BT Shop ve Baby On The Go markalarının kurucusu, moda ve stil danışmanı, blogger ve girişimci Buse Terim Bahçekapılı MAG için verdiği özel röportajda merak edilenleri anlattı. Temelinde aşkın ve sevginin olduğu bir ailede büyüdüğünü dile getiren Buse Terim Bahçekapılı, “ Çok şanslıyım kendi kurduğum ailemde de sevgiyi temele koyarak çocuklarımı yetiştirmeye çalışıyorum” dedi.

Ne istediğini çok iyi bilen, doğruları yaşayan, duygusal ama güçlü biri olduğunu belirten başarılı anne, babası Fatih Terim’in coronavirus (COVID-19) salgını geçirmesi ile yaşadıkları zorlu süreci de özel röportajında paylaştı.

Kurduğu markaların gelecek hedeflerini de anlatan Buse Terim Bahçekapılı, moda dünyasının değişim süreci ile yeni arayışlara gireceğini de belirtti. Ekim ayından bu yana sağlıklı beslenmek adına aralıklı oruç diyetini uyguladığını belirten Buse Terim Bahçekapılı yaşadığı değişimi anlattı.

"KAFAYI KOYDUKTAN SONRA İNSANIN BAŞARAMAYACAĞI HİÇBİR ŞEY OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYORUM"

Moda danışmanı, blogger ve girişimci; aynı zamanda da BT Shop ve Baby On The Go markalarının kurucusu Buse Terim Bahçekapılı hayatımızın son dönemini etkisi altına alan pandeminin yaşamına etkileri, ailesiyle geçirdiği keyifli günler, moda sektöründeki başarı hikayesi ve günlük rutinlerine dair merak edilenleri MAG okurları için cevapladı.

NASIL GİDİYOR HAYAT? ZORLU BİR SÜREÇTEN GEÇİYOR. ÇOCUKLARINIZLA, AİLENİZLE BU SÜRECİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ? 

Sağlığımız yerinde olduğu sürece bu süreci zorlu olarak adlandırmak istemiyorum. Bence süreci esas zorlu geçirenler; bu hastalıkla mücadele edenler, hayatını kaybedenler ve sağlık çalışanları. Biz de tabi babam dolayısıyla zorlu bir dönemden geçtik, ama çok şükür şu anda hepimiz iyiyiz. Bu süreç hepimize farklı şeyler öğretti. Birbirimize sarılmayı, ailemizin kıymetini, zamanın ve hayatın durduğunda aslında nelerin kıymetini daha çok anlamamız gerektiğini, biraz olsun durmanın her anlamda bize ne kadar iyi geldiğini fark ettiğimizi düşünüyorum.

SİZ DE BU SÜREÇTE BİZZAT YAKINLARINIZLA SINANDINIZ? NASIL GEÇTİ O DÖNEM? İKİ TANE ÇOCUĞUNUZ VAR. BİR YANDAN DA ONLARI ETKİLEMEMENİZ GEREKİYOR, BİR HAYLİ ZOR... NASIL BAŞA ÇIKTINIZ?

İnsan ister istemez en kötüyü düşünüyor, endişeleniyor ve üzülüyor. Hepimiz çok korktuk. Eliniz, kolunuz bağlı. Değil hastaneye gidip yanında olmak, evden bile çıkamadığımız günlerdi. Çok üzgündüm ve çocuklar da bunu gördüler. Bendeki değişimi fark ettiler. O süreçte eşim, her zaman olduğu gibi, en büyük destekçim oldu. Nil’e olan biteni anlattım.

Dedesinin böyle bir süreçten geçtiğini, benim de bu sebeple üzgün olduğumu, onunla hiç saklamadan paylaştım. Çocuklar duygularınızı, yaşadıklarınızı siz dile getirmeseniz de hemen anlıyor ve hissediyorlar. O yüzden kızlarıma hayatta yaşadığımız zorlukları da anlatarak hayatın içinde bu gibi günlerin, anların olabileceğini, üzülmenin ve endişelenmenin de hayatın bir parçası olduğunu göstermeye çalışıyorum.

GÜZEL, KOCAMAN BİR AİLENİZ VAR. MUTLU AİLENİN SIRRI SİZCE NEDİR?

Çok teşekkür ederim. Mutlu ailenin bir formülü var mı bilmiyorum; ama ben temelinde sevginin, aşkın olduğu bir ailede büyüdüm. Çok şanslıyım ki kurduğum ailemde de sevgiyi temele koyarak çocuklarımı yetiştirmeye çalışıyorum.

KENDİNİZİ BİRKAÇ KELİME İLE ANLATACAK OLSANIZ ONLAR NE OLURDU?

Ne istediğini çok iyi bilen, doğruları için yaşayan, duygusal ama güçlü biriyim diyebilirim sanırım.

"BABY ON THE GO"NUN HİKAYESİNDEN BAHSEDER MİSİNİZ?

Baby On The Go markası Nil’e hamile kaldığım dönemde oluşmaya başlayan bir fikirdi. Üniversiteden mezun olduktan sonra aldığım eğitimle harmanlayacağım bir marka yaratmayı çok istiyordum, ancak içime sinen fikri henüz bulamamıştım. Etrafımda anne olan tüm arkadaşlarımdan evlerinde çocuklarına rahatça giydirilebilecekleri, ayaklarından çıkmayacak, tabanı kaydırmayacak ve aynı zamanda şık olacak bir ürün aradıklarını duyuyordum.

Bu ilhamla birlikte ben de kendi kızımı hayal ederek Baby On The Go markasını kurdum. Yaz ve kış olmak üzere iki sezon yeni desenlerin olduğu patik koleksiyonları üretiyoruz. Şu anda hem dünyada, hem Türkiye’nin farklı noktalarında satıştalar. Bu markanın en gurur veren hikayesi Amerika’nın pazar lideri “Saks Fifth Avenue”nun sosyal medyada keşfedip mağazalarında satmak üzere bizimle iletişime geçmesi oldu. Şu anda Amerika’da Maisonette ve Saks’ta yerli üretim olan Baby On The Go’nun ürünleri satılıyor ve bu beni her gün çok gururlandırıyor.

İLETİŞİM AJANSI KURUCUSU VE INFLUENCER OLARAK SAHİP OLDUĞUNUZ DONANIMLA YENİLİKLERİ TAKİP EDİYORSUNUZ. YENİ MEDYA DÜZENİNDE SİZ DE AKTİF OLARAK ROL ALIYORSUNUZ. NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ BU DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜMÜ? 

Dijital hayat ve dijitalleşme son dönemde hepimizin hayatında yükselen bir akımdı zaten. Karantina süreci ve COVID-19 salgını dolayısı ile hepimiz evlere kapandığımız için dijitale daha fazla yönelmeye başladık. Özellikle ihtiyaçlarımızı karşılamak adına online alışveriş artık hepimiz için daha kolay ve pratik bir yöntem olarak önceliğimiz haline geldi. Bu değişim ve dönüşümle daha da fazla dijitalleşeceğiz. Online partiler, canlı yayınlar, sosyal medya ve daha birçok şey hayatımızın tam merkezinde yer almaya devam edecek. Sosyal medya ve online üzerine kurulu bir iş yapan bizler içinse bu dönem bir avantaj olacak elbette.

MODA İLE YAKINDAN İLGİLİSİNİZ. SİZCE YENİ DÜNYA BİZLERE ÖZELLİKLE MODA SEKTÖRÜNDE NE GİBİ YENİLİKLER KATACAK? 

Yeni dünya düzeninde bizi çok büyük sürprizler bekliyor. Moda sektöründe özellikle kalabalık olarak yapılan defileler yavaş yavaş insansız şekilde veya tamamen iptal edilerek yapılmaya başlanacak. Bu anlamda MET Gala gibi birçok önemli moda organizasyonu iptal oldu bile. Moda dünyası da bu değişimle yeni arayışlara girecek.

SİZİN BU DÖNEMDE MARKALARA TAVSİYENİZ NE OLUR?

Dijitalin gücünün farkına varıp, olabildiğince online iletişimi ve online alışveriş deneyimini en üst düzeyde tutmalarını tavsiye edebilirim. Hepimiz bir süre daha mağazalara veya AVMlere gitmeye çekineceğiz. Bu anlamda markaların online fırsatları görüp buna yönelik stratejiler geliştirmesini tavsiye ediyorum.

BU YOĞUN TEMPODA KENDİNİZE NASIL ZAMAN AYIRIYORSUNUZ?

Kendime bir, bir buçuk saatlik spor harici çok zaman ayırabildiğim söylenemez. Tüm günüm çocuklarla aktif bir şekilde geçiyor. Onlar uyuduktan sonra veya sabah saatlerinde kendime daha fazla zaman ayırabiliyorum. Çocuklar uyuduktan sonraki zamanlarda da eşimle sevdiğim bir diziyi, filmi izlemek; sosyal medyadaki gelişmeleri takip etmek; kitap okumak; evi düzenlemek; mutfakta vakit geçirmek gibi aktivitelere yöneliyorum.

GELELİM SON GÜNLERDE EN ÇOK KONUŞULAN "FASTING" İLE 25 KİLO VERMENİZE. GERÇEKTEN MUHTEŞEM BİR AZMİN ÖYKÜSÜ. 25 KİLO ÇOK CİDDİ BİR KİLO KAYBI NASIL BAŞARDINIZ?

Çok teşekkür ederim. Ekim başından beri sağlıklı beslenme adına “Aralıklı Oruç” yöntemini uygulamaya başladım. Bununla birlikte de çok sıkı spor yapmaya başladım. Haftada 5 bazen 6 gün spor yapıyorum. Bunu başarmanın tek sırrı azim ve irade. Gerçekten çok ciddi bir irade ile bu sürece girdim. Kafaya koyduktan sonra insanın başaramayacağı hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. Ben de bu dönemin başında hamilelik ve emzirme süreci ile birlikte aldığım fazla kiloları vermeye karar vermiştim. Sonuç beni çok mutlu etti.

GÜNLÜK BAKIM RİTÜELLERİNİZ NELERDİR?

Sabah ve akşamları günlük nemlendiricimi sürmeyi hiç ihmal etmem. El ve ayak bakımına çok önem veririm. Bunun haricinde evde de olsam bir rimel sürüp aynaya baktığımda kendimi iyi hissetmek isterim.

SİZİN DÜNYADA TARZINI EN ÇOK BEĞENDİĞİNİZ İSİMLER KİMLER, KİMLERİ TAKİP EDİYORSUNUZ?

Rosie Huntington Whiteley tarzını en beğendiğim yabancı isimlerden. Sosyal medyada birçok farklı kişiyi takip ediyorum, ama tarzına en hayran olduğum kişinin o olduğunu söyleyebilirim.

GELECEK DÖNEM İLE İLGİLİ PLANLARINIZ, PROJELERİNİZ NEDİR?

Gelecek dönemde birçok farklı plan ve projelerim olacak. Markamız Baby On The Go’nun yeni yaz koleksiyonu Haziran sonu satışa çıkacak. Bunun dışında e-ticaret sitemiz “BT Shop” için bir uygulama üzerine çalışıyoruz. Her şey yolunda giderse Ekim ayında “Baby On The Fest”in 3.’sünü gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. 2020 yılında mağaza açma planlarımızı da hala umutla sürdürüyoruz. Bunun dışında sosyal medya üzerinden farklı projelerimiz de olacak.

BİR SÜPER KAHRAMAN OLMAK İSTESENİZ HANGİSİ OLURDUNUZ?

Bu aralar hepimizin kahramanları doktorlar, hemşireler ve tüm sağlık çalışanlarımız. Ben de bu zamanın kahramanı olmak isterdim sanırım.

SPOT: Mutlu ailenin bir formülü var mı bilmiyorum; ama ben temelinde sevginin, aşkın olduğu bir ailede büyüdüm.

SPOT: Kafaya koyduktan sonra insanın başaramayacağı hiçbir şey olmadığını düşünüyorum. 

Editör: MURAT ÖZER