GENEL

Kültür Bakanı Ersoy: "Atatürk'ün muasır medeniyetler ülküsü her zaman aklımızda"

Türkiye İş Bankası’nın Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü vesilesiyle düzenlediği ‘Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış’ başlıklı uluslararası konferans başladı. 

Türkiye İş Bankası’nın düzenlediği ‘Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış’ başlıklı konferansta konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Cumhuriyet’in kurucu kadrolarının ışığı daima önümüzü aydınlatmaktadır. O manevî destekle bugünü yaşanır kılarak geleceği inşa ederken her alanda aziz milletimizin hak ettiği bütün gelişmeleri kat edeceğiz. Atatürk’ten miras, ‘Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma ülküsü’ her zaman aklımızdadır. Türkiye Yüzyılı’nı, milli ve manevi değerlerimizle temellendirip, çağdaş normlarla iç içe kılacağız” dedi.

Türkiye İş Bankası’nın Cumhuriyet’in 100’üncü yıl dönümü vesilesiyle düzenlediği ‘Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış’ başlıklı uluslararası konferans başladı. 

İş Kuleleri'ndeki toplantı salonunda gerçekleşen konferansa yurt dışından katılan konuşmacılar arasında; tarihçi-yazar Yuval Noah Harari, ‘Atatürk’ isimli bir kitabı bulunan İtalyan akademisyen Fabio L. Grassi, Nobel ödüllü iktisatçı Thomas J. Sargent, MIT Dijital Ekonomi Girişimi’nin Kurucu Ortağı Andrew McAfee ve UNESCO eski Genel Direktörü Irina Bokova yer alıyor.

KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI MEHMET NURİ ERSOY: "LOZAN BARIŞ ANLAŞMASI CUMHURİYET'İN KİLOMETRE TAŞIDIR"

Konferansın açılış konuşmasını yapan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, “Cumhuriyet’imizin kurulduğu 1923 yılı hem öncesiyle hem de sonrasıyla sembol bir tarihtir. Öncesiyle vatanı savunmanın destansı olaylarıyla örülmüştür. Sonrasında ise bizim için yine büyük öneme sahip hadiseler, gelişmeler, oluşumlar peş peşe meydana gelmiştir. Bunların en önemlilerinden ikisi elbette, “Lozan Barış Antlaşması” ile “İzmir İktisat Kongresi”dir. Bu iki kilometre taşı tarihî olay, ülkemizin millî egemenliğini de iktisadî bağımsızlığını da gelecek vizyonuyla şekillendirmiştir” şeklinde konuştu.

'GERÇEK HÜRRİYET, İKTİSADÎ YAPIDAKİ DEĞİŞİKLİKLE MÜMKÜNDÜ'

Bankanın kuruluşuna yönelik konuşan Bakan Ersoy, “Cumhuriyet’in ilanını da birlikte düşündüğümüzde, bütün bunlar, yeni devlet ve ulus inşa etmenin sürecini oluşturmuştur. Lozan’da, siyasi bağımsızlıkla yakından alakalı iktisadi bağımsızlık için kapitülasyonların kaldırılmasında büyük çaba sarf edilmişti.  Ama bu yeterli değildi. Gerçek hürriyet, iktisadî yapıdaki değişiklikle mümkündü. Ekonomi o kadar önemliydi ki, daha Lozan sonuçlanmadan, İzmir’de bir iktisat kongresi toplanacaktı. İzmir’de toplanan Türkiye İktisat Kongresi, yeni bir dönemin başlangıcıydı. Burada bağımsız bir iktisadi yapıya kavuşmasının ilkeleri belirlenmiş, yol haritası çıkartılmıştı. İşte, İzmir’de alınan kararlar, benimsenen ilkeler doğrultusunda, 20 Ağustos 1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle kurulan Türkiye İş Bankası, Cumhuriyet döneminin ilk ulusal bankasıdır” ifadelerine yer verdi. 

'CUMHURİYET’İN KURUCUSU KADROLARININ IŞIĞI DAİMA ÖNÜMÜZÜ AYDINLATMAKTADIR'

Bakan Ersoy, “Zamanın zor şartlarında 1 milyon lira sermaye ile 26 Ağustos’ta Ankara’da kurulan Türkiye İş Bankası, Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşlarından Celal Bayar’ın kurucu genel müdürlüğünde 10 personel ile mütevazı bir şekilde çalışmaya başlamıştı. Ülkenin 100 yıl önceki kurucu iradesinden, Mustafa Kemal Atatürk ve yönetim ekibinin, çalışma ve fikir arkadaşlarının ortaya koyduklarından alınan ilhamın bugünün değerleriyle buluşturulmasıyla dile getirilecek olanların; Türkiye’nin yeni yüzyılına yönelik önemli açılımlar sağlayacağına, inancım tamdır. Cumhuriyet’in kurucusu kadrolarının ışığı daima önümüzü aydınlatmaktadır. O manevî destekle bugünü yaşanır kılar, geleceği inşa ederken eğitimden kültüre, sağlıktan bayındırlığa, dış politikadan savunmaya, teknolojiden bilişime, spordan çevreye her alanda aziz milletimizin hak ettiği bütün gelişmeleri kat edeceğiz” dedi.

'MİLLETE HİZMET, VATANA ESER AMACIMIZ BUDUR'

Bakan Ersoy, “‘Türkiye Yüzyılı’nı, milli ve manevi değerlerimizle temellendirip, çağdaş normlarla iç içe kılacağız. Atatürk ve arkadaşlarının; 1920’lerin zor şartlarında ortaya koydukları daha gelişmiş, daha büyük, daha güzel Türkiye ideali yolundaki gayretlerinin iradesi ile ilk yerli otomobil TOGG’u imal eden, Atatürk Kültür Merkezi’ni yeniden inşayla seçkin bir kültür sanat merkezi haline getiren irade aynıdır. Millete hizmet, vatana eser; tıpkı 1923 Türkiye’sindeki kıymetli kadronunki gibi, 2023 Türkiye’sinde bizim de amacımız, hedefimiz, ilkemiz budur, bunlardır” diye konuştu.

‘ÜLKEMİZİ MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNİN ÜSTÜNE ÇIKARMA ÜLKÜSÜ’ AKLIMIZDADIR'

Bakan Ersoy, “Seçimler sonucunda milletimizden bir kez daha aldığımız onayla, bize duyulan güvenle, önümüzdeki dönemde yine birçok yeni adımla, ülkemizi her gün eskisinden biraz daha ileriye giden bir ülke haline getirme yürüyüşümüzü sürdüreceğiz.  Mustafa Kemal Atatürk’ten miras, ‘Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkarma ülküsü’ her zaman aklımızdadır, gönlümüzdedir. ‘Durmak yok, yola devam’ mottomuz, muasır medeniyetler seviyesinin üstüne çıkma ülkümüzün bir başka şekilde ifadesidir. Bu ülkü etrafında 85 milyon tek yürek, tek bileğiz. Allah’ın izniyle yarınımız bugünümüzden çok daha güzel olacak. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerimi tamamlarken, ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılında Atatürk Vizyonuyla Gelecek Yüzyıla Bakış Konferansı’nı düzenleyen arkadaşlarımı kutluyorum” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE İŞ BANKASI YÖNETİM KURULU BAŞKANI ADNAN BALİ: 'HAYATIMIN EN ŞEREFLİ DÖNEMİ'

Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Bali ise “Bugün Cumhuriyetimiz'in 100’üncü yaşı dolasıyla bir arada olmanın heyecanını paylaştığım kıymetli misafirlerin huzurunda ülkemizin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü anlatmak hatta bizzat onun himayesinde yeşerip, onun gösterdiği ufku kendisine istikamet olarak belirleyen; eksilmeden alnının akıyla bugüne gelen bir müessesenin inisiyatifiyle hayatımdaki en önemli övünç kaynaklarından biridir. 100 yıla yaklaşan bu kutlu yürüyüşünün 37 yılına filen hizmet vermiş olmak hayatımın en şerefli döneminin ifade ediyor. Bu gururu göğsümde bir nişan gibi taşımaya devam edeceğim. Çünkü bu kurum bu anlayışla çalışmak bir yaşama biçimidir” şeklinde konuştu.

'BU BULUŞMA GEREK ZAMANI GEREKSE ZEMİNİ BAKIMINDAN ÇOK BÜYÜK BİR ANLAM TAŞIYOR'

Bali, “İş Bankası büyük kurucusunun da işaret ettiği gibi tarihimizde ekonomi bakımından başlı başına yer almış ve en önemsiz addedilen bir servetin bile ekonomik hayatta fert menfaatine değil bilakis ulus menfaatine kullanılmasından çıkabilecek olan büyük neticeleri evrensel bir surette fiilen göstermiştir. Bugün burada toplanmanın Cumhuriyetin ikinci yüzyılına adım atarken Atatürk vizyonundan bahsetmenin amacına uygun olarak biz öyle ifade ediyoruz Cumhuriyetin bir yaş küçük kardeşi olarak Türkiye İş Bankası kurucusunun iktisadi bakımından ileri görüşlülüğünün başlı başına ispatıdır. Dolayısıyla, bu buluşma gerek zamanı gerekse zemini bakımından çok büyük bir anlam taşıyor” ifadelerine yer verdi.

ATATÜRK'ÜN İKTİSAT VİZYONUNU ANLATTI 

Atatürk’ün iktisat vizyonuna da değinen Bali, “Atatürk’ün iktisat vizyonunun çok ehemmiyetli bir yönüne daha değinmek isterim. Atatürk için iktisadi hayat denilen şey daima insani, sosyal, kültürel ve gündelik hayata içkin olup toplum yaşamının kalbinden doğmaktadır. İzmir İktisat Kongresi’nde yaptığı açılış konuşmasında ekonomiyi şöyle tanımlamıştır: ‘Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir’. Cumhuriyet’in ilk 15 yılındaki bütün iktisadi başarılarda bu heyecan ve hassasiyet kendini göstermiştir. Vefatından bir sene evvel açılışını yaptığı Nazilli Basma Fabrikası’nda çalışmaya başlayan makinelerin sesini ‘İşte, halka canlılık veren gerçek musiki’ diye tanımlayan bir heyecan” dedi.

Adnan Bali, sözlerini şöyle tamamladı:

“Atatürk’ün iktisat yaklaşımının temelinde toplum yaşamının yer aldığına ilişkin, Celal Bayar’ın aktardığı bir anekdotu da burada paylaşmalıyım. Celal Bayar, Ankara’dan İstanbul’a doğru birlikte çıktıkları bir tren yolculuğunda Eskişehir’e yaklaşırlarken Atatürk’ün kendisine ‘bizim Eskişehir Fabrikası ne oldu?’ diye sorması üzerine aklında iki yer olduğu, bu iki yerin de ayrı ayrı fayda ve mahzurları olduğu cevabını verir; Atatürk de bunun üzerine ‘bu işi beraber yapalım’ diyerek treni Eskişehir’de durdurur. Planladığı ilk yerin Porsuk suyunun yanında, arazisi daha ucuz, geniş bir saha olduğunu; diğerininse şehrin hemen yakınında, fabrika tesisi için daha maliyetli bir mıntıka olduğunu ifade eden Celal Bayar’a ikinci yeri işaret ederek ‘burada yapacaksınız’ diyen Gazi, bu tercihinin esbab-ı mucibesini şöyle açıklar: “Tren geçtikçe halk istasyonun hemen yanındaki fabrikayı görecek. Morali yükselecek. Bu yüzden parası ne olursa olsun, burada yapılmalı.” İlk genel müdürümüzün naklettiği hikâyedeki Eskişehir Şeker Fabrikası da dâhil olmak üzere, kurulduğu günden itibaren pek çok sahada iştirak ettiği yüzlerce müesseseyle, kurucusunun salık verdiği ‘teknik ve metodik çalışmasını’ bilen ve işine ‘bu kanaatle’ sarılan Türkiye İş Bankası, yalnızca banka muamelatı yapmamış; aynı zamanda memleketi sanayi, ticaret, ziraat ve bayındırlıkta yükselten işlere imzasını atmıştır”