Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'den görülen koronavirüs vakasına ilişkin "Ülkemizdeki vaka Avrupa kaynaklı, şimdilik tek bir örnekten ibarettir. Bu virüsten korunmanın ilk şartı temizliktir. Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden daha güçlü değildir. Türkiye bu sıkıntıyı hiçbir kayıp vermeden atlatacaktır, temennimiz budur" dedi. 

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM'de AK Parti grup toplantısında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de görülen koronavirüs vakasının Avrupa kaynaklı olduğunu belirterek "Avrupa'dan gelen bir vatandaşımızda tetkikler sonucunda koronavirüs tespit edildi. Genel sağlık durumu iyi olan bu vatandaşımızın tedavisi sürüyor. Ailesi ve yakın çevresi de şu anda izlemeye alınmış durumda. Bu hastalığın ülkemize sirayet etmemesi için gereken her türlü önlemi vakitlice alalım. Ancak biz hangi tedbiri alırsak alalım yakın çevremizde bu kadar yaygınlaşmış bir virüsten tamamen korunmak maalesef mümkün olamadı. Ülkemizdeki vaka Avrupa kaynaklı, şimdilik tek bir örnekten ibarettir. Sağlık Bakanlığımız, diğer bakanlıklarımız ve kurumlarımızla işbirliği halinde gereken koruma tedbirlerini sıkı şekilde uygulayacak, nitekim yarın da dar çerçeve bir toplantıyı başkanlığımda yapacağız" dedi.

'KORUNMANIN İLK ŞARTI TEMİZLİK'

Vatandaşlardan, sağlık personelinin bu konudaki itirazlarına harfiyen uymalarını isteyen Erdoğan, "Bu virüsten korunmanın ilk şartı temizliktir. Biz de geçtiğimiz Cuma gününden beri uzaktan selamlaşma yöntemine geçerek bu çerçevede üzerimize düşenleri yerine getirmenin gayreti içindeyiz. Sadece Türkiye'de değil yurt dışında da. Hiçbir virüs bizim tedbirlerimizden daha güçlü değildir. Türkiye bu sıkıntıyı hiçbir kayıp vermeden atlatacaktır, temennimiz budur. Her hastalık gibi bu virüse karşı da bireyler olarak göstereceğimiz dikkat ve alacağımız tedbirler en etkili korunma yöntemi olacaktır. Özellikle yaşlılarımızın ve bünyesi zayıf vatandaşlarımızın en azından bir müddet kalabalık yerlerden uzak durmaları gerekiyor. Milletimiz nice dertleri, saldırıları göğüslemeyi başarmıştır. Allah'ın izniyle bunun da üstesinden gelecek. Rabbim yar ve yardımcımız olsun" diye konuştu.  

'SINIR HATTIMIZI GÜVENLİK ALTINA ALMAKTA KARARLIYIZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye meselesine değinerek, "Türkiye'nin Suriye'de özellikle vermekten geri durduğu her mücadeleyi kısa bir süre sonra kendi topraklarında yürütmek zorunda kalacağı gerçeğini asla aklımızdan çıkartmamalıyız. Terörle mücadelede binlerce güvenlik görevlisini, on binlerce vatandaşını kaybetmiş Türkiye'nin yeniden benzer bir kısır döngünün içine düşürülmesine izin vermeyeceğiz. Suriye ile olan 911 kilometrelik sınır hattımızın her karışını, hem terör örgütlerini hem de mezhepçi rejim güçlerini uzak tutacak şekilde güvenlik altına almakta kararlıyız" dedi.

'DAHA BÜYÜK MÜCADELELERE HAZIR OLDUĞUMUZU GÖRDÜK'

Erdoğan, İdlib'de gerçekleştirilen harekatın diğerlerinden farklı olarak sadece terör örgütüne değil aynı zamanda çok daha donanımlı bir güce karşı yapıldığını vurgulayarak, "Bu süreçte ülkemizin, ordumuzun kamusu ve özel sektörüyle savunma sanayimizin kabiliyetlerini görme, tartma imkanı bulduk. Çok daha büyük mücadelelere hazır olduğumuzu gördük. Eksiklikleri tamamlayarak, koordinasyonu güçlendirerek, projelerimizi hızlandırarak Türkiye'yi bölgesinde ve tüm dünyada etkin bir güç haline getirme kararlılığımızı bu vesileyle teyit ettik. İdlib'de masumları katleden rejim, ülkemizin gücü karşısında Suriye krizinin başından beri en ağır kayıpları vererek bu işin öyle kolay olmadığını görmüştür" diye konuştu.

'HENÜZ KALICI ÇÖZÜM BULUNABİLMİŞ DEĞİL'

Erdoğan, ateşkes kararının akabinde İdlib halkının uzun bir aranın ardından ilk defa rahat nefes aldığını kaydederek, "Elbette henüz İdlib'de kalıcı bir çözüm bulunabilmiş değildir. Rejimin ve onunla birlikte çalışan mezhepçi milislerin ateşkese ne kadar bağlı kalacakları belirsizdir. Daha şimdiden ufak tefek de olsa ateşkes ihlalleri yaşanmaya başlamıştır. Rusya ile vardığımız anlaşmaya uygun bir şekilde gelişmeleri paylaşıyoruz. Rejimi ve onu destekleyen milislerin ateşkes hattına yaptıkları yığınakları da yakından takip ediyoruz. Karşımızdakiler sözlerini tutmazsa bir öncekinden daha ağır bir şekilde üzerlerine gitmekten de asla kaçınmayız. Sadece karşılık vermekle kalmayacak, çok daha ağır mukabelede bulunacağız" diye konuştu.

'BU MİLLETİN EVLATLARI ESED'İN KORUMASINA MUHTAÇ DEĞİLDİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bölgede kaç tane gözlem noktası olduğunu bilmediğini söyleyerek, gözlem noktalarını sinevizyonda göstererek, "12 gözlem noktasında biz çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürüyoruz. Bay Kemal bunu da öğren. Eğer arzu edersen seni de oraya gönderebiliriz. Ama gidemez. Bakınız şu anda yapmış olduğumuz anlaşmanın son Moskova seyahatinde; içeriğinden de haberi yok, takip etmiyor. Çünkü bunun akıl hocaları maalesef çok çok farklı. Tel Rıfat'taki teröristleri de bulduğumuz yerde etkisiz hale getirerek ülkemize yönelik tehditleri bertaraf ediyoruz. Ne diyor Bay Kemal? Bizim gözlem kulelerini Suriye askerleri koruyormuş. Ne Suriye askeri ya. Suriye askeri kendini korumaktan aciz. Bu milletin evlatları hiçbir zaman zalim Esed'in korumasına muhtaç değildir. Bunu böyle bil Bay Kemal" ifadelerini kullandı. 

'MESELE GEÇİCİ ATEŞKESİ KALICI ATEŞKES HALİNE DÖNÜŞTÜRMEKTİR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar El Bab, Cerablus, Afrin ve son olarak İdlib'de dimdik durulduğunu bundan sonra da aynı şekilde devam edileceğini vurgulayarak şöyle dedi:


"Geçici ateşkesi Moskova'da imzaladık. Mesele geçici ateşkesi kalıcı ateşkes haline dönüştürmektir. Şimdi hızla onun peşindeyiz. Türkiye bu geçici ateşkesi ve buna bağlı anlaşmaları; rejime ve terör örgütlerine gücü yetmediği için değil İdlib'deki krize tüm taraflar bakımından uygulanabilir bir çözüm yolu bulunabilmesi için yaptı. Suriye rejimi ve onu destekleyenlere çağrımız ülkeyi terör örgütlerinden kurtarmalarını sağlamalarıdır. Bunu sağladıklarında çözüm çok daha kolay olacaktır. Yeni anayasa ve özgür seçimlerle, Suriye'nin çok kısa sürede istikrara kavuşacağına inanıyorum. Bu doğrultuda atılacak her adıma Türkiye olarak tüm gücümüzle ve samimiyetimizle destek vermeyi sürdüreceğiz. Ama diğer yerlerdeki sorunlar devam ederken ısrarla ülkemizin ve kontrolümüz altındaki bölgelerde huzur içinde yaşayan halkın tacizine de izin veremeyiz" dedi.  

'BÖYLE BİR TOPLANTIDA NASIL GİRİLİR BİLMİYOR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu'nun Moskova'daki görüşmeye ilişkin akılla bağdaşmayacak değerlendirmelerde bulunduğunu ifade ederek, şöyle konuştu: 


"Bu kişi hayatında liderler düzeyinde uluslararası hiçbir toplantıya katılmamıştır. Böyle bir toplantıya nasıl girilir, nasıl çıkılır, nasıl konuşulur, nasıl müzakere edilir bilmiyor. Baş başa görüşme, heyetler arası görüşme nedir? CHP kürsüsünden sorumsuzca konuşmakla devlet yönetimini birbirine karıştıran sadece cahil değil, aynı zamanda densiz bir zatla karşı karşıyayız. Yahu sen bir kaset kumpasıyla, CHP'nin başına getirildin. O günden bugüne izlediğin tek bir siyaset var; o da ülkemizin taraf olduğu her meselede sadece bizim değil Türkiye'nin de karşısında yer almaktır. Gidersin Avrupa'ya bizi şikayet edersin. Onlara bizi şikayet ettiğin zaman orada terfi mi alıyorsun? Yok burada da çukura batacaksın. Biz bu ülkede Cumhur ittifakı çatısı altında MHP ile siyaset tarihimize altın harflerle yazılacak önemli ve örnek bir işbirliği zemini oluşturduk. Ülkemizdeki diğer partilerin bir kısmıyla da anlaşamadığımız hususlar olsa da ülkemizin çıkarları doğrultusunda buluşmaya gayret ediyoruz. Sadece Kılıçdaroğlu ve bölücü terör örgütü güdümündeki parti ülkemize husumet çizgisinde yürümekte ısrarcıdır."

'KÖTÜ OLMAK, HAİN OLMAK KOLAYDIR'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP'nin FETÖ'cülerle mücadeleden, Suriye'deki harekatlardan rahatsız olduğunu belirterek, "Türkiye'nin Suriye'de birlikte çalıştığı insanlara 'terörist' diyen bir Esed var bir de CHP'nin başındaki zat var. Bu kişi 'Esed'in askerleri bizim askerleri koruyor' diyebilecek kadar zıvanadan çıkabilmiştir. Bu zatın kasetle CHP'nin başına getirildiği günden beri bilinçli şekilde yürüttüğü kampanyaların tamamı beşinci kol faaliyeti. Bu iş öyle hiçbir sorumluluk sahibi olmadan milli bakış açısına sahip olmadan kürsüden esip gürleyerek olmaz. Kötü olmak, hain olmak, kin ve nefret kusmak çok kolaydır. Siyaseti bu şekilde yapmak, özel hiçbir vasıf, hiçbir gayret, maharet gerektirmez. Zor olan milyonlarca mazlumun hakkını korumak, gelecek nesillere gururla sahiplenecekleri bir ülke bırakmak için çalışmak, çözümler üretmek gerektiğinde fedakarlıkta bulunmaktır. Kılıçdaroğlu meşrebine uygun bir şekilde kolay olanı seçmiştir. Milletimizin bu kişiden tek beklentisini milli güvenlik konusunda devletimize destek vermesi ya da sürekli fitne ve fesat saçmaktan uzak durmasıdır" diye konuştu. 

'İZLEYELİM, YUNANİSTAN'IN NE OLDUĞUNU GÖRELİM'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye kriziyle birlikte gelişen bir başka önemli konunun Avrupa'ya gitmek üzere batı sınırına yönelen göçmenler meselesi olduğunu vurgulayarak, "Askerlerimize saldırının ardından sığınmacılara engel olmama kararı aldık. Biz 9 yıldır yedirdik, içirdik, giydirdik, her şeyi yaptık mı? Yaptık. Şimdi Avrupa'ya gitmek istiyorlar. Biz de önlerini zorla kapamıyoruz. Ve kapıları açtık. Şimdi misafirlerimiz gidiyor mu gidiyor. Zaten kimseyi ülkemizde zorla tutma gibi bir zorunluluğumuz da yok. 150 bin kadar sığınmacı Yunanistan sınırına yığıldı. Bu kişilerin Yunanistan'a ve diledikleri ülkelere geçişlere müsaade edilmesi gerekiyordu. Uluslararası anlaşmaları bir kenara bırakan Yunanistan şiddet uygulayarak durdurmaya çalıştı. Şimdi izleyelim ve bu batının ve onların görevlendirdiği Yunanistan'ın ne olduğunu görelim" dedi.

'BUNLAR SENDE DURMAYACAK Kİ SEN DE AÇ KAPIYI'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Nazilerin yaptıklarıyla Yunanistan sınırında yaşananlar arasında hiçbir fark olmadığını kaydederek sinevizyondan sınırda yaşananları izletti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onlar ne yaptıysa Nazi kamplarında, Yunanlar da batı adına, batının maaşlı memurları olarak; şu görüntüleri görüyorsunuz ve öldürdükleri de var. Batının bunlar ücretli lejyonerleri. Hayatlarını kurtarma ve çocuklarına daha iyi bir gelecek kurma dışında amacı bulunmayan masumlara ateş açılması, her türlü insanlık dışı muameleye maruz bırakılmaları kelimelerin tam anlamıyla bir barbarlıktır. Biz Yunan mezalimini tarihten biliriz. Şimdi gelenler de aynısını yapıyorlar. Ya bunlar sende durmayacak ki sen de aç kapıyı, Batı'nın avro zengini, dolar zengini memleketlerine senin üzerinden gitsinler. Niye bu kadar engelliyor da bunlara Nazi işkencelerini yapıyorsun? Göçmenleri iç çamaşırlara kadar soyup, her şeye el koyan Yunanistan'a kimse ses çıkartmıyor. Niye? AB üyesi, onun için mi? Hangi uluslararası toplum olursa olsun unutmayın bu tablolar bizim dilimizde olacak. İdlib'den ülkemize yönelen 1,5 milyonluk yeni göç dalgasının önüne geçmeye çalıştığımız dönemde Avrupa birkaç yüz sığınmacıya tahammül edememiştir" diye konuştu. 

BELEDİYE BAŞKANLARINA ROZET

Cumhurbaşkanı Erdoğan, grup toplantısındaki konuşmasının ardından AK Parti'ye katılan milletvekili ve belediye başkanlarına rozetlerini taktı.

Yasal Bilgilendirme

Bu haber DHA’nın abonelerine gönderdiği içerik doğrultusunda yayınlanmıştır. haberchannel.com editörleri bu habere herhangi bir editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajanslar sorumludur.

Editör: MURAT ÖZER