Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bitlis'in Ahlat ilçesinin, Orta Asya’dan batıya, Müslüman göçerlerin toplanma ve dağılma merkezi olduğunu belirtti. Ahlat’ın alimleri, seyyahları, dervişleri, zanaatkarları misafir eden bir şehir olduğunu ve ata şehir olarak anıldığını belirten Erdoğan, “Kale, kümbet, hamam, zaviye, mezarlık gibi eserleri ile günümüzde de tarihe şahitlik ediyor. Ahlat, taşların konuştuğu şehirdir” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 950'nci yılı etkinlikleri kapsamında Bitlis'in Ahlat ilçesine geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eşi Emine Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile AK Parti Genel Başkanvekilleri Numan Kurtulmuş ve Binali Yıldırım eşlik etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Selçuklu Meydan Mezarlığı'nı ziyaret etti, ardından da Çarho mevkiindeki Türkiye'nin ikinci büyük millet bahçesinin açılışını yaptı. Burada toplanan kalabalığı selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin yıl dönümünün hayırlı olmasını diledi. Ahlat'ın tarihteki önemine değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:

"Demiri demirle dövenlerin Anadolu’yu aşkla milletimize yurt yapan, Anadolu’nun kapılarını açan büyük zaferin 950’nci yılında bu toprakların vatanımız olarak kalmasında emeği geçen şehitlerimizi, kahramanlarımızı rahmet, şükran ve minnetle anıyorum. Anadolu’nun Fatihi kutlu komutan Alparslan’dan bugüne kadar eser vermiş tüm büyüklerimizi tazimle anıyorum. Ahlat’ın hikayesi kendine özgüdür. Bu şehir doğu ve batı medeniyetleri arasında köprü olmuştur. Orta Asya’dan batıya, Müslüman göçerlerin toplanma ve dağılma merkezi olmuştur. Bu şehir, alimleri, seyyahları, dervişleri, zanaatkarları misafir eden, bu kadim şehri ata şehir olarak anarlar. Kale, kümbet, hamam, zaviye, mezarlık gibi eserleri ile günümüzde de tarihe şahitlik ediyor. Ahlat, taşların konuştuğu şehirdir. Tarihi İslam mezarlıklarının en büyüğü olan Büyük Selçuklu Meydan Mezarlığı bin yıllık varlığımızın hafıza kayıtlarıdır. Anadolu’nun Orhun Abideleridir, milletimize ait tapu senedi hükmündedir. Bu toprakları ecdadımıza çok görüp başka medeniyetlere yamama faaliyetlerine şahit olmuyor değiliz. Buranın neresi olduğunu ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Malazgirt Zaferi’nin de bu şehrin önemi bellidir. Bu şehir, düşmanın öncü kuvvetlerinin Selçuklu güçleri tarafından yok edilmesi ile Malazgirt zaferinin kazanılmasında önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Bu topraklarda hoşgörü ve sevgi iklimini tesis etmiştir. Ecdat bu topraklarda harap bitap bir şehir görmüştür. Ahlat önemli bir ilim ve sanat merkezi olmuştur. Salgın döneminde daha da zenginleştiğini görmek bizlerim memnun ediyor."

AHLAT, DOĞU VE BATI MEDENİYETLERİNE KÖPRÜ OLMUŞTUR'

Ahlat'taki şenliklere bu yıl yurt dışından da gelenlerin olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Okçuluk Vakfı ile birlikte, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın emekleri de büyük. Geçtiğimiz yıl Ahlat Gençlik Kampı’nın açılışını yapmıştık. Bu yıl da millet bahçesinin açılışını yapıyoruz. Resmi otogar açılışı ülkemize hayırlı olsun. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan maziden atiye köprü eseri olan bu eserin kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik ediyorum. Gören göz, işiten kulak, hakikatleri konuşacak dil ve gerçeklere iştirak edecek yürek lazım. Aynı mücadeleleri sürdürdüğümüz için ülkemizi ileriye götürdük. Büyük Türkiye’nin ilerleyişine ne terör olayları ne ekonomik yaptırımlar engel olamayacaktır" diye konuştu.

'ADALET, REFAH, AHLAKIN SEMBOLÜ OLAN ÜLKEYE AZ KALDI'

Küresel ve ekonomik düzenin yapılanma sürecinde bu gücü çok daha iyi gördüklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendi sınırları içinde aciz olan bir ülkeden kendi bölgesinde güçlü olan bir ülkeye dönüştük. Adalet, refah, ahlakın sembolü olan ülkeye az kaldı. Ülkemize yönelik saldırıların biçim değiştirmesinin arkasındaki sebep işte budur. Kimi zaman sağcı, solcu, Alevi, Sünni, Kürt, Türk diyerek birbirine düşürmek istedikleri gençler bu kez oyuna gelmemiştir. Cumhur İttifakı olarak bizleri karşısında görecektir. FETÖ ve PKK ile mücadelede gençlerimizi teknolojik kabiliyetlerle donatılabilmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır. İlhamını kendi medeniyetinden alan iyi, doğru, güzel ve hakka hakikate uygun ne varsa daha çok çalışacağız. Doğu Karadeniz’de, Bartın, Sinop, Kastamonu’da yapılanları gördünüz. Anında adımlarımız attık. Kaybedecek tek bir gün saat ve anımızın olmadığı bilinci ile mücadele bayrağını taşıyarak yolumuza devam edeceğiz. Anadolu’nun kapılarının İslam’a açıldığı Malazgirt Zaferi’nin 950’nci yılını kutluyorum. Bizlerle birlikte olan herkese teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Haluk Dursun hocamızı rahmet ve minnetle yad ediyorum. Küresel ve ekonomik düzenin yapılanma sürecinde bu gücü çok daha iyi görüyoruz" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, etkinlikler sonrası ilçe merkezi yakınındaki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne geçti. Erdoğan’ın, burada büyükelçi ve bölge valileri ile de bir araya geleceği belirtildi. Geceyi Ahlat'taki külliyede geçirecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Muş'un Malazgirt ilçesinde düzenlenecek olan etkinliklere katılacak. 

KÜLLİYEDE BÜYÜKELÇİLERLE YEMEKTE BİR ARAYA GELDİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 950'nci yıl dönümü dolayısıyla Ahlat'a gelen büyükelçi ve bölge valileriyle Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde akşam yemeğinde bir araya geldi. Basına kapalı olarak düzenlenen yemekte konuklara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, davete icabet ederek, bugünkü heyecana ortak oldukları için teşekkür etti. Malazgirt Zaferi’nin önemi ve Sultan Alparslan'ın alicenap kişiliği hakkında bilgiler veren Erdoğan, konuşmasında ayrıca sınır ötesi harekatlara, Karabağ'daki işgalin sona ermesine, dünyada 4,5 milyon insanın hayatını kaybettiği koronavirüs salgınına ve iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarına değindi. 

‘BU ZAFERLE ANADOLU, TÜRK YURDU HALİNE GELDİ’

Malazgirt Savaşı’nın Türk dünyası için önemini anlatan Erdoğan, Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan'ın 1071 yılında kendisinden 4 kat büyük Bizans ordusu karşısında elde ettiği bu zaferle Anadolu'daki Türk varlığının tescil edildiğini ve bu toprakların bir Türk yurdu haline geldiğini ifade etti.

Erdoğan, Sultan Alparslan ile Bizans İmparatoru Romen Diyojen arasında geçen diyaloglara da değindi. Diyojen'in yenilmesine rağmen Alpaslan tarafından ülkesine gönderildiğini belirten Erdoğan, gönüller fethetmenin, şehirler, ülkeler fethetmekten daha önemli olduğunu belirterek, “İşte bu millet böyle bir millet. Sultan Alparslan'ın hasmına karşı gösterdiği bu alicenaplık Selçuklu'dan Osmanlı'ya ve Türkiye Cumhuriyeti'ne kadar devlet idarecilerimize bir gelenek olarak kalmıştır. Aynı affediciliği İstanbul'un fethinden sonra Sultan Fatih, ayaklarına kapanan halka karşı sergilemiştir. Çünkü bizim kültürümüzde aslolan toprak değil, gönül kazanmaktır. Gönüller fethetmek, şehirler, ülkeler fethetmekten daha önemlidir" dedi. 

‘SALGINDA 159 ÜLKE VE 12 ULUSLARARASI KURULUŞA MALZEME DESTEĞİ SAĞLANDI’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünya genelinde 4,5 milyon insanın hayatına mal olan koronavirüs salgınında Türkiye'den talepte bulunan 159 ülke ve 12 uluslararası kuruluşa sağlık malzemesi gönderdiklerini söyledi. Erdoğan, eldeki tüm imkanları dost ve kardeş ülkelerle paylaşmaktan çekinmediklerini kaydetti.

‘AFGANİSTAN'DA VATANDAŞLARIN TAHLİYELERİ ZOR ŞARTLARDA BAŞARIYLA SÜRDÜRÜLÜYOR’

Kritik bir dönemden geçen Afganistan'da Türkiye'nin insani bir duruş sergilediğini kaydeden Erdoğan, tahliyeler konusunda güvenlik güçlerinin ve diplomatların olağanüstü çaba harcadığını belirtti. Erdoğan, "Afganistan'da mahsur kalan vatandaşlarımızın tahliye işlemlerini zor şartlar altında başarıyla sürdürüyoruz. Uluslararası kuruluşlar ve diğer ülkeler arasındaki diplomatik ilişkilerle beraber diplomatik temsilcilikleriyle vatandaşlarına yönelik tahliye çalışmalarına da destek sağlıyoruz" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, koronavirüs salgını ve ekonomik sorunların belirsizliğinin Afgan halkının yükünü daha da artırdığını belirterek, şunları söyledi:

"Bugün milyonlarca Afgan, temel gıda malzemelerine muhtaç durumdadır. Yönetimde kim olursa olsun uluslararası toplumunun Afganistan'a bu zor günlerinde yardım etmesi ve dayanışma göstermesi zaruridir. Türkiye olarak kardeşliğimizin gereğini yerine getirmeyi sürdüreceğiz. Tabii bir başka önemli boyut da giderek artan düzensiz göç baskısıdır. Halihazırda çeşitli statülerde 5 milyonu aşkın sığınmacıya ev sahipliği yapan Türkiye, Suriye veya Afganistan kaynaklı ilave bir göç yükünü kaldıramaz ama şunu da söylemek zorundayım. Türkiye'nin maalesef öyle bir ana muhalefeti, muhalefeti var ki 1,5 milyon Afganlının Türkiye'de olduğunu söylüyor. Baştan aşağı yalan. Şu anda ülkemizde kayıtlı kayıtsız 300 bin Afgan göçmen vardır. Ülkemizin batı sınırlarında yeni durumların yaşanmaması için göç baskısının azaltılması, bunun için de Afganistan'ın istikrara kavuşması önem taşıyor. Türkiye, bu amaç doğrultusunda Afganistan'daki tüm taraflarla yakın diyalog içinde olmaya devam edecektir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iklim değişikliği konusunda da salgın sürecinde olduğu gibi uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Son hadiseler ışığında gördük ki hiçbir ülke bu tehditten muaf değildir. Salgın sürecinde olduğu gibi bu sorunun çözümü için de uluslararası iş birliğini güçlendirmemiz şarttır. Bizlere emanet olan dünyayı gelecek nesillere daha yaşanabilir şekilde bırakmak, hepimizin ahlaki ve vicdani görevidir" ifadelerine yer verdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yarın Muş'un Malazgirt ilçesinde düzenlenecek olan etkinliklere katılacak. 

Editör: MURAT ÖZER