AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesiyle ilgili soruşturma safhasına geçildiğini belirterek, "Türkiye bu çirkin, ürkütücü, korkunç, insanlık dışı, uluslararası hukuka aykırı işin arkasını bırakmayacak. Kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşmaktan asla imtina etmeyecektir. Türkiye, İstanbul'da olsa bile uluslararası hukuk bakımından Suudi Arabistan toprağı olan Konsolosluk binasında işlenen bu suçun örtülmesine asla müsaade etmeyecektir" dedi.

Konya'da bir otelde basın mensuplarıyla bir araya gelen AK Parti Genel Başkan Vekili ve İstanbul Milletvekili Numan Kurtulmuş, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ülkesinin İstanbul Başkonsolosluğu'nda çıkan arbede sırasında öldüğü yönündeki açıklamaları değerlendirdi. Türkiye'nin olayla ilgili kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşacağını belirten Kurtulmuş, şeklinde konuştu:

"Sadece Türkiye'nin değil, şu günlerde dünyanın da bir numaralı gündem maddesi maalesef İstanbul'daki Cemal Kaşıkçı olayıdır. Aslında buna 'Cemal Kaşıkçı olayı' değil, İstanbul'daki 'Suudi Arabistan Başkonsolosluğu olayı' demenin daha doğru, daha iyi bir tanımlama olduğu kanaatindeyim. Ne yazık ki dünyanın gözü önünde fevkalede ürkütücü, fevkalade korkunç bir hadiseyle karşı karşıya kaldı. Sayın Kaşıkçı dünyaca tanınan bir gazeteci. İstanbul'daki Başkonsolosluğa girdi ve bir daha çıkamadı. Biliyorsunuz ilk andan itibaren Türkiye Cumhuriyeti olarak ilgili tüm birimlerimiz bu olayla ilgili ayrıntıların ortaya çıkartılması için olağanüstü dikkatle, titizlikle bu süreci yürütüyoruz. Şimdi biliyorsunuz soruşturma faslına geçildi. Burada deliller, bilgiler, bulgular hepsi elde ediliyor. Şunu çok açık bir kez daha ifade etmek isteriz ki; Türkiye bu kesinleşmiş delil ve bulgular ortaya çıktığında bunları dünya kamuoyuyla paylaşmaktan asla imtina etmeyecektir. Türkiye bu anlamda bu ortaya konulan çirkin, ürkütücü, korkunç, insanlık dışı, uluslararası hukuka aykırı bu işin arkasını bırakmayacak. İstanbul'da olsa bile uluslararası hukuk bakımından Suudi Arabistan toprağı olan Konsolosluk binasında işlenen bu suçun örtülmesine asla müsaade etmeyecektir."

'SUUDİ YÖNETİMİNİN BU İŞTEN SIYRILMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR'

Suudi yönetiminin bu olaydan sıyrılmasının mümkün olmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu olayın İstanbul'a gelen bazı infaz timindeki insanlar tarafından işlendiği, bu işin bir iki kişinin üzerine atılarak bir şekilde Suudi yönetimine sıçratılmaması için bir gayret sarf edildiği yönünde haberler var. Haberlerin doğruluğunu net bir şekilde delillerle ispat etmediğimiz için haberlerin doğruluğu konusunda konuşmak istemiyorum. Ama şunun herkes tarafından bilinmesi lazım. Herhangi bir ülkenin konsolosluğunda işlenen bir suçun, hele hele orada kamu görevlisi olan insanlar tarafından işlendiği iddia edilen bir suçun oradaki resmi görevlilerin bilgisi olmaksızın, hatta o ülkenin resmi yetkililerinin bilgili olmaksızın işlenmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, bunu falanca işledi, diyerek herhangi bir şekilde bu suçun üzerinden, eğer suç kesinleşirse Suudi yönetiminin bir şekilde sıyrılmasının mümkün olmadığını düşünüyorum. Burada hem uluslararası hukuk bakımından hem de insanlığın vicdanının bir şekilde teskin edilmesi bakımından suç bütün unsurlarıyla, bütün taraflarıyla ortaya konulmalı."

'AÇIK VE ŞEFFAF OLMALILAR'

Numan Kurtulmuş, Suudi yönetimin açık ve şeffaf olması gerektiğini de belirterek, "Suudi Arabistan gibi bazı ülkelerin artık açık, şeffaf ve demokratik kuralları olan, halka hesap verebilen ülkeler haline dönmesinin ne kadar önemli olduğunu göstermesi bakımından bu olay son derece ciddi bir olaydır. 21'inci yüzyılda yaşıyoruz ve herhangi bir ülkenin, hangi yönetimle yönetilirse yönetilsin açık, şeffaf ve hesap verebilir olmasının zaruri olduğu görüyoruz. Ümit ederiz ki, şu anda henüz tam manasıyla kesinleşmiş bir sonuç yok ama kesine çok yakın, uluslararası camianın artık tamamıyla kabul ettiği şekilde ortada bir cinayet var, suç var ve bu suçun arkasında kimler varsa bunu ortaya çıkarılması da uluslararası camianın önemli bir vazifesidir" dedi.

AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş, Danıştay 8'inci Dairesi'nin ilkokullarda okunan 'Öğrenci Andı'nı kaldıran yönetmelik hükmünü iptal etmesine ilişkin yaptığı açıklama yaptı. Danıştay 8'inci Dairesi'nin kararının siyasetin kendi işini yapma prensibini rencide eden bir karar olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şunları söyledi:

'KİMSE ANDIMIZ ÜZERİNDEN HÜKÜMETE AYAR VERMEYE KALKMASIN'

"Başörtüsü kararı, imam hatip liselerinin katsayı kararı, o zaman eski Türkiye'nin alışkanlıkları, bürokratik oligarşi devreye girmiş, yargıç egemenliğine dayalı yapının oluşması için birileri düğmeye basmıştı. Türkiye, bu anlamda çok mesafe katetti. AK Parti kurulduğu günden itibaren vesayetlerle mücadele eden bir siyasi parti olarak herkesin işini yapması konusunda büyük mücadele verdi. Türkiye sivil ve asker bürokrasisi, bunun içinde TSK ve yüksek yargı da dahil olmak üzere, herkes kendi işini yapacak ve herkes sorumluluğu altındaki işlerle uğraşacaktır. Siyaset yapmak siyasetin işidir, siyasetin dilini ayarlamak da siyasetin işidir. Siyasetin kendi işini yapma prensibini rencide eden bir karar olmuştur. Bu anlamda tabiri caizse bu kararıyla Yüksek Yargı, siyaseti imkansız hale getirmiştir. Siyaseti imkansız hale getirmeye hiç kimsenin hakkının olmadığını ifade etmek isterim. Türkiye'nin bir daha hiçbir şekilde eski dönemlere dönmeyeceğinin de bilinmesini isterim. Bu anlamda devam eden bir yargı süreci var. Buna itirazlar olacaktır, bunlar bir kere daha gözden geçirilecektir."

Konunun herhangi bir şekilde siyasi istismar vesilesi yapılmasını doğru bulmadığını vurgulayan Kurtulmuş, şöyle dedi:

"Bütün siyasi partilerin 'Andımız'ın içeriğiyle ilgili tartışmaya girmek yerine, alınan hükümet kararına karşı Yüksek Yargının vermiş olduğu bu kararın demokrasinin ruhunu rencide eden bir husus olduğu üzerinde odaklanmasının, demokrasi bakımından daha doğru kanaatindeyim. Bunun üzerinden kimse siyasi polemik yapmaya kalkmasın. Bu tartışmada kimse kendisine siyasi bazı mevziler kazanma gayretine düşmesin. Yine milli meseleler konusunda, herkes ortak tavır ve tarzını bir şekilde sürdürsün. Ekonominden Suriye konusuna, terörle mücadeleye kadar gerçekten zor meselelerle karşı karşıya kaldığımız bir süreçte kimse 'Andımız' üzerinden hükümete bir şekilde ayar vermeye kalkmasın."

'CUMHUR İTTİFAKI SEÇİMLERE YÖNELİK BİR İTTİFAK DEĞİLDİR'

Cumhur İttifakı için de değerlendirmelerde bulunun Numan Kurtulmuş, "MHP ile yapılan Cumhur İttifaki sadece seçimlere yönelik bir ittifak değildir. Cumhur İttifakı, Türkiye'nin milli meselelerinde ortaya konulan ortak bir iradedir. MHP'nin FETÖ'ye karşı mücadelede, terör örgütleri DEAŞ, PKK ve YPG'ye karşı mücadelede, ayrıca Türkiye'nin temel meselelerinde AK Parti hükümetine vermiş bu desteğin son derece önemli ve anlamlı olduğunu biliyoruz. Milli konularda, milli hassasiyetlerimiz noktasında müşterekliği devam etmeli. Bunu korumak da iki parti için de, bununda ötesinde Türkiye için de çok önemlidir. Yapılan müzakerelerde gerek genel başkan düzeyinde gerek gruplar halinde yaptığımız toplantılarda hep bunun altını çizdik. Yani Cumhur İttifakı'nın ruhuna sahip çıkmak Türkiye'nin milli menfaatlerine sahip çıkmaktır" diye söyledi.

AK Parti ve MHP'nin belli konularda farklı düşünmesinin doğal olduğunu söyleyen Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"AK Parti ve MHP programları ve stratejileri itibarıyla 2 farklı partidir. Dolayısıyla iki farklı partinin belli konularda ayrı düşünmeleri de son derece doğaldır. Örneğin; af ve emeklilikte yaşa takılanlar konusunda bu durum söz konusudur. Seçim ittifakı da Cumhur İttifakı meselesinden ayrı ele aldığımız bir konudur. Cumhur İttifakı'nın ruhunu korumak ama yerel seçimlerde de bir iş birliği yapılması için samimiyetle bir gayret sarf etme noktasındayız. Bu samimiyetle her iki taraf da bu iradeyi korumaktadır. Genel seçimlerde işin kolay bir tarafı vardı. Cumhur İttifakı diye bir başlık açılmış, altında AK Parti ve MHP iki farklı parti olarak yer almıştı. yani vatandaşlarımız hangi partiye oy verirse versin iki partinin oylarının toplamı Cumhur İttifakı'nın oyları olacaktı. Dolayısıyla genel seçimde ittifak yapmanın yasal olarak daha kolay bir zemini vardı. Ne yazık ki yerel seçimde böyle bir imkanımız yok. Dolayısıyla partilerin aday çıkarma ihtimalini ve bu ihtimaller doğrultusunda nasıl bir iş birliği yapılabilir, onu konuşuyoruz. Bu durum genel seçime göre daha zor. Ancak seçim iş birliğini Cumhur İttifakı'ndan ayırt ederek konuşmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum."

27 EKİM'DEKİ TOPLANTI 

27 Ekim'de İstanbul'da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında düzenlenecek toplantıda 4 ülke devlet başkanın bir araya geleceğini de hatırlatan Kurtulmuş, "Rusya Devlet Başkanı, Almanya Şansölyesi ve Fransa Cumhurbaşkanı; Cumhurbaşkanımızın ev sahipliğinde İstanbul'da yapacağı toplantının fevkalade hayati önem taşıdığını hepimiz biliyoruz, bütün dünya kamuoyu biliyor. Bu mesele Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili özellikle Suriye'deki gelişmelerle ilgili fikirlerin yakınlaşması ve ortak çözüm arayışları bakımından önemli bir toplantı olacak" dedi.

Kaynak: dha