Toplum sağlığının geleceği için sağlık ve beslenme alanlarında bilgi kirliliğiyle mücadelenin ve bilimsel bilginin iletişimi için yurtiçi ve yurtdışında referans kurumlarla projelere geliştiren Sabri Ülker Vakfı’nın düzenlediği “Uluslararası Beslenme ve Sağlık İletişim Programı”nın 2'nci 16-18 Kasım 2018 tarihleri arasında İstanbul’da düzenlendi.

SAĞLIK ALANINDA BİLGİ KİRLİLİĞİ İLE MÜCADELEDE TARAFLAR BİR ARAYA GELDİ

Alanında uzman bilim insanları ile iletişimcileri buluşturarak, bilimsel bilginin kamuoyuna ulaşana dek geçirdiği evreleri interaktif çalışmalarla deneyimlettirmeyi amaçlayan programın bu seneki teması “Popüler Diyetler: Sağlık Etkileri ve Etkili İletişim” oldu.

Programa katılan iletişimciler, Almanya’nın önde gelen beslenme topluluğu Avrupa Beslenme ve Gıda Bilimi Topluluğu (Society Of Nutrition and Food Science) tarafından verilen sertifikayı almaya hak kazandı.

Toplumun gıda, beslenme ve sağlıklı yaşam alanında güncel, güvenilir ve bilimsel bilgiye ulaşması için önemli projelere imza atan Sabri Ülker Vakfı, bu çerçevede 16-18 Kasım günleri arasında İstanbul’da Uluslararası Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı’nın ikincisini düzenledi. Splendid Otel’de düzenlenen 2 günlük eğitimin müfredatı, Almanya’nın önde gelen eğitim kurumlarından Hohenheim Üniversitesi Beslenme Bölümü Başkanı ve Sabri Ülker Vakfı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Hans Konrad Biesalski tarafından oluşturuldu. Türkiye’nin ilk “Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı” olan eğitim, bu yıl “Popüler Diyetler: Sağlık Etkileri ve Etkili İletişim” başlığıyla gerçekleştirildi.

AVRUPA'NIN EN BÜYÜK BESLEME TOPLULUĞUNDAN AKREDİTASYON

Türkiye’den ve dünyadan beslenme ve iletişim alanlarının uzman isimler, program çerçevesinde katılımcılara toplumda obezite gelişimi ve beslenme bozuklukları, günümüz popüler diyetlerinin sağlığa etkileri, diyetlerin topluma bilimsel biçimde aktarılması, gıda hijyeni gibi konularda önemli bilgiler aktardı. Programa, yazılı basın temsilcilerinin yanı sıra dijital platformlardan da temsilciler katıldı. Eğitim sonunda katılımcılara Almanya’nın önde gelen beslenme ve gıda bilimi topluluğu Avrupa Beslenme ve Gıda Bilimi Topluluğu (Society Of Nutrition and Food Science) tarafından uluslararası akreditesi olan sertifikaları verildi.

ALANINDA UZMAN İSİMLER İLETİŞİMCİLERLE BULUŞTU

Uluslararası Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı müfredatı, Hohenheim Üniversitesi Biyolojik Kimya ve Beslenme Bölüm Başkanı Prof. Hans Konrad Biesalski, Doğu Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. H. Tanju Besler; Türkiye Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, Avrupa Gıda Bilgi Konseyi (EUFIC) Beslenme Direktörü Raymond Gemen, Doğu Akdeniz Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Erol, İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Metalurji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Beraat Özçelik, Oxford Üniversitesi Araştırma Görevlisi Julian Stowell ve Uluslararası Yaşam Bilimleri Enstitüsü Direktörü Diana Banati tarafından aktarıldı. Program, Prof. Dr. Ali Atıf Bir moderatörlüğünde düzenlenen, haber değerlendirmeleri ve iletişim ilkeleri çalışmalarıyla zenginleştirilen medya atölyesiile tamamlandı.

POPÜLER DİYETLER MASAYA YATIRILDI

Uluslararası Beslenme ve Sağlık İletişimi Programı’nda günümüzün popüler beslenme yaklaşımları arasında yer alan Akdeniz diyeti, DASH diyeti, temiz beslenme, aralıklı açlık, düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı diyetler, detoks konusunda da beslenme dünyasında son dönemde çok tartışılan başlıklara ilişkin bilimsel veriler paylaşıldı. Öne çıkan bilgileri aşağıdaki gibi sıralamak mümkün:

  • Sağlık etkileri bilimsel olarak kanıtlanmış DASH diyeti, yüksek tansiyonun (hipertansiyon) önlenmesi ve tedavisinde etkin bir beslenme yaklaşımı oluşturuyor.
  • Yapılan araştırmalar diyabet hastalarında sekiz hafta süreyle uygulanan DASH diyetinin vücut ağırlığı, bel çevresi ve kolesterol seviyeleri olmak üzere kardiyometabolik risk etmenlerini azalttığını ortaya koyuyor.
  • Akdeniz diyeti, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre günümüzde 65 yaş altı küresel ölçekte erken ölüm vakalarının temel nedeni olan bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrol altında tutulmasında son derece etkin bir beslenme yöntemi.
  • Akdeniz diyetinin başlıca sağlık etkileri arasında kanser, kalp damar hastalığı, metabolik sendrom, şişmanlık ve tip 2 diyabet hastalığı riskinin azaltılması sayılabilir.
  • Rutin açlık periyotlarından oluşan aralıklı açlık uygulaması uzun vadede sürdürülebilir olmasa da vücut ağırlığı yönetimi için etkili bir strateji.
  • Ancak enerji alımının kısıtlandığı diyetler ile açlık diyetlerini karşılaştıran bir çalışma ise aralıklı açlığın, zayıflamada etkili olduğunu fakat enerjinin kısıtlandığı diyetlere göre üstün olmadığını ortaya koyuyor.
  • Düşük karbonhidratlı, yüksek yağlı (LCHF) diyetlerin, dikkatli bir planlama ile epilepsi için etkin bir tedavi yöntemi olabileceğini ve tip 2 diyabetin tedavisine de yardımcı olabileceğini gösteren araştırmalar da mevcuttur.
  • Ketojenik diyetin (LCHF) kanser tedavisi için olası bazı ümit verici sonuçları olsa da etkilerinin daha iyi anlaşılması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.
  • Toksinleri kısa süre içerisinde organizmadan uzaklaştırdığı, hızlı kilo kaybına ve cilt parlaklığına yardımcı olduğu ve sağlığı desteklediği iddia edilen detoks diyetlerinin hangi spesifik toksinleri vücuttan uzaklaştırdığı konusu belirsizliğini koruyor.

Sabri Ülker Vakfı tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen eğitim serisinin, önümüzdeki yıl da farklı uzmanlık alanlarından katılımcılara da açık olacak şekilde devam ettirilmesi planlanıyor.

Editör: MURAT ÖZER