Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Ankara'da düzenlenen 11'inci Büyükelçiler Konferansı'nda konuştu. Özersay, Kıbrıs sorununun çözümü için taraflar arasında güvene ihtiyaç olduğunu söyledi. Mevcut durumda iki ülke arasında 'güven krizi' olduğuna değinen Özersay, "Birbirine bu anlamla güvenmeyen toplumların federal ortaklık düzeyinde zenginliği paylaşması imkansız değildir; ama zordur. Federal kültürün varlığı için tecrübeye sahip olması gerekir. Önümüzde 2 şart var. Bu şartları değiştirip, federal ortaklığı mümkün kılacağız ya da bu şartları değiştiremiyorsak bugün mevcut şartlara uygun modeli masaya koyacağız. Bu doğal ve olması gerekendir. Sadece Türk tarafından bu şartların değiştirilmesi beklenemez" dedi.

'RUM TARAFI PAYLAŞMAYA HAZIR HALE GELMEDİ'

Türk tarafının son dönemdeki bazı adımlarının, Kıbrıs Rum tarafında rahatsızlığa neden olduğunu vurgulayan Özersay, bu adımların dengeleri değiştirebileceğini belirterek, şunları söyledi:

"Attığımız bu adım belki Kıbrıs'ta bazı şartların değişmesine yardımcı olur. Bugüne kadar Kıbrıs Rum tarafı paylaşmaya hazır hale gelmedi. Uluslararası toplum adadaki şartların değişmesi için adım atmıyorsa o zaman bizden bir federal ortaklık istemeye hakkı yoktur. Bu şartlara göre müzakere edilecek ortaklık başka bir ortaklıktır demenin zamanı gelmiştir bence, çözüm budur. Paradigma değişimi dediğim şey budur. Geçen 50 yıllık zamanda federal ortaklık dışındaki çözüm modelleri çözümü belki de baltalamak için gündeme getirildi. Şu an tam tersi çözüm olsun, diye bu konu gündeme getirilmeli. Çözüm için federal ortaklık dışında başka ortaklıklar gündeme getirilmeli."

'2011 YILINA KADAR YAPILAN YANLIŞLARI SADECE PROSTO ETTİK'

Bakan Özersay, Kıbrıs'ta gelecek dönemde, müzakere zemininde değişiklik olacaksa paylaşmaya dayalı ortaklık yerine iş birliğine dayalı modelin oluşturulması gerektiğini belirterek, "İş birliğine dayalı ortaklıktan kastım şu; sınırlı sayıda iş birliği yapabileceğimiz, güveni tesis edebileceğimiz ve bu ortaklığın evrimsel bir süreçle kademeli olarak ucu açık biçimde günün sonunda bu ortaklığın nasıl bir biçime dönüşeceğine karar vermeksizin iş birliği yapmaya başlamamız gerekir. Turizm, suçların iadesi, kara para, terörle mücadele insan kaçakçılığı mülteciler konusunda iş birliği yapılması geleceğe yönelik yapılacak iş birliğinin dönüm noktası olabilir" dedi. 

Hidrokarbon ve gaz konusunda, 2011 yılına kadar Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye Cumhuriyeti olarak daha farklı paradigma izlenildiğini vurgulayan Özersay, şunları söyledi:

"Sadece yapılan yanlışları protesto eder durumdaydık. Birleşmiş Milletler'e çok güzel çok güzel protesto mektupları yazdık. Kıbrıs Rum tarafı da atmış olduğu tek taraflı adımlarla oldubitti yaratıyordu. 2011 yılına kadar bu paradigma içerisinde hareket ettik. 2011 yılında doğal gaz konusunda bir paradigma değişikliğine gittik. Bugün Doğu Akdeniz bölgesinde sahada bir denge kurulabildiyse bunun sebebi bu paradigma değişikliği. Kıbrıs müzakerelerinde ortaklığın şekli konusunda da bir paradigma değişikliğine gidilmeli. 50 yılda karşılıklı güvenin olmadığı ortamda kapsamlı çözüm metninin bir ortaklık kurulması konusunda etkili bir yöntem olmadığını gördük. Kıbrıs’ta geçen süre zarfında yapıcı muğlaklık içeren belgeler üzerinden sorunu çözemeyeceğimizi öğrenmemiş olmamız gerek. Binlerce sayfadan oluşan kapsamlı çözüm anlayışı yerine evrensel, kademeli bir modeli gündeme alıp yerleşmiş kalıpların dışında düşünmeye başlamamız gerek."

Editör: MURAT ÖZER