Ünlü manken ve oyuncu Tuğba Özay, son günlerde gündemde olan kadına şiddetle ilgili sorularımızı içtenlikle yanıtladı...

Tuğba Özay, uzun bir aradan sonra gündeme yeniden oturan kadınlara şiddetle ilgili "Şarkıcı Sıla ile Ahmet Kural'ın olayı tabii kide çok münferit bir durum. İçeriğini bildiğimiz bir konu değil. İnsana şiddetin başta olmak üzere şiddetin her türlüsüne karşıyım. Ama insanlar bazen çok uç noktalarda yaşayabiliyor. Öfkesine hakim olamayabiliyor. Sıla ve Ahmet'in yaşadığı durumu ayrı tutuyorum. Çünkü onların özel hayatı. Aralarında nasıl bir şey yaşandı, başında ve sonrasında. Ahmet Kural'ın yaşamış olduğu şeyler de pek iyi değildi. Onada toplum bir şiddet uygulamış oldu. İçeriğini tam anlamıyla bilmediğimiz nedenlerden dolayı Ahmet'i bir anda herkes aforoz etti. Kendisi sonuç olarak işin oldu. Aynı dönem Müslüm Gürses, Allah rahmet eylesin çok değer verdiğim ve de sevdiğim bir üstad. Ama onun yaşam öyküsünü izlediğimiz zaman, onun hayatında da hep şiddeti görüyoruz. Bu duruma bakıldığında da toplum acaba iki yüzlülük mü yaşıyor, yoksa ikilememi düşüyor sorusu akılda iz bırakıyor. Çünkü bir yanda alkışladığınız bir star, bir yanda da yerin dibine soktuğunuz bir star. Ama yaşanan olaylara baktığınızda, evet ikisinde de aşk var ancak ikisinde de öfke var. Ama onun dışında genel olarak baktığınız zaman çok içler acısıdır, toplumun kanayan yarısıdır kadına şiddet ve çocuğa taciz. Bunlar kabul edilir bir şey değil. Sevgili Gülse Birsel geçtiğimiz günlerde çok güzel bir şey söylemiş "Öğreteceğiz" demişti. Bizler dik dura dura, güçlü ola ola, ürete ürete biz kadınlar bir birey olduğumuzu bu topluma kabul ettireceğiz ama tabii toplumun önde gelen isimlerinin de, yani siyasilerin özellikle açıklamalarına dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Yok eksik etek gibi bu tarz tabirlerde hoş değil. Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz diyorum bende. Yani bizlere Atatürk devrimleri gibi devrimler lazım" ifadelerini kullandı.