Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, "Yaptırımlarla ve Türkiye ile mücadele değil, Türkiye ile birliktelik ve Türkiye ile dostluk kazandırır. Tersi uygulamalar, yaptırımlar veya benzer şeyler sadece bizi motive eder, sadece bizim hızımızı artırır, onun dışında bize bir negatif etkisi olmaz" dedi.

Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi Siber Güvenlik Haftası programı Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirildi. Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye’ye uygulanan ABD yaptırımları ile ilgili mesaj vererek "Yaptırımlarla ve Türkiye ile mücadele değil, Türkiye ile birliktelik ve Türkiye ile dostluk kazandırır Bütün dünyanın bunu buradan bilmesi gerekir. Ve yine ben bu çerçevede buradan bütün dünyaya sunabileceğimiz yeni bir iş birliği alanının olduğunu ifade etmek isterim. O da siber güvenlik ve dijital alanda bir iş birliğidir. Geliştirilen yerli ürünlerimizin globalleşmesiyle ilgili iş birliği alanıdır. Türkiye ile dostluğun kazandıracağını bütün dünya görecektir. Tersi uygulamalar, yaptırımlar veya benzer şeyler sadece bizi motive eder, sadece bizim hızımızı artırır, onun dışında bize bir negatif etkisi olmaz. Bunun da en büyük örneği liderimizdir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dır. Dik durur, dikleşmez, üretir ve dünyaya mesajını da son derece net olarak verir" ifadelerine yer verdi. 

'SİBER GÜVENLİĞİN ÖNEMİ 10 KAT ARTMIŞ DURUMDA'

Fiziksel bilgilerin dijital ortama aktarılması, etkileşimlerin dijitalleşmesi ve nesnelerin de artık internete bağlanmasıyla, kullanılan dijital veri miktarının her geçen gün arttığına dikkat çeken Oktay, "Covid salgını sebebiyle özellikle bu yıl içinde uzaktan çalışma, uzaktan eğitim ve e-ticaret gibi alanlarda kullanım yoğunluğu görülmesi ve teknolojinin her zamankinden fazla hayatımıza girmesi bir gerçek. Aslında biz bu gelişmeleri bekliyorduk, öngörüyorduk. Covid süreci bu öngörülerin çok daha öne çekilmesine sebebiyet verdi. Yani belki 5-10 yıl sonra ulaşacağımız seviyeye aslında 2020 yılında ulaşmış olduk. Geldiğimiz ortamda siber güvenlik olayının önemi kıymeti belki geçen yıla oranla 10 kat daha artmış durumda, farkındalığı da o kadar artmış durumda. Sabit ve mobil geniş bant internet kullanımı ülkemizde geçen yıla göre yüzde 50’den fazla artış göstermiştir. İnternet kullanımı ise 2020 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 66 artarak 9,3 milyon terabayt olarak gerçekleşmiştir" bilgisini paylaştı.

'FİZİKİ GÜVENLİĞİN SİBER GÜVENLİKLE TAHKİM EDİLMESİ ZORUNLU'

Dijital teknolojilerdeki hızlı gelişmeyle birlikte yaşanan dönüşümün güvenlik boyutunun, en az sahada uygulanan savunma araçları kadar önemli hale geldiğini vurgulayan Oktay, "Bugünün dünyasında teknolojiye ve veriye hükmeden, veriyi dijital ortamda üreten, kullanan ve saklayan tüm unsurlara da hükmedebilmektedir. Bu çerçevede güvenlik kavramının anlamı da dijitalleşmeyle birlikte büyük ölçüde değişmiştir. Günümüzde fiziki güvenliğin siber güvenlikle, yerli yazılımlarla, yapay zekâyla ve dijital sanayiyle tahkim edilmesi zorunlu hale gelmiştir. Uluslararası mücadeleler hatta savaşlar artık büyük oranda konvansiyonel silahlarla değil, siber silahlarla ya da konvansiyonel yöntemlerin dijital yapılarla güçlendirilmesiyle gerçekleşmektedir" ifadelerini kullandı.

'VERİLERİ, VATANIMIZ GİBİ KORUMAZSAK GELECEĞE GÜVENLE BAKAMAYIZ'

Oktay, "Ülkemizin sahip olduğu verileri ve ürettiği bilgileri; sınırlarımızı, vatanımızı koruduğumuz gibi korumazsak geleceğe güvenle bakamayız. Bu açıdan Cumhurbaşkanımız liderliğinde hayata geçirdiğimiz milli teknoloji hamlesinin önemli bir ayağı; siber vatanda tam bağımsız Türkiye hedefidir. Ülkemiz, siber güvenlik alanında teknik, hukuki ve organizasyonel açılardan önemli mesafe kat etmiş ülkeler arasında yer almaktadır. Geldiğimiz noktayı daha da ileriye taşımak için siber uzayda gerçekleşen gelişmeleri yakından takip edip yerli ve milli altyapılarla siber gelişmelere öncülük etmek durumundayız. Savunma Sanayi Başkanlığımız riyasetinde kurulan Siber Güvenlik Kümelenmesi bu açıdan ciddi önem taşımaktadır" dedi.

Siber güvenlik alanında, kritik altyapıların korunması, siber kapasite inşası ve saldırıların en hızlı şekilde bertaraf edilebilmesi için üst seviye teknolojik tedbirlere yoğunlaştıklarını belirten Oktay, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde 2013 yılında Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi’nin kurulduğunu, savunmadan iletişime, sağlıktan enerjiye, finanstan eğitime kadar tüm sektörlerden kritik nitelikte binlerce kurum ve kuruluşta siber olaylarla müdahale ekiplerinin kurulduğunu söyledi.

'SİBER CAYDIRICILIK ARAÇLARIMIZI GÜÇLENDİRECEĞİZ'

Oktay, "Bugün kayıtlı siber güvenlik uzmanı sayısı 4 bin 700’ü aşmış durumda. Siber güvenlik alanında; KASIRGA, AVCI, AZAD, ATMACA ve KULE gibi yüksek değerli yerli ve milli bilgi teknolojileri projelerimizle siber tehditleri en az maliyetle, en kısa sürede tespit ediyor ve gerekeni yapıyoruz. 'Siber caydırıcılık araçlarımızı güçlendireceğiz' dedik; milli siber savunmamızı yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi teknikleri kullanan sistemler ile donattık, ve her geçen gün bunları geliştirmeye devam ediyoruz. Diğer taraftan ilk yerli ve milli baz istasyonu ULAK’ın yaygınlaştırılmasına hızla devam ediyoruz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde devreye alarak kullanımına öncülük ettiğimiz yerli ULAK, Aralık 2020 itibarıyla ülke genelinde toplam bin 542 baz istasyonu ile faaliyet göstermektedir" dedi.

'SİBER GÜVENLİK ENDEKSİNDE 23 SIRA BİRDEN YÜKSELDİK'

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi (CBDDO) ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı öncülüğünde, tüm paydaşların katkıları ile 2020-2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı’nın oluşturulduğunu ve CBDDO’nun hazırladığı Bilgi ve İletişim Güvenliği Rehberi’nin temmuz ayında yayınlandığını hatırlatan Oktay, "Siber vatanda egemenliğimizi güçlendirme yönünde yürüttüğümüz çalışmaların sonucunda Global Siber Güvenlik Endeksinde 23 sıra birden yükselerek, dünyada 20’nci sıraya yükselmiş durumdayız. İyi bir gelişme, yeter mi? Asla. Siber güvenlik alanında insan kaynağı kapasitemizi daha da güçlendirecek dünyanın ilk 10 ülkesi arasına yetenekli mühendislerimizin akıl ve alın teriyle yükseleceğiz. Kayıtlı kullanıcı sayısı 500 bini aşan BTK Akademi’yi bu amaçla kurduk. Herhangi bir ön şart gerektirmeden tüm gençlerimize açık olan akademide siber güvenlik ve 5G teknolojileri başta olmak üzere pek çok alanda çevrimiçi eğitimler veriliyor. Hedef 1 milyon yazılımcıyı BTK Akademi’den mezun edip bilgi teknolojileri alanında insan kaynağımızı zenginleştirmek" diye konuştu.

‘5G’YE EN KISA SÜREDE GEÇMEK İÇİN ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR’

5G teknolojisi ile ilgili çalışmalara da değinen Oktay, "5G’ye mümkün olan en kısa süre içinde yerli ve milli imkânlarla geçmek için çalışmalarımız devam ediyor. 5G ve ötesi teknolojilerde öncü bir konuma gelme amacına yönelik, ülkemizde kamu, üniversite, üreticiler ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının katılımı ile kurduğumuz 5GTR Forum ile yeni nesil teknolojilerin önünü açacak iş birliklerini tesis ediyoruz" bilgisini verdi. Haberleşme alanındaki faaliyetleri uzayda da sürdürüp geliştirdiklerini anlatan Oktay, "Türksat 5A’yı önümüzdeki haftalarda, 5B’yi ise 2021 yılının ilk yarısında uzaya gönderiyor olacağız. Ülkemizin en büyük Ar-Ge projelerinden biri olan Yerli Haberleşme Uydusu Türksat 6A ise 2022 yılında hizmet vermeye başlayacak. Bizim bu alandaki gayretlerimizi kat be kat artırma zorunluluğumuz var. Mevcutla gurur duyalım, kendimizi motive edelim, ama dünyadaki gelişmelerden çok daha hızlı koşmak zorundayız. Tüm bunlar, dijital tehditlere karşı Türkiye’nin siber mukavemetini artıracak adımlardır. Çabalarımız, çok katmanlı siber uzayda bize ait tek bir zayıf halka bırakmamak içindir" dedi.

‘TÜRKİYE’NİN VERİSİ TÜRKİYE’DE KALACAK'

Dışa bağımlı savunma sanayi ürünlerinde geçmişte yaşanan ambargoları unutmadıklarını dile getiren Oktay, "Türkiye’nin verisi, Türkiye’de kalacak; mahremimizin anahtarını başkasına teslim etmeyeceğiz. Biz başkasının mahremi ile de ilgilenmeyiz başkalarının ilgilendiği gibi. Biz gittiğimiz yerde gittiğimizin yerin mahremine saygı duyarız, saygı gösteririz, onun mahremini korumasını da biliriz. Türkiye’nin verisi, yerli ve milli güvenlik duvarlarıyla korunacak. Ülkemizde siber güvenlik ekosistemini savunma sanayi ekosistemini geliştirdiğimiz gibi ilerletecek; dijital alanda da kale gibi sağlam duracağız" değerlendirmesini yaptı. 

'ÜRETİLEBİLECEK NİTELİKTEKİ HİÇBİR YAZILIMI DIŞARIDAN ALMAYACAĞIZ'

Siber güvenlik alanındaki çalışmaların kamu, üniversiteler ve özel sektörün iş birliğinde planlanması ve gerçekleştirilmesi gereken, ancak ekip ruhuyla hayata geçebilecek nitelikte olduğuna işaret eden Oktay, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi paydaşlarının meseleye milli dava bilinciyle yaklaşmasını istedi. Fuat Oktay, Türkiye’deki siber güvenlik firmalarının sayısını artırmak, siber güvenlik alanında faaliyet gösteren firmaların markalaşmasına yardımcı olmak, sektördeki firmaların ulusal ve global pazarda rekabet gücünü artırmak ve siber güvenlik alanındaki insan kaynağımızı geliştirmek gibi hedeflere giden yolda Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi’nin rolünün öneminin altını çizdi. Oktay, "Küme üyesi firmaların ürettiği 10 yerli ürünü daha önümüzdeki yıl dünya pazarına açmayı hedefliyoruz. Ayrıca yerli ve milli siber güvenlik ürünlerinin yurt dışına ihracatını da, yenilikçi kuantum teknolojileri çalışmalarını, bu ekipten çıkacak yeni ihracat başarılarını da destekliyor olacağız. Küme üyeleri arasında oluşan eşgüdüm sonucunda ülkemizde tasarlanabilecek, üretilebilecek, geliştirilebilecek nitelikteki hiçbir ürünü ya da yazılımı, kesinlikle dışarıdan hazır olarak almayacağız" şeklinde konuştu.

RAHATSIZLANDI

Oktay, hitabının son bölümüne geldiğinde rahatsızlandı. Oktay, konuşmasına ara vermek zorunda kalırken, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Ünüvar kürsüye gelerek Oktay’ın tansiyonunun düşmesi nedeniyle törene ara verildiğini ve sağlık durumunun iyi olduğunu bildirdi. Oktay, daha sonra törene tekrar katılarak ödül takdimini gerçekleştirdi. Fuat Oktay, yaşadığı rahatsızlık ile ilgili "Uykusuzluk ve yorgunluğa bağlı zannediyorum, böyle küçük bir rahatsızlık oldu, tekrar anlayışınız için de teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı.

Editör: MURAT ÖZER