Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, yargı mensuplarına yaptığı konuşmada, "Ön yargılarla vicdanın sesi birbirine karıştırılmamalı, pekişmiş yargılar tecrübe sanılmamalıdır. Bunun için doğru ve sağlam ölçü değerlerini esas almak gerekiyor. Vicdan ancak bu sayede hata vermeyen bir pusula görevini görebilmektedir" diye söyledi.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi'nin Meslek İçi Eğitim Açılış Programı'na Adalet Bakanı Abdülhamit Gül ile çok sayıda hakim ve savcı katıldı. Bakan Gül, programda yaptığı konuşmada, meslekte zirveye ulaşmış yargı mensupları ile bu ülke için fedakarlık yapmak üzere bu kutsal vazifeyi seçmiş ilk derecedeki genç yargı mensuplarını bir araya getirdiklerini belirtti.

'HAKİM YA DA SAVCI OLSAYDIM İSTİNAFTA DOSYALAR NASIL BAKILIYOR DİYE GÖRMEK İSTERDİM'

Bakan Gül, yaptığı konuşmada şunları söyledi:

"Tecrübeyle, dinamizm ve ülkemizin geleceği için istikbal vadeden, Türkiye'de adaletin duygusunu tecelli ettirmek için gayret eden genç arkadaşlarımız hem tecrübe paylaşımında bulunacaklar hem mesleki birikimlerden yararlanacaklar hem de istinaf nasıl bir yargılama denetimi yapıyor. Tüm bunları teori ve pratik olarak görme imkanına kavuşacaklar. Şahsen bir yargı mensubu olarak eğer hakim ya da savcı olsaydım kişisel olarak istinafta dosyalar nasıl bakılıyor, nasıl inceleniyor diye masanın diğer tarafında görmek isterdim. İşte bugün 9 merkezde yapılan çalışmanın amacı budur. Ve bu eğitim modelini de çok önemsiyoruz. En verimli şekilde gerçekleşeceğine de inanıyoruz"

'FETÖ BU COĞRAFYADA GÖRÜLEN EN BÜYÜK İHANET ÖRNEĞİDİR'

15 Temmuz'un devlet ve toplum hayatımız için kritik bir eşik olduğunu vurgulayan Gül, "Siyasi tarihimiz boyunca yüz yüze geldiğimiz en büyük tehditlerden birisidir ve adeta bin yıldır bu coğrafyada görülen en büyük ihanet örneğidir. Silaha karşı yüreğiyle karşı duran, FETÖ'nün esaret teşebbüsüne cesaretle karşı duran aziz Türk milleti bu kalkışmanın püskürtülmesinde en önemli rolü icra etmiştir. O gece süratle harekete geçen yargı mensupları da milletimiz nasıl demokrasi nöbeti tuttuysa, adliyelerde demokrasi nöbetini, Türk Milleti'nin ve Türk Devleti'nin bekasını, hukuku, demokrasiyi korumak için canla ve başla çalışmışlardır. Hala yargı mensupları demokrasi nöbetini tutmaya devam etmektedir" diye konuştu. 

'BUGÜN 9 AYRI BÖLGEDE ARKADAŞLARIMIZI MESLEK İÇİ EĞİTİME ALMAK İÇİN TOPLADIK'

“15 Temmuz'un sonrasında zorunlu olarak eğitimlerini yarıda bırakıp ya da eğitimlerine hiç başlayamayıp zorunluluk icabı kürsüye giden yargı mensuplarımız oldu" diyen Bakan Gül konuşmasına şu şekilde devam etti:

"Pazartesi adliyeler açıktı ve vatandaşlara adalet hizmetlerinin sunulması gerekiyordu. Bu zorunluluktan dolayı hakim ve savcılarımız yapılan geçici düzenlemeyle hemen görevlerine başladılar. İşte bugün 9 ayrı bölgede bu arkadaşlarımızı meslek içi eğitim almak üzere bir araya topladık. Toplam 926 yargı mensubumuz Aralık ayı içerisinde bu programları tamamlamış olacaklar. Yine 2019 yılında da bu eğitimlere devam edeceğiz. 3 bini istinaf merkezlerinde olmak üzere toplam beş bin civarında bir yargı mensubunun da önümüzdeki yıl yine benzer programlara dahil edilerek eğitim almasını hedefliyoruz."

'VİCDAN İLAHİ BİR LÜTUFLA İNSANIN İÇİNE EKİLMİŞ BİR AKIL YARGISIDIR'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde adalet hizmetlerinin etkin ve verimli yürütülmesi hususunda teknik, teknolojik binaların fiziki altyapıları, mevzuatların yenilenmesi hususunda çok önemli hizmetler yapıldığını belirten Gül,  şöyle devam etti:

"Çok büyük başarılar elde edildi. Elbette bütün bu çalışmalar ne kadar zaruri olursa olsun temelinde insan unsuru esas unsurdur. Bütün bu hizmetler ve teknik imkanlar insan unsuruna dayanırsa bir anlam ifade eder. Çünkü adalet insan içindir. Bugüne kadar hep insanı merkeze alan politikalarla adalet hizmetlerini hep geliştirmeyi amaçladık. Yargıda sadece sayısal artışları değil nitelik olarak gelişmenin izini de süreceğiz. Bu amaçla ve sürekli eğitim perspektifiyle yargı mensuplarının mesleki açıdan kendilerini geliştirmelerinin tüm imkanlarını oluşturmaya devam edeceğiz. Toplumda baş gösteren ihtilaflara yargı mensuplarımızın adaletle yanıt vermesinin yolu hukuka ve vicdana bağlılıktan geçmektedir. Vicdan ilahi bir lütufla insanın içine ekilmiş bir akıl yargısıdır. Ancak ön yargılarla vicdanın sesi birbirine karıştırılmamalı, pekişmiş yargılar tecrübe sanılmamalıdır. Bunun için doğru ve sağlam ölçü değerlerini esas almak gerekiyor. Vicdan ancak bu sayede hata vermeyen bir pusula görevini görebilmektedir. İşte hukukçunun aklını sağlam ve doğru değerlere bağlayan en önemli köprü de eğitimdir. İşte bu eğitimi işlevsel kılmak için bugün Hakimler ve Savcılar Kurulu’muzun da planlamasıyla bu eğitim modellerini ortaya koyduk."

Kaynak: dha