Anadolu Üniversitesi (AÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümü öğretim üyesi ve AÜ Türk Dünyası Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÜDAM) Nörokreatif Müzik Terapi Ünitesi sorumlusu Prof. Dr. Şükrü Torun, müzik terapi uygulamalarının birçok hastalığın tedavisinde özellikle fiziksel, ruhsal ve bilişsel rehabilitasyonda kullanıldığını söyledi.

"MÜZİK TERAPİ UYGULAMALARI, HASTALIKLARIN TEDAVİSİNE KATKIDA BULUNUYOR"

Türkiye'nin Sağlık Bakanlığı tarafından resmi olarak onaylanmış ilk müzik terapisi ünitesinin kurucusu olan ve müzik terapi uygulamalarını halen Anadolu Üniversitesi Türk Dünyası Bilim Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki Müzik Terapi Ünitesi'nde sürdüren Prof. Dr. Şükrü Torun, felç, parkinson, alzheimer, dil ve konuşma bozuklukları, MS hastalığı, kaygı bozukluğu, depresyon, kişilik bozuklukları, şizofreni, yanık, yoğun bakım, doğum ve cerrahi servislerinde kaygıyı ve ağrıyı, kanser hastalarında ortaya çıkan ağrı, bulantı, kaygı, depresyon ve ilaçların yan etkileri gibi sorunları azaltmak için müzik terapinin etkili olduğunu belirtti.

OSMANLI VE SELÇUKLU DÖNEMLERİNDE DE KULLANILIYORDU

Geleneksel tıp uygulamalarının Osmanlı ve Selçuklu şifahelerinde de kullanıldığını ifade eden Torun, şu şekilde konuştu:

"Tıbbi uygulamalar tabii ki insanlık tarihi kadar eski. İnsanlık var olduğundan beri sağlık sorunu var, sağlık sorunları var olduğundan beri de onların giderilmesi için de birtakım yaklaşımlar var. Zaten tıp böyle doğuyor. Böyle baktığımız zaman, bizim Anadolu'muz geleneksel tıp uygulamaları adına çok önemli bir kaynak. Anadolu'nun köklü tarihinde insan sağlığına  kurumsal olarak çok önem verildiğini görüyoruz. Bunun yanında geleneksel Anadolu tıbbından geçmişten beri süzülüp gelen deneyimlerinden kaynaklı başka uygulamalar da var. Günümüzde, diğer gelişmiş ülkelerde de olduğu gibi, ülkemizde de geçmişten gelen bu önemli, kadim bilgilerin modern bilimin süzgecinden geçirerek insanlığın hizmetine sunulması gibi bütüncül bir sağlık yaklaşımı öne çıkıyor. Bu integratif, bütüncül sağlık yaklaşımı içinde de ülkemizde son yıllarda, özellikle 2014 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından yasal düzenlemeler yapıldıktan sonra çok büyük adımlar atıldı ve geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının modern tıp uygulamalarını desteklemesi yönünde öncü ülkeler arasına girdik. Örnek gösterildiğimiz noktalar var. Özetle geleneksel tıbbın modern tıpla buluşması günümüzün sağlık vizyonu olarak söylenebilir."

MÜZİK TERAPİ, SAĞLIKLI İNSANLAR İÇİN DE YARARLI

Müzik terapi uygulamalarının çok sayıda hastalıkta kullandıldığını, sağlıklı insanlar için de yararlı olduğunu belirten Prof: Dr. Şükrü Torun, "Bütüncül sağlık anlayışına göre birey sadece hastalık belirtileri ile sınırlı bir düzeyde değil, sağlığını ilgilendiren diğer bütün özellikleri ile birlikte ele alınmaktadır. Müzik terapi bu bütüncül anlayışla, her türlü medikal ve cerrahi tedaviye uyumu arttırdığı gibi, sonrasında sürdürülecek rehabilitasyon uygulamalarını da destekleyici bir role sahiptir. Günümüzün önemli problemlerinden olan inme (felç), parkinson hastalığı, alzheimer hastalığı, dil-konuşma bozuklukları, MS gibi kronik nörolojik hastalıklarda; kaygı bozukluğu, depresyon, kişilik bozuklukları ve şizofreni gibi psikiyatrik sorunlarda ve diğer birçok motor, duysal ve bilişsel bozuklukların rehabilitasyonunda müzik terapinin yararlı olduğunu ortaya koyan çok sayıda bilimsel araştırma mevcuttur. Yanık, yoğun bakım, doğum ve cerrahi servislerinde kaygıyı ve ağrıyı azaltmak için müzik terapi uygulanabilir. Müzik terapinin destek sağladığı çok önemli bir hastalık grubu da kanserdir. Kanser hastalarında ortaya çıkan ağrı, bulantı, kaygı, depresyon ve ilaç yan etkileri gibi sorunları azaltmada, sosyal ilişkileri geliştirme ve gündelik yaşama katılımda müzik terapi önemli katkılar sağlayabilir. Sağlığı geliştirme ve koruma yönünde etkilerinden dolayı, müzik terapi uygulamalarının sağlıklı insanlar için de yararlı olduğunu söylemek mümkün" diye konuştu.

TIBBİ UYGULAMALARIN BIRAKILMAMASI GEREKİR

Müzik terapi alan kişilerin almakta olduğu tıbbi tedavilerin sorumlu hekim onayı olmadan asla bırakılmaması gerektiğinin altını çizen Torun, "Müzik terapi, kanıta-dayalı olmak ve ehliyetli müzik terapistleri tarafından uygulanmak şartıyla, gelişimsel ve edinilmiş hemen her türlü sağlık sorununa karşı, her yaştan ve her kültürden insana yararlı olan, oldukça etkili bilimsel bir tedavi ve rehabilitasyon yaklaşımıdır. Bu nedenle de dünyanın birçok ülkesinde yardımcı ve tamamlayıcı bir sağlık disiplini olarak üniversitelerdeki lisans, lisans üstü programlarda ve sağlık kuruluşlarında önemli bir yer bulmuş durumdadır. Ülkemizde de, müzik terapi uygulama yetkisine sahip eleman yetiştirmeye yönelik bakanlık onaylı sertifika eğitim programları devam etmekte ve halihazırdaki yasalar, müzik terapi uygulamalarının sertifikalı bir hekim sorumluluğunda yapılmasına izin vermektedir. Bu noktada; dünyada olduğu gibi ülkemizde de giderek yaygınlaşma yolunda olan müzik terapinin, hastalık ve bozuklukları tek başına tedavi eden ya da ortadan kaldıran bir uygulama olarak görülmemesi ve müzik terapi uygulamaları sırasında kişilerin almakta olduğu tıbbi tedavilerin sorumlu hekim onayı olmadan asla bırakılmaması gerektiğini de vurgulamak isterim" diye söyledi.

GETAT KONGRESİ İSTANBUL'DA YAPILACAK

24-27 Nisan tarihlerinde İstanbul'da gerçekleştirilecek olan 2'nci Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi (GETAT 2019) hakkında da bilgiler veren Prof. Dr. Şükrü Torun, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde ve Sağlık Bakanlığı'nın ev sahipliğinde geçen yıl birincisi gerçekleştirilen Uluslararası Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresinin ikincisi, 24-27 Nisan 2019 tarihlerinde yine İstanbul'da yapılacak. Geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamalarının bilimsel bir zemine oturtulması hedefini taşıyan ve Dünya Sağlık Örgütü'nün de teknik sponsor olarak teşvik ettiği ikinci kongremizde, 2014 yılında Sağlık Bakanlığınca yayınlanan 'Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları Yönetmeliği' ile resmiyet kazanan GETAT uygulamalarının özellikle kronik hastalıklar bağlamında insan sağlığına getirdiği yaklaşımlar ve katkılar ele alınacak. Çok sayıda uluslararası ve ulusal bilim insanına ev sahipliği yapacak olan 2'nci Uluslararası GETAT Kongresi ile insanlık tarihi kadar eski tedavi yöntemlerinin, modern bilimsel çalışmalarla harmanlanarak günümüze taşınması yolunda güçlü bir adım daha atılmış olacak. Dünya sağlık tarihinde müstesna bir konuma sahip şifahanelerimizde kurumsallaşmış bir yapı arz eden ve dönemin öncü uygulamaları arasında bulunan müzik terapinin kültürel kimliğimizle ilgili boyutları çok güçlü. Bu nedenle, Sağlık Bakanlığı onaylı 14 uygulama alanından birisi olarak müzik terapi, zengin ve bilimsel bir programla 2'nci Uluslararası GETAT Kongresinin kronik hastalıklarla ilgili birçok oturumunda önemli bir yer tutuyor. Bu oturumlarda, günümüzde evrensel bilimin ışığında gelinen aşamaların paylaşılacağı dolu dolu bir müzik terapi içeriği ile katılımcılarla buluşmaya hazırız. Dünya müzik terapi alanının önde gelen 3 ismi, Dünya Müzik Terapi Federasyonu Başkanı Melissa Mercasal-Brotons, Annie Heidersceit ve Michael J Silverman bizimle olacak. Ayrıca, Şerefiye Sarnıcı'nda ben, Danny S. Lundmark ve S.Seda Güney İnteraktif bir Müzik Terapi etkinliği gerçekleştireceğiz. Ardından, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçılarınca Türk müzik terapi geleneğine örnek olarak, geleneksel müziğin kullanıldığı ama modern görüşlerle yapılandırılmış olan "Nağmede Şifa' albümünden eserler de icra edilecek."

Editör: MURAT ÖZER