Gülden Seçilmiş, bu hafta ABD merkezli Urbanite Venture Ceo'su Arzu Tekir ile Covid-19 sürecinde şirketlerin teknolojik yeniliklere adaptasyonu üzerine konuştu. 

Koronavirüsünün tüm dünyada sebep olduğu panik ve psikolojik yıkım devam ederken şehirlerde tüm sosyal alanların kapatılması işyerlerinin gerekli olmadıkça açılmaması ekonominin durma noktasına gelmesi ve bu durumun süresi belirsiz bir şekilde devam etmesi toplumun herkesimini derinden etkilemekte.

Bugün sizlere şehirlerdeki sürdürülebilir yaşam ve küçük işletmelerin teknolojik hayata uyum sağlaması için dönüştürülmesi hakkında şirketlere danışmanlık veren ABD merkezli Urbanite Venture şirketinin kurucusu ve yöneticisi Arzu Tekir ile şirketlerin teknolojik yeniliklere adaptasyonu üzerine konuştuk.

Merhaba Arzu yayınımıza hoş geldiniz. Bize Urbanite Venture hakkında kısaca bilgi verebilir misin? Hangi konularda şirketlere ve küçük işletmelere danışmanlık veriyorsunuz?

Memnuniyetle, Urbanite Venture akıllı şehirler sürdürülebilirlik ve urban innovation dediğimiz kentlerdeki yenilikler üzerine odaklanmış bir danışmanlık şirketi. Biz daha çok Urban Tech şirketlerine yani kentlere yönelik çözümler geliştiren teknoloji şirketlerine ve yatırımcılarına danışmanlık veriyoruz. Niş alanımız akıllı şehir teknolojileri geliştiren şirketler. Bunlara biz pazar araştırması, pazarlama stratejileri, fon geliştirme stratejileri gibi hizmetler veriyoruz.

Türkiye'de daha önce firmalara danışmanlık verdiniz takipçilerimizle bunu da paylaşmak isteriz öncelikle,

Ben 2005 yılından itibaren hep teknoloji firmaları ile ve şehirlere yönelik çalışmaların içerisinde oldum, uzun seneler teknoloji şirketlerinde diş ilişkiler direktörü, Avrupa Birliği Projeleri Koordinatörü ve iş geliştirme direktörü olarak çalıştım. Sonrasında 2008 yılında New York’ta yaşadığım sıralarda da kendim danışmanlık projeleri yürüttüm. Pazar araştırmalarına yönelik özellikle Türkiye’den buraya yatırım yapmak isteyen ya da iş geliştirmek isteyen şirketlere yönelik çalışmalar yaptım. 2011 yılında özel sektörden ayrılıp biraz daha topluma yönelik projelerin içerisinde olduğunum bir dönemde yolum Uluslararası bir organizasyon olan Dünya Kaynakları Enstitüsü (World Resources Institute) ile kesişti. 50 den fazla ülkede faaliyetleri olan, dünyanın en büyük ve en etkili çevre kuruluşlarından bir tanesi. Do Tank ve Think Tank olarak geçer. Bu önemli kuruluşun 5 adet sürdürülebilir ulaşım ve sürdürülebilir şehirler için dünyada merkezleri var. Ben de Türkiye ofisini kurdum ve yaklaşık 7 yıl boyunca yönettim.

16 büyük şehirle çeşitli bakanlıklarla ve Afrika’da da 2 şehirlerle çeşitli çalışmalar yürüttük. 2017 yılının son çeyreğinde İstanbul’dan ayrılıp Florida’ya taşındım. Ve daha sonrasında burada kendim bazı danışmanlık projeleri yürüttükten sonra Urbanite Venture’i kurdum.

Dünya ekonomisinin salgın dolayısı ile büyük bir durgunluğa girmesinin ardından Start up’lar ve küçük işletmelerin bu salgın sırasında ve sonrasında işlerini kesintisiz yürütebilmeleri için (ayakta kalabilmeleri için) ne gibi önlemler almaları ve hangi teknolojilere yatırım yapmaları gerek?

Ben özellikle teknoloji girişimleri ile çalıştığım için önce oradan başlayayım; Şuara çok fazla email alıyorum, toplantılara katılıyorum, yaklaşık son bir aydır, Online olarak yaptığım görüşmeler var, herkes aslında bundan sonra yeni normal dediğimiz şeyin ne olduğunu tartışıyor. Ben de bu görüşmelerin neticesinde farklı yatırımcılarla görüşüyorum, farklı vebinarlara katılıyorum, konuşmalar yapıyorum, aslında hepimiz bundan sonra ne olacağını anlamaya çalışıyoruz. Ama temelde yapılması gereken bu sürecin çok verimli kullanılması. Benim beraber çalıştığım ya da temasta olduğum kişi ve kuruluşlara tavsiyem “artık pembe çerçeveden bakılacak bir durum yok ekonomi durgunluğa girecek, ama şu dönem bundan sonrasını planlamak için kullanılmalı, artık şirketler kimlere servis edecekler, hizmet edecekler, bundan sonrasında değişen müşteri ihtiyaçlarını doğru analiz etmeleri lazım. Yani sizin daha önce sunduğunuz hizmetler ya da yarattığınız değer bundan sonraki aşamada sizin müşteriniz için bir şey ifade etmiyor olabilir. Bu açıdan iş geliştirme iş modellerini değiştirme buna pivot diyoruz, bunlara biraz kafa yormaları lazım, misyon ifadesinin üzerinden geçmek lazım, biz niye varız, amacımız ne, kime hizmet ediyoruz, elimizdeki ürünler setiyle, elimizdeki yetkinliklerle değişen ihtiyaçlara nasıl cevap verebiliriz sorularına cevap vermeleri lazım.

Data okuma, dataları analiz etme, bunları doğru yönlendirmek çok önemli değil mi?

Ben birebir micro işletmelerle çalışmıyorum ama Türkiye’de ve burada destek verdiğim bazı micro işletme sahibi arkadaşlarım var. Temelde bu dönemde kimsenin ürün satacak ya da satın alacak bir durumu yok, herkes beklemede, herkes ne olacağını anlamaya çalışıyor, elindeki nakdi tutmaya çalışıyor. Harcamaları mümkün olduğunca kısmaya çalışıyor, küçük işletmeler gözünden bakarsak. Bu açıdan bu dönemde özellikle sosyal medyada ya da farklı kanallardan sizin daha önce birebir çalıştığınız müşterileriniz, paydaşlarınız ya da paylaşım yaptığınız kişi ve kurumlarla mümkün olduğunca iletişimi arttırmanız lazım. Şuan kaybolunacak zaman değil öyle söyleyeyim.

Akıllı şehir teknolojilerinin şirketlere uyarlanmasında nasıl yardımlarınız oluyor, bu dönemde ne gibi iş modelleri değişimi yaptınız?

Pazar araştırması şirketleriyle de temastayız biz, bir projeyi onlarla yeni bitirdik, mesela Covid stratejisi belirlenirken akıllı şehir iletişim stratejisi nasıl belirlenir. Onun dışında beraber çalıştığım şirketlerde temel konu bu süreci nasıl kurgulamamız gerektiği. Fon geliştirmeye yönelik beklentileri var. Farklı coğrafyalarda ürün ve hizmet satmayı hedefleyenler var. Şuan temel olarak yaptığımız şey iş modellerinin üzerinden geçmek. Marketing strateji ve planlarının üzerinden geçip bunları yeni normale nasıl uyarlayacağımız hakkındaki çalışmalar yapıyoruz. Aslında iş modelini bir anda değiştirmek her şirketin kolaylıkla yapabileceği bir şey değil. Ancak bu ortamda bunu en iyi biotech firmaları yapıyor. Mesela BioMim isimli firma Covid-19 salgını ile beraber laboratuvar ortamı olmadan DNA testlerini ve korona testini ev ortamında yapabildiğiniz Iphonelara entegre bir test kiti oluşturdu. Bu şirket salgının başlamasıyla talepleri öngöremeyeceği için internet sitesini kapatarak ellerindeki tüm yetkinliği Covid-19 için kullandılar. LabCorp’da aynı şekilde davrandı.

Bildiğimiz kadarıyla global bir ekiple çalışıyorsunuz, biraz bize ekibinizden de kısaca bahsedebilir misiniz?

Geliştirilecek projelere bağlı olarak farklı ülkelerden farklı uzmanlarımız var, bizim işimiz daha çok strateji ve iş geliştirme ve büyüme stratejileri olduğu için, yetkinliklerine göre blockchain üzerine çalışıyorsa, ya da Smart Mobility ya da akıllı enerji üretimi üzerine çalışanlar farklı yerlerde ve projenin ihtiyacına göre ekibi kurup proje bittiğinde de ayrılıyoruz.

Takip ettiğimiz kadarıyla şuanda dünya teknoloji devleri Apple ve Microsof’tun Corona salgının takibi için yarattığı appler var. Bunlar da Çin'de, Singapur, Kuzey Kore ve Almanya’da başarı ile uygulanmakta ve ileride bu tür bir salgının takibi için ne gibi yeni teknolojiler konuşulmakta, düşünceniz nedir bu konuda?

Chip teknolojisi hakkında bir şeyler söyleyebilirim ama ne kadar kısa sürede gerçekleşecek bilemiyorum. 1998 yılında bir Reading Üniversitesinden bir akademisyenin geliştirdiği derinin altına yerleştirilen bir çip vasıtasıyla takip işlemlerinin yapıldığı bir proje geliştirilmiş. Sonra İsveç‘te birtakım girişimciler bu mikrociplerin deri altına yerleştirilmesinin testlerini yapmışlar. Zaman içinde bu çipler üzerinden ışıkları açıp kapama, bir takım dataların toplanması, sağlık bilgilerinin kontrol edilmesi gerçekleştirilmiştir. Hatta çok ilginç olarak bunu 2013 yılında bir dövme sanatçısı deniyor ve karısının üzerindeki bu dövmeden telefonuna dokunmadan eşini arayabiliyor. Bu sayede farklı inovasyon firmalarının dikkatini çekiyor. Böylece işler büyüyor şirketler kuruluyor, ve çip endüstrisi hızla büyümeye başlıyor. Bence ileriki dönemde sıkça hayatımızda görücez gerçi riskli tarafları da var. Özeli hayata müdahale gibi. Ama bir taraftan da baktığınızda Cambridge Analitica ile Facebook arasındaki tartışmada zaten şuandaki kullandığımız Siri, Alexa, Google gibi evdeki yapay zeka kablosuz iletişimlerde veri güvenliği olmadığı kabul edildi zaten. Dolayısı ile çiplere karşı yapılan olumsuz eleştiriler de böyle cevaplanıyor. Bu cip hikayesi bir ürün olarak zaman içerisinde hepimizin hayatına girecek.

Yerel hükümetler ile nasıl bir çalışma içindesiniz, şirketlere bu konuda ne gibi bir danışmanlık hizmeti vermektesiniz?

Çalıştığımız akıllı teknoloji şirketlerinin geliştirdikleri ürünlerin şehirlerdeki testlerinin yapılmasında yardımcı oluyoruz ve yerel hükümetler ile temasta bu şekilde oluyoruz. Hatta şuanda bunun üzerine çalıştığımız bir projemiz de var.

Yayınımıza katıldığınız için çok teşekkür ediyoruz. Takipçilerimize de sağlıklı günler diliyoruz.

Gülden Seçilmiş - Haber Channel Miami

Editör: MURAT ÖZER