Fenerbahçe’nin sahipsiz olmadığını, Fenerbahçe’nin sahibinin milyonlarca taraftarı olduğunu beIN SPORTS'a telefon bağlantısı ile katıldığı yayında ifade eden Ali Koç; akılla ve mantıkla izahı olmayan işlerin yapıldığına vurgu yaptı. Koç’un açıklamaları şöyle:

“Aradığınız için teşekkür ederim. Normal şartlarda telefonla televizyona bağlanmayı doğru bulmuyorum. Çünkü zor bir iletişim oluyor. Ama bugün geldiğimiz noktada sizlerin de ricasıyla bunu zaruri olduğu için yapıyorum. Hassasiyetinize teşekkür ederim. Sizin bu gece bütün görüntüleri verdiğinizi de arkadaşlarım anlattı. Seyredemediğim için sormak istedim. Aslında ben günlerdir bu konuları anlatmaya çalışıyorum. Gerek Antalya’da yaptığım basın toplantısında, gerekse bugün Yüksek Divan Kurulu’nda yaptığımız toplantıda Fenerbahçe özelinde ve üzerinde bazı oyunlar oynandığını, bazı çelişkili kararlar verildiğini, gerek bazı medya organlarında algı operasyonları yapıldığını anlatmaya çalışmıştım. Çünkü görünen köy kılavuz istemez bir durumla karşı karşıyayız.

“JAILSON'UNKİ PENALTIYSA MAÇIN SONUNDAKİ DE AÇIK VE NET BİR PENALTI”

"Ligin ikinci yarısının başlamasıyla, genelde de zaten futbolda bu hep böyledir. Bir operasyon yapılacaksa, bir şeyler yapılacaksa, bir takımın önü kesilip, bir takımın önü açılacaksa genelde bu işler ligin ikinci yarısı başlar. Nitekim de beklediğimiz korktuğumuz başımıza geldi. Bugün yaşanan pozisyonda, pozisyonlara baktığımız zaman kısaca Jailson’un hareketi penaltıysa, maçın sonuna doğru yaşanan olay da açık ve net bir şekilde penaltıdır. Burada birinde VAR’a gitmek, diğerinde VAR’a gitmemek, son derece enteresan.”

“VAR HAKEMİ ÇİFTE STANDART UYGULADI”

“İkinci pozisyona baktığımız zaman, bizim verilmeyen penaltı pozisyonuna baktığımız zaman; dikkat ederseniz, ceza sahası içinde hakem gayet net ve iyi bir pozisyonda. Muhteşem bir pozisyon almış durumda. Olayın tümünü görebiliyor. Onu söyleyelim. Dolayısıyla birincisi hakemin direkt bir şekilde bu penaltıyı vermesi gerekirdi. Diyelim ki göremedi, atladı. Olabilir. İnsanlık hali. Hakemlik zor bir meslek. Diyelim ki atladı. Çok şükür ki artık iki sezondur teknoloji var. Teknolojiden yararlanıyoruz. Bu teknolojinin ana amacı insan hatasını minimize edebilmek. Tabi çok kez VAR ile ilgili spekülasyonlar yaratılıyor. Yeni bir sistemdir, oturması zaman alacaktır. İşin bütününe baktığınız zaman, artısı eksisine; artısının çok daha fazla olduğuna inanıyorum. Bu gece ilk penaltıda dikkat ederseniz; yan hakemde, orta hakemde penaltıyı vermedi. Hakem VAR’a çağırıldı. Bizim pozisyonumuzda ise hakem çok çok iyi bir pozisyonda olmasına rağmen penaltıyı görmedi veya atladı diyelim, fakat VAR’a çağırılmadı. Pozisyona net şekilde baktığınız zaman kol apaçık, kola değmese iki tane oyuncumuzun önüne düşecek.  Nispeten boş bir kaleye gol olması yüksek bir oran olan bir pozisyon ile karşı karşıya kalacağız. Ama ne yazık ki, bana sorarsanız bilerek, yani hata olarak değil, bilerek, VAR hakemi ki bu maçtan önce bu hakemle ilgili dikkatli olmamız konusunda da uyarılmıştık. Onu da ifade etmek istiyorum. VAR hakemi burada ciddi bir çifte standart uygulamıştır. Dolayısıyla maçın özeline bakarsak böyle ama ligin geneline bakarsak bugün Türkiye Süper Ligi’nde bir takımın önünün açılması için bir takımın da önünün kapatılması için bazı çabalar, eforlar sarf edilmektedir. Buna neler ekleyebiliriz? İşte Vedat’ın Trabzonspor maçından sonra PFDK’ya sevki, niyet okuyarak! Bunun hiçbir şekilde akılla, mantıkla izahatı yoktur. Ya da bugün de ifade ettiğim gibi Kayseri maçında Emre’nin bir pozisyonda rakip oyuncuyla yaşadığı diyalog ki hakem hiçbir şey yapmadı. Ama sırf Emre’ye ceza verebilmek için mevzuata aykırı olmasına rağmen hakemlerden ek rapor istenmesi, Göztepe maçında attığımız ikinci golde 4 dakika 17 saniye boyunca nizami golümüzün incelenmesi, bunlara baktığımız zaman harcama limitleri, transfer yapamamamız için kılı kırk yarmak, tüm bunlara baktığımız zaman net bir şekilde Fenerbahçe’nin üzerine oynanmaktadır. Ben bunu daha evvel de ifade ettim ve 3 Temmuz’da kupamızın -haklı kupamız, alın terimizle kazandığımız kupamızın- nasıl alınmaya çalışıldığını bütün Türkiye gördü. Bu sefer de dedim ki, muhtemel bir şampiyonluğumuzun önü kesilmeye çalışılıyor dedim. Bunda ne yazık ki doğru, haklı çıkmak istemezdim ama saha içinde ve saha dışında bütün yaşadıklarımıza baktığımız zaman ne yazık ki bu düşüncemizin istemesek de kuvvetlenerek artığını görüyoruz. Ve inanın bu olay sosyal-toplumsal çok büyük olumsuzluklara sebebiyet verebilecek noktaya gelmiştir. Benim en büyük korkum da budur."

“FUTBOLCULARIN ALIN TERİ VE EMEKLERİ YENİYOR”

"Maçlar kazanılır, maçlar kaybedilir, sporun içinde olan olaylar yaşanabilir. Kimse her sene şampiyon olacak, kimse garanti şampiyon olacak diye bir olay yoktur ama bizler çok büyük finansal sıkıntılar içinde büyük emekler ve çabalar sarf ederek iyi işler yapmaya çalışırken, bu yaşadıklarımızı kabullenmemiz kesinlikle söz konusu değildir, mümkün de değildir. Biz, bunları kabullensek dahi Fenerbahçe sahipsiz değildir. Fenerbahçe’nin sahibi milyonlarca taraftarı vardır. Ve insanlar aptal değillerdir. İnsanların akıllarıyla bu şekilde ‘kör göze parmak’ şeklinde oynanması sonuçta hepimize zarara verecek bir unsurdur. Dolayısıyla bugün yaşananlar bizim için sürpriz olmamakla beraber büyük bir şok etkisi, hayal kırıklığı ve ileride olabileceklerin de işareti olarak görülmektedir. Bizler ne yapabiliriz, Ne diyebiliriz? Hocamızın dediği gibi bundan sorumlu insanlar bunun açıklamasını nasıl verirler? Bizler konuşup gerçekleri ifade ettiğimiz zaman neredeyse her zaman ceza yemekle karşı karşıyayız. Futbolcuların alın teri ve emekleri yenmektedir. Peki, bu işten sorumlu kişiler, federasyonumuz, hakemlerimiz, MHK, onlara nasıl yaptırımlar uygulanacak? Bunu sormak istiyorum. Bu düzen de bu şekilde gidemez. Korkarım ki bu gidişat çok daha vahim olaylara sebebiyet verecek. Günlerdir bunu anlatmaya çalışıyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak hakkımız olmayan hiçbir şey istemiyoruz. Özel bir muamele, ayrıcalık istemiyoruz. Ama harcama limitlerinde yaşadıklarımız, bize yaşatılanlar… Yeniden yapılandırmaya şartlarından dolayı bankalarla imza atamadık. Buna rağmen kendi imkanlarımız çerçevesinde münferit anlaşmalar yaparak en azından 1-2 transfer yapabilmek için çok büyük mücadeleler verdik. Karşılaştığımız duvar, gördüğümüz muamele de saha içinde de çok tatsız olaylarla karşılaşacağımızın göstergelerinden bir tanesiydi. Ne yazık ki bu akşam bunlar yaşanmıştır. Yarın neler yaşanacağını bilmiyorum. Bugün çok mu iyi oynadık? Hayır. Bugün Alanya’nın emeklerine ve alın terine haksızlık yapmak istemiyoruz. Bu Alanya’yı ilgilendiren bir konu değildir. Süper Lig’in iyi futbol oynayan, iyi yönetilen takımlarından biri. Hem futbolda hem de Yönetim Kurulu’nun, Başkanı’nın çok iyi yönettiği bir kulüptür. Bu serzenişlerimin Alanyaspor ile de alakası yoktur. Günlerdir bir şeyi anlatmaya çalışıyorum. Fenerbahçeliler olarak endişe duyduğumuz konuları gündeme getiriyoruz. Bazı mevzuları sorguluyoruz. Bunu şu an sorgulayan tek takım da biziz. Ama inanın ki adil rekabet ortamına çok büyük zarar verecek bu konu da er ya da geç pek çok takım tarafından sorgulanmaya da başlayacaktır. Esas sıkıntılar da o zaman başlayacak. Fenerbahçe Spor Kulübü, sahipsiz değildir. Biz olalım ya da olmayalım. Ne yönetim olursa olsun. Hatta yönetim bile olmasın. Bu kulüp sahipsiz değildir. Bu kulübün sahibi milyonlarca taraftarıdır. Bu taraftarlar da şu an Türk futbolunda neler döndüğünü, nasıl oyunlar oynandığını gayet net bir şekilde farkındadırlar. İnşallah futbol artık sadece sahada oynanır. Bu yanlışlardan dönülür. İnsanların kafasındaki soru işaretleri, kuşkular yok edilmese dahi en azından minimize edilir. Yani şu maç bittikten sonraki geçen 2-2,5 saat içinde bize gelen mesajlar, kulübe gelen mesajlar, e-mailler, SMSler… Haddi hesabı yok. Fenerbahçe camiasında büyük bir infial var. Bu böyle gitmez, gidemez.”

Editör: MURAT ÖZER