Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Kıbrıs için görevlendirdiği özel danışmanı Jane Holl Lute'u kabulünde yaptığı açıklamada, Kıbrıs müzakerelerinin, Crans Montana'da kaldığı yerden devam etmesine sıcak bakmadıklarını, böyle bir şeyi kabul etmediklerini söyledi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cumhurbaşkanı Tatar, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Kıbrıs için görevlendirdiği özel danışmanı Jane Holl Lute'u kabul etti. Yaklaşık 3 saat süren görüşme sonrası değerlendirmelerde bulunan Tatar, Kıbrıs'ta artık yeni bir dönemin başladığını, 52 yıldır federal temelde yapılan görüşmelerden sonuç çıkmadığını ve bunun en iyi bilenlerden birisinin Crans Montana sürecini yaşayan BM Genel Sekreteri Antonio Guterres olduğunu belirterek, dolayısıyla artık egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan ve iş birliği içinde olan iki devletin müzakere sürecinin önemli olabileceğini ifade etti.

"MÜZAKERE SÜRECİNE YENİ BİR ZEMİN KAZANDIRILMALI"

Tatar, Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun çağrısıyla, BM öncülüğünde, garantör ülkelerin de katılımlarıyla 5+1 formatında gayri resmi bir toplantının yapılması, orada Kıbrıs'ın yeni gerçeklerini ifade etme şansının ortaya çıkması ve ondan sonra başlayabilecek müzakere süreçlerine yeni bir zeminin kazandırılmasının gerekçelerini Lute'a detaylı olarak anlattıklarını aktardı.

"KIBRIS TÜRK HALKININ EGEMENLİK HAKLARI VARDIR"

KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, "Kıbrıs Türk halkı Ada'da yaşayan iki halktan biridir. Kıbrıs Türk halkının tarihten gelen anlaşmalardan egemenlik hakkı vardır, bu topraklarda barış, huzur ve güvenlik içinde yaşama şansı vardır. Diğer tarafın (Rum kesimi) domine etmeyeceği ve bizlerin self determinasyon hakkımızı kullanabileceğimiz bir ortamın yaratılması için bir sürecin başlaması gerektiğini kendisine (Lute) detaylı bir şekilde ifade ettik." dedi.

“WİN-WİN DURUMU OLABİLİR”

Cumhurbaşkanı Tatar açıklamalarını şu sözlerle sürdürdü: Bize göre win-win durumu olabilir. Çünkü netice itibariyle eğer bir anlaşma olacaksa bundan Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Rumlar da faydalanacaktır. Bölgesel birtakım ciddi dengelerin tekrar tesis edilmesi, istikrarın sağlanması ile herkes ve bölge insanı birlikte bir fayda sağlayacaktır. Kıbrıs bundan 20 sene önceki Kıbrıs değildir. Doğu Akdeniz denklemi de değişmiştir beklentiler de değişmiştir. Kıbrıs Türk Halkı mağdur olmuştur. 1964 yılında Birleşmiş Milletlerin 186 numaralı kararı ile Kıbrıs Cumhuriyeti'nin tek tanınmış Cumhuriyet olması bir karara bağlanmıştır.  Bu kararın halen daha orada olması gerçekten kabul edilebilir değildir. Kıbrıs Türk halkına yapılan büyük bir haksızlıktır. BM bunu açık açık söylemese de bunu onlar da biliyor.”

Editör: MURAT ÖZER