Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Hava Harp Okulu Komutanlığı Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni'nde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dünyanın hem asimetrik saldırılara hem bölgesel hem küresel tehditlere en fazla maruz kalan ülkelerinden biriyiz. Bunun için karasıyla, havasıyla, deniziyle, ordumuzun tüm kuvvetlerini teknolojisi ve insan unsuruyla sürekli güçlendirmemiz gerekiyor. Hamdolsun savunma sanayinde son dönemde yaptığımız büyük atılımlar sayesinde teknoloji konusundaki eksiklerimizi önemli ölçüde giderdik. Yirmi yıl önce yüzde 20 milli savunma olarak yapıya sahiptik. Bugün yüzde 80 milli ve yerli evet savunma sanayinde bir yapıya sahibiz" dedi. 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Üniversitesi Hava Harp Okulu Komutanlığı Diploma ve Sancak Devir Teslim Töreni'ne katıldı. Yeşilköy'de bulunan Milli Savunma Üniversitesi Hava Harp Okulu'nda gerçekleştirilen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu ve vatandaşlar katıldı. Törende konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Ankara'da Kara Harp Okulumuzun diploma ve sancak devir törenine iştirak ettik. Bugün ise İstanbul'da önce Deniz Harp Okulumuzda şimdi de Hava Harp Okulumuzda aynı sevince ortak oluyoruz. Hava harp okulumuzdan başarıyla mezun olan 240'ı Türk vatandaşı, 12'si de dost ve kardeş ülke vatandaşı olmak üzere toplam 252 öğrencimize diplomalarını vereceğiz. Mezun olan öğrencilerimizi ve ailelerini tebrik ediyorum. Genç teğmenlerimize bundan sonraki iş ve aile hayatlarında başarılar diliyorum. Hudutsuz göklerin pervasız kartalları olarak çelikten kanatlarıyla ülke savunmasına eşsiz katkılar sunan havacılarımızla gurur duyuyoruz. Okulumuz mezunlarından 144 gencimiz şu an pilot olarak görev yapıyor. 255 teğmenimizin pilotaj eğitimi ise halihazırda devam ediyor. Sizler de bugün itibariyle bu büyük aileye iştirak ederek gücümüze güç katıyorsunuz. Dünyanın hem asimetrik saldırılara, hem bölgesel, hem küresel tehditlere en fazla maruz kalan ülkelerinden biriyiz. Bunun için karasıyla, havasıyla, deniziyle, ordumuzun tüm kuvvetlerini teknolojisi ve insan unsuruyla sürekli güçlendirmemiz gerekiyor. Hamdolsun savunma sanayinde son dönemde yaptığımız büyük atılımlar sayesinde teknoloji konusundaki eksiklerimizi önemli ölçüde giderdik. Yirmi yıl önce yüzde 20 milli savunma olarak yapıya sahiptik. Bugün yüzde 80 milli ve yerli evet savunma sanayinde bir yapıya sahibiz. Nereden nereye. Artık kendi insanlı ve insansız savaş uçaklarını geliştirip üretebilen bir ülke haline geldik. Radarından füzesine, yapay zekasından, siber sistemlerine kadar her başlıkta tamamlanan, devam eden ve yeni başlanan projelerle her geçen gün daha da ileriye gidiyoruz" dedi. 

"TÜRKİYE YÜZYILI ÜLKÜMÜZE SAHİP ÇIKMANIZI İSTİYORUM"

Erdoğan, "'Hazır ol cenge ister isen sulhu salah' sözünün işaret ettiği gerçeğin farkında olarak kimseye husumet beslemeden kendi ihtiyaçlarımızı karşılamanın gayreti içindeyiz. Harp okullarımızda olduğu gibi, teknolojide de elimizdeki birikimi ve imkanı dostlarımızla paylaşma konusunda asla hasislik göstermiyoruz. Tam tersine bilhassa son 7 yılda pek çok örneğiyle ispatladığımız gibi, dostlarımızın hak ve hakkaniyet mücadelesinde hep yanlarında yer aldık. Bu ilkeli yaklaşımımız sayesinde siyasi ve askeri gücümüzle elde ettiğimiz konumumuzu, yumuşak güç denen, diplomasideki ve insani ilişkilerdeki etkimizle de tahkim ettik. Herkesin sömürecek meta olarak baktığı toplumları biz sadece Allah'ın yarattığı en şerefli mahlukat olan insan olarak gördük, görüyoruz. Türkiye'nin sömürgecilik devrinden kalma paradigmaları yerle yeksan eden bu yaklaşımının etkilerine artık tüm coğrafyalarda şahitlik etmeye başladık. Önümüzdeki yıllarda biz kendi vizyonumuzu ve hedeflerimizi hayata geçirmeyi sürdürdükçe, Türkiye'yle birlikte tüm insanlıkta inşallah medeniyet güneşimizin şefkat ve adalet ışığıyla daha çok tanışacaktır. Ülkemizin her ferdi ve bu devletin her sorumlusu gibi sizlerden de Türkiye yüzyılı olarak ifade ettiğimiz yeni ülkümüze sıkı sahip çıkmanızı istiyorum. Milli Savunma Üniversitemizden beklentimize bu büyük medeniyet iddiasını harp okullarımızda ve diğer eğitim birimlerinde 2 bin yılı aşkın tarihimizdeki örnekleri en güzel şekilde genç dimağlara nakşetmesidir. Kendi sığ geçmişlerini büyütmek için Türk tarihini ısrarla dar bir aralığa sığdırmaya çalışanlara cevabımızı en başta 2 bin yıllık askeri tarihimizle vermek hepimizin boynunun borcudur. Hatta bu yaklaşımı ilkokuldan üniversiteye eğitim kademelerinin her bir safhasında işleyerek daima canlı tutmalı, derinleştirmeliyiz" şeklinde konuştu. 

Bakan Hakan Fidan, Yeni Zelandalı mevkidaşı Winston Peters ile görüşecek Bakan Hakan Fidan, Yeni Zelandalı mevkidaşı Winston Peters ile görüşecek

"TÜRKİYE YÜZYILINA YAKIŞIR ŞEREFLERİ KAZANDIRMANIN PEŞİNDEYİZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tıpkı bin yıl önce Malazgirt'te olduğu gibi bu toprakları kendine vatan yapmak için tıpkı bir asır önce Çanakkale ve Milli Mücadele'de olduğu gibi, bu toprakları vatan olarak tutmak, tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi, vatanını her türlü sinsi tehlikeden korumak. Velhasıl istiklali ve istikbali için gözünü kırpmadan canlarını verecek nesilleri ancak böyle yetiştirebiliriz. Aslında bu ülkenin yediden yetmişe her bir insanı Mehmet Akif'in istiklal marşıyla birlikte Çanakkale şiirini ve zulmü alkışlayamam şiirini her gün olmadı her hafta ama mutlaka her ay yeniden okumalıdır. Bu şiirlerdeki mesajları hep birlikte gönlümüze nakşetmeden sahip olduğumuz vatanın anlamını hakkıyla kavrayamaz gereken vakur duruşu hakkıyla sergileyemeyiz. İnşallah Çanakkale'den beri tüm zaferlerimizin mimarları olan Asım'ın nesliyle bunu başaracağız. Hava harp okullarımızda yetişen gençlerimizin her birini de şairin işte çiğnetmedi namusunu çiğnetmeyecek diye tarif ettiği neslin birer mensubu olarak görüyorum. Görev süreniz boyunca ve özel hayatınızın her anında böyle büyük bir davanın mirasçısı olduğunuzu asla aklınızdan çıkarmayacağınıza inanıyorum. Şimdiden gazanız mübarek olsun diyorum. Dün milli mücadelenin en büyük zaferi olan Büyük Taarruz'un ve Başkomutan Meydan Muharebesi'nin 101'inci yıl dönümünü milletçe coşkuyla kutladık. Bu vesileyle bir kez daha büyük taarruz başta olmak üzere milli mücadelenin her bir safhasında görev yapan kahraman ordumuzun tüm mensuplarını rahmetle ve tazimle yad ediyorum. Büyük Taarruz'un başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ile ordumuzu yöneten teğmeninden generaline tüm subaylarımızı ayrıca şükranla yad ediyorum. Milletler en büyük kahramanlarını en büyük tehditler, tehlikeler, saldırılar esnasında çıkartır. Asırlardır milletimizin sinesinden çıkan her bir kahraman bizim önümüzde yeni ufuklar açmış, yeni ışıklar yakmıştır. Malazgirt'te Sultan Alparslan, İznik'te Kutalmışoğlu Süleyman Şah, Söğüt'te Osmangazi, İstanbul'da Sultan Fatih, Ankara'da Gazi Mustafa Kemal kahramanlıklarıyla milletimize şan ve şeref yaşatmışlardır. Bugün de Türkiye yüzyılıyla ecdada yakışır yeni şan ve şerefleri milletimize kazandırmanın gayreti içindeyiz. Sizlerin arasından çıkan yeni kahramanlar ise bu kutlu bayrağı daha ileriye taşıyacaktır" diye konuştu. 

"ÜLKEMİZİ DÜNYADA HAK ETTİĞİ YERE ÇIKARMANIN MÜCADELESİNDEYİZ"

Dünyanın geçmişle kıyaslanamayacak kadar karmaşık ve tehlikeli bir yere doğru gittiği bir gerçektir. İşte bu ortamda biz ecdadın emanetine halel getirmeden dünyanın yeni düzeninde ülkemizi hak ettiği yere çıkarmanın mücadelesini veriyoruz. Elbette her şeyin daha iyisi, daha güzeli, daha mükemmeli vardır. Ülkemizin ve dünyanın eski düzenden bugünkü düzene geçiş sürecinin her safhasını bedeller ödeyerek yaşamış, bizler için bu tablo ne şaşırtıcıdır, ne de korkutucudur. Kendi köhne dünyalarını ülkenin ve yerkürenin yegane gerçeği sananlar ise en büyük zararı milletimizin, Türkiye yüzyılı idealine veriyor. Bu ülkenin hiçbir vatandaşı kendini böyle kısır, böyle arkaik bir anlayışa mecbur ve mahkum hissetmesin. Bu çağrımı en iyi gökyüzünün sınırsızlığı içinde özgürce uçan siz havacılarımızın anlayacağını biliyorum. Gençler hayallerinize ket vurmayın. Ufkunuza sınır çizmeyin. Kendinize olan güveninizden şüphe duymayın. Okulları ziyaretimde öğrencilerimize her fırsatta tavsiye ettiğim dört ilkeyi burada tüm gençlerimize özellikle bir hayat rehberi olması bakımından tekrarlamak istiyorum. Oku, düşün, uygula, neticelendir. Evet. Okuyacaksınız ki insanlığın binlerce yıllık kadim birikimine vakıf olabilesiniz. Düşüneceksiniz ki bu birikimi kendi özgün değer haline dönüştürebilesiniz. Uygulayacaksınız ki sahip olduğunuz bilgi ve becerinin karşılığını görebilesiniz. Neticelendireceksiniz ki kendinize, ailenize, milletinize ve tüm insanlığa hayırlı katkılar yapabilirsiniz. İşte bunu başardığınız zaman içinizden nice Alparslanların, Süleyman Şahların, Osmangazilerin, Fatihlerin, Mustafa Kemallerin çıktığına şahit olacaksınız. En üst yöneticisi olarak bizim tüm çabamız işte bu iklimi inşa etmek, işte bu motivasyonu sağlamak, işte bu sonuçları elde etmektir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun. Hava harp okulumuzdaki bu törenimizin ardından inşası tamamlanan çok sayıda tesisin açılışını da yapacağız. Yatakhanesinden, yemekhanesine, sosyal donatılarından enerji ve ısı merkezine, spor salonundan camisine oldukça uzun bir liste oluşturan bu tesislerin hava harp okulumuza hayırlı olmasını diliyorum. Mezun olan öğrencilerimizi ve ailelerini tekrar tebrik ediyorum. Dost ve kardeş ülkelerden gelen öğrencilerimizden evlerine döndüklerinde tüm kardeşlerimize selamlarımızı iletmelerini istiyorum. Milli Savunma Üniversitemizin değerli rektörüne ve yöneticilerine hem olan öğrencilerimiz hem de okulumuza kazandırdıkları tesisler için teşekkür ediyorum" dedi. Konuşmasının ardından Erdoğan dereceyle mezun olan askerlere diplomalarını kendisi verdi. (DHA)

Editör: MURAT ÖZER