Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, "Türkiye'nin çatışmanın taraflarına ateşkesin sağlanması ve çatışma sonrası çözüm süreci için kabul edilebilir metotlara ulaşılması konusunda yardımcı olma arzusunu takdir etmemiz gerektiğini düşünüyorum. 'Karadeniz Girişimi'ni ısrarla destekleyen Türk diplomasisinin azmini takdir edebiliriz" dedi.

ABD, Şubat ayında Ukrayna’ya 'uzun menzilli füze' vermiş... ABD, Şubat ayında Ukrayna’ya 'uzun menzilli füze' vermiş...

"TÜRK DİPLOMASİSİNİN AZMİNİ TAKDİR EDEBİLİRİZ"

Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov, Rusya-Ukrayna savaşının 2'nci yıl dönümünde, DHA'ya değerlendirmede bulundu. Ukrayna'nın karşı saldırısının ve Rus birlikleri tarafından kontrol edilen bölgeleri yeniden alma girişimlerinin başarısız olduğunu belirten Yerhov, "Avdeyevka Nazilerden kurtarıldı, Dinyeper Nehri'ni geçme girişimleri durduruluyor ve Chasov Yar yerleşimi yönünde saldırı devam ediyor. Kısacası, Rus askerleri ve subayları, tıpkı bir zamanlar büyükbabaları ve babalarının aynı yerlerden batıya doğru yürüdüğü ve günümüzdeki Nazilerin ideolojik ve siyasi öncülleri olan Hitlercileri geri püskürttüğü gibi, ısrarla batıya doğru hareket ediyor. Bununla birlikte Rus komutanlığının asıl amacı, askerlerimizin hayatını korumaktır. Yine de elbette savaşların devam ettiğini kendi gözlerinizle görüyorsunuz ve savaşlar her zaman kan, ter ve acıdır, her zaman ölüm ve kurbanlar, öldürülenler ve yaralananlar anlamına gelir. Tüm bunlar üzücü" dedi.

 'RUSLARLA TÜRKLERİN PSİKOLOJİSİ BENZİYOR'

Türkiye'nin savaş süresince iki ülke arasında yürüttüğü politikaları değerlendiren Yerhov, savaş ilk başladığında bir Rus televizyonunda bu soruyu 'Bir kişinin kır evi varmış, sağında ve solunda çok iyi ilişkilere sahip olduğu komşuları varmış ve komşuları bir gün birbirlerine taş atarak kavga etmeye başlamışlar. Bu kişi, hiçbir komşusuyla dostluğunu bozmak istemiyor, ancak taşlar uçuşuyor ve çoğu zaman kendi arazisi üzerinden geçiyor, bazıları yanlışlıkla arsasına, yeni serasına düşebiliyor' metaforuyla açıkladığını söyledi. Yerhov, "Ruslarla Türklerin psikolojisi büyük ölçüde birbirine benziyor. Türkiye’nin çatışmanın taraflarına ateşkesin sağlanması ve çatışma sonrası çözüm süreci için karşılıklı olarak kabul edilebilir metotlara ulaşılması konusunda yardımcı olma arzusunu çok takdir etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ancak bir halk atasözünün dediği gibi, tek avuçla alkış tutamazsınız. Ve katılımcılardan birinin müzakereleri açıkça reddettiği ve kendi çeşitli ültimatomlarını dayatmaya çalıştığı koşullarda ara buluculuk yapmak pek mümkün değildir. Kötü şöhretli barış formülü tam olarak ancak bu şekilde nitelendirilebilir. Görünen o ki, Kiev ve onun Batılı patronlarının Rusya ile ilgili anlaşmanın hükümlerini yerine getirme konusundaki isteksizliğinin açıkça ortaya çıktığı koşullarda bile 'Karadeniz Girişimi'ni ısrarla destekleyen Türk diplomasisinin azmini de takdir edebiliriz" diye konuştu.

 ALEKSEY YERHOV: 'BATI'DA RUS TARİHİNİ ÇOK KÖTÜ BİLİYORLAR'

Yerhov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in ABD'li gazeteciye verdiği röportajın Rusya'da ilgiyle karşılandığını ve Rus kamuoyu tarafından Batı'daki insanlara ulaşma, anlaşılma ve seslerini duyurma umudunun öyle ya da böyle korunduğunu aktardı. Büyükelçi Yerhov, Putin'in de röportaj esnasında bahsettiği tarihsel olaylara referans vererek, "Amerikalılara yeni gibi görünen şeylerin birçoğunu biz bizzat çok iyi biliyor ve hatırlıyoruz: Hem Ukrayna'nın 'sıfır' düzeyindeki tarihsel hukuki kimliğini, hem yabancı istihbarat servislerinin yardım ve yataklığında bağımsız bir devlet olarak mevcut oluşumunun doğuşunu, hem de Sovyetler Birliği Komünist Parti Merkez Komitesi Genel Sekreteri Nikita Kruşçev'in tüm yasal ve ahlaki normlara aykırı olarak kendi cumhuriyetine hediye ettiği Kırım da dahil olmak üzere bir zamanlar topraklarını nasıl genişlettiğini. Ayrıca, daha önce başlatılan Ukrayna'yı bir tür Anti-Rusya haline, yani askeri ve siyasi alanda da olmak üzere Rusya'yla küresel cepheleşmenin öznesi haline getirme çalışmalarının 2014 darbesinden sonra aktif hale getirildiği son yıllardaki gelişmeleri de hatırlıyoruz. Bu nedenle, tüm bunları 200 milyon kişinin duyması Ruslar için önemliydi. Batı'da, en azından Amerika'da, dünya tarihini, özellikle de Rus tarihini kesinlikle çok kötü biliyorlar" ifadelerini kullandı.

'RUSYA'NIN HAYATTA KALMA KABİLİYETİ HAFİFE ALINIYOR'

Batı'nın 'itaatkar bir uşak' ve tarım ile ham madde uzantısına benzeyen bir Rusya'ya ihtiyaç duyduğunu ancak farklı, kendi ayakları üzerinde duran bağımsız bir Rusya’ya ihtiyacı olmadığını ve böyle bir ülkenin kendi tabirleriyle 'stratejik yenilgiye uğratılması' veya 'yok edilmesi' gerektiğini düşündüklerini vurgulayan Yerhov, "Bence Batı, Rusya'nın Batı'nın diktesine boyun eğmeme ve geleneksel değerleri esas alan kendi bağımsız politikasını izleme konusundaki kararlılığının düzeyini hafife alıyor. Bunların arasında aile ve din değerleri, cinsiyetle ilgili ve diğer geleneksel olmayan iğrençlikleri reddeden muhafazakar ahlak, hiç de son sıralarda yer almıyor. Bu tür ilkeleri savunanlara saygı duyuyoruz. En önemli husus da Batı’nın ülkemizin en zor koşullarda hayatta kalma kabiliyetini hafife almasıdır ki bu, geçtiğimiz yüzyıllarda defalarca kendini ispatlamıştır. Tarihin mevcut aşamasının bize verdiği derslerin halkımın ve ülkemin hafızasında uzun süre kalmasını gerçekten çok isterim. Bu kişisel bir görüş, bunu kimseye empoze etmiyorum, ancak şuna derinden inanıyorum ki, biz, çok uzun zamandır uygar Batı'yı bir model olarak gördük, onu örnek almaya çalıştık. Övgü bile değil, sadece teveccüh peşinde koşarak ona yaranmak için çabaladık. Bu arada, bu sadece Rusya için değil, aynı zamanda ister istemez 'medeniyetler ve kıtalar arasında köprü' görevi gören diğer bazı devletler için de tipik bir durumdur. Onları demokrasinin, insan haklarının, hümanizmin ve buna benzer her şeyin fenerleri olarak görüyorduk. Fakat gerçekte onlar, yüzyıllardır diğer halkların kanından, dertlerinden ve acılarından beslenen bencil, kalpsiz ve bazen de manyak derecede zalim tüccarlardır. Onlardan bir şeyler öğrenmek gerekebilir ancak onlara kesinlikle benzemeye çalışmamalısınız, onlarla arkadaşlık etmek ise aslında ölümcül derecede tehlikeli olabilir" değerlendirmesinde bulundu. (DHA)

Editör: Admin Admin