TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki 18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesine dair çalışmanın, ilişkilerde yeni bir atılım dönemini beraberinde getirebileceğini belirterek, "Beklentimiz, AB'nin sağduyulu ve vizyoner bir tutum benimseyerek yaptırımlardan kaçınması, Türkiye-AB ilişkilerinde gelişmeye izin verecek, diyaloğa ve olumlu gündeme şans tanıyacak kararlar almasıdır" dedi.

TBMM Başkanı Şentop, Almanya Büyükelçisi Jürgen Schulz'u kabul etti. Şentop, kabulde yaptığı konuşmada, Türkiye ile Almanya arasındaki ilişkilerin uzun bir geçmişe dayandığını, iki ülke arasında köklü siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal bağların bulunduğunu söyledi.

Almanya'nın, Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı olduğunu belirten Şentop, "Suriye, göç ve terörle mücadele başta olmak üzere birçok bölgesel ve küresel meselelerde çıkarlarımız örtüşmektedir. Bilhassa Doğu Akdeniz'deki kritik gelişmelerin ön plana çıktığı bugünlerde görüşmeler yoğunlaşmıştır. Geniş bir gündem içerisinde zaman zaman görüş ayrılıkları yaşasak dahi, bunları her defasında karşılıklı saygı, diyalog ve diplomasi yoluyla aşabildik" dedi.

Parlamentolar arası ilişkilere de değinen Şentop, söz konusu ilişkilerin arzu edilen düzeyde sürdürülemediğini belirterek, "Federal Meclisçe, Almanya - Türkiye Dostluk Grubu Başkanlığı görevine Sol Parti Federal Meclis Grubu Başkan Yardımcısı Sevim Dağdelen'in getirilmesi, parlamenter düzeyde geliştireceğimiz ilişkiler adına son derece talihsiz bir gelişme olmuştur. Adı geçen kişinin terör örgütü PKK'ya doğrudan ve alenen verdiği destek nedeniyle, mevcut Dostluk Grupları düzeyindeki ilişkilerimize herhangi bir katkı sağlaması mümkün değildir. Hâlbuki 2017 seçimlerinden sonra oluşan yeni Federal Meclisle birlikte, parlamenter diplomasi alanında taze bir sayfa açabilmiş olmayı isterdik. Her şeye rağmen parlamentolar arası ilişkilerin ivme kazanmasına katkı sağlayabileceğimizi düşünüyorum" diye konuştu. 

 'ALMANYA'DAKİ TÜRKLERİN ZENGİNLİK OLARAK GÖRÜLMESİNİ İSTİYORUZ'

Meclis Başkanı Şentop, Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarına ilişkin "Bizim için arz ettiği öneme özellikle değinmek isterim. Almanya'daki Türklerin ekonomik, sosyal ve kültürel katkılarının bir zenginlik olarak görülmesini istiyoruz. Türk kökenlilerin, iş yerlerini ve camilerini hedef alan yabancı düşmanlığı, ayrımcılık ve İslam karşıtlığı saikli saldırılardaki artış, Türk toplumunun huzurunu kaçırmaktadır. Alman makamlarının bu saldırıları önlemek için gerekli önlemleri almalarını ve faillerin yakalanarak adalet karşısına çıkarılmalarını istiyoruz" dedi.

'BOZKURTLAR, ŞİDDET EĞİLİMİ BULUNMAYAN, MEŞRU GRUPTUR'

Şentop, Almanya'da ülkücü hareketi yasaklamak için getirilen yasa tasarısıyla ilgili "'Bozkurtlar'ın yasaklanmasına yönelik olarak faklı parti gruplarınca hazırlanan üç ayrı karar taslağının Federal Meclis'te kabul edilmesi ve bu karar bağlamında Alman hükümetine yapılan çağrıların tarafımızca kabulü mümkün değildir. 'Bozkurtlar' şiddet eğilimi bulunmayan, meşru bir gruptur. Alman hükümetinin, Federal Meclis'in asılsız çağrısına kulak vererek ve bu meşru hareketi yasa dışı ilan etmek suretiyle Fransa'nın düştüğü hatayı tekrarlamayacağını umuyoruz. Almanya, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü dahil olmak üzere tüm vatandaşlarının temel haklarını korumalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

'AB'DEN OLUMLU KARARLAR BEKLİYORUZ'

18 Mart Mutabakatı'nın güncellenmesine dair çalışmanın yeniden canlandırılmasının, ilişkilerde yeni bir atılım dönemini beraberinde getirebileceğine dikkat çeken Şentop, "Beklentimiz, AB sağduyulu ve vizyoner bir tutum benimseyerek yaptırımlardan kaçınması, Türkiye-AB ilişkilerinde gelişmeye izin verecek, diyaloğa ve olumlu gündeme şans tanıyacak kararlar almasıdır. Almanya'nın Avrupa Birliği içerisindeki lider konumunu, Türkiye - Avrupa Birliği ilişkilerinin önünü açarak pekiştirebileceğine inanıyoruz" dedi.

'DOĞU AKDENİZ' AÇIKLAMASI

Meclis Başkanı Şentop, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelere ilişkin de "Doğu Akdeniz'de Yunanistan ve Kıbrıslı Rumların tek taraflı adımları yüzünden başlamış bir gerginlik, yine onların uzlaşmaz tavrı nedeniyle çözüme kavuşturulamıyor. Deniz yetki alanlarına ilişkin bu anlaşmazlığın sebebi Yunanistan'ın maksimalist ve gayri hukuki yaklaşımıdır. Türkiye'nin adil bir çözüm için attığı tüm iyi niyetli adımlar, ön koşulsuz diyalog ve görüşme çağrıları yıllardır yanıtsız kalıyor" şeklinde konuştu.

Editör: MURAT ÖZER