<p class="Comment"><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;">Corona virüs vakalarındaki artış, yaklaşan ABD başkanlık seçiminin yarattığı belirsizlik, Kongre’nin teşvik paketine onay vermemiş olması ve ABD ile Çin arasındaki gerilim piyasalarda destek için gözlerin bir kez daha merkez bankalarına çevrilmesine neden oluyor. Her ne kadar geride bıraktığımız haftada açıklanan tutanaklarda gerekli mesajları verilmiş olsa da yeni haftanın odak noktasında bir kez daha Fed olacak. Bu noktada 27-28 Ağustos tarihlerinde düzenlenecek olan Jackson Hole Sempozyumu haftanın en önemli konu başlığını oluşturuyor. Fed Başkanları söz konusu sempozyumda gelecek dönemde izlenecek para politikasına ilişkin sinyaller verebiliyor. Dolayısıyla Powell’ın Perşembe günü konuşma yapacağı sempozyumdan algı değişikliğine yol açacak bir açıklama çıkıp çıkmayacağı varlık fiyatlarının seyrinde belirleyici olacaktır. Jackson Hole Sempozyumu dışında bu hafta varlık fiyatlarının yön bulmasını sağlayacak bir gündem maddesinin olmayışı nedeniyle piyasalardaki hareketliliğin göreceli olarak düşük kaldığını görebiliriz.</span></span></p> <p class="Comment"><strong><span style="color:#ff0000;"><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;"><span style="letter-spacing:1.0pt">BEKLENTİLERİMİZ</span></span></span></span></strong></p> <p class="Comment"><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;">Borsa İstanbul direncini korumaya çalışıyor. BIST-100 endeksi geride bıraktığımız haftanın son işlem gününde kâr satışlarına maruz kalsa da haftayı yüzde 2’nin üzerinde değer kazanımı ile tamamlamayı başardı. Teknik açıdan bakıldığında endeksin 1100 puanın üzerinde tutunuyor olmasının şimdilik rahatlatıcı bir unsur olduğunu düşünüyoruz. Bu seviyenin altına yeniden inilmesi durumunda ise endeksin destek arayacağı ilk nokta bir kez daha 200 günlük hareketli ortalamasının da geçtiği 1085 puan seviyesi olacaktır.</span></span></p> <p class="Comment"><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;"><span style="color:#ff0000;"><strong>EUR/USD 1,1800’in altında işlem görüyor.</strong></span> Geride bıraktığımız haftada Euro Bölgesi’nden gelen PMI rakamları beklentileri karşılamazken ABD verilerinin ise daha iyimser bir tablo ortaya koyduğunu gördük. Bu durum EUR üzerindeki baskının artmasına neden olurken pariteyi 1,1800’in altına itti. Teknik açıdan bakıldığında parite kısa vadede 1,1900 seviyesini tabana dönüştürmeyi başaramaz ise teknik görünümün daha da bozulma ihtimali oldukça yüksek. Öyle ki, paritedeki yukarı yönlü eğilimin kısa vadeli indikatörler tarafından teyit edilmediğini görüyoruz. Bu noktada, EUR/USD Temmuz sonundan bu yana yukarı yönlü bir kanal içerisinde hareket ederken indikatörler ise aşağı yönlü bir trendle buna cevap veriyor. Bu da özellikle 1,1800 seviyesinin altındaki rakamların riskleri artırdığına işaret ediyor.</span></span></p> <p class="Comment"><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;"><span style="color:#ff0000;"><strong>TL’de volatilite devam ediyor. </strong></span>Geride bıraktığımız haftada TCMB faiz oranlarında değişikliğe gitmezken TL’nin ise buna karşın özellikle Türkiye’nin doğalgaz keşfinin yarattığı pozitif hava ile dolar karşısında 7,20 seviyesine doğru geri çekildiğini gördük. Ancak kurun bu seviyelerde kalıcı olamaması ile yeni haftaya bir kez daha 7,30 seviyesinin üzerinde başlıyoruz. Bu noktada özellikle Fitch’in yaptığı açıklamaların öne çıktığını gördük. Kredi derecelendirme kuruluşu Türkiye’nin kredi notunu değiştirmezken görünümünü ise durağandan negatife revize etti Yapılan açıklamada ise kuruluşun para politikası, negatif reel faiz, rezerv yönetimi ve cari açık gibi konularda soru işaretleri taşıdığı görüldü. Genel olarak bakıldığında kurda volatilitenin hâlâ yüksek seyretmesi nedeniyle net bir denge oluşumundan söz etmenin zor olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada TCMB’nin yeni haftada da likidite kontrolü adımları ile sıkılaştırmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Teknik açıdan bakıldığında ise 7,40 seviyesinin altında kalınmasının TL üzerindeki baskının artmaması adına önemli olduğunu söyleyebiliriz.</span></span></p> <p class="Comment"><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;"><span style="line-height:107%"><strong><span style="color:#ff0000;">Ons altın dirençli kalmaya çalışıyor. </span><span style="color:#595959">Son dönemdeki geri çekilmeye karşın altın fiyatlarının dirençli kalma çabasını sürdürdüğünü görüyoruz. Bunda özellikle korona virüs vakalarında artışın hız kesmeden devam ediyor olmasının büyük etkisi olduğunu söylemek mümkün. Ayrıca virüsün ekonomi üzerinde yarattığı tahribatı azaltmak için teşvik beklentilerinin geçerliliğini koruyor oluşu da likidite bolluğu kanalıyla değerli metalleri desteklemeye devam ediyor. Teknik açıdan bakıldığında ise ons altının Ağustos ayı başından bu yana alçalan tepeler yaparak hareket etmesinin risk yarattığını düşünüyoruz. Dolayısıyla 2000 doların aşılmasını sağlamayacak yukarı yönlü fiyat hareketleri düzeltme riskinin devam ettiğine yönelik sinyal olarak kabul edilebilir. 1870 doların altındaki rakamların ise satış baskısını artıracağını düşünüyoruz. </span></strong></span></span></span></p> <p class="Comment"></p> <p class="Comment"><strong><span style="font-family:Times New Roman,Times,serif;"><span style="font-size:16px;">KAYNAK: ÜNLÜ Menkul Değerler A.Ş.</span></span></strong></p>