İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü'ne (OECD) bağlı Mali Eylem Görev Gücü (FATF) tarafından Türkiye'nin gri listeye alındığını hatırlatarak, "Terörü finanse eden de Avrupa'dır, teröre güç veren de Avrupa'dır, teröre yön veren de Avrupa'dır, Batı'dır. Bunun maliyetini yaşayan, bunun mücadelesini yaşayan biziz ama suçladıkları Türkiye. Bu kadar yüzsüzlük olur mu?" dedi. Bakan Soylu, Hak-İş Konfederasyonu'nun 46'ncı Kuruluş Yıl Dönümü ve Başkanlar Kurulu Toplantısı'na katıldı. Soylu, Afganistan'da, Taliban'ın ilk göreve geldiği andan itibaren durgunluğun söz konusu olduğunu belirterek, "Göç konusunda yaklaşık günde 5 bin kişi Afganistan-İran sınırına doğru gidiyor. Yaklaşık 3 binini durduruyorlar. 2 bini İran sınırı içine giriyor. 3 milyon 600 bin gibi İran'da Afganlı var. Bunların 2 milyonu hareket etmeye hazır. Her gün gelen 2 bin kişiyi de bunu üzerine ilave ederseniz, çok önemli bir göç dalgası ile karşı karşıya kaldığımızı da ifade etmek isterim. İran da bizim gibi bu göç dalgasını engellemek için elinden geleni yapıyor ve ilk kez sınırlarında bir kamp kurmaya başladı. Aynı şekilde Suriye, aynı şekilde Afrika" dedi. Bakan Soylu, sınırlarda ve içeride göçle mücadelenin yoğun şekilde sürdüğünü belirterek, "Biz bu mücadeleyi vermezsek 3,5 milyon olan bu rakam, belki de bunun 2-3 katına çıkacaktır. Bizim yaptığımız bu mücadele, büyük bir caydırıcılık ortaya koyuyor" diye konuştu. 'TERÖRİST SAYISI 180'İN ALTINA DÜŞTÜ' Terörle mücadeleye de değinen Bakan Soylu, "Türkiye'de bulunan terörist sayısı 180'in altına düştü. 167'yi aştı, bizim terör örgütünden ikna ettiklerimiz bu yıl. Terör örgütü Türkiye'den 46 kişiyi ikna edip dağa kaçırabiliyor. Biz onların içinden 167 kişiyi alabiliyoruz ve devlet olarak bizim terör örgütü içindeki etkinliğimiz onların 3 katından fazla. Türkiye'nin geldiği nokta burası" dedi. 'BU TİYATROYU BIRAKMALARI GEREK' Bakan Soylu, Avrupa'nın ikiyüzlü davrandığını söyleyerek, "'Göçte iş birliği yaparım, seni de bazı konularda gri listeye alırım' anlayışı tehditkar ve ahlaksız bir anlayıştır. Bunu net bir şekilde ifade etmek isterim. Batı'nın yaptığı, Avrupa'nın yaptığı ahlaksızlıklardır. Bize de herhangi bir sıkıntısı söz konusu olmaz. Türkiye eski Türkiye değildir. Bizim kadar yüksek maliyetlerle karşılaşmadıkları halde daha şimdiden panik halindeler. Türkiye'ye 3-5 kuruş verip daha bunun önlemini almanın gayreti içindeler. Batı'nın bu kafayı değiştirmesi lazım. Hukukun üstünlüğünden bahsedenler de bunlar, dönem dönem, 'Hukuka müdahale etmeyin' diyenler de bunlar. Siz ne pervasız insanlarsınız ya ne edepsizsiniz ya. Türkiye'ye 10 tane büyükelçi çıkacak diyecek ki 'Şu adamı bırakın'. Yarın bizden Apo'yu da çıkarmamızı isteyebilirler. Yarın 6-8 Ekim olaylarının faili, yönlendiricisi, PKK'nın oyuncağı, gurur duyduğu Selahattin Demirtaş'ı da çıkarmamızı isteyebilirler. Bu tiyatroyu bırakmaları gerekir" diye konuştu. 'BU KADAR YÜZSÜZLÜK OLUR MU?' İçişleri Bakanı Soylu, OECD'ye bağlı FATF tarafından Türkiye'nin gri listeye alındığını hatırlatarak, "Terörizmin en çok maliyet yüklediği ülke biziz. Avrupa'nın göbeğinde uyuşturucu ile beraber PKK, 2,5 milyar dolarlık uyuşturucu organizasyonun sahibi. Bunlar bizim belgelerimizde değil bunlar Avrupa’nın belgelerinde. Terörü finanse eden de Avrupa'dır, teröre güç veren de Avrupa'dır, teröre yön veren de Avrupa'dır, Batı'dır. Bunun maliyetini yaşayan, bunun mücadelesini yaşayan biziz ama suçladıkları Türkiye. Bu kadar yüzsüzlük olur mu? Suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı için ihtisas mahkemeleri kurduk. Daha pek çok tedbirler aldık. Avrupa'nın hiçbirinde bu yok" dedi. 'KAVALA'YI, DEMİRTAŞ'I SERBEST BIRAKMADIK' Bakan Soylu, suç gelirlerinin aklanması ve terörizmin finansmanı konusunda yapılan faaliyetleri anlatarak, "Bu kararlar Avrupa'da bu konuda alınan kararın toplamından daha fazladır ama bir eksiğimiz vardı; Osman Kavala'yı serbest bırakmadık, Demirtaş'ı serbest bırakmadık. PKK ve FETÖ ile mücadelede kimseden talimat almadık. Onların PKK/PYD'sine Suriye'de fırsat tanımadık. Eksiğimiz bu. Başaramadınız. Şimdi bize başka türlü süreçler üzerinden bedel ödetmeye çalışıyorsunuz ama bunu da muhalefet partileri ayakta alkışlıyor. Bu kararın haklı ve yerinde bir karar olmadığını, bizatihi siyasi bir karar olduğunu hep birlikte biliyoruz" dedi.