Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, hukuk sisteminde eksik ya da yanlış kararları düzeltici hukuk mekanizmaları olduğunu belirterek, ''Bırakın hukuk, kendi mecrasında işlesin. Bırakın yargı, kendi mecrasında işlesin. Bırakın usul, kendi hükmünü icra etsin, Bırakın adalet yerini bulsun. Herkes, orasından burasından çeke çeke adaletin başı belada. Yeter artık. Siyasetçi git işini yap. Sen git başka işini yap. Hakim misin, savcı mısın? Değil. Ama herkes hakim, savcı gibi karar verip hakim ve savcıları itham ederse bu yargıya da adalete de Türkiye’ye yapılmış büyük bir kötülüktür” dedi.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, bugün Konya'da Selçuk Üniversitesi’nin 2022-2023  Akademik Yılı açılış törenine katıldı. Törende akademisyen ve öğrencilere seslenen Bakan Bekir Bozdağ, Türkiye'nin bir hukuk devleti olduğunu söyledi. Toplumun her yerindeki karar vericilerin adil olması sonucu, adaletin ayakta durabileceğini belirten Bozdağ, şunları söyledi:

''Türkiye bir hukuk devletidir. Tabii hukuk devletini güçlendirmek, devletin her alanda daha güçlü olmasını da sağlar. Esasında adaleti ayakta tutmak, herkese hakkını vermek, sadece yargı görevi yapan hakim ve savcılara bırakılırsa o zaman büyük bir hataya düşmüş oluruz. Elbette ki yargı görevi yapanlar, bir ihtilaf konusunda adil bir soruşturma yargılama yapıp adil karar vererek, hakkı tespit edip, sahibine teslim etmekle asli görevlidir. Bunu yapacaklar. Ama öte yandan ailede, öte yandan okulda, öte yandan üniversitede, iş yerinde,  hayatın her yerinde, karar vericilerin de adil olması hakkı tespit edip, sahibine teslim etmesi, adaleti ayakta tutmanın adalete olan güveni arttırmanın bir başka yoludur. Türkiye'de bu konudaki tartışmalarda sadece yargı üzerine değerlendirme yapmanın büyük bir eksiklik olduğunu buradan ifade istedim.”

'HAKSIZLIĞI DOĞRU ZANNEDERİZ'

Bakan Bozdağ, verilen hukuki kararlara yönelik, dosyanın içeriğini bilmeden yapılan eleştirilere tepki gösterdi. Bozdağ, şunları söyledi:

'' Türkiye'deki yargıya dönük eleştirilere baktığınızda, hemen hemen tamamı şu çerçeveye oturuyor; benim istediğim kararı verirse, Ankara'da hakimler var, benim istemediğim kararı verirse sarayın hakimleri var. Benim istediğim gibi karar verirse hak ve adalet yerini bulmuş; ama benim istemediğim gibi karar verirse, zulüm zirve yapmış. Bu adil bir değerlendirme değildir.   Türkiye'de herhangi birimiz bir kararı değerlendirirken, anayasa, kanun ve hukuk ile bunlara bağlı vicdani kanaatten elde edilen kararlara göre değil de, siyasi taraftarlığımıza uygun olup olmadığına göre değerlendirirsek, burada emin olun adil bir karar veremeyiz. Haksızlığı, doğru zannederiz.

Televizyon veya gazetelerde her gün, verilen hukuki kararlara yönelik konuşmalar yapıldığını hatırlatan Bozdağ, ''Bir memlekette her gün siyasiler veyahut da insanlar, kararlar üzerinden televizyonlar, gazeteler, yazarlar her gün konuşursa; dosyada ne var haberi yok, delil ne var haberi yok. Hakimin gerekçesi ne bilgisi yok. Savcının gerekçesi ne bilgisi yok. Ama hükmü tam, bu karar 'yanlış' ya da bu karar 'doğru'. Bilmeden 'yanlış' diye hüküm verenler, bilmeden 'doğru' diye hüküm verenler, hiçbir zaman adil ve dürüst olamaz” dedi. 

’BIRAKIN HUKUK KENDİ MECRASINDA İŞLESİN'

Hakim ve savcı kararlarının eleştirilemez kutsal metinler olmadığını ifade eden Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

 ''Hakim ve savcıların verdiği kararlar, eleştirilemez kutsal metinler değildir. Bunlar eleştirilebilir; ama itham etmeden, hukuki sınırlar içerisinde anayasa, kanun ve hukuk içerisinde bunu yapmakta fayda var.  Türkiye’mizde bunun anayasa, kanun ve hukuk çerçevesinde yapıldığı konusundaki değerlendirmelere baktığımızda maalesef bunun büyük bir kısmının bundan uzak olduğunu söylemek zorundayız. O yüzden de büyük bir haksızlığın hakim ve savcılarımıza yapıldığını ifade etmek istiyorum. Elbette bir karar eksik olabilir, yanlış olabilir ama bizim hukuk sistemimiz içerisinde eksik ve yanlış kararı düzeltici; itiraz, istinaf, temyiz gibi yeteri kadar hukuki mekanizma vardır. Bu mekanizmayı işleten hukuku müesseselerimiz vardır. Bırakın hukuk kendi mecrasında işlesin. Bırakın yargı, kendi mecrasında işlesin. Bırakın usul, kendi hükmünü icra etsin. Bırakın adalet yerini bulsun. Herkes orasından burasından çeke çeke adaletin başı belada. Yeter artık, siyasetçi git işini yap. Sen git başka işini yap. Hakim misin, savcı mısın? Değil. Ama herkes hakim, savcı gibi karar verip hakim ve savcıları itham ederse bu yargıya da adalete de Türkiye’ye yapılmış büyük bir kötülüktür” diye konuştu. (DHA)
 

Editör: MURAT ÖZER