı-ı kerim alemin insana müsahhar kılındığını yani onun emrine verildiğini söyler. Bu aynı zamanda insana büyük bir sorumluluk yüklemiştir. İnsan sahip olduğu özgürlük ve yetki alanında da sorumluluk sahibi olmak zorundadır. Bu yüzden de insan kelimesi bildiğiniz gibi iki kökten gelir. Birisi unutmak demektir. İnsan unutan varlıktır. İnsana unutmaması için hep bir şeyler hatırlatılır. Her vahi, her peygamber, her veli ve her Allah dostu insana hakikatini, özünü hatırlaması için gönderilen bir hatırlatıcıdır. O yüzden de kuran kendisine bir zikir der. Zikir kelimesi de bildiğiniz gibi hatırlama demektir. İnsan kelimesinin diğer anlamı da ünsiyet kurabilmekten gelir. Bu ünsiyet güçlü olduğu oranda insan tabiatla ve kendisi ile barış içinde yaşamıştır. Bu bağın koptuğu dönemlerde ise insan tabiatla kavga etmiş, başka kültürlerle kavga etmiş, rabbiyle kavga etmiş, kendisiyle kavga etmiş ve kaybetmiştir. Halbuki bizim Hacıbektaş Veli ve onun yolundan giden erenlerin bize öğrettiği şey bu ruh güçlü olduğu müddetçe insanı maddi anlamda yenebilecek hiçbir şeyin olmadığı gerçeğidir” diye konuştu.

Sözlerini sürdüren Kalın şöyle konuştu: “Nitekim 13’üncü yüzyılın özellikle ilk yarısının sonlarında ve ikinci yarısının başlarında Moğol istilası ile yerle bir edilen Anadolu topraklarını çok kısa bir sürede tekrar ayağa kaldıran, imar eden ve medeniyet ruhunu kuran yine bu erenler olmuştur. Onların manevi öğretileri olmuştur. İşte bu da Ahmed Yesevi’den Hacı Bektaş’a, Taptuk Emre’den Yunus Emre’ye Hz. Mevlana’dan Sarı Saltuğ’a ve günümüze kadar devam eden ilim irfan geleneğinin bayraktarları ve kılavuzları sayesinde inşa edilmiştir. Bugün buna her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Hacı Bektaş Veli ‘Gelin canlar bir olalım’ dediğinde işte o ‘can’ dediği insan eşrefi mahlukat lan insandır. İşte o ‘can’ dediği insan kendisiyle, hemcinsleriyle, diğer insanlarla eşyayla, varlıklarla, hayvanlarla, bitkilerle ve hepsinin üzerinde rabbiyle muhabbeti kurabilmiş ve ona göre yaşamış bir insandır. Bugün bunu tekrar hatırlamaya her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var.”

'TÜRKİYE BU SINAMADAN ALNI AK ÇIKACAKTIR’

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise, sözlerine yangın felaketlerine değinerek başladı. Bakan Ersoy, "Ülkemizin yaşadığı yangın felaketlerinde yaşamını yitiren vatandaşlarımıza ve görevlerini canla başla yerine getirirken şehadete yürüyen görevlilerimize bir kez daha Allah’tan rahmet, ailelerine baş sağlığı ve sabırlar diliyorum. Herkes bilsin ki Türk milleti bu sınamadan da alnı ak çıkacaktır. İnsanımızın yaralarını el birliği ile saracak, yaşamı normale döndüreceğiz. Ormanlarımızı yeniden yemyeşil birer cennet bahçesi yapacak, turkuaz denizlerimizle buluşturacağız. Allah’ın izniyle bir çakıl taşından dahi vazgeçmediğimiz bu vatanın doğasını da içindeki canlıları da karamsarlığa teslim etmeyecek; dimdik ayakta kalarak, bir ve beraber olarak huzursuzluk ve umutsuzluk için çaba gösterenleri umudumuz, inancımız ve kararlılığımızla yine hüsrana uğratacağız" ifadelerine yer verdi.

‘ANLAMAYANA ANLATMAK LAZIM'

Hacı Bektaş Veli’ye değinen Bakan Ersoy, “Hünkar’ın ocağına misafir olmak bir inanç, bir kültür ve fikir deryasına yelken açmak gibidir. O, kendimizi bulacağımız, bizde bizden fazlası olduğunu anlayacağımız, ötesine ulaşmak için arayışta olacağımız uzun bir yolda; huzurla, umutla ama bitti demeden, oldum diye düşünmeden daima yürümenin örneğidir. Neticede bizim sorumluluğumuz da budur. Koşulsuz şartsız, kendi doğrularımıza saplanmadan, nefsimizi ikna etme derdine düşmeden hakikati aramakla yükümlüyüz. Zira ancak arayan olunca yol bulunur, yol gösterenlerle yaren olunur, en nihayetinde de o yolu var edene kavuşulur. Şunu da unutmayalım, sadece kendimizden sorumlu değiliz. Peygamber Efendimiz 'İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır' diyor. Hayrın peşinde koşmak dolayısıyla duymayana duyurmak, bilmeyene öğretmek, anlamayana anlatmak da lazım. Bizim çabamız da budur” şeklinde konuştu.

‘HÜNKAR’IN SESİ OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Hacı Bektaş Veli’nin vefatının 750’nci yılının UNESCO anma ve kutlama yıl dönümleri programına alındığını kaydeden Ersoy şöyle devam etti: “Sayın Cumhurbaşkanımızın 2021 yılını ‘Hacı Bektaş-ı Veli Yılı’ ilan etmesiyle birlikte gerekli adımlar atılarak Bakanlığımız öncülüğünde onun öğretilerinin anlatılacağı etkinlikler düzenlenmesi kararlaştırıldı. Dün uluslararası çok güzel bir sempozyum gerçekleştirerek etkinlikleri başlatmış olduk. Bilim insanlarımız, akademisyenlerimiz ve çevrimiçi olarak etkinliğe iştirak eden yabancı katılımcılarımızla Hacı Bektaş-ı Veli’nin çağları ve sınırları aşan etkisi, izleri detaylarıyla anlatıldı; fikirler ve bilgiler paylaşıldı. Anadolu irfanını bina eden, yaşatan ve yayan manevi rehberlerimizin bilinmesini, fikirlerinin öğrenilmesini ve anlaşılmasını sağladığımız ölçüde, geçmişte olduğu gibi bugün ve gelecekte de insanlığa çok büyük bir fayda sunmuş, daha geniş kitlelerin sahipleneceği bir miras bırakmış oluruz. O yüzden yılmadan, usanmadan anlatmayı sürdüreceğiz. Bu minvalde UNESCO ile iş birliği içinde etkinlikler düzenlemeye ve Hünkar’ın sesi olmaya devam edeceğimizi bir kez daha vurgulamak isterim.”

Editör: MURAT ÖZER